Piyasayı ve fiyat seviyelerini kontrol edebilmek amacıyla şirketlerin bir araya gelerek tekel oluşturdukları gruba tröst adı verilir. Tröst şirketleri, kaynaklarını birleştirerek ortak hareket eder. İlk defa Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan bu oluşumlar, yapısı gereği rekabeti engellediği için birçok gelişmiş ülkede anti tröst yasalarla yasaklanmıştır. Karşıt yasalarla söz konusu oluşum engellenmeye çalışılsa da bu grupların günümüzde gizli anlaşmalarla birçok sektörde varlığını sürdürmeye devam ettiğini söylemek mümkündür.
Şirketlerin birleşerek rekabet koşullarını ortadan kaldırmaya yönelik ortak kararlar aldıkları bu oluşum, birden fazla sanayi dalında ve iş kolunda ortaya çıkabilir. Oluşuma dâhil olan şirketler tek bir yönetim çatısı altında birleştiğinden anlaşma gereği bağımsız hareket etmeleri mümkün değildir. Tröst şirketler, hisse senedi bölünmesiyle likiditeyi arttırmaktan ziyade gelişmiş bir tekelcilik anlayışına hâkimdir. Bu da şirketlerin hisselerini tek bir yönetime devretmesi anlamına gelir. Tek elden yönetildikleri için ilgili işletmelerin sermaye yapıları çok güçlü ve kârları da oldukça fazladır.
Söz konusu oluşumun üç farklı çeşidi bulunur. Bu türler, kavramın oluşum amacına ve şekline göre değişiklik gösterir. İşleyişine göre tröst örnekleri şu şekilde sıralanabilir:
Pek çok işletmenin tek bir çatı altında toplandığı oluşum çeşidine füzyon adı verilir. Eğer işletmeler sadece piyasa ederleri ve değerleri konusunda ortak hareket ediyorsa bu da fiyat tröstü olarak bilinir. Farklı tüzel kişiliğe sahip işletmelerin mali denetimlerini yürüten işletmeler ise holding türü altında incelenir. Ayrıca ilgili kavram, dikey ve yatay tröst olmak üzere ikiye ayrılır.
Oluşumda bulunan şirketlerin amaç ve çıkar tutarlılıklarına göre iki farklı gruba ayırmak mümkündür. Dikey tröst, firmaların birbirini tamamlayan amaçlar ve teşebbüsler paylaştıkları oluşum türü olarak ifade edilir. Yatay tröstte ise amaçlar tıpatıp aynı olabilir veya birbirine çok benzeyebilir. Yatay birleşme olarak da bilinen bu kavram, şirketlerin çıkarlarının paralel ilerlemesi anlamına gelir.
İlgili oluşum içerisinde yer alan şirketlerin piyasa üzerinde büyük etkileri bulunur. Piyasada büyük bir rol oynayan tröstlerin hem yararı hem de zararı mevcuttur. Oluşum altında toplanan şirketlerin en büyük faydalarının kendilerine dokunduğu söylenebilir. Bu tekelci grubun çatısı altındaki işletmeler, kaynaklarını birleştirdikleri için kârları ve ekonomik güçleri maksimum seviyeye çıkarılmış olur. Üstelik bu şirketler, elde ettikleri sermaye gücü sayesinde büyük yatırımlar yapabilme fırsatını yakalar. Hatta bu amacı taşıyan şirketler tekeline yatırım tröstleri adı verilir. Söz konusu oluşumun zararları ise şöyle sıralanabilir:
Dezavantajı faydasından daha çok olan bu tekelci şirketler, aslında serbest piyasayı ve rekabeti kısıtlama amacı güden oluşumlardır. Bu sınırlamanın önüne geçebilmek ve yaşanabilecek mağduriyetleri engelleyebilmek amacıyla başta ABD olmak üzere birçok ülke, tekelcilik anlayışını ortadan kaldıran çeşitli yasaklar getirmiştir.
Tröst işletmelerin sunduğu önemli faydalardan biri de gayrimenkul ve taşınabilir malları fazla olan kişilere mülkiyet yönetimi imkânı tanımaktır. Menkul varlığı fazla olan bireyler, söz konusu şirketi kurarak mallarının yönetimini bu firmaya devredebilirler. Bu sayede varlıkların gelecek nesillere aktarılması ve güvenle yönetilebilmesi mümkün hâle gelir. İlgili şirketler, varlık yönetimini mal sahibinin ekonomik çıkarlarına uygun olacak şekilde planlar.
Finans sektöründe yatırım yaparken kullanılan yöntemlerden biri temel analizdir. Bu teknik, borsada yatırım yapılan enstrümanların gerçek piyasa değerinin belirlenmesine yardımcı olan yöntemler arasında yer alır. Özellikle uzun vadede yatırımlardan kâr etme hedefinde olan bireyler, bu analiz tekniğine gerekli önemi vermelidir.
Temel analiz, farklı dış etkenler doğrultusunda yatırım aracının gelecekte kazanabileceği değeri ölçmeye yardımcı olan bir tekniktir. Yatırım araçlarının piyasa ve gerçek değeri birbirinden farklıdır. Bu noktada piyasa değeri, yatırım enstrümanın güncel borsadaki pozisyonunu ifade eder. Temel analiz ile borsada işlem gören şirketlerin ekonomik gidişatları incelenir. Doğru yapılan bir analiz yöntemiyle yatırım araçlarının alınıp satılması konusunda stratejik kararlar verilebilir. Borsada işlem yapan bireylerin mutlaka kullanması gereken bir araç olan bu analiz yöntemi, yatırım stratejisi belirlemeyi sağlar.
Temel analiz, borsada işlem gören yatırım aracının satın almaya değer olup olmadığını tespit etmek amacıyla yapılır. Bu noktada borsada temel hedefin kâr etmek olması söz konusu analiz yönteminin uygulanmasını zorunlu kılar. Finans piyasalarında kazanç sağlamak için borsada işlem gören birimin düşük değerden alınıp yüksekten satılması gerekir. Eğer bu değerin düşük veya yüksek olduğunu kestiremiyorsanız piyasa verilerinin analiz edilmesi zorunludur. Dış etkenleri gözeterek yatırım enstrümanlarını kıyaslamak için temel analiz yapılır.
Temel analiz, bir yatırım aracının gerçek değerinin bulunmasını sağlar. Bu yöntem sayesinde finans borsalarında yer alan birimlerin gelecekteki fiyat hareketleri noktasında tahmin oluşturmak mümkün hâle gelir. Söz konusu teknik, yatırım araçlarına karşı etkili bir strateji belirlemek amacıyla da yapılır. Analiz sonuçlarına göre gerçek değer düşük olmasına rağmen piyasa verileri yükselecekse ilgili yatırım aracı alınabilir.
Temel analiz yöntemleri, yatırım aracının türüne ve alanına bağlı olarak farklı tekniklerle uygulanır. Bu analiz, çoğunlukla kripto para ve hisse senedi gibi yatırım kaynakları üzerinde değerlendirilir. Borsada yatırım yaparken uygulanan söz konusu analizin yöntemleri ise şunlardır:
Temel analiz sırasında ilk olarak borsada yatırım yapılan şirketle ilgili değerlendirmeler yapılır. Söz konusu şirketin gelecekteki piyasa konumuna ilişkin çeşitli tahminlerde bulunulur. Dış etkenler göz önünde bulundurularak yapılan bu değerlendirmeye ülkelerin siyasi durumları da analize dâhil edilir.
Temel analiz, borsada işlem yapan bireylerin yatırım amacıyla almak veya satmak istedikleri varlıklar konusunda doğru bir strateji belirlemesine yardımcı olur. Bu noktada analiz sonucunda ortaya çıkan veriler, finansal bir altyapıya dayanır. Temel analizin avantajları ise şunlardır:
Yatırımlarından uzun vadede kâr elde etmek isteyen bireyler, finansal veriler aracılığıyla piyasalarda doğru hamleler yapabilir. Bu bağlamda temel analiz, yatırımcılara objektif veriler sunarak rasyonel kararlar almayı kolaylaştırır.
Temel analiz; hisse ve kripto para gibi yatırım araçları üzerinden işlem yaparken bireylere önemli ölçüde fayda sağlar. Ancak bu uygulamanın da bazı riskler taşıyabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Bu teknik, etkin bir şekilde kullanılsa da objektif verilere dayandığı için buzdağının sadece görünen kısmını yorumlar. Dolayısıyla sadece bu analizlere göre aksiyon almak her zaman için kârlı sonuçlar getirmez. Söz konusu duruma karşı piyasa gidişatını ve ekonomik değişkenleri göz önünde bulundurmak gerekir. Piyasalardan maksimum oranda verim almak istiyorsanız tüm analiz yöntemlerini kullanırken sabırlı ve akılcı yaklaşmanız gerektiğini unutmamalısınız.
En basit hâliyle türev piyasaları, ileri bir vade için hem şartları hem de fiyatı önceden belirlenmiş ürünlerin alım satımlarının gerçekleştiği pazarlara verilen isim olarak tanımlanabilir. Bir ürünün söz konusu piyasada işlem görebilmesi için türev ya da emtia olarak nitelendirilmesi gerekir. İlgili borsa terimi vadeli işlem piyasaları olarak da bilinir.
Türev piyasaları organize ve tezgâhüstü pazarlar olmak üzere iki farklı başlık altında incelemek mümkündür. Futures, Opsiyon, SWAP ve Forwards adıyla bilinen işlemler türev piyasalar aracılığıyla yapılır. Forward işlemler tezgâhüstü piyasalarda yapılırken Futures sözleşmeler ise organize pazarlarda gerçekleştirilir. Terim, adını finansal yatırımcıların ihtiyaçlarının türemesinden almıştır. Piyasanın en temel hedefi yatırımcıları çeşitli risklerden korumaktır.
Türev piyasasında gerçekleştirilebilen işlemlerin her biri araçtır. Finansal varlığa veya malın değerine bağlı olan ürünlere türev araçlar adı verilir. Söz konusu varlığın sahipliği el değiştirse de türev araçlarla ilgili hak ve yükümlülüklerin ticareti yapılabilir. Aşağıda türev ürünleri detaylıca inceleyebilirsiniz.
Futures, vadeli işlem piyasasının temelini oluşturur. Futures özellikli vadeli işlem sözleşmelerinde ürünün fiyatı o gün baz alınarak sabitlenir. İlerleyen bir tarihte ürünün teslim alınacağına dair yapılan bir sözleşmedir. Türev piyasalarında işlem gören Futures sözleşmeler sayesinde yatırımcı hem kendisini finanse eder hem de varlığını olası risklere karşı korur. Yatırımlarını korumak isteyen kişiler hedging yöntemine başvurur. Türev piyasalar da bu yöntemi uygulamayı mümkün kılar.
Vadeli satım sözleşmeleri arasında yer alan Forward, dövizlerin, menkul kıymetlerin ya da varlıkların ileri bir dönemde teslim edilmesi için yapılan işlemdir. İleri vadede teslim alınacağı belirlenen finansal değerler için yapılan sözleşmelerin alım satım işlemlerine Forward adı verilir. Genel olarak kısa vadeli yatırımlar olduğu söylenebilir. Risk yönetimini mümkün kılan Forward sözleşmeler sayesinde vadeli işlemler yapılabilir.
Türev piyasalarında işlem gören SWAP sözleşmeleri, döviz cinsinin ya da faizinin değiştirilmesi için yapılan takaslardan oluşur. SWAP sözleşmesi sayesinde her iki taraf da kendisine en uygun olan şartlara geçiş yapmış sayılır. Söz konusu sözleşme sayesinde faizi yüksek olan para biriminden yatırımcının kazanç sağlayabilmesi mümkün hâle gelir.
Ayrıca bakınız; Swap nedir?
Opsiyon, bir varlığı belirlenmiş vade için spesifik hâle getiren fiyattan alma ya da satma hakkının tanındığı sözleşmeye verilen isimdir. Türev piyasalarında öne çıkan araçlardan biri olan opsiyonda alım satımı belirlenen fiyat üzerinden gerçekleştirmek mümkündür. Sözleşmede belirtilen fiyat üzerinden son derece kolay bir şekilde varlık alıp satabilirsiniz.
Türev piyasalar sağladığı birtakım olanaklar sayesinde yatırımcılar tarafından rağbet görür. Piyasadaki ürünlerin sunduğu imkânlar yatırımlarınızı daha güvenilir ve risksiz bir şekilde değerlendirmenizi sağlar. Türev ürünlerin yatırımcılar tarafından sık tercih edilme sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
Yukarıda sıralanan kullanım amaçlarına bakıldığında türev ürünlerin fazla riske girmeden yatırımları koruyup artırması sayesinde sıklıkla tercih edildiği söylenebilir. Risklerin daha iyi yönetilmesini sağlayan ürünler birikimlerinizin de eriyip gitmesinin önüne geçer. Oldukça güvenilir bir piyasadır.
Türev piyasalar yatırımcılarına pek çok avantaj sunar. Söz konusu piyasanın sağladığı yararların her biri bu pazarın neden sıklıkla tercih edildiğini de açıklar. Birikimlerini değerlendirmek isteyen yatırımcıların söz konusu piyasaları seçmesini sağlayan tüm faydalar şu şekilde sıralanabilir:
Listelenen maddeler türev piyasaların en büyük artılarıdır. Tüm bu avantajlardan yararlanırken yatırımlarınızı riskten uzak ve fiyat değişimlerinin öngörülebileceği bir ortamda değerlendirmek istiyorsanız türev piyasasını tercih edebilirsiniz. Midas yatırım hesabıyla vadeli işlem piyasalarına katılıp yatırımlarınız için avantajlı bir ortam sağlayabilirsiniz.
Yİ-ÜFE, belirli bir dönem aralığında ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt içinde satışa sunulan ürünlerin değerlerini karşılaştırarak ölçen fiyat endeksidir. Yİ-ÜFE’nin açılımı “Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi”dir. Bu endekste üretici fiyatları baz alınır. Eskiden TEFE olarak bilinen kavram, günümüzde Yİ-ÜFE olarak adlandırılmaktadır.
TÜFE ise “Tüketici Fiyat Endeksi”dir. Hane halkının tüketimi için ayrılan mal ve hizmet fiyatlarının zaman içerisindeki değişimini ölçen endeks olarak tanımlanabilir. Bu endekste aylık değişimi ölçebilmek amacıyla enflasyon oranı hesaplaması yapılır. Yurt içinde önemli bir paya sahip olan üreticilerin yaptığı mal üretimini Yİ-ÜFE kapsar. TÜFE’nin kapsamını ise tüketilmeye yönelik mal ve hizmetlerin satın alımları oluşturur.
2023’te 10 Kat Yükselebilecek 2 Ucuz Hisse!
Yİ-ÜFE ve TÜFE hesaplamalarında çeşitli formüller kullanılır. Yurt içi üretici fiyat endeksini hesaplamak için bu kavramın kapsadığı sektörleri bilmek gerekir. Bu sektörler şunlardır:
Bu alanlarda derlenen üretici fiyatı, yurt içindeki ürünlerin KDV ve ÖTV gibi vergiler hariç peşin satış rakamıdır. Her yılın sonunda ürün sepeti ve ağırlık güncellenir. Hesaplamada zincirleme Laspeyres formülü kullanılır. Her sene aralık ayında endekse yeni maddeler eklenir ve bunlar da hesaplamada aktif rol oynar. Cari fiyatlar bir önceki aralık ayındaki rakamlara bölünür ve endeks hesaplanmış olur. Aralık ayı endeksiyle çarpılarak da zincirleme işlemi sağlanır.
TÜFE ise istatistik biliminde yer alan fiyat endeks sayıları aracılığıyla hesaplanır. Hesaplamada bir yıl seçilir ve o sene temel alınır. Endeks değeri de 100 olarak hesaplamaya eklenir. Böylece sonraki yıllardaki enflasyon kaynaklı değişiklikler gözlemlenebilir. Bu fiyat endeksleri, artışın yanında maliyeti ve talebi ifade eder. Dolayısıyla Yİ-ÜFE ve TÜFE oranında bir denge olması her zaman için daha olumludur. Örneğin Yİ-ÜFE endeksi yükselirse bu, bir süre sonra tüketici fiyatlarına yansır.
Yİ-ÜFE ve TÜFE’nin piyasa üzerinde önemli etkileri mevcuttur. Açıklanan fiyat endekslerine göre ülke ekonomisinin yakın gelecekteki durumu hakkında fikir edinilebilir. Piyasanın ve mevcut durumun yorumlanabilmesi için bu fiyat endekslerinin oranına bakılır.
Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makas açıldığında ekonomideki fiyat dengelerinin bozulduğundan ve korunamadığından söz edilebilir. İki endeks arasındaki makas açıldığında üretici, fiyatları piyasaya yansıtmakta zorluk çeker. Bu da çalışanların ücretlerini baskılamak zorunda kalacakları anlamına gelir. Yİ-ÜFE ve TÜFE dengesizlikleri, işsizlik oranlarında da artışa neden olur. Konkordato ilan eden firmalar da yine bu nedenle çoğalır. İki oran birbirine yakın seyrettiğinde ise işleyen ve sorunsuz bir ekonomik süreçten söz edilebilir.
Kiralı mülklerin aylık ödemeleri yılda bir olmak kaydıyla arttırılır. Kira artış oranı, Yİ-ÜFE ve TÜFE tarafından belirlenir. Kiralara yapılan zam, son 12 aylık TÜFE oranına göre artış gösterir. Kiralanan mülke yapılan zammın TÜFE’yi geçmemesi gereklidir.
Söz konusu TÜFE oranı şartı hem ev hem de iş yeri kiraları için geçerlidir. Üretici ve tüketici enflasyonlarını ifade eden bu kavramlar, kira artış oranını direkt olarak etkiler. Mülke ödeyeceğiniz ya da gayrimenkulden alacağınız kirayı hesaplamak için bu endekslerin son bir yıldaki oranına dikkat etmeniz gerekir. Ayrıca internet üzerinden Yİ-ÜFE ve TÜFE kira hesaplama araçlarını kullanarak da bir sonuca varabilmeniz mümkündür.
Tezgâh üstü piyasa; borsa dışında gerçekleşen alıcı ve satıcı arasında pazarlık usulü alım-satım işlemlerine denir. OTC piyasası olarak da bilinen bu pazarın en önemli özelliği, fiziki bir mekâna ihtiyaç duymamasıdır. Pazarda işlem gören emtia, para ve hisse senedi gibi ürünlerin alışverişi için sanal ortamdan işlem yapılabilir.
Tezgâh üstü piyasa, şeffaf özelliğe sahip değildir. Alım-satım süreci yalnızca alıcı ve satıcı arasında saklı kalır. Ancak yatırımcının isteği dâhilinde alışverişte komisyoncu devreye girebilir. Yapılan işlemlerin şeffaflık oranı tarafların belirleyebileceği bir durumdur.
Tezgâh Üstü Piyasalar Nelerdir?
Tezgâh üstü piyasalar, belirli bir organizasyona sahip değildir. Bunlar arasında; serbest altın alım-satım işlemleri, bankalararası repo piyasaları, kişilerin kullandığı krediler, Kapalı Çarşı efektif pazarı ve döviz alım-satımı bulunur. Bu örgütlenmemiş piyasaların en önemli özelliği, düşük miktarlarla yatırıma uygun olmasıdır. Yatırım getirisi başka bir ürüne bağlı olmayan bu pazarlarda esnek işlem yapma özelliği sayesinde risk nispeten düşüktür.
Büyük Gelir Artışı Beklenen Ucuz Hisseler
Tezgâh üstü türev işlemlerine konu olan ürünlerin en önemli özelliği kazancının başka bir yatırım aracına bağımlı olmamasıdır. Bu ürünlerin riski oldukça düşüktür. Kullanılan türev ürünler şunlardır: forward, swap, opsiyon ve futures. Alınan riskin belli olmasını isteyen yatırımcılar bu tezgâh üstü türev ürünleri tercih eder. Her türev ürünün çalışma sistemi ve sağladığı avantajlar farklıdır. Bu araçları kullanan yatırımcılar, oluşabilecek risklerden kurtulur ve karşılaşabileceği zararın yönünü değiştirebilir.
OTC piyasalarının çalışma mantığı, alıcı ve satıcı arasında pazarlığa dayanır. Söz konusu piyasada hisse senedine benzer yatırım araçları vardır. Bu yatırım araçları, şirketlerin belirlediği fiyatlar üzerinden satışa sunulur. Bunlar arasında borsada işlem yapma yetkisi bulunmayan şirketler yer alabildiği gibi tanınmış markalar da vardır. Piyasada satışa sunulan bu menkul kıymetlerden yatırımcı kendine uygun olanı satın alabilir. Tezgâh üstü piyasada yapılan işlemler, genel piyasadaki likiditenin de artmasını sağlar. Kolay ve hızlı alınıp satılan menkul kıymetlerin bulunduğu OTC piyasaları, yaşanan sosyo-ekonomik değişimlerden etkilenebilir.
Tezgâh üstü piyasaların en önemli avantajı güvenli bir yatırım pazarı olmalarıdır. OTC piyasası, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenir. Bu sayede yapılan işlemler güvenlidir. Aynı zamanda tezgâh üstü piyasa, standart borsalarda bulunmayan yatırım araçlarına sahiptir. Pazar, yasal esneklik ve düşük maliyetli yatırıma açık olduğu için avantajlıdır.
Tezgâh üstü piyasalarda gerçekleşen bu alım-satım, tamamlanana kadar açıklanmaz. Yeterince şeffaf olmayan bu durum, bazı dezavantajları beraberinde getirebilir. Bunlardan ilki pazarın manipülasyona izin veren bir zemine sahip olmasıdır. Bu durum yatırımcıların bazı önlemler almasını mecburi kılar. Stop-loss, yatırımcılar tarafından alınan önlemlerden biridir.
“Ters repo nedir” sorusuna cevap vermek için öncelikle repo konusuna değinmek gerekir. Repo, en temel tanımıyla teminata dayalı borçlanmadır. Ters repo ise yatırım araçlarının belirlenen sürenin ardından tekrar satılmak üzere alınmasına denir. Piyasa koşullarını düzenleyen bu işlemler hem yerel ve hem de küresel ölçekte oldukça önemlidir. Yapılan işlemler sonucu piyasada bulunan likidite oranı düzenlenerek yaşanabilecek finansal krizin önüne geçilebilir.
Ters repo ülkemizde sermaye piyasası araçları içerisinde değerlendirilir. Yapılan işlemin vade uzunluğu, menkul kıymetlerin vadesinden uzun olamaz. Söz konusu işlem, organize finans piyasaları ve tezgâh üstü piyasalarda gerçekleştirilebilir. Yapılan ters repo işlemi taraflar arasında belirlenen sözleşme koşullarına uygun gerçekleşir.
Büyük Gelir Artışı Beklenen Ucuz Hisseler
Piyasada likidite fazlası bulunduğu durumlarda ters repo işlemi gerçekleştirilir. Bu işlem piyasada oldukça önemli bir yere sahiptir. Düzenleyici bir işlem olan ters repo, piyasa koşullarını istenen seviyeye getirmeyi amaçlar. Söz konusu işlem ülkemizde Merkez Bankası ve açık piyasa işlemi yapmaya yetkili olan kurumlar arasında gerçekleştirilir. Piyasada fazla nakit bulunması hâlinde Merkez Bankası, portföyündeki kıymetleri ileri bir tarihte tekrar alma taahhütüyle açık piyasada işlem yapmaya yetkili kurumlara satar.
Ters repo işleminin gerçekleştirilmesinin birden fazla avantajı bulunur. Bunlardan en önemlisi Merkez Bankası’nın likidite ve faiz oranlarını yönlendirmesidir. Bu işlem aynı zamanda küçük ölçekli banka ve şirketlere de fon sağlar. İşlemin borç vadesi, alıcı ve satıcının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenir. Vadeli işlemler arasında bulunan ters repo sonunda taraflar, kâr sağlayabileceği gibi zararla da karşılaşabilir.
Ters repo pazarının aktifleşmesi, düşük maliyete sahip bir ortamı beraberinde getirir. Yapılan işlemlerle elde edilen fonlar, Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık yükümlülüklerine dâhil değildir. Söz konusu işleme konu olabilecek menkul kıymetler şunlardır: Banka bonoları, devlet tahvilleri ve Kamu Ortaklığı İdaresi ve Toplu Konut İdaresi’nce ihraç edilen borçlanma senetleri.
Ters reponun temel amacı kısa vadeli likidite sağlamaktır. İşleme konu olan menkul kıymetler yalnızca güvence niteliği taşır. Dolayısıyla taraflar arasında yapılan repo anlaşması, bileşik sözleşme olur. Bu sözleşme türünde işleme uygun özel hükümler belirlenir. Söz konusu sözleşmede yer alan kararlarda Sermaye Piyasası Kanunu ve Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.
Ters repo işleminin faiz olup olmadığı konusu oldukça tartışmalıdır. Hâlihazırda ülkemizde bulunan katılım bankaları ters reponun faiz olduğu kararıyla bu işlemi gerçekleştirmemektedir. Yapılan bazı tartışmalarda repo işlemlerinde hak edilen bir kâr olduğu fikri savunulmaya devam edilmektedir. Diğer taraftan bu işlemin faiz olduğu sonucuna ulaşılan araştırmalarda; repo işleminin satım akdi olarak ele alınamayacağı, aksine rehin ve teminatla borç verene kazanç sağladığı düşüncesi vardır. Dolayısıyla gerçekleştirilen ters repo işleminin faiz olduğu sonucuna varanlar da mevcuttur.
Teminat, Türkçede güvence anlamında kullanılan bir sözcüktür. Finans, borsa ve sigortacılık gibi daha pek alanda sıklıkla kullanılan bu terim, özel anlamlara da sahiptir. “Teminat nedir?” sorusunun cevabı, borsa ve finans alanında çeşitli işlemler yapabilmek için hesabınızda bulunması gereken paradır şeklinde verilebilir. Teminatın miktarı yapılacak olan işleme göre değişiklik gösterebilir. Bu para ile işlem yaptığınız kuruluş, alım ve satımlarda doğabilecek maddi yükümlülüklere karşı kendini güvence altına alır.
“Teminat ne demek?” sorusu kadar merak edilen bir diğer konu ise söz konusu güvencenin nasıl alındığıdır. Öncelikle neden bir güvenceye ihtiyaç duyulduğunu açıklamak gerekir. Finans alanında kimi zaman yatırım veya iş yapmak için kişiler borçlanmayı seçebilir. Borçlanarak yapılan işlemlerde genellikle yatırımcılar, ödemelerini elde edecekleri kâr ile karşılamayı planlar. Bu durum borcu sağlayan kurum için bir risk oluşturur. Eğer yatırımcının yaptığı işlemler, beklenilen kârı sağlamaz veya zarara uğramasına neden olursa bu durumda borç veren kurum da maddi kayıp yaşar. Bu olumsuzluğun önüne geçebilmek için kişilerden bir teminat bedeli talep edilir. Bu bedel yapılacak olan işleme veya borç verilen miktara göre değişiklik gösterebilir. Borçlu kişi, belirlenen vadede yükümlülüklerini yerine getirmezse kaynağı sağlayan kurum gösterilen teminat bedeline el koyarak zararını önlenmiş olur.
“AL” Sinyali: 90%’dan Fazla Yükselmesi Beklenen Hisse!
Teminat mektubu, bankaların müşterilerine verdiği bir güvence belgesidir. Hem gerçek hem de tüzel kişiler bu belgeyi alabilir. Güvence mektubu, kişinin belirlenen sürede üstlendiği borcu karşılamaması durumunda bankanın doğan zararı karşılayacağını gösterir. Bu belgeyi alabilmek için kişilerin müşterisi olduğu bankaya talepte bulunması gerekir. Talep işlemi sırasında belgenin neden gerekli olduğu ve hangi amaçla kullanılacağı gibi bilgiler de bankayla paylaşılır.
Borsada bazı piyasalarda işlem yapabilmek için kişilerin bir güvence sunması zorunludur. Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası bu alanlardan biridir. VİOP’ta işlem yapabilmek için hesabınızda TL bazında bir miktar para bulunması gerekir. Bu miktar da teminat olarak isimlendirilir. Teminat miktarları bu piyasada işlem gören farklı sözleşmeler için değişiklik gösterebilir. Güvence miktarları, VİOP’ ta kaldıraç oranının hesaplanmasında da kullanılır. İşlem hacminin teminat tutarına bölünmesiyle sözleşmenin kaldıraç oranı elde edilir.
Teminat bedelleri yapılacak olan işlem ve vadeye göre değişiklik gösterebilir. VİOP’ta teminat bedelleri, Borsa İstanbul A.Ş. tarafından hesaplanır. Bu piyasada işlem gören sözleşmeler için belirlenen miktarlar, SPAN parametreleri başlığı altında yayımlanır. Kullanıcılar bu kısımdan güvence miktarlarını kontrol edebilir.
VİOP’ta sözleşme teminatlarının yanı sıra başlangıç ve sürdürme güvenceleri de bulunur. Başlangıç güvencesi, işlem açmadan önce hesapta bulunması gereken meblağdır. Sürdürme teminatı ise başlangıç güvencesinin Vadeli İşlemler Piyasası’ndaki olumsuz değişimler sonucu oluşan zarar neticesinde ineceği asgari teminat seviyesini gösteren tutardır. Bu miktar ilgili mevzuata göre %100 olarak belirlenmiştir.
Borsa, kendi içinde farklı dinamikleri olan bir yapıdır. Bu anlamda kazanç oranını artırmak için borsada farklı uygulamalar gerçekleştirilir. Bunlardan biri de tavan fiyat uygulamasıdır. Tavan fiyatı, borsada hisseler için kullanılan bir tabirdir. Aslında bu kavram bir hesaplama türünü ifade eder. Tavan fiyatın tercih edilme nedeni borsadaki riskleri azaltmaktır.
Söz konusu fiyat, günlük işlem hacmi baz alınarak yapılır. Bir hisse senedinin açılış ve kapanış fiyatları göz önünde bulundurularak hesaplanır. Burada yatırımcıların temel hedefi, hesaplamayı kâr marjına olabildiğince yakın hâle getirmektir. Tavan fiyatını kısaca hisse senedinin ulaşabileceği en yüksek limit fiyat olarak tanımlamak da mümkündür.
Tavan fiyat ne demek sorusuna yanıt verdikten sonra bu kavramın borsada nasıl uygulandığına değinmek gerekir. Uygulamada öncelikle bir hisse senedinin kapanış fiyatı göz önünde bulundurulur. Hesaplama yapılırken hisse senedinin son fiyatının %10’u alınır. Ardından bu oran kapanış tutarına eklenerek üst seviyedeki tutar bulunur. Bu hesaplama neticesinde yatırımcılar bir hisse senedinin en fazla ne kadar yukarı yönlü seyredeceğini görür.
Bu uygulama, riskli bir yatırım aracı olan borsada zarar etme ihtimalini düşürür. Çünkü söz konusu hesaplama, bir hisse senedinde ortaya çıkabilecek en yüksek fiyata dair bilgi edinmeyi sağlar. Bu bilgi de daha sağlam yatırımlar yapmanın önünü açar. Özellikle alım satım portföyü oluşturulurken tavan tutar hesaplamasının yapılması tavsiye edilir.
Mal ve hizmet satışında uygulanan tavan fiyat politikası, maksimum satış tutarını belirlemektir. Bu işlem çoğu kez devlet eliyle yapılır. Herhangi bir ürün, arz talep dengesi içerisinde çok pahalıya fiyatlanıyorsa devlet bu malın satılabileceği maksimum fiyatı belirleyerek tüketiciyi korumaya çalışır. Bu uygulamanın dezavantajı satıcıya, avantajı ise tüketiciye yansır.
Hisse senedi tavan fiyatı, borsada belirlenen bir durumdur. Senedin kapanışından sonra %10’luk kısmı hesaplanarak başlangıçtaki tutara eklenir. Örneğin 100 TL ile kapanan bir hisse senedinin %10’u alınarak başlangıçtaki fiyata ilave edilir. Böylece senedin tavan tutarı 100+10=110 TL olur. Yatırımcılar söz konusu senedin maksimum bu tutara çıkabileceğini düşünerek işlem yapar. Bu da yatırımcıyı muhtemel zarardan korur.
Mal ve hizmet satışında gerçekleştirilen tavan fiyat uygulaması tüketiciyi korumaya odaklıdır. Özellikle temel tüketim mallarındaki aşırı artışları engellemek ve bireylerin ihtiyaçlarına kolay ulaşmasını sağlamak maksadıyla yapılan bir uygulamadır. Borsada tavan fiyat ise talebin yoğunluğuna göre oluşur. Burada kullanılacak tavan fiyat hesaplaması yatırımcıların önlerini görmelerini sağlar.
Ticari faaliyetler sırasında kullanılan birden fazla ödeme yöntemi bulunur. Bu ödeme yöntemlerinin de kendine has özellikleri mevcuttur. Alıcı ve satıcı taraflar arasında yapılacak olan ödemenin hacmi, hangi yöntemin belirleneceği noktasında önemli bir rol oynar. Bu noktada ise takas nedir sorusu sıklıkla araştırılır.
Takas, bir diğer adıyla trampa, mal ve hizmetlerin bir diğeri ile değiş tokuşunu ifade eder. Sık tercih edilen bir ticaret tipi olan takas etmek, herhangi bir değişim aracı kullanılmaksızın yapılabilir. Özellikle modern ekonomilerde parasal sistemin yanı sıra varlığını sürdüren bir ödeme yöntemidir.
Ekonominin temel terimleri arasında yer alan takas, borsada sıkça kullanılan bir ödeme yöntemidir. “Borsada takas nedir?” sorusu, ticari faaliyetlerde bulunan pek çok birey tarafından merak edilir. Borsada takas, swap ve clearing olmak üzere ikiye ayrılır.
Clearing, ödeme ya da menkul kıymet mutabakat sistemlerine gönderilen emirlerin transfer edilmesini işaret eder. Ödeme emri verildikten sonra provizyon alındığı durumlarda mutabakat öncesine aracılık edilmesi işlemleri de takas olarak adlandırılır.
Swap ise ticari faaliyet gerçekleştiren iki tarafın belirli bir yükümlülüğe bağlı olarak nakit akışını kendi aralarında değiştirdiği işlemdir. Örneğin; farklı borçlara sahip olan iki firma, birbirlerinin ödeme yükümlülüklerini belirli kurallar çerçevesinde değiştirme hakkına sahiptir. Bu işlemlerde döviz kurlarındaki ve faiz oranlarındaki değişimler göz önünde bulundurulmalıdır. Böylelikle firmalar için ortaya çıkan risk en aza indirilebilir.
Takas bakiye, hisse satışı sonrası şahsın hesabına geçen paranın bir süre alıkonulmasını ifade eder. T1 ve T2 terimleri ise paranın çekileceği günü belirtir. Borsada T1, işlem sonucu kazanılan paranın 1; T2 ise 2 gün sonra nakde çevrilebileceğini gösterir.
2023’te 10 Kat Yükselebilecek 2 Ucuz Hisse!
Brüt takas, pay senedi piyasalarındaki beklenmeyen fiyat hareketlerini engellemek amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntem, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından hisse bazında getirilen bir tedbir olarak tanımlanır. Yatırımcı, pay senetlerinde alım yapmak istediğinde hesabında yeterli miktarda nakit bulundurmakla yükümlüdür. Benzer şekilde satış yapmak isteyen yatırımcının da ilgili tarihte yeterli miktarda menkul kıymete sahip olması gerekir. Bu uygulamayı gerçekleştiren yatırımcılar bir pay senedi aldığı gün satış yapamaz. Satış işlemi için ertesi günü beklemek gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 118. maddesi, takasa ilişkin hükümler içerir. Kanuna göre bu kavram, karşılıklı ve istenebilir iki borcun ayrı ayrı ödemeksizin bir beyanla tahsis edilmesidir. Borcu sona erdiren bu ödeme yöntemi, iki şahıs arasında gerçekleşebilir. Her iki tarafın da karşılıklı borcu bulunuyorsa takas aracılığıyla ödeme işlemi tamamlanır. Bu durumda taşınmaz mal değişimi de borcu tahsis etmenin bir yolu olarak tercih edilir. Hesaben borcun tahsil edilmesi sonucu her iki tarafın da hakkının korunmasını sağlanır.
Ticarette yüklü ödemeler için birçok firma ve kurum çek yöntemini tercih eder. Çekin kanuni süre içerisinde ibraz edilmiş olması yasal bir yükümlülüktür. Kanuna göre, ibraz süresi dolan çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılması sonucunda bu duruma sebebiyet veren kişi cezalandırılır. Çekin vade tarihinden itibaren 10 gün içerisinde bankaya ibraz edilmiş olması gerekir. İbraz edilmeyen çekin takasa verilmesi de yasalar çerçevesinde kabul görülür.
Çekin ödenmemesi durumunda ilgili banka tarafından çek sahibine ihtar çekilir. Sonuç alınamaması durumunda ise icra yoluyla dava açma hakkı bulunur. Açılan dava sonucunda şahsa çek hesabı açma yasağı verilir. Dava sürecine rağmen çekin kullanılması ise şahsın 1 ila 3 yıl arasında hapis cezası almasına neden olur.
Tahvil bir tür borç senedidir. Bu finansal araç sayesinde yatırımcılar, şirketlerin finansman ihtiyacını karşılayabilir. Tahvilde sabit faiz oranı ile borç verilir. Vade sonunda senetten faiz getirisi elde edilir.
Tahvil nedir sorusunun daha ayrıntılı cevap vermek de mümkündür. Bu, vadesi 1 yıldan fazla olan yazılı bir senettir. Senet sahibi olan yatırımcı, ihraç yapan kişinin alacaklısı konumundadır. Sabit getirili menkul kıymet olarak bilinen borç senedi sayesinde finansal ihtiyaçlar karşılanabilir.
Kâğıdın faiz getirisinin beklentilerini karşıladığını düşünen bireyler senet satın alır. Belirli dönemlerde borç senedi sahiplerine bir miktar faiz ödemesi yapılır. Senedin vadesi dolduktan sonra şirket, tahvili yatırımcıdan anapara ile geri alır.
Tahvilin özelliklerini bilmekte fayda vardır. Bu sayede doğru bir şekilde yatırım yapmak mümkün olur. Bu borç senedi kıymetli bir evraktır. Kâğıt sahibi yatırımcılar, borç senedi çıkaran kuruluşların uzun vadeli alacaklısı olur. Anonim şirketler senet çıkarma hakkına sahiptir. Bunun yanı sıra borç senedi devlet ve belediyeler gibi kamu kuruluşları tarafından da çıkarılır.
Bu ürün; anonim şirketler için borç, bireyler için alacak senedi niteliği taşır. Tahvilin vadesi sona erdiğinde ise borç senedi sahibi ve kurum arasındaki hukuki ilişki biter. Senedin nominal değerleri, kâğıdı çıkaran anonim şirket tarafından belirlenir. Senet, nominal değerin altında iskontolu olarak ihraç edilebilir.
Piyasada devlet ve özel sektör borç senetleri vardır. Bunların yanı sıra endeksli, ikramiyeli, primli ve başa baş tahviller de bulunur. Tüm bunlara ek olarak sabit ve değişken faizli, garantili ve garantisiz, hamiline ve nama yazılı borç senetleri de alınabilir.
Alım işlemini gerçekleştirmek için birtakım şartların sağlanması gerekir. Şirketin tam unvanı, kuruluşun merkezi, borç senedinin konusu ve kâğıdın süresi net bir şekilde belirtilmelidir. Esas sermayenin miktarının ve ana sözleşmenin tarihinin kararlaştırılması da önem arz eder. Daha sonra ise borç senetlerinin nominal değerleri ve verilecek faiz tutarı belirlenir. Borç senedinin nama ya da hamiline yazılı olduğu belirtilir. Ardından senedin itfa şeklinde ve süresinde anlaşılır.
Tahvilin alındığı şirketin mallarının üzerinde rehin ya da teminat olup olmadığı kontrol edilir. Tüm koşullar karşılandığı takdirde genel kurulun senet çıkarma kararının tescil ve ilan tarihi belirlenir. Karar aşamasında en az iki yetkili imzanın bulunması gerekir.
Tahvil almanın avantajlarının başında senet sahibinin kâr veya zarar üzerinde bir sorumluluğunun bulunmaması gelir. Borç senedi, sabit gelirli olduğu için kâğıdın getirisi önceden bilinir. Şirket tarafından kâr dağıtımı yapılmadan önce borç senetlerinin alacakları ödenir. Buna ek olarak bahsi geçen borç senedi sayesinde şirketler, ekonomik anlamda kısa süreli bir rahatlama yaşar. Kuruluşlar, faiz aldıkları için varlıklarını artırma fırsatı da yakalar.