F

Fesih, günlük hayatta sık kullanılan terimlerden bir tanesidir. İş hayatında ve ekonomide de kendisine sıkça yer bulan bu kavram, eski Türkçedir. Bu sebeple pek çok kişi, fesih nedir sorusunun cevabını merak eder. Bu kelime, geçersiz kılma ve sonlandırma anlamına gelir. Günlük hayatta da bir durumun ya da anlaşmanın artık geçerli olmadığını belirtmek için sıkça kullanılır. 

Bu kavram, iş hayatında kullanıldığında genellikle bir ortaklığın ya da anlaşmanın sonlandırıldığını ifade eder. Bu anlaşma, işveren ve çalışan arasında olabileceği gibi herhangi bir hizmet sağlayıcısı ile tüketicileri de ilgilendirebilir. Yapılan anlaşmalarda fesih durumuna neden olabilecek çeşitli unsurlar açık bir şekilde sıralanır. Tüm bunlara ek olarak taraflardan biri, fesih haklarını kullanarak anlaşmanın yükümlülüklerinden feragat edebilir. Bu durumun mümkün hâle gelebilmesi için kanun aracılığı ile belirlenmiş olan bazı şartlar ve kısıtlamalar mevcuttur. 

Örneğin; internet, doğal gaz ve su gibi hizmetler için çeşitli firmalar ile abonelik anlaşmaları yapılır. Bazı durumlarda kişilere taahhütlü abonelik sözleşmeleri sunulur. Bu sözleşmelerde belirtilen sürenin sonunda kişiler abonelik hizmetinden ayrılabilir. Bunların yanı sıra sözleşmenin süresi sona erdiğinde firmalar tarafından taahhütün otomatik olarak yenilenmemesi için kişiler anlaşmayı bozma haklarını kullanabilir.

external link icon
ucuzkalanlar (1) (1) (1) (1)

Güçlü Sektörlerin Rasyolarına Göre Cazip Hisseleri

Fesih Nedenleri Nelerdir?

Bu hak, anlaşmalarda her iki tarafa da sağlanır. Sözleşmenin taraflarından herhangi biri ya da her ikisi de çeşitli nedenler göstererek anlaşmayı bozma haklarını kullanabilir. Bu durumun suistimal edilmesini engellemek ve anlaşma taraflarının mağdur olmasını önlemek için belirli şartlar dikkate alınır. İş akdi feshi gibi bazı özel durumlar ise kanunların belirlediği nedenler doğrultusunda incelenmelidir. Kişiler, yaptıkları anlaşmalara kendileri de çeşitli fesih nedenleri ekleyebilir. Fesih sebepleri yapılan sözleşmesinin türüne göre değişebilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

Fesih maddeleri, anlaşmanın içeriğine göre çeşitlenir. Bazı durumlarda ise anlaşmanın bozulabilmesi için kişilerin bir dilekçe ile başvuruda bulunması gerekir. Bu noktada ilgili nedenlerin açık bir şekilde belirtilmesi önem arz eder.

Fesih Süreleri Nasıldır?

Bu, her ne kadar anlaşmanın taraflarına sağlanan bir hak olsa da uyulması gereken çeşitli şartların da sınırlarını çizer. Bazı durumlarda sözleşmenin sonuçlanabilmesi için fesih bildirimi gerekir. Bildirim, anlaşmanın taraflarına yazılı olarak yapılmalıdır. Bu gibi durumlarda bir süre sınırı da bulunur. Bu süre sınırı, genellikle sözleşmenin türü göz önünde bulundurularak kanun tarafından belirlenir. Öte yandan bazı durumlarda sözleşmenin tarafları fesih süresini kendileri de belirleyebilir. Bu noktada şartların ve süre sınırının yazılı olarak beyan edilmesi gerekir. Mücbir sebep ve haksız şart gibi durumlarda ise herhangi bir süre sınırı dikkate alınmaz. Taraflar bu noktada direkt olarak anlaşmayı bozabilir. 

Fiyat endeksleri, fiyatların piyasadaki ortalama değişmelerini ölçmeye yarayan bir işlemdir. Özellikle enflasyonla mücadele, yeni mali politikaların oluşturulması, enflasyon önleyici politikaların başarı şansının arttırılması için fiyat endekslerinin hesaplanması şarttır. Dolayısıyla “Fiyat endeksi nedir?” sorusuna; “Paranın zaman içerisindeki satın alma gücünü ölçen veya satış değerindeki değişimi gösteren araçtır.” cevabı verilebilir. Bu kısa tanımlamadan sonra “Fiyat endeksleri neden kullanılır?” sorusunu yanıtlanabilir.

Bu endekslerin hazırlanmasındaki temel amaç her yıl fiyatlardaki değişiklikleri zincirleme olarak takip edebilmektir. Çünkü endeksler bir önceki veriler baz alınarak hazırlanır. Bu sayede zaman içerisinde piyasadaki değişiklikler de daha net gözlemlenmiş olur. Fiyat endeksleri dünya ekonomileri için oldukça önemli verilerdir. 

Fiyat Endeksleri Türleri Nelerdir?

Türk ekonomisinde kullanılan fiyat endeksi türleri temelde üç gruba ayrılır. Bu endeksler neredeyse bütün ülkelerde satış değerinin genel düzeyini ölçmek amacıyla kullanılır.

external link icon
growth (1)

En Yüksek Yıllık Kâr Büyümesi Açıklaması Beklenen Şirketler

Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE)

Enflasyon fiyat endekslerini hesaplamada önemli bir veri olan TEFE, aylık ya da yıllık para şişkinliği oranının belirlenmesinde kullanılır. Türkiye İstatistik Kurumu 2005 yılı itibarıyla TEFE yerine üretici fiyat endeksini kullanmaktadır. Üretici fiyat endeksi (ÜFE) belli bir dönemde ülke içerisinde üretilen ve yine yurt içine satışı gerçekleştirilen bazı ürünlerin, üretim fiyatlarını karşılaştırır. Bu karşılaştırma neticesinde fiyat değişiklikleri ölçülür. ÜFE’den enflasyon oranlarının hesaplanmasında yararlanılır. 

Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE)

TÜFE, klasik bir tüketicinin piyasadan satın aldığı malların belirli bir zaman dilimi içerisinde gösterdiği fiyat değişikliklerini ifade eder. Kavram özellikle yıllık enflasyon değerlerinin belirlenmesinde kullanılır. Ayrıca bir diğer istatistiki veri olan konut fiyat endekslerinden de bahsetmek gerekir. Bu endeks ile Türkiye’de konut piyasasındaki satış değeri değişiklikleri hesaplanır. Fiyat endeksleri ekonominin üretici ve tüketici üzerindeki yansımalarını gösteren önemli araçlardandır.

Ayrıca “Üretici Fiyat Endeksi Nedir?” içeriğimize de göz atabilirsiniz..

Millî Gelir Deflatörü

Bu kavram, millî gelir rakamlarını enflasyondan arındırmayı amaçlar. Millî gelir deflatörü hesaplanırken ekonomideki tüm mal ve hizmetler devreye sokulur. Deflatör, temelde TÜFE’ye benzese de belirli noktalarda ondan ayrılır. Örneğin TÜFE hesaplanırken kullanılan ürünler sabittir. Fakat deflatörde ise yatırım veya ekonomik eğilimlerin değişimine göre girdiler farklıdır. Fiyat endeksleri ile kullanılan bu deflatör, özellikle ekonomik büyümeye ilişkin sinyaller verir. 

Fiyat Endeksi Nasıl Hesaplanır?

TÜFE hesaplanırken belli bir yıl seçilir. Bu tarih temel yıl olarak belirlenir. Ardından endeks 100 alınır. Bundan sonraki senelerde de enflasyon değeri bağlamında endeks ölçülerinde de oynamalar meydana gelir. TÜFE genel anlamda istatistiki indeks sayıları kullanılarak hesaplanır. Ülkemizde bu gibi fiyat endeksi hesaplama işlemlerini TÜİK gerçekleştirir. TEFE hesaplamalarında ise ekonomik çalışma sahaları ve sanayi kolları da göz önünde bulundurulur.

Bu kavram, finans ile ilgili olan kişilerin sık karşılaştığı terimlerin arasında yer alır. Bu, yabancı bir tabir olduğu için pek çok kişi forfaiting nedir merak eder. Söz konusu terim, dış ticarette ödenmemiş borçların çeşitli alım satım işlemleri aracılığı ile tahsil edilmesi anlamına gelir. Yatırım malı ihracatı yapan kişilerin başvurabileceği bir finansman yöntemini ifade eder. Bu, ihracat yapan kişilerin borçlarının vadesi gelmeden finansman sağlamasına imkân tanır. 

İhracat yaparak gelir elde eden kişilerin alacakları genellikle uzun bir vadeye yayılmıştır ve bonoya bağlanmıştır. Bu durumda borçların tahsil edilebilmesi için bononun süresinin dolması beklenmelidir. Forfaiting sayesinde bahsi geçen bonolar, borç tahsil etme işlemlerinde uzmanlaşmış bir finans kuruluşu veya banka tarafından satın alınabilir. Forfaiting örnekler aracılığı ile açıklandığında çok daha kolay bir biçimde anlaşılır. 

Yurt dışına tekstil ürünleri ihraç eden bir kişi, 3 yıl vade ile alacağına karşılık bono düzenler. Öte yandan bu bireyin işini geliştirebilmesi için paraya sahip olması gerekir. Kişi, bu durumda forfaiting yapan bir banka ile iletişimi geçerek vadesi henüz gelmemiş olan bonosunu finansman karşılığında ilgili kuruluşa devreder. Bu, bireyin işlerini çok daha kolay geliştirmesine imkân tanır.

Forfaiting İşlemlerinin Özellikleri Nelerdir?

Forfaiting işlemleri çeşitli özellikler barındırır. Bu işlemlerin kişilere sunduğu pek çok farklı avantaj bulunur. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir. 

Bahsi geçen forfaiting özellikleri, kişilerin herhangi bir risk almadan girişimleri için finansman sağlayabilmesine imkân tanır. Bu, bireylerin işlerini oldukça kısa süre içinde büyütmesini mümkün hâle getirir. 

external link icon
ucuzkalanlar (1) (1) (1) (1)

Güçlü Sektörlerin Rasyolarına Göre Cazip Hisseleri

Forfaiting İşleminde Taraflar Nasıldır?

Forfaiting işleminde temelde dört taraf bulunur. Bu tarafların arasında çift ya da çok yönlü bağlantılar olabilir. Bahsi geçen işlem sırasında ihracatçıya forfaitist denir. Bu kişinin ithalatçı ile kurmuş olduğu ilişki, işlemin ilk tarafıdır. Ardından ihracatçı, alacağını finansmana çevirmek için borcunu bir kuruluşa devreder. Bu tür kuruluşlar ise forfaiter olarak adlandırılır. İşlemin son tarafı ise garantör bankadır. Garantör banka, ihracat işleminden doğan borcu ithalatçıdan tahsil eden kuruluştur. Forfaiting anlaşmasının ardından forfaitist, borcunu forfaiter olarak adlandırılan tarafa devreder. İthalatçı ise ödemesini garantör bankaya yapar. Bu durumun sonucunda forfaiter ile garantör bankanın arasında bir alacak ilişkisi oluşur. 

Forfaiting’in İşleyişi Nasıldır?

Forfaiting sisteminin işleyişi pratiktir. Bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle ihracatçı ile kuruluş arasında bir forfaiting sözleşmesi imzalanması gerekir. Bu sözleşmenin karşılığında forfaiter, alacağın bir kısmını iskonto ederek forfaitist olarak adlandırılan tarafın ticari risklerini üstlenir. Bu işlemin gerçekleşebilmesi için kredili satıştan önce çeşitli belgeler ile başvuruda bulunmak gerekir. Ardından ihracatçının ve forfaiter kuruluşun arasında bir anlaşma imzalanır. Bunun sonucunda ise satış gerçekleşir.

Finansal derinleşme (financial deepening), toplumun her kesiminin mali hizmet seçeneklerinden daha geniş anlamda yararlanmasını tanımlayan bir terimdir. Finansal derinlik (financial depth) olarak da isimlendirilen bu durumda, fonların reel kesime aktarılması söz konusudur. Bu çerçevede fonların arz-talep dengesi dâhilinde dağılması mümkün olur. Bir ekonomideki finansal enstrüman sayısının artması da derinleşme kapsamında ele alınır.

Finansal derinleşme nedir konusu üçüncü dünya ülkelerini yakından ilgilendirir. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde sermaye yetersizliği yaşanır. Böyle ülkelerde dışarıdan gelen yabancı sermaye ve portföy yatırımları, faizlerin düşmesini sağlayarak finansal derinleşmeye olumlu katkılarda bulunur. Bir ülkede bankacılık sistemi ne kadar tabana yayılmış ve finansal derinlik ne denli artmışsa piyasa da o ölçüde canlı hâle gelir.   

Ekonomide finansal derinleşme kavramı 1970’li yıllardan sonra anılmaya başlanmıştır. Küresel ölçekte finansal sistemin yaygınlaşmaya başlaması bu konuda etkili olmuştur. Bu dönemlerde hükümetler finansal gelişmeleri ve faizleri kontrol altında tutarak istedikleri şekilde yönlendirmektedir. Böylece sektörlere kredi verilmesi ve devlet harcamalarına ucuz fonlar bulunması sağlanmaktadır. Fakat aynı nedenler, ülkelerin dış borçlanmalarını arttırmış ve bunun sonucunda da 1980’li yıllardan sonra liberal ekonomi politikaları benimsenmeye başlanmıştır.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşen ekonomik reformlar sayesinde piyasa üzerindeki baskılar ortadan kaldırılarak daha verimli bir finansal sisteme geçilebilir. Bu sistemle birlikte de toplumun her kesimine daha geniş finansal hizmet seçenekleri sunulması imkânı ortaya çıkar. Finansal derinlik kavramı da bu şekilde kendini gösterir. Finansal derinleşme, yaratılan fonların reel kesime kredi olarak dağıtılmasına imkân tanıdığından ekonomik büyümeye katkıda bulunabilir. 

external link icon
ucuzkalanlar (1) (1) (1) (1)

Güçlü Sektörlerin Rasyolarına Göre Cazip Hisseleri

Bir ekonomide finansal varlıkların ve para arzının GSYH (gayri safi yurt içi hasıla)’ye bölünmesiyle elde edilen oranlar, derinleşmenin boyutları hakkında fikir verebilir. Ekonomideki finansal derinlik 5 parametre üzerinden gözlemlenebilir:

  1. Miktar: Sermaye piyasalarına ve parasal miktara bakılarak tespit edilir. Bu değer, para arzı araçlarının (M1, M2 ve M3) GSYH’ye oranlanmasıyla ölçülür.  
  2. Yapısal Göstergeler: Bu değer, M2’nin M1’e bölünmesiyle elde edilir. Bu işlemden elde edilen değerin büyüklüğü oranında bir finansal derinleşmeden bahsedilebilir. M1 (Money 1); bir ekonomideki vadesiz mevduatların, nakit paranın ve çeklerin toplamıdır. M2 (Money 2), M1’e ek olarak kısa dönem vadeli ve tasarruf mevduatlarını da kapsar.
  3. Reel Faizler: Faiz oranlarının pozitif değerde olması bir ülke ekonomisinin durumu açısından son derece gereklidir. Faizler negatif bir değer taşıdığında bu durum tasarrufları da olumsuz yönde etkiler.
  4. Ürün Çeşitliliği: Piyasalarda fon talebinin oluşması çok miktarda ürünün varlığını gerektirir.          
  5. Aracılık Maliyetleri: Maliyetler azalırken fonlarda benzer oranda bir artış gözlemlenir. Bu nedenle finansal derinliğin sağlanması için aracılık maliyetlerinin düşük olması önemli bir unsurdur.

Ekonomi dünyasında “leasing” olarak bilinen finansal kiralama; yatırımlara ilişkin ekipmanların kişilere veya firmalara taksitle satılmasını veya icara verilmek suretiyle mülkiyetinin el değiştirmesini ifade eder. Bu finansman tekniğine konu olan ekipmanın mülkiyet hakkı onu kiralayan şirkete aittir. İlerleyen süreçlerde çeşitli anlaşmalar dâhilinde sahiplik haklarının kiracılara devredilebildiği yöntem, her türlü taşınır ve taşınmaz mal üzerinde uygulanabilir.

Türkiye’de ilk kez 1980’li yılların sonunda kullanılan finansal kiralama, ekonomide giderek artan bir paya sahiptir. Bu teknik, mülkiyet sahibi ile kiracı arasında düzenlenen bir sözleşmeye dayanır. Sözleşmenin gereği, söz konusu malın belli bir süre sonra kiralayan kurum tarafından satın alınması veya sahibine devredilmesi şeklindedir. Kiralanan malın kullanım hakkı kiracıdadır. Mülkiyet hakkı ise kiralayanda kalmaya devam eder. Finansal kiralama nedir sorusuna bu şekilde cevap vermek mümkündür. Kiralayan ile malın sahibi arasındaki bu sürecin sonunda mülkiyet hakkının değişimi ancak tarafların anlaşmasıyla mümkün olur. 

Finansal kiralama, orta ve uzun vadede işletmelere kendi sermayelerini daha verimli kullanma imkânı tanır. İhtiyaç duyulan yatırım mallarının büyük meblağlarla satın alınması yerine kiralanarak kullanılmasını sağlayan sistem; küçük firmalara büyüme, kararlılığını sürdürme ve piyasada yer edinme sürecinde avantaj sağlar. Finansal kiralama sisteminde ihtiyaç duyulan işletme aracının bizzat firma tarafından seçilmesi de sürecin olumlu yönlerinden biridir. Süreç sonunda ise malın mülkiyeti çeşitli anlaşmalar dâhilinde kiracıya devredilebilir. Finansal kiralama yöntemiyle tıbbi cihazlar, enerji tesisleri, santraller ve haberleşme ekipmanları, tekstil gereçleri, laboratuvar gereçleri, vinç gibi inşaat makineleri, gayrimenkul gibi mülk ve araçlar kiralanabilir. Modern üretim alanlarında yeni faaliyete başlayan firmalar veya mevcut tesislerini büyütmek isteyen şirketler bu finansman tekniğini tercih edebilir.

external link icon
betacontent (1)

Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi

Finansal Kiralama Türleri

Finansal kiralama kendi içinde birçok türe ayrılır. Bu leasing türlerinde kiralama giderlerinden vadeye kadar birçok şart değişiklik gösterir. Bunlar; satışa yardımcı, brüt, tam ödemeli, gerçek, yurt içi ve yurt dışı, takas, ikinci el ve dolaylı-dolaysız kiralama olarak sıralanabilir. Net kiralama olarak da ifade edilen brüt leasing türü, giderleri kimin karşılayacağının belirlendiği bir sistemdir. Gerçek kiralama, kiracının söz konusu malı piyasa şartları temel alınarak normal ekonomik değerine göre satın almasına imkân verir. Vergi avantajlarından yararlanmayı mümkün kılan bu yöntem hem bireysel tüketiciler tarafından hem de işletmeler tarafından sıklıkla tercih edilir.

Finansal kiralama türleri arasında yer alan dolaylı leasing, kiracıya daha geniş seçim hakları tanır. Kiralanan malın ekonomik değeri, teslim koşulları ve benzeri detaylar doğrudan üretici firma ile anlaşılarak yapılır. Karıştırılan kavramlardan biri olan finansal kiralama hisseleri ise leasing türlerinden biri değildir. Bu terim, kiralama hizmeti veren bankaların veya şirketlerin BİST üzerindeki değerini ifade eder. 

Forward işlemler, yatırımcıların sıkça karşılaştığı terimler arasında yer alır. Bu işlem; malın ileri bir tarihte teslim edilmek üzere vadesinin, miktarının ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlanmasıdır. Forward işlemler; döviz, altın veya bir mal üzerinden yapılabilir. 

Forward işlemi ne demek sorusuna geçmeden önce bu yöntemin kur dalgalanmalarının sık yaşandığı dönemlerde tercih edildiğini belirtmek gerekir. Forward, varlıkların kur dalgalanmalarına karşı korunduğu bir yatırım biçimidir. Kurun yükseleceğinin düşünüldüğü durumlarda elde bulunan dövizi korumak ve risk oranını minimuma indirmek için forward yapılır. Koşulların sözleşmeyle belirlendiği bu yatırımda alıcı ve satıcı olmak üzere iki taraf bulunur. Her iki taraf da sözleşmeyle birlikte malın miktarını ve fiyatını bir daha değiştirmemek üzere kabul eder. 

Forward işlemler sayesinde ileride artacak olan ürün fiyatlarından etkilenmenin önüne geçilir. Bu işlem, gelecekte ihtiyaç duyulacak bir malın sözleşmesini önceden daha düşük döviz miktarıyla imzalamanızı sağlar. Sözleşme sırasında herhangi bir ödeme gerçekleşmese de tüm kur dalgalanmalarına rağmen belirlenen tarihte aynı miktar ve fiyat geçerli olur. Forward, yükselen piyasalarda daha önceden satın alınan malın ne kadar değer kazandığı ile ilgilidir. Forward işlemler sayesinde anapara kura bağlı olarak değerlenirken çapraz kurlar üzerinden ileri tarih için kârlı alım-satımlar da yapılabilir. Sözleşme yapılırken geçerli olan kur miktarına göre gelecekte kâr yapma avantajı kadar zarar etme riski de bulunur.

external link icon
yabanci (1)

Yabancı Yatırımcının İlgisini Çekebilecek Cazip Hisseler

Forward işlemleri nedir sorusunu daha iyi açıklayabilmek için örnek vermek iyi olabilir. Anlık piyasada USD-TRY kuru 3.60 TL iken 1000 USD almak için 3600 TL vermek gerekir. İleri bir tarihte gerçekleşecek olan kur dalgalanmaları öngörülebiliyorsa bu işlem forward ile 3 ay vadeli yapılabilir. 3 ay vadeli forward işlemindeki kur 3.80 TL ise yatırımcı 1000 USD’yi 3800 TL’ye alabilir. Bu fiyat, 3 ay sonra 1000 USD’ye ne kadar Türk Lirasına alınabileceğini ifade eder. 

3 ay vadeli gerçekleştirilen forward işlemi sayesinde bu sürenin sonunda USD ne kadar artarsa artsın sözleşmede geçerli miktar ve fiyat değişmez. 3 ay sonra kur 4.30 TL’ye çıksa bile yatırımcı 4300 TL yerine sözleşmede geçerli olan 3800 TL’yi ödeyerek 1000 USD alır. Forward sayesinde 3 ayda kurun gördüğü yükselişle yatırımcı 500 TL kâr elde etmiş olur. Ancak bu süre içinde kurun düşmesi de mümkündür. 3.80 TL ile yapılan sözleşmenin zamanı geldiğinde kur 3.00 TL’ye düşmüş olabilir. Bu durumda aynı miktardaki USD, 3000 TL’den değil yine 3800 TL’den alınır. 

Forward İşlemleri Nasıl Yapılır?

Yarının kurunu öngörerek yapılan forward işlemleri, bankalar ve müşteriler arasında gerçekleşir. Forward işlemi nasıl yapılır konusunu anlamak için öncelikli olarak prensipleri kavramak gerekir. Forward işlemleri, banka ve müşteri arasında belli maddelerin taahhüt edildiği sözleşmelerle yapılır. Sözleşmeye göre müşteri, belirlenen vade tarihinde yine yazılı olarak beyan edilen değerle ürün almayı taahhüt eder. Sözleşmeyle vade ve ürün belirlendikten sonra alım-satım değeri beyan edilir. Müşteri sözleşmeyle belirlenen alım değerini ödemeyi, banka ise vade tarihinde satış yapmayı taahhüt eder. Yani sözleşmenin her iki tarafı da aynı vadeyi, miktarı ve değeri kabul eder.