Midas’ı indirmek için QR kodu taratın
Blok satış, borsa alanında sıklıkla karşılaşılan bir terimdir. Terim, şirket sermayesinde mevcut olan hisse senetlerinin satılması ile ilgilidir. Blok satış nedir sorusuna detaylı bir biçimde cevap vermeden önce yapılan işlemin bu ad altında yer edinebilmesi için bazı niteliklere sahip olması gerektiğini bilmek gerekir.
Blok satış; şirketin, sermayesinin %10’undan fazlasına tekabül eden hisse senetlerini satışa çıkarması durumudur. Terim, aynı zamanda toplu satış olarak da bilinir. Payların, alıcı belli olsun ya da olmasın, borsada veya organize bir piyasada güven ve şeffaflık içerisinde satışının gerçekleşmesi anlamına da gelir.
Borsa hakkında fikir edinmek isteyenler için blok satış yöntemi nedir sorusunun cevabı büyük önem arz eder. Yöntem, bir çeşit özelleştirme metodu olarak kullanılabilir. Bu satış türü, devlet şirketi olarak tabir edilen Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nde (KİT) tercih edilen bir yöntemdir. KİT kategorisi altında kalan herhangi bir şirketin mülkiyetinin tamamının ya da belirli bir miktarının üzerindeki kısmının kişiye veya firmaya tek seansta satılmasına blok satış denir. Böylelikle şirket, özelleştirme yoluna girmiş olur.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
Bu satış yöntemi, yeteri kadar derinliği bulunmayan ve gelişmemiş olan sermaye piyasasında bir alternatif olarak tercih edilebilir. Devlet şirketlerinin arasında özelleştirilmesine karar verilen kurumun belirli bir yatırımcı tipine satışı gerçekleştirilmek istendiğinde de bu yönteme başvurulabilir. Uygulamanın başarıya ulaşabilmesi ve kamuoyu desteğinin sağlanabilmesi için bazı standartlar ve kriterler, blok satış işlemlerinde bağlayıcı olmalıdır. Bu satış sürecinin şeffaf bir biçimde açıklanması da önem arz eder.
Blok satış yöntemi, sahip olduğu nitelik ve amacı gereği özelleştirmeden yararlanmak isteyenler tarafından sıkça tercih edilir. Türkiye, blok satış yöntemini çokça kullanan ülkelerden biridir. Bu metot, devlet çoğu zaman avantaj sağladığı için eskimeyen bir kullanıma sahiptir. İhale ile gerçekleştirilen özelleştirme sırasında alınan tekliflerde fiyat rekabeti bulunur. Bu yöntem sayesinde söz konusu rekabet, devletin yüksek gelir elde etmesini sağlar. Blok satış sayesinde doğrudan yabancı yatırımcıların ilgisi çekilebilir.
Özelleştirme adı altında blok satış yöntemi ile gelir sağlamak, verimliliği artırmak, kıt kaynakları toplumda etkin şekilde bölüştürmek ve fiyatları düşürmek gibi kazanımlar amaçlanır. Bu amaçları gerçekleştirmek isteyen kişi ve kurumlar, blok satış yöntemini tercih edebilir. Blok satış işlemleri ile şirketlerin halka açıklık oranları artırılır. Artış gösteren oranlar, payların derinlik kazanmasına olanak tanır. Ayrıca yurt içinde ve yurt dışında yapılan tanıtım toplantılarının neticesinde şirketin yatırımcıların gözünde bilinirliği de artış gösterir. Bu yöntem, yatırımcı ilişki faaliyetlerini de canlandırır. Özelleştirme yoluna başvurmak isteyen her kurum ve kişi, bu yöntemden faydalanabilir.
Borsa payı, taraflardan alım satım işlemi sırasında alınan belirli orandaki ödemedir. Söz konusu ödemenin oranı, Borsa Yönetim Kurulu tarafından belirlenir. “Borsa payı nedir?” sorusuna detaylı bir cevap vermeden önce bu oranın, piyasa koşullarına göre değiştiği ve belirli aralıklarla güncellendiğini aktarmakta fayda vardır. Tarafların her birinden alınan bu ödemenin güncel oranlarını düzenli olarak incelemek, borsa işlemlerinden kâr elde etmek noktasında önem taşır.
Bahsi geçen bu ödeme; Pay Piyasası’na dayalı işlemlerde ve Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı (TLREF) ile birlikte Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) sözleşmelerinde belirli aralıklarla değişen oranlar üzerinden talep edilir. Bunlar dışında yapılan işlemler için vadeli opsiyon sözleşmelerine göre tarafların her birinden borsa payı alınır. Söz konusu olan paya ek olarak işlem için tercih edilen aracı kuruluşlar da yetkili kurumlar tarafından belirlenen oranlar üzerinden komisyon talep eder. Borsada işlem gören hisselerden kâr elde etmek isteyen yatırımcılar, ilgili payı ve aracı kuruluşun komisyon ödemesini yaptıktan sonra alım ve satım yapmaya devam edebilir.
Borsa payı hesaplamasında hisse senedinin türü belirleyici olur. Vadeli ve opsiyon sözleşmelerinde bu oran, işlem hacmi üzerinden hesaplanır. Menkul kıymetin işlem miktarı ve fiyatının çarpımı sonucunda elde edilen rakam hacim değerini verir. İşlem hacmine konu olan hisselerin el değiştirme sıklığı, değerde değişimler meydana getirir. Piyasada oluşan negatif beklentiler ise işlem hacminin düşüş göstermesinde önemli rol oynar. Buna bağlı olarak hisseden elde edilen kâr miktarında da azalma meydana gelir.
TLREF ve DİBS vadeli sözleşmelerinde ise nominal değer üzerinden pay hesaplanması yapılır. Nominal değer; şirket hisse senetleri üzerinde yer alan pay miktarını gösterir. İlgili değerin alt sınırı, Türk Ticaret Kurumu tarafından belirlenir. Piyasa hareketlerinden etkilenmeyen bu değer, alım ve satım sırasında değişiklik gösterebilir. Bu değere, ödenmiş sermaye miktarını hisse sayısına bölerek ulaşılır. Nominal değerin şirketler tarafından kolay bölünebilir rakamlar üzerinden belirlendiği gözlemlenir. Bu sayede pay ve değer hesaplaması hissedarlar için son derece pratik bir hâle gelir.
Yabancı Yatırımcının İlgisini Çekebilecek Cazip Hisseler
Mevzuatta belirlenen oranlar dâhilinde Sermaye Piyasası’nda işlem gören araçlar üzerinden komisyon alınır. Alım ve satım sırasında ödenen bu oranın belirlenmesinde tercih edilen aracı kuruluş önem arz eder. Borsa payı komisyon oranı, aracı kuruluşlara göre değişiklik gösterir.
Yetkili kurumlar tarafından belirlenen alt ve üst limitler de bahsi geçen oranın belirlenmesinde önemli bir etkendir. Hisse senedi alım satım işlemlerinde uygulanan bu orana yasal BSMV ve borsa payı da eklenir. Dolayısıyla işlem sırasında elde edilen kâr oranında ilgili komisyonla birlikte ödenen diğer paylar da göz önünde tutulur.
Ticari hayattaki işleyişi kolaylaştırmak adına çeşitli uygulamalar bulunur. Bonolar da bu amaçla ortaya çıkan kavramlardan biridir. “Banka bonoları nedir?” sorusunu yanıtlayabilmek için öncelikle genel olarak bono kelimesinin anlamını ve kullanım yerlerini gözden geçirmek gerekir.
Finansman bonoları, bir şirket veya devlet kurumu tarafından çıkarılan borç senetleridir. Bu belge genellikle yatırımcılara verilmek için oluşturulur. Bono sayesinde kişiler yapmış oldukları yatırımların belli bir tarihte geri ödeneceğine dair güvence almış olur. Finansman bonolarının farklı türleri bulunur. Banka bonoları da bu türlerden biridir ve kişilere maddi güvence verir.
Söz konusu belgeler bankalar tarafından oluşturuldukları için bu şekilde isimlendirilir. Burada banka garantili bonolar ile isim benzerlikleri dikkat çekse de iki kavram birbirinden farklı konulara işaret eder. Banka garantili bu kıymetli evrak, yatırım ve kalkınma kuruluşlarından kredi kullanan ortaklar tarafından teminat olarak verilir.
Banka bonolarının özellikleri incelendiğinde sıkı kuralların var olduğu rahatlıkla görülür. Öncelikle bonoların vadesi hususunda net sınırlar belirlenmiştir. Şöyle ki; bir banka bonosunda vade en az 60, en fazla 360 gün olarak çıkarılabilir. Tahsilli olarak satılacak banka bonolarında ise bu değerler biraz daha değişir. Burada kıymetli evrakın vadesinin en az 15, en fazla 360 gün olması gerektiği belirtilir.
Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi
Banka bonoları, kullanıldıkları finans ve ticaret dünyasında işleyişi kolaylaştırmak adına çıkarılmış belgelerdir. Bu belgeler TTK kapsamında kıymetli evrak türü olarak kabul edilmeleriyle önemli bir noktaya getirilmiştir. Banka bonoları sayesinde yatırımcıların özellikle yüksek meblağlarla girdikleri anlaşmalarda alacaklarını güvence altına alması sağlanır. Aynı zamanda bankalar için güvenli bir borçlanma yöntemi olarak son derece avantajlıdır.
Banka bonoları kişilere sabit getiri imkânı sağlaması ile de oldukça yararlıdır. Ayrıca bu kıymetli evrakın paraya çevrilmesi için her zaman vade sonunu bekleme zorunluluğu da bulunmaz. Bu kıymetli evrak türünün, hazine bonolarına kıyasla her zaman daha yüksek getiri sunması da bir diğer yararlı özelliğidir.
Banka bonosu hesaplama işlemlerinde eldeki kıymetli evrak üzerinde yapılan düzenlemeler büyük önem arz eder. Banka ile yatırımcı arasında alışverişine karar verilen anapara, hesaplamanın yapımında ilk olarak tespit edilmesi gereken değerdir. Bu rakam yatırımcının cebinden çıkan ilk meblağı gösterir. Bono üzerinde açık bir şekilde rakam veya yazı ile belirtilmelidir.
İkinci aşamada vadenin belirlenmesi gerekir. Vade de banka bonoları üzerinde bulunması gereken zorunlu unsurlar arasında yer alır. Yani bir banka bonosunun geçerliliği için bir meblağ ve vadesinin açık bir şekilde belirlenmiş olması gerekir. Banka bonosu faiz oranları da hesaplama yapmak için zorunlu bir unsurdur. Verilen ana para üzerine tespit edilen değere göre faiz işletilerek doğru bir getiri hesaplaması yapmak mümkün olur.
Ekonomi ve bankacılık alanlarında terimlerden sıklıkla yararlanılır. Borç ödeyememezlik riski de bu terimlerden biridir. Bu ifade kimi zaman default risk olarak da kullanılır. İsminden de anlaşılacağı gibi bu terim, verilen bir borcun geri ödenmemesi ihtimalini ifade eder. Geri ödeyememezlik riskinin daha iyi anlaşılabilmesi için ise borç kavramının incelenmesi gerekir.
Borç, en dar anlamı ile bir kişinin ödemekle yükümlü olduğu parasal değerdir. Kimi durumlarda borcun ödenmesi için belirlenmiş bir süre bulunurken kimi durumlarda ise tarih belirsizdir. Ancak her iki durumda da verilen paranın geri ödenmesi beklentisi mevcuttur.
Çeşitli sebepler, verilen borcun geri alınamamasına neden olabilir. Borç veren kişinin parasını kaybetmesi ile sonuçlanan bu durum, özellikle ekonomik faaliyetleri risk üzerine kurulu banka ve sigortacılık gibi iş kolları için büyük öneme sahiptir. Bu sebeple verilen paranın alınamaması ihtimali, ekonomide geri ödenmeme riski olarak ifade edilir ve hesaplanır. Borcun ödenmemesi durumu, “temerrüt” kavramı ile de ifade edilir. Bu sebeple temerrüt olasılığı da borcun ödenmemesi riskini ifade etmek için kullanılan bir diğer tabirdir.
Borçları ödeyememezlik riski, özellikle bankacılık alanında büyük bir öneme sahiptir. Bu sektör, borç verilen paranın belirli bir vadenin sonunda faiziyle geri alınması üzerine kuruludur. Her durumda olduğu gibi bankacılıkta da verilen borcun yani kredinin geri ödenmeme riski mevcuttur. Borçları ödeyememezlik riski, bankacılık alanında kredi riski şeklinde de ifade edilebilir.
Kredi riskinin hesaplanması bankalar için oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu risk analizi ile borcun ödenmeme ihtimali hesaplanarak kişilere kredi verilip verilemeyeceğine karar verilir. Bu riskin yüzdesi arttıkça bankalar farklı önlemlere başvurarak kendilerini koruma altına almaya çalışır ya da kredi vermekten kaçınır.
Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi
Temerrüt olasılığının özellikle borç veren üzerinde birtakım etkileri bulunur. Bu riskin hesaplanması borç verenin kendini koruması açısından son derece büyük bir öneme sahiptir. Eğer borç veren için ödenmeme riski yüksekse buna karşılık olarak çeşitli önlemler alınabilir. Örneğin, bankalar için kredinin ödenmeme ihtimali yüksek ise risk azaltım tekniklerine başvurulabilir. Bu teknikler, çeşitli kanun ve mevzuatlar ile belirlenir. Bu kurallara uygun olarak bankalar, borca karşılık teminat ya da sigortalama gibi işlemlere başvurarak riski azaltmaya çalışır.
postid parameter is wrong.
Hisse senedi terimleri arasında yer alan baz fiyat tanım itibariyle de hisse senedine ilişkin işlemlerden hesaplanmaktadır. Baz fiyat, hisse senedinin bir diğer ifade ile payın ilgili seans içerisinde göreceği işlemlerdeki alt fiyatının ve üst fiyatının belirlenmesinde esas alınan fiyat olarak ifade edilmektedir.
Baz fiyat ile; hisse senedinin gün boyunca göreceği işlemlerde belirlenecek alt fiyat ve üst fiyat limitlerinde esas alınan fiyat anlaşılmaktadır. Mevcut günden bir gün önceki işlem günündeki kapanış fiyatı esas alınarak baz fiyatı hesaplaması yapılmaktadır. Hesaplamada esas alınan fiyat ilgili günden bir önceki işlem günü kapanışıdır.
Hisse senedinin ilgili günden bir önceki gününde gerçekleşmiş olan ve kayıt altına alınan ilgili işlemlerin ağırlıklı ortalama fiyatının en yakın olan fiyat adımına yuvarlanması sayesinde bulunmaktadır. Bu noktada öne çıkan bir başka önemli kavram ise, fiyat adımıdır. Her hisse senedinin fiyatı için bir seferde gerçekleşebilecek en küçük fiyat değişimine ise fiyat adımı denmektedir. Yukarıda belirtilen hesaplama tekniği bazı durumlarda ise yetkililerin görevlendirdiği müdürlüklerce gerçekleştirilmektedir. Bu duruma örnek vermek gerekirse, sermaye artırımı ve temettü söz konusu olduğunda ilgili baz fiyatının tespitinin yapılması için müdürlük görevlendirmesi yapılmaktadır. Görevlendirmeyi yapan kişi Borsa Başkanı olmakla beraber; görevlendirdiği müdürlüğün baz fiyatını belirleme yetkisi olmaktadır.
Borsa Başkanı tarafından baz fiyatı üzerine verilen kararlara bakıldığında ise, baz fiyatının farklı şekilde tespitini yapabildiği gibi; ilgili fiyatın marjını bir süre için ve/veya belirli bir süreç için serbest bırakabilmesi de mümkündür. Baz fiyatı belirlemesi ve ilgili fiyatın serbest bırakılması kararında da Borsa Başkanı aktif rol almaktadır. Borsa Yönetim Kurulu, Pazar içerisindeki geçerli olan fiyatın marjını farklı oranlarda da belirleyebilmektedir. Ayrıca baz fiyat olarak, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası bünyesinde açılış öncesinde belirlenmiş olan denge fiyatını alabilmektedir.
Hisse senedinin gerek baz fiyatının belirlenmesinde gerek serbest bırakılmasında işlemler farklılaşmaktadır. Bir önceki işlem günündeki kapanış fiyatının baz fiyat olarak belirlendiği veya serbest bırakıldığı durumlarda kullanıcıların bilmesi gereken bazı hususlar vardır. İlgili hususların farklılaşmasının nedeni işlem türünün her bir baz fiyatı hesaplamasında farklı olmasından kaynaklanmaktadır. İşlem yöntemine göre baz fiyatının belirlenmesinde öne çıkan hususlar şöyledir:
Hisse senedi ile ilgili önemli kavramlardan bir diğeri olan referans fiyat ise, baz fiyatın oluşmasına kadar kullanılan fiyat olarak bilinmektedir. Referans fiyat tanım olarak, bir payın bir başka ifade ile hisse senedinin işlem yapılabileceği en üst limiti ve en alt limitlerinin belirlenmesi hususunda esas alınmayan fiyat olarak bilinmektedir.
Ayrıca referans fiyat dendiğinde, sermaye artırımı süresince temettü ödemesi ile ilgili herhangi bir belirli durum olmadığında baz fiyat oluşana dek kullanılan fiyat ifade edilmektedir. Referans bir değer olarak öne çıkan referans fiyatının hesaplanmasında üyelerin payı büyüktür. Bir diğer ifade ile, ilgili durumda referans fiyatı üyeler belirlemektedir.
Menkul kıymetlerin piyasada işlem görmesi belli koşullara bağlıdır. Bu varlıkların borsadaki arz ve talep koşullarına göre oluşan bedeli “Borsa Fiyatı” olarak tanımlanır. Bu fiyat biriminin İngilizce karşılığı “stock exchange price” şeklindedir.
Halka arz edilen firmalar borsa üzerinden işlem görmeye başlar. Söz konusu fiyat, arz işlemi sonrasında kamuya açılan hisseler için geçerlidir. Bu bedelin belirlenmesini sağlayan çeşitli unsurlar ve marj aralıkları mevcuttur. Her menkul kıymetin piyasada geçerli olan alt ve üst limitler mevcuttur. Fiyat aralığının bu limitler arasında olması gerekir.
Menkul kıymetin piyasada ilk kez değerlenmesiyle baz fiyat adı verilen parametre oluşur. Bu fiyat, varlığın piyasaya giriş değerini belirler. Söz konusu rakam, menkul kıymetin işlem gördüğü süre boyunca değişiklik gösterir. Fiyat adımı ise her pay için bir defada gerçekleşen minimum değişimdir. Her adım, ürünün paylarının yani hisselerin alış-satışı için gereken bedelin farklılaşmasını sağlar. Bu süreç borsa fiyat endeksi için önemli bir veri teşkil eder.
Fiyatı belirleyen bir diğer unsur da marjlardır. Her borsa için belirli fiyat marjları mevcuttur. Bu kriterler borsa sistemi tarafından otomatik olarak hesaplanır. Herhangi bir hisse senedi için seans süresince verilebilecek minimum ve maksimum fiyatlar marjı oluşturur.
Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi
Yukarıdaki veriler göz önüne alındığında borsa fiyatı üzerinde belirleyici olan temel etkenler şu şekilde özetlenebilir:
Limitler ve marjlar yıllara göre değişiklik gösterebilir. Firmaların birikimleri, borçları ve kârları da borsa fiyatını belirleyen unsurlar arasındadır. Örnek olarak, tüketici kitlesi tarafından rağbet gören bir şirketin hisse değerleri bu durumla orantılı olarak yükselebilir. Markanın bulunduğu konum, borsa fiyatını belirleyen tek unsur olmamakla birlikte güçlü bir etkendir. Hisse bedeli belirlenirken şirketin toplam varlıkları hesaba katılır. Bu konuyu detaylı açıklamak için hesaplama işleminden bahsetmek faydalı olur.
Şirketlerin hisse değerleri yıl boyunca değişiklik gösterir. Bu husus büyük ölçüde firmaların performansı ve kazancı ile alakalıdır. Halka arz edilen bir şirketin hisse bedeli belli ölçülere göre hesaplanır. Borsa fiyatı hesaplama yöntemleri de bu noktada devreye girer.
Borsa fiyatı hesabı için öncelikle şirketin varlık değerini bulmak gerekir. Söz konusu değeri bulmak için aşağıdaki formül uygulanır.
Şirketin Varlık Değeri = Toplam Kaynaklar – Kısa Vadeli Borçlar Toplamı – Uzun Vadeli Borçlar Toplamı
Bu sonuç kullanılarak borsa fiyatı bulunabilir. Fiyatın hesaplanması için ise aşağıdaki formül uygulanmalıdır.
Varlık Değeri – Ödenmiş Sermaye = Borsa Fiyatı
Piyasada işlem gören şirketlerin borsa fiyatları sistem tarafından yukarıdaki formül uygulanarak belirlenir. Elde edilen bu değer doğrultusunda yatırımlarınızı değerlendirmeniz mümkündür.
Birincil piyasalar, şirketlerin öz sermaye ve menkul kıymetlerini halka ilk arz ettikleri markete verilen isimdir. Kamu kurum ve kuruluşları ile şirketler halka açılmaya karar verdiğinde ilk arzı birincil piyasalarda yapar.
Şirketler paylarını veya tahvil, varant, kira senedi gibi tüm sermaye piyasası araçlarını halka arz edebilir. Halka arzlarda belirli koşulların gerçekleştirilmesi gerekir. Bu koşulları Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu düzenler. Şirket, halka arza karar verdikten sonra bu arz türünün nasıl olacağı yönetim kurulu kararıyla belirlenir. Halka arz etme kararı, koşullara bağlı olarak verilir.
Bir şirket, güncel sermayesini temsil eden payların bir kısmını ortaklık satışı şeklinde halka arz edebilir. Bunun yanı sıra anapara artırımı yoluna giderek var olan paydaşların öncelik haklarını kısıtlar. Yönetim kurulları bu yöntemlerden birisini veya her ikisini de uygulamaya karar verebilir. Her iki durum da şirkete yeni ortaklar gelmesi anlamını taşır. Daha önceden piyasaya herhangi bir arz sürmemiş olan bir anonim ortaklık bu işlemi ilk kez uyguladığında buna “Halka Açılma” denir. Önceden paylarını halka arz etmiş ortaklıklar, paylarını tekrar halka arz edebilir. Buna da “İkincil Halka Arz” denilir.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
Anonim ortaklık piyasaya ilk kez neyi arz ederse etsin bu hisselerin tamamı birincil piyasada işlem görür. Bunun en önemli nedeni piyasaya ilk kez giren hisselerle uzun süredir iniş çıkışta olan diğer payların farklı dinamiklerle değerlenmesidir. Birincil piyasada payların değerinin borsadaki dinamikler nedeniyle iniş çıkışa uğraması gibi hareketlilik söz konusu değildir. Birincil arz katmanına “Yeni İhraç Piyasası” da denir. Şirketler ve kurumlar bu arz yoluyla yeni hisseler satarak sadece yatırım sermayesini artırır. İlk arzda piyasaya çıkmış hisselerin satışı yoluyla sermaye artırılma sürecinin tamamına “yüklenim” denir. Hisseler birincil katmanda satıldıktan sonra ikincil piyasaya geçer. Birincil piyasada tükenen hisseler ikincil piyasaya geçer. Böylelikle bu hisseler tüccarlar tarafından alınıp satılmaya başlar.
Birincil piyasa nedir sorusunun yanıtı yapılan işlemlerle de verilebilir. Birincil piyasaların ana işlemi bir menkul kıymetin ilk kez arz edilmesidir. Bu arzda şirketin bizzat bulunmasına gerek olmaz. Satışın bir banka veya aracı kurum ile yapılması birincil piyasalardaki işlem için yeterlidir. Hisse senedi gibi bir yatırım aracının ilk defa piyasaya sürülüp satılması da birincil piyasa işlemidir. Birincil piyasa işlemleri arasına kurum arzları da girer. Devlet iç borçlanma senetlerinin Hazine Müsteşarlığı tarafından ihale ile satışı bu arzlar arasında yer alır.
Birincil piyasa örnekleri arasında şirketlerin ilk arzları bulunur. Kendi sektörünün lider konumundaki birçok şirket gibi Facebook da sermaye artırımında bulunmak için birincil piyasada halka arza gitmiştir. Teknoloji sektörünün önemli şirketlerinden birisi olan Facebook, 2012 yılında halka arz başlatmış ve bu yolla 16 milyar ABD doları toplamayı başarmıştır.
Birincil piyasalarda devlet tarafından ihraç edilen senetler de bulunur. Bu senetlere DİBS kısaltmasıyla “Devlet İçi Borçlanma Senedi” adı verilir. Bu senetlerde genellikle Türk lirası cinsinden ihracat olur. Bir yıldan kısa vadeli olan DİBS’lere “Hazine Bonosu” ismi verilir. Vadesi bir yıldan uzun olan senetler “Devlet Tahvili” olarak adlandırılır. Bu senetler T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı güvencesindedir. Birincil piyasalarda arza sunulan bu senetler yüksek likidite değerine sahip olduğu için dönemsel nakit akışını sağlar. Vade sonunu beklemeden geçerli piyasa koşullarına göre vergi avantajlı olarak nakde çevrilebilir.
Bir tarafın; hisselerin %50’sinden fazlasına, oy çokluğunu sağlama hakkına ve yönetim kurulunu belirleyebilme yetkisine sahip olması bağlı ortaklık kavramı ile ifade edilir. Bu ortaklık hem dolaylı hem de direkt olarak gerçekleştirilebilir. Bahsi geçen terim, işletmelerin; gelirlerini, giderlerini, yatırımlarını, sermayelerini ve karar alma süreçlerini doğrudan etkiler. Bu nedenle iş dünyasında genellikle önemli bir kavram olarak ele alınır. Söz konusu terim, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatında ve Banka Kanunu’nda gayet açık bir şekilde yer almaktadır. Bu ortaklık, genellikle tek bir finansal grup olarak değerlendirilir.
Bir ortaklığın çoğunluğunu elinde bulunduran şirket belirlenirken, ilgili tarafın yönetim kurulu üyelerini seçme yetkisine sahip olması durumu dikkate alınır. Bağlı ortaklığı elinde bulunduran ana şirketin, ilgili diğer kuruluşlardan daha büyük olması gerekmez. Bahsi geçen bu ortaklık türü, şirketlerin daha kapsamlı bir etki alanına sahip olmasına imkân tanır. Bunun sonucunda ise ilgili kuruluşların daha fazla kâr elde edebilmesi mümkün hâle gelir. Söz konusu ortaklık çeşidi, şirketlerin kendi ürünlerini ve hizmetlerini geliştirebilmek adına farklı alanlara yatırım yapmasına imkân tanır. Bağlı ortaklık nedir sorusunun cevabını öğrenen bireyler, bu kavramın özelliklerini merak edebilir.
Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi
Bağlı ortaklık özellikleri ile avantaj sağlayan bir sistemdir. Bu noktada öne çıkan ilk unsur, ilgili şirketin oy çoğunluğuna sahip olmasıdır. Öte yandan bu söz hakkı, sözleşme ya da tüzük gibi yasal yükümlülük doğuran dökümanlarda açıkça belirtilmelidir. Ortaklığın sahibi olan şirket, finansal açıdan bir karar verici konumundadır. Bu sistem incelenirken %50’den fazla sermayeye sahip olma ya da oy çoğunluğunu sağlayabilme gibi özellikler, kıstas niteliği taşır.
Tüm bunlara ek olarak, ana şirkete bağlı olan bir kuruluşun hukuki bağımsızlığını yitirmediğini unutmamak gerekir. Bahsi geçen bu kuruluşlar, ülke ekonomisi için oldukça faydalıdır. Bunlar, ilgili sektörün yeni istihdam alanlarına sahip olmasına imkân tanımanın yanı sıra gelişmesini ve ilerlemesini de sağlar. Bu ortaklık sistemi, genellikle anonim şirket olarak adlandırılan kuruluşlarda mevcuttur. Bağlı ortaklık şartlarının işletme hukukuna uygun olması gerekir. Bahsi geçen kurallar bütünü, ilgili şirketlerin ekonomik menfaatlerini korur.
Buna ek olarak, sistem dâhilinde meydana gelebilecek olan olumsuzlukların da giderilmesini sağlar. Muhasebe esnasında bu iştirak türü için ayrı bir hesap oluşturulur. Bu, 245 bağlı ortaklıklar hesabı olarak adlandırılır. Ortaklık için sermaye taahhüdünde bulunulduğunda ya da hisse senedi satın alındığında ilgili hesaba borç tanımlanır. Aynı işlem, ortaklık paylarının elden çıkarılmasının sonucunda da gerçekleştirilir. Bu kavram, pek çok farklı alanın konusu olarak da karşımıza çıkar. Bunlardan bazıları; muhasebe, hukuk, ticaret ve ekonomi olarak sıralanabilir.
Faiz, finansal piyasalarda işlemde bulunan kişilerin sıklıkla karşılaştıkları terimler arasında yer alır. Finansal yatırım yapmak ve bu yolla kazanç elde etmek isteyen kişilerin bileşik ve basit faiz gibi terimleri bilmeleri oldukça önemlidir. Bu sayede çok daha sağlıklı ve doğru işlemler yapmaları mümkün olur. Faiz, ana paranın yüzdesi üzerinden hesaplanan bir meblağdır. Basit faiz ise yalnızca ana para üzerinden belli bir vadede hesaplanan tutardır.
Basit faizde belirlenen zaman aralığı; gün, ay ya da yıl şeklinde olabilir. Faiz miktarı, vade sonunda söz konusu anaparaya yansıtılır. Bu konu ile ilgili bilinmesi gereken en önemli noktalardan biri, ana paranın belirtilen vade içerisinde yalnızca bir kez faize tabi tutulacağıdır. Vade sonunda yatırımcı, anapara ve faiz getirisinin toplamını alır. Bu sistemde amaçlanan, belirli bir süre içerisinde paranın aktarılmasıdır. Bu yöntem genellikle bankalar tarafından tercih edilir. Yatırımcılar bu metot ile kazanç elde etmek için diledikleri banka ve vadede hesap açabilir.
Basit faiz hesaplama işlemi son derece kolaydır. Bunun için uygulanabilecek son derece kolay bir işlem bulunur. Basit faiz formülü; anapara x faiz oranı x vade şeklinde hesaplanır. Bu formül sayesinde farklı vade ve faiz oranları ile anaparadaki değişimi hesaplamak mümkündür.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
Hesaplamayı basit faiz örnekleri ile açıklamak konuyu çok daha anlaşılır kılacaktır. Örneğin; 5000 TL tutarında bir para, %12 faiz oranı ile 1 yıl vadede herhangi bir bankaya yatırılmış olsun. Bu işlem için hesaplama, 5000 (anapara) x %12 (faiz oranı) x 1 (vade) şeklinde yapılır. Burada bankanın yatırımcıya ödediği faiz tutarı 600 TL’dir. Dikkat edilmesi gereken nokta ise faizin 1 yıllık vadede yalnızca bir kez anaparaya yansıtılmış olmasıdır. 1 senenin sonunda faiz ile beraber ödenecek olan miktar ise 5600 TL’dir.
Basit faiz hesabı, genellikle bankalar tarafından kullanılan bir sistemdir. Bu sistem ile vadeli hesaplarda gelir elde etmek mümkündür. Ayrıca kredilerin faiz oranı da bu hesaplama ile yansıtılır. Söz konusu yöntem, borç verirken ve alacak hesaplanırken de kullanılabilir. Basit faizin kullanım alanı ve bankaların politikalarına göre oranlarda değişiklik görülebilir. Bu sebeple faiz yolu ile gelir elde etmek isteyen kişilerin öncesinde kapsamlı bir araştırma yapmaları tavsiye edilir. Bu noktada vade ve faiz oranlarının en iyi şekilde değerlendirilmesi önemlidir.
Broker tanım olarak, ilgili işlemlerin tarafları arasında aracı niteliği taşıyan, başta emlak anlaşmaları olmak üzere birçok ticari işlemi de kolaylaştıran kişilerdir. İşlemlerdeki taraflardan birisi olan müşterilerin istediklerine yönelik satın alım işlemi gerçekleştirir. Broker, bireyler için satın alma işlemi gerçekleştirebildiği gibi; büyük şirketlerle de çalışabilir. Müşteri isteklerine göre hareket eden aracı diğer bir ifade ile Broker; danışmanlık firmaları, bankalar ve yatırım firmaları tarafından sıklıkla istihdam edilmektedir.
Genel itibariyle görev aldıkları sektörler bankacılık ve finans sektörleridir. Uzmanlaşma alanları itibariyle farklı görev ve sorumlulukları bulunan Brokerlar; yatırım, hisse senedi, sigorta ve emtia alanlarında gelişim gösterirler.
En Yüksek Yıllık Kâr Büyümesi Açıklaması Beklenen Şirketler
Brokerlar, farklı mesleki sorumluluklara ve görevlere sahiptir. Brokerların genel olarak üstlendikleri görevler ise şu şekildedir:
Genel görev tanımlarını sıraladığımız Brokerlar birçok kurum ve firma tarafından istihdam edilir. Hem istihdamının fazlalığı hem de önemli mesleki sorumluluklarının varlığı nedeniyle birçok kişi Broker olmak istemektedir.
Meslek olarak Brokerı tercih edecek kişiler lisans mezunu olmalıdır. Broker olmak isteyen bireylerin üniversite seçiminde lisans tercih etmeleri ve ekonomi tabanlı bölümleri seçmeleri gerekir, üniversitelerde ekonomi tabanlı lisans bölümlerinden birisini bitiren bireyler daha sonra BİST diğer bir ifade ile Borsa İstanbul bünyesinde verilen eğitimlere katılabilirler.
Borsa İstanbul bünyesinde gerçekleştirilen Üye temsilcisi eğitiminin başarı ile tamamlanmasının ardından bireyler sertifika kazanmakta ve Broker olarak görev almaya başlamaktadır. İlgili sertifikayı edinen Brokerlar; emlak ve gayrimenkul sektörü, borsa, sigorta, forex, teknoloji ve ticaret gibi sektörlerde mesleki hayatlarını sürdürür. Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 3 Lisansına sahip olan Brokerlar, ilgili piyasalarda iş yapabilmektedir. Düzey 3 Lisansına sahip olmak için sınava girecek kişilerin çalışması gereken bazı konular bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir:
Türev araçlar ile ilgili de işlem yapmak isteyenler Türev Araçları Lisansını da edinmelidir. İlgili lisansların edinilmesinin ardından birçok sektörde aktif rol alan Brokerlar için deneyim ve bilgi oldukça önemlidir. Broker mesleğini tercih etmek isteyenlerin fazlalığı ile doğru orantılı olarak rekabette artmaktadır. Peki Brokerda bulunması gereken özellikler nelerdir?
Bireylerin meslek seçiminde sıklıkla tercih ettiği bir meslek olan Brokerlar, tercih edilme sıklığı nedeniyle rekabetin yüksekliği ile de bilinmektedir. Brokerların genel anlamda sahip olması gereken özellikleri merak edenler için de aşağıda sıraladık:
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı