Midas’ı indirmek için QR kodu taratın
Literatürde “Accrued Interest” olarak geçen birikmiş faiz, yatırım ile ilişkilidir. Yatırımcı tarafından sağlanan kaynağın, yatırım dönemi başlangıcından ödemenin yapılacağı tarihe kadar olan süredeki faiz miktarını temsil eder. Yabancı dilden tahakkuk eden faiz olarak da çevrilen birikmiş faize muhasebe açısından bakıldığında tahakkuk esasına göre hesaplanarak kaydı yapılmaktadır. Düzeltme yevmiye kayıtlarında belli bir dönem içerisinde hesaplanarak kaydedilen birikmiş faiz, genel itibariyle tahakkuk esaslı muhasebede kullanılır. Borçlu tarafa göre ilgili faiz, tahakkuk eden faiz gideri anlamına gelmektedir. Muhasebeleştirilmesi kısmında ise, tahakkuk muhasebesi öne çıkmakta.
Yatırım üzerine birikmiş ve henüz ödemesi yapılmamış olan birikmiş faiz, önemli bir terim olmasına ek olarak kafa karıştırıcıdır. Okuyucularımızın kafa karışıklığını gidermek üzere birikmiş faize ilişkin çıkarımlarımız şöyledir:
Birikmiş faizin daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnek verilebilir. Faizin ödenme zamanı her ay için 20. gün, ayrıca hesap döneminin de takvimdeki her ayın son günü olduğu düşünülürse, verilen bu bilgiler ışığında bakıldığında, Mayıs ayının 21. gününden 30. gününe kadar 10 günlük faiz birikecektir. Mayıs ayının sonu geldiğinde düzeltme yevmiye kaydı yapılmaktadır.
Birikmiş faiz, hangi taraf olduğuna da bağlı olarak gelir veya gider olarak gelir tablosu içerisinde raporlanmaktadır. Birikmiş faiz diğer bir ifade ile tahakkuk faizin raporlanmasında yalnızca gelir tablosu değil bilanço da yer alır. Bilanço raporlanması hususu ise; taraflara göre gelir veya gider olarak isimlendirilen faizin, henüz ödemesi yapılmamış olan kısmı varlık veya yükümlülük olarak raporlanır. İlgili faizin bir yıl içerisinde ödenmesi veya borçludan alınması beklendiği için iki farklı sınıflandırılma ihtimali vardır. Genel itibariyle faiz dönen varlık olabildiği gibi kısa vadeli borç da olabilmektedir, buradaki öne çıkan husus faizin ödenmesi veya faizin alınması işleminin 1 yıl içerisinde gerçekleşeceği beklentisidir.
Tahakkuk muhasebesi dendiğinde ilk olarak ilgili işlemlerden dolayı ödemelerin alınmış olması veya ödenmesine bakılmadan kayıt yapıldığı akla gelmektedir, burada tahakkuk eden faiz ve tahakkuk muhasebesinin arasında belirgin bir ilişki bulunur. Tahakkuk muhasebesinin bir sonucu olarak tahakkuk faizi öne çıkmaktadır. Önemli olan hususun tahakkuk faizinin doğru dönem içerisinde ve doğru bir şekilde kaydedilmesi olduğunun da altını çizelim.
X işletmesinin şirket içerisine gerekli olan bir ekipman almak istediği bu yüzden de kredi aldığı varsayılırsa işletme aldığı kredinin faizini ilgili ayın ilk günü ödemektedir, fakat şirketin ilgili faizi ödeyebilmesi için gereken ürünleri aldığı ekipmanla üretip satması zaman alabilir. X işletmesi sonraki ayın ilk gününde ödemeyi planladığı faizi cari dönemde aylık olarak kaydeder. Ödemenin yapıldığı banka ise, x işletmesinden alacağı ödemeyi henüz almamasına rağmen cari döneme gelir olarak kaydetmektedir.
İlgili faizin hesaplanmasında kullanılan formül şu şekildedir:
Yukarıda belirtilen formülde faiz oranı yüzde olarak ifade edilmektedir. Taraflar açısından bakıldığında alınacak ödeme veya ödenecek borcun faizi bulunmaz, kredi değeri ile de faiz tutarı aynı anlama gelir. İlgili formül takvimi ay veya yıl ile ilişkili hesap dönemlerinden oluşmaktadır.
Büyük küçük birçok şirket, zaman zaman sermaye artırımı için hisse senedi yöntemine başvurur. Şirketlerin maddi gereksinimlerini çözmek için başvurduğu bölünme yöntemlerinin başında ise bedelli sermaye artırımı gelir. Bedelli artırım, şirket hisselerinin dışarıdan yatırımcılar veya ortaklar tarafından satın alınması yoluyla gerçekleşir. Bedelli artırım sonucunda şirket kasasına para girerken hisseler de piyasada oldukça değer kazanır. Şirket değer kazanırken ortakların hisse oranları değişebilir. Mevcut ortaklar, rüçhan hakkını kullanarak yeni hisseler satın alabilir. Rüçhan hakkı, ortaklara bedelli sermaye artırımı sırasında payına düşen hisseleri satın alma imkânı verir.
Hisse senedi, borsayla bir şekilde ilgisi olan herkesin sıkça duyduğu kavramlar arasında yer alır. Değerli menkul kıymetler olarak da bilinen bu yatırım aracı, temel olarak bedelli ve bedelsiz olmak üzere ikiye ayrılır. Şirketler, daha fazla değer ve sermaye kazanmak için dönem dönem bölünmeye gider. Tam da bu noktada “Şirketin kasasına ek gelir sağlayan bedelli sermaye artırımı nedir?” sorusu sıkça araştırılır. Bu kavram, bir çeşit hisse senedi bölünmesi olarak açıklanabilir. Ancak bu durumu bedelsiz artırımdan ayıran, şirket kasasına dışarıdan para girişi gerçekleşmesidir.
Bedelli artırım, şirketin ana sermayesine denk düşen hisse senetlerinin karşılıklarının ödenmesinin ardından gerçekleşebilir. Kurul kararıyla gerçekleştirilen bedelli sermaye artırımı, çeşitli özelliklere sahiptir. Bunlar:
Bedelli sermaye artırımı süreci SPK tarafından incelenir. Artırıma gitmek isteyen şirketler, Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuru yapmak zorundadır. 1-4 ay arasında gerçekleşen SPK incelemeleri sonucunda bedelli artırım kabul veya ret alır.
Elektrikli Araçlar için Batarya Üreticisi Şirketler!
Bedelli sermaye artırımı, şirketlerin isteğe bağlı ya da zorunlu olarak gerçekleştirdiği bölünme yöntemlerinden biridir. Bu bölünme yöntemi, adından da anlaşılacağı üzere şirketlerin maddi ihtiyaçlarını gidermek için gerçekleştirilir. Borçlarını ödemek veya yeni üretim yapmak isteyen şirketler, kendilerine tanınan hisse haklarını bedelli olarak satışa çıkarabilir. Bu bölünme yönteminin ilk amacı, şirket sermayesini artırmaktır. Ancak hiç borcu olmayan bir şirket de isteğe bağlı olarak bedelli sermaye artırımına gidebilir. Buradaki amaç ise şirket hacmini genişletmek ve yeni varlıklar edinmek olabilir. Bedelli sermaye artırımına giden kurumların hisse senetlerini satışa çıkarırken nedenlerini açıkça dile getirmesi gerekir.
Ayrıca “Sermaye Artırımı Nedir” içeriğimize de göz atabilirsiniz.
Bedelli sermaye artırımı, hisse senetleri ve şirketin uzun vadede değer kazanmasıyla sonuçlanır. Ancak bedelli artırımın ilk etabında hesaba daha fazla hisse aktarılırken fiyatlar da belli bir oranda düşebilir. Büyük küçük birçok yatırımcı düşüş sırasında paniğe kapılıp hisselerini satma yoluna başvurur. Ancak bu düşüş kısa süreli olarak gerçekleşir. Bu süreçte ek gelir kazanan şirket, mal varlıklarını artırma ve yeni üretim yapma yoluyla piyasadaki değerini artırır. Yatırımcıların güvenini kazanan şirketlerin hisse değeri de kısa sürenin ardından hızla artmaya başlar. Bedelli sermaye artırımı hesaplaması ise eski fiyat ve bölünme oranı rakamları üzerinden yapılır. Bölünme öncesi fiyat, artırım oranının bir fazlasına bölünür. İşlem sonucunda ise bedelli artırıma katılmak için ödenmesi gereken yeni fiyat bulunur. Örneğin, artırım yüzde 30 oranında gerçekleşirse elinizde olan 1000 hisseye 300 hisse daha eklenir. Bu 300 hissenin karşılığı da düşük fiyatlarla sizden beklenir.
Son olarak ise “Hisse senedi Bölünmesi Nedir” içeriğimize göz atabilirsiniz!
Banka bonosu, en kısa ifadeyle garanti altına alınmış borç senetleridir. Bankalar tarafından borçlu olarak ihraç edilen ve iskontolu olarak satılan menkul kıymetlere bono adı verilir. Bono olarak adlandırılan menkul kıymetlerin satılmasının ardından sermaye piyasaları bankalara kaynak sağlayabilir.
Banka bonosu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından kayda alınır. Ardından bonolar ihraç edilerek iskonto esasına uygun olarak satılır. Menkul kıymetlerin hepsinde olduğu gibi banka bonolarının da belli başlı kuralları bulunur. Bonoların vadesi 60 günden az, 360 günden çok olmamalıdır. Tahsilli satılacak banka bonolarının vadesi ise 15 ila 360 gün aralığında olmalıdır. Banka bonosu nedir sorusuna bu şekilde cevap vermek mümkündür.
Bonolar hakkında bilgi edinmek isteyen pek çok kullanıcı, “Banka tahvili nedir?” sorusuyla da karşılaşır. Banka tahvili, bono ile aynı özelliklere sahip olmasının yanı sıra farklı vadelerde hizmet verir. Tahvil, bir yıl ya da daha uzun vadeli borçlanma senetlerine verilen isimdir. Bu sebeple bono ile tahvil arasındaki en belirgin fark, vadedir. Bono, en fazla 1 yıl vadeli olabilir. Tahvil ise 1 seneden uzun süreli bir yatırım aracı olarak kullanılabilir.
Banka bonosu ve tahvil, birtakım özellikler bakımından birbirinden ayrılır. Banka bonoları, sabit getiri olanağı tanır. Tahviller ise sabit ya da değişken getiri imkânı sunar. Bono, ikinci el piyasa işlemleri sayesinde kolaylıkla paraya çevrilebilecek özellikteki varlıklar arasında yer alır. Ayrıca hem banka bonoları hem de tahvilleri genel olarak yüksek getiri imkânı sağlar. Vade sonuna kadar elde tutulduğunda belirli bir getiriyi garanti eder. Bahsi geçen menkul kıymetlerde ikinci el alım satım yapmak da mümkündür. Vade sonu beklenmeden banka tahvilini nakde çevirmek istendiğinde o günün piyasa koşulları baz alınarak işlem yapılır.
Bankalar, bono ve tahvilin vade sonundaki getirisini yatırım yapılmadan önce müşterilerine gösterir. Bu sebeple banka tahvili getirisinin yatırım için ibraz edilen günün sonunda ne kadar olacağı başından bilinir. Nominal değer, vade başında söz konusu faiz oranına göre belirlenen süre sonunda hesaba yatar. Aynı zamanda vade gelmeden önce satış işlemi yapıldığında da piyasa değerine göre getiri sağlanabilir.
Banka bonosu faiz oranları ve vade süreleri, yatırım yapmak isteyen kişiler için son derece avantajlıdır. Acil nakit ihtiyacı doğduğu an bono ya da tahvil o güne ait faiz oranında ilgili menkul kıymet satışı yapılabilir. Zamanından önce satıldığı için tüm getiri yok olmaz. Banka tahvil faizlerine göre paranın ne kadar süre yatırılacağına karar verilebilir.
Farklı yüzde oranları anlamına gelen baz puan, tanım olarak faiz oranları ile ilişkilidir. Baz puan, faiz oranları üzerinde yaşanan değişimi ifade edilmesini sağlayan ölçüm birimi olarak ifade edilmektedir. Merkez Bankası tarafından açıklanan aylık faiz kararlarının hareketine göre her yüzde oranı farklı bir baz puanı ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile, bireyleri yakından etkileyen faiz oranları yıl boyunca 12 defa Merkez Bankası tarafından açıklanmaktadır.
Kısaltması “BP” olan baz puan, Merkez Bankası tarafından açıklanan faiz oranını gösteren ölçü birimi olarak öne çıkmaktadır. Açıklanan faiz kararı neticesinde döviz piyasası üzerinde belirli hareketlenmeler meydana gelmektedir. Döviz piyasasında hareketlenme de aynı şekilde tüketim, tasarruf ve yatırımları yakından etkilemektedir. Baz puan tanımından hareketle bakıldığında, baz puanın virgülden sonra gelen dördüncü haneye denk geldiği de anlaşılmaktadır.
Farklı bir açıdan bakıldığında ise, değişimin 100 baz puan olması yüzdesel cinsten %1 oranında bir değişimi ifade etmektedir. İki farklı getiri oranının karşılaştırılmasında kullanılan bu puan, hem üreticileri hem de tüketicileri yakından etkilemektedir. Tüketici açısından bakıldığında her bir baz puan değişimi döviz kurunu etkilediği için fiyatlar üzerinde değişim meydana gelecektir. Bu sayede de tüketicilerin daha önce bir mal sepetini satın almak için ödedikleri tutar kur değişimi birlikte farklılaşacaktır. Baz puan değişiminden etkilenen bir diğer grup ise, üreticilerdir. Üreticiler açısından bakıldığında, bir malın ya da hizmetin üretilmesi için dışarıdan sağlanan hammadde ve girdilerin fiyatı değişecektir. Bu yüzden de üreticilerin ilgili mal ya da hizmet için talep ettikleri fiyat yükselecek ya da azalacaktır. Fiyatlarda yaşanan değişim ise üreticilerin kazançlarını etkileyecektir.
Baz puan değişimlerinin karşılık geldiği yüzdesel faiz oranları şöyledir: İlgili faiz %5,25 orandan %6,75’e çıkması durumunda karşılık geldiği baz puan değişimi 150 baz puan olarak anlaşılmaktadır. Çünkü faiz oranlarındaki %1’lik değişim baz puan olarak 100’dür. Farklı bir örnekle açıklamak gerekirse; faiz oranının %20 iken %18’e düşmesi demek 200 baz puan azalma ya da 200 baz puan indirim anlamına gelmektedir.
Faiz oranlarında meydana gelen %2,5 değişim ile baz puan olarak 250 baz puan değişim anlaşılmaktadır. %5 faiz oranı değişimi 500 baz puan; %4,5 faiz oranı değişimi 450 baz puan; %4 faiz oranı değişimi 400 baz puan; %3,5 faiz oranı değişimi 350 baz puan; %3 faiz oranı değişimi ise, 300 baz puan değişimine denk gelmektedir.
Merkez Bankası resmi faiz oranlarını kullanarak para arzını ve vade yapısı itibariyle kısa vadeli olan faiz oranlarını kontrol edebilmektedir. Bankaların ilgili durumlarda likiditeye ihtiyacı olduğunda Merkez Bankası bankalara kısa vadeli olarak borç vermektedir. Piyasada bulunan fazla likidite konusunda da Merkez Bankası piyasadaki fazla likidi azaltmak için borçlanmaktadır. Her iki durumda da faiz oranı söz konusu olmasından dolayı; Merkez Bankası belirleyici rol oynamaktadır. Merkez Bankası tarafından belirlenen ilgili faiz oranı ise politika faizi olarak adlandırılmaktadır. Politika faizini belirleyen Merkez Bankası faiz oranı sayesinde hem iktisadi olayları hem de fiyatlar genel düzeyini etkilemektedir. Fiyatlar genel düzeyinde yaşanacak değişimler de aynı şekilde hem üretici hem de tüketiciyi olumlu ya da olumsuz etkilemektedir.
Fiyatlar genel düzeyinin yükselmesi tüketicilerin önceden daha uygun fiyata almış oldukları mal ve hizmetleri yükseliş ile birlikte daha yüksek fiyatlardan satın alacaklarını göstermektedir. Üreticiler açısından bakıldığında da, döviz kurunun da etkilenmesiyle dışarıdan satın alınacak olan hammaddeler önceye kıyasla daha pahalıdır. Hammadde ve girdilerin daha pahalı bir hale gelmesi mal ve/veya hizmet fiyatlarında yükselişe neden olacağı için üreticilerin satışları da azalışa geçecektir.
İki farklı getiri oranı ya da faiz oranı değişimlerinin kıyaslanmasında kullanılan baz puan üzerinden değişimler ifade edilmektedir. İlgili değişimlerin baz puan değişimi olarak açıklanması hem yatırımcıların hem de finansçıların işini kolaylaştırmaktadır. Daha açık anlatmak gerekirse; faiz oranlarındaki değişimlerin baz puan cinsinden dile getirilmesi hem finans kuruluşlarınca hem de yatırımcılar tarafından kolaylık olarak algılanmaktadır.
Bir ölçüm birimi olması ile bilinen baz puan, ondalık gösterimde virgül sonrasındaki dördüncü haneyi ifade etmektedir. Örnek vermek gerekirse; 100 baz puan değişimi yüzdesel cinsten faiz oranları üzerindeki %1’lik değişim anlamına gelmektedir. Haberlerde sıklıkla duyduğumuz Amerikan Merkez Bankası olan FED’in faiz oranları üzerinde 25 baz puan değişime gittiği açıklama faiz oranı üzerindeki %0,25 değişime denk gelmektedir.
Düşük faiz oranlarının uygulandığı ülkelerde faiz oranı %0,25 değişti demek yerine faiz oranı üzerinde 25 baz puanlık değişim meydana geldi olarak ifade edilmektedir. Merkez Bankasının temel amaçlarından birisi olan fiyat istikrarı ülke ekonomisini yakından etkilemektedir. Merkez Bankası fiyat istikrarı amacından dolayı faiz oranlarını düşürebileceği gibi; faiz oranlarını yükseltedebilmektedir. Faiz oranlarının kendi içerisinde nominal faiz oranı ve reel faiz oranı olarak ayrıldığı bilinmektedir. Nominal faiz oranı bankalar tarafından açıklandığı gibi; reel faiz oranı ise, enflasyon ile ilişkilidir. Reel faiz oranı tanım olarak, enflasyondan arındırılmış olan faiz şeklinde ifade edilmektedir.
Bono, sıkça tercih edilen kıymetli bir evraktır. Kısaca ”emre yazılı olan ödeme taahhüdü” şeklinde de açıklanabilir. Daha açıklayıcı bir anlatım ile bono, bir kurum ya da şirketin yatırımcılardan aldığı borcu gösteren bir çeşit belgedir. Alınan borç paranın belirli bir süre geçtikten sonra geri ödeneceğini belirtir.
Bu ticari belgenin bir diğer ismi de emre muharrer senet olarak bilinir. Yatırımcılar tarafından sıkça tercih edilen bu belge, portföylerin çeşitlenmesini sağlar. Aynı zamanda risksiz yatırım araçlarından biri olması sayesinde de son derece güvenilirdir. Bono nedir sorusunun cevabı genel hatlarıyla bu şekilde açıklanabilir.
Borç senetleri iki farklı şekilde tahsil edilebilir. İlk yöntem, ödeme günü geldiğinde alacaklının borçlu kişiye başvurması ile yapılabilir. Kişi, senedi vererek tahsilatı kolayca gerçekleştirebilir. İkinci yöntemde ise alacaklı, ödeme günü gelmeden bankaya gider ve senedi iskonto ettirdikten sonra tahsilatı tamamlayabilir. Söz konusu senet iskonto ettirildiğinde faiz gelirinde değişiklik olabileceğini unutmamak gerekir.
Bonoya sahip olan kişilerin firmadan ya da devletten belli bir miktar alacağı bulunur. Bu belge tipinde hisse senedinin aksine ortaklık hakkı mevcut değildir. Kredi aracı olarak da düşünülebilen menkul kıymet, bazı durumlarda senet ile karıştırılabilir. Bu iki kavramın benzer özellikler gösterse de birbirinden ayrıldığını unutmamak gerekir.
Bononun vadeye sahip olması, belgenin sık bilinen özelliklerindendir. Bu vade; iki aydan az, 12 aydan fazla olmayacak şekilde belirlenir. Sözleşmede belirtilen vadenin sonunda ise bono faiz oranı hesaplanarak söz konusu miktar yatırımcıya geri ödenir.
Bono unsurları arasında lehtar ve muhatap adı verilen iki taraf yer alır. Lehtar alacaklı olan kişi, muhatap ise borçlu olan taraf anlamına gelir. Taraflar, bono düzenleme işlemini yaparken belgenin yasal ve geçerli olabilmesi için çeşitli unsurlara dikkat etmelidir. Bu unsurlar şu şekildedir:
Bono türleri, basıldıkları yere ve kullanım amaçlarına bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Bu türlere aşağıdaki başlıklar üzerinden ulaşabilirsiniz.
Hazine bonosu, birikimlerini garanti altına almak isteyen kişilerin tercih ettiği devlet güvencesi altındaki borçlanma senedidir. Bu belgelerin vade süreleri iki aydan fazla, on iki aydan az olur. Bu süre zarfında belgeler portföyde tutulursa anapara ile birlikte faiz de geri alınır. Bu özelliği sayesinde risk ögesi barındırmayan borçlanma senedi olarak bilinir. Bu belge türü, ülkelerin Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılır. Kişiler, banka ya da aracı kurum sayesinde belgelere yatırım yapabilir.
Bu belge türü, Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası (eski ismi ile İstanbul Altın Borsası) üyesi bankalar tarafından çıkarılan bir senettir. Bu senetler iskontolu ya da iskontosuz bir şekilde satışa sunulabilir.
Halka arz edilerek satışa çıkarılan banka bonoları, yıllık bazda hesaplanır. Hesaplama işleminde ise vade sayısına ve iskonto oranına bakılır. Bu belge türünde bankalar menkul kıymetleri borçlu şekilde ihraç edip iskontolu olarak satışa sunar. İhraç etme sebebi ise sermaye piyasalarından kaynak sağlamaktır. Söz konusu durum, yatırımcılara farklı bir getiri kaynağı da yaratır. Bu belge türü, devlet tahviline göre daha fazla getiriye sahiptir. Getiri miktarı, vade sonunda yapılan hesaplama ile belirlenir. Banka bonolarının sunduğu avantajlar aşağıdaki gibi listelenir:
Bu belge türü genel olarak işletmelerin kısa vadeli fon ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Anonim ortaklık statüsündeki bankalar ya da finans kuruluşlarının ihraç ettiği senetlerdir. Bu belgelerin geri ödeme süreleri ise en fazla dokuz aydır.
Bono, basit faiz kullanılarak hesaplanır. Bileşik faiz oranı kullanılarak bir hesaplama yapmak gerekirse ilk olarak basit faize dönüşüm yapılması gerekir. Ardından anaparanın söz konusu süre içerisinde elde edeceği getiri miktarı, aşağıda yer alan formül ile hesaplanabilir:
(Anapara / 100) x (Basit faiz / 365) x Gün sayısı
Bono hesaplama işlemi, tercih edeceğiniz belge türüne göre değişiklik gösterebilir. Bono örneği olarak hazine tarafından çıkarılan borçlanma senetleri söz konusuysa kişiler, tercih ettikleri bankanın web sitesine göz atabilir. Açılan sayfaya işlem tipi (alış – satış) ve tutar bilgilerini girerek hesaplama işlemini kolayca yapabilir.
Bileşik faiz veya diğer adı ile mürekkep faiz tanım olarak; ara dönemlerde gerçekleşen faizlerin anaparaya eklenmesi sonucunda ortaya çıkan toplam üzerinden ödenen faiz anlamına gelmektedir. Farklı bir açıdan ele alındığında ise, bileşik faiz geçerli ise yatırımcıların bankaya koydukları anaparaları sabit sayılmamaktadır. Çünkü mürekkep faiz söz konusu olduğunda faizin faizi hesaplanarak tekrar eklenir, böylelikle yatırımcının koyduğu anapara üzerinde her devrede farklılık olur.
Aslında bakıldığında mürekkep faiz uygulamasında doğrusal olmayan bir ilişki söz konusudur. Ülkemizdeki hukuk sisteminde bileşik faiz uygulaması için bazı istisna durumlar olmakla beraber; uygulanması yasaklanmıştır.
Mürekkep faiz uygulamasının istisnai durumlar dışında yasaktır. Mürekkep faizin uygulanabilmesi için yerine getirilmesi istenen koşullar şöyle sıralanmaktadır:
Yukarıda ifade edilen iki koşulun yerine getirilmesi gerekmekte olup; koşulları yerine getiren kişiler veya kurumlar bankaya yatırmış oldukları anapara üzerine mürekkep faiz alabilmektedir. Bileşik faiz içerisinde ifade edilen devrelerin 1 yıldan kısa periyotlarda gerçekleşmesinden dolayı çok fazla devre bulunabilir. Devrelerin fazlalığı hesaplama açısından mürekkep faizin uzun zaman aldığının göstergesidir.
Mürekkep faizin nasıl hesaplandığına ilişkin bilgi alınmadan önce bileşik faiz hesaplamasında önemli olan formüller ve harflerin bulunduğu bilinmelidir. Yatırımcının bankaya yatırdığı anapara tutarı, bankalar tarafından dönemsel olarak uygulanan faiz yüzdesi ve faizin tekrarlanma zamanı bileşik faiz uygulamasında bilinmesi gerekenlerdir. Mürekkep faiz hesaplanırken yatırımcının bankaya yatırdığı anapara “p” harfi ile ifade edilmektedir. Formül içerisinde p ile gösterilen ilgili yerlere kişilerce bankaya yatırılan anapara tutarı yazılır. Formülde anapara üzerine işleyecek olan dönem faiz “İ” harfi ile gösterilir, faizin tekrarlanma dönemi yani faizin yineleme zamanı ise “N” ile ifade edilmektedir.
Bankalar tarafından anapara üzerine ilk işleyen faiz ilgili tutara eklendikten sonra yineleme tutarı yazılmaktadır. Devre diğer bir ifade ile dönem sayısı “T” olarak gösterilir. Mürekkep faiz ile ilgili öne çıkan hususlardan birisi de uygulamanın aylık veya yıllık olarak yapılabileceğidir. Yanlış bir hesaplama yapılmaması için mürekkep faizin aylık mı yoksa yıllık mı yapılacağına dikkat edilmelidir.
Mürekkep faiz hesaplamasında kullanılan formül; F= (N+1) / 100 olarak ifade edilmektedir. Vadelerin tamamlanmasının ardından elde edilen faizler anapara üzerine eklenmektedir. Faiz eklendikten sonra ortaya yeni bir anapara çıkar ve ilgili anapara üzerinden hesaplanan yeni faiz bileşik faizdir. Vadenin tamamlanmasının ardından ortaya çıkan toplam sermaye: Yeni Anapara * (1+Faiz Oranı) Dönem Sayısı bir başka gösterim ile A.(1+n)t formülü ile hesaplanmaktadır.
Mürekkep faiz hesaplaması yapacak olan kişilerin, üslü ifade içeren formül kullanılmasından dolayı logaritmik işlemler yapabilen gelişmiş hesap makinelerine ihtiyacı vardır. İleri seviye işlemlerin gerçekleştirilemediği hesap makinelerinde bileşik faiz hesaplaması yapmak mümkün olmayacaktır.
Mürekkep faiz diğer adıyla mürekkep faiz, kişi veya kurumlara ciddi oranda faiz getirisi sağlayacağı için kanunlarca yasaklanmıştır. Kişi ve kurumların yukarıda da belirttiğimiz üzere iki koşula dikkat ettikleri sürece mürekkep faiz işleyebilmektedir. İlgili koşulları yerine getiren kişi ve kurumlar için; ticari nitelik taşıyan antlaşmalar, kredi kartı sözleşmeleri başta olmak üzere bazı sözleşmeler için de kanunen esneklik tanınmıştır. Mürekkep faiz uygulaması ile birlikte bankalar yüksek kazanç sağlamaktadır.
Paranın kullanımı karşılığında tahsil edilen ilave borç, faiz olarak adlandırılmaktadır. İlave borç olarak da isimlendirilen faizin iki farklı tahsil edilme şekli vardır. Tahsil şekilleri; basit faiz ve bileşik faiz olarak isimlendirilir. Basit faiz, anapara miktarının yüzdesi olarak hesaplanmakla birlikte; bileşik faiz ise, anapara üzerinden hesaplanan ilk faizin eklenmesi ile ortaya çıkar.
Basit faiz hesaplamasında dönüş az iken; mürekkep faizde dönüş basit faize kıyasla oldukça yüksek olmaktadır. Mürekkep faiz hesaplamaları basit faize oranla karmaşık bir yapıya sahiptir. Basit faiz hesaplaması ile elde edilen getiri bileşik faiz ile kıyaslandığında daha düşük olarak görülür.
Borsa İstanbul’da işlem gören en değerli 100 hissenin belirlendiği endeks BIST 100 olarak tanımlanır. Bu endekse dâhil olan hisseler piyasa ve işlem hacmi gibi kriterlere göre belirlenir. Söz konusu sıralama, piyasanın hacmini ölçmek için kullanılan bir göstergedir.
BIST 100 hisseleri, eski adı IMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) olan Borsa İstanbul tarafından belirlenir. IMKB 100 hisseleri için işlem kodu XU100’dür. Söz konusu endekste yer alan hisseler yerel ve uluslararası yatırımcılar tarafından takip edilir. BIST 100, borsa hakkında detaylı bilgi veren bir sıralamadır. Bu göstergeyi takip ederek Türk piyasasında yüksek kamuoyu arzına sahip olan firmalar hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Söz konusu endeks, ülke ekonomisinde ön plana çıkan sektörler hakkında da fikri verebilir.
“BIST 100 ne kadar?” sorusunu yanıtlarken bu endeksin çeşitli kriterlere göre belirlendiğini söylemek faydalı olur. Piyasa kapitalizasyonu hisselerin değerini belirleyen temel husustur. Bu kavram, şirketlerin tedavüldeki tüm hisselerinin piyasa değerini ifade eder. Borsa İstanbul endeksinde yer alan varlıkların hesabı, hisselerin sayısı ve değeri çarpılarak hesaplanır.
Arz talep dengesi BIST endeksi için belirleyici bir unsurdur. Hisselerin piyasalarda gördüğü talep arttıkça sıralamadaki yeri de doğal olarak yükselir. Borsa İstanbul’da işlem gören bir şirketin varlıkları piyasada talep gördüğünde hisselerinin ilk 100’de yer alması mümkündür. Bu endekste yer alıp başarılı bir grafik izleyen firmalar BIST 30 sıralamasına da dâhil olabilir.
BIST 100 hisseleri A ve B grubunda yer alan varlıklar arasından seçilir. Açıklamak gerekirse; 30 milyon TL ve üstü değerde olan paylar A grubunda yer alır. 10 ile 30 milyon TL arasındaki paylar ise B grubundadır. C ve D grubuna dâhil olan hisseler BIST indekslerinde yer almaz.
Borsa İstanbul BIST 100 hisseleri, özel bir formül kullanılarak değer gören varlıklar arasından seçilir. Bu süreçte fiyat ve getiri endeksi hesaplanır. Söz konusu hesaplamada fiyat ve getiri arasındaki temettü ödemeleri ortaya çıkar. Varlıkların piyasa değeri bu şekilde belirlenir.
BIST endeksinde yer alan varlıklar yılın çeşitli dönemlerinde gözden geçirildikten sonra belirlenir. Borsa İstanbul’da işlem gören paylar yılda 4 kez kontrol edilir. Söz konusu kontrollerde yüksek değere sahip olanlar BIST 100 endeks sıralamasına dâhil edilir.
BIST 100 kaçta açılır ve ne zaman kapanır diye düşünebilirsiniz. Endeks çalışmaları resmî iş günlerinde yapılır. Borsa İstanbul’un açık olduğu günlerde gerçekleştirilen çalışmalar sabah 09.40 saatinde başlar. Borsa 100 çalışma saatleri yarım iş günlerinde 12.40’ta sonlanır. Çalışmalar tam mesai günlerinde 18.10’a kadar sürer. Borsa İstanbul, hafta sonlarında, dinî ve millî bayramlar başta olmak üzere resmî tatillerde kapalı olduğu için bu günlerde endeks işlemi yapılmaz.
BIST 100 endeksi, Borsa İstanbul’da işlem gören en yüksek piyasa değerine sahip hisseleri gösterir. Borsadaki aşağı ve yukarı yönlü hareketler, söz konusu endeks üzerinden izlenir. Aynı zamanda bu liste, yatırımcıların borsanın genel performansı hakkında gözlem yapmasını da sağlar. Dolayısıyla BIST 100, küçük ve büyük ölçekli tüm yatırımcılar tarafından düzenli olarak takip edilir. XU100 koduna sahip olan bu endeksin belirlenmesinde ise hisselerin işlem hacmi ve piyasa değeri gibi etkenler göz önünde bulundurulur.
BIST 100 endeksi hesaplama yöntemi, piyasalar ile yakından ilgilenenlerin merak konuları arasında yer alır. Endeksin hesaplanması için öncelikle listede yer alacak payların belirlenmesi gerekir. BIST 100 hesaplamasında endekse dâhil edilecek paylar, A ve B grubu hisselerin arasından seçilir. A grubunda Borsa İstanbul’da en çok işlem gören hisse senetleri yer alır. Fiili dolaşım miktarı nispeten daha az olan hisseler ise B grubunda değerlendirilir. Bu endeksin hesaplanmasında Yıldız ve Ana Pazar paylarına yer verilir. Ayrıca Kolektif Yatırım Ürünleri ve Yapılandırılmış Ürünler Pazarı’nda işlem gören gayrimenkul ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları da dikkate alınır.
BIST 100 hesaplama işleminde endekse dâhil edilen paylar, zaman ve piyasa değeri gibi etkenlerle beraber değerlendirilir. Bu borsa endeks hesaplamasında Et= Σ (Fit x Hit x Nit) / Bt formülü kullanılır. Aşağıdaki listeden söz konusu formülde yer alan değişkenlerin hangi anlamlara geldiğini öğrenebilirsiniz.
Formülde yer alan “t zamandaki” ifadesi, önceden belirlenen bir tarihi ifade eder. Ayrıca ilgili formül incelendiğinde piyasa değeri diğerlerine göre nispeten yüksek olan bir payın, endeksi daha çok etkileyeceği görülebilir. Bu nedenle BIST endeks hesaplamasındaki hisse senetlerinin ağırlığı %10 ile sınırlandırılmıştır.
Ayrıca “Endeks nedir?” içeriğimize de göz atabilirsiniz..
Endeks hesaplaması yaparken bu işlemin iki farklı yönteminin olduğunu bilmekte fayda vardır. Getiri ve fiyat endeksi olarak birbirinden ayrılan bu yöntemlerin arasındaki fark temettü ödemelerinden kaynaklanır. Fiyat endeksinde temettü ödemeleri, portföy dışında değerlendirilir ve formülün bölen değerinde düzeltme yapılmaz. Bunun aksine getiri endeksinde, ödenen temettülerin yeniden borsaya yatırıldığı kabul edilir ve bölen değeri payların ağırlığı oranında yeniden düzenlenir.
Dolar bazında BIST 100 endeksi hesaplaması, basit bir formül üzerinden yapılabilir. Bu hesaplamanın yapılabilmesi için işlemin gerçekleştirildiği tarihteki en düşük kur kullanılır. Bunun için öncelikle Türk lirası bazında endeksin ulaştığı değer, sabit katsayı olarak belirlenen 10.000’e bölünür. Ardından çıkan sonucu, doların ilgili gündeki en düşük seviyesine bölmek gerekir. Çıkan sonuç, hesaplamanın yapıldığı tarihte endeksin dolar karşısında kazandığı veya kaybettiği değeri gösterir.
Bedelsiz sermaye artırımı, borsada düzenli şekilde yatırım yapan kişilerin karşılaştığı bir durumdur. Piyasaları yakından takip eden yatırımcılar için “Bedelsiz sermaye artırımı nedir?” sorusu merak konusudur. Bu konuyu açıklığa kavuşturmadan önce bilanço konusuna değinmek gerekir.
Bilanço, bir şirketin belirli tarih aralıklarındaki durumunu açıklayan mali tablolar olarak tanımlanır. Şirketin finansal kaynaklarına ilişkin olan bu kavram, kurumun varlıklarının net bir şekilde anlaşılması açısından önemlidir. Bedelsiz sermaye ise şirketin kaynaklarına nakit giriş ve çıkış işlemi yapılmadan anamalın yükseltilmesi anlamına gelir. Şirket, bu durumda kendi iç kaynaklarını veya elde ettiği kârı kullanarak sermaye artışına gider. Özsermaye kalemi altındaki hesaplar arasında bir değişiklik gerçekleşir. Bu işlem şirketin daha fazla hisseye bölünmesini de beraberinde getirir.
Bedelsiz sermaye artırımı için ne yapmalı sorusunun cevabı ise oldukça basittir. Şirket, iç kaynaklarını kullanarak hisse senetlerini ortaklara dağıtır. Emisyon primi, temettü, iştirak, yeniden değerleme artışı ve yedekler, sermaye artırımında kullanılır. Dışarıdan finansal bir kaynak arayışı olmadığı için ortaklar hisse dağıtımında herhangi bir bedel ödemez.
Hangi şirket bedelsiz sermaye artırımı kararı aldı? Kaç TL’ye yükseltildi? Şirketlerle alakalı merak ettiğin tüm haberleri Midas Podcast’te dinleyerek takip edebilirsin.
Sermayenin yükseltilmesi sırasında şirket varlıklarına nakit giriş ve çıkışı yapılmaması “Bedelsiz sermaye artırımı neden yapılır?” sorusunu akıllara getirir. Bu soru iki şekilde cevaplanır. İlki; şirketlerin ödenmiş sermayesinin ekonomik koşullar karşısında reel bir erime yaşamasıdır. Yıllara bağlı olarak değişen enflasyon, şirket sermayesinin belirli bir süre sonra düşük görünmesine neden olur. Şirketler, değer düşüklüğü yaşamamak için bedelsiz sermaye artırımı yapar.
Bedelsiz sermaye artırımının ikinci nedeni ise şirketin daha fazla hisseye bölünmesinin piyasalar tarafından olumlu karşılanmasıdır. Bir şirketin hisse fiyatının belirli bir seviyenin üzerine çıkması alış ve satış işlemlerinin yavaşlamasına neden olur. Bedelsiz sermaye artırımı ile hisselerin bölünmesi, senetlerin likiditesine katkı sağlar.
Ayrıca daha sonra Sermaye Artırımı Nedir içeriğimize de göz atabilirsiniz.
“Bedelsiz sermaye artırımı avantajlı mı?” sorusu hem şirketler hem de yatırımcılar tarafından merak edilir. Bu sorunun cevabı şirketin finansal kaynaklarına göre değişiklik gösterir. Bu işlem sonucunda şirket ortaklarına karşılıksız bir şekilde hisse devri yapılır. Hisse devri şirketin esas sermayesini değiştirmediği gibi piyasadaki konumunu da etkilemez. Hisse senetlerinin değerini değiştirmek için likiditeyi yükseltme yolu tercih edilir.
Pek çok kişi tarafından araştırılan “Bedelsiz sermaye artırımı iyi midir?” sorusu ise enflasyondan ve değer kaybından korunmak için faydalıdır şeklinde cevaplanabilir. Ayrıca bedelsiz sermaye artırımına giden şirketler, vergi noktasında da çeşitli avantajlara sahip olur. Bu şirketler daha düşük oranlı vergi öder.
Yatırımcılar için “Borsada bedelsiz sermaye artırımı hisseyi nasıl etkiler?” sorusu merak konusudur. Burada şirketin özsermayesinde herhangi bir artış veya azalma olmaz. Yalnızca hisse başı defter değerinde bir düşüş gözlemlenir. Ayrıca hisse ortaklara dağıtıldığı için fiyat noktasında bedelsiz artış oranında bir düşüşe uğrar. Bu düşük ise şirketin toplam piyasa değerinde herhangi bir farklılık yaratmaz.
Bedelsiz sermaye artırımı hesaplama işlemi mevcut lot sayısı üzerinden yapılır. Mevcut lot sayısı, sermaye artırımına giden şirket hisselerinin adedini ifade eder. Ayrıca hisselerin bölünme oranı ve fiyatı da hesaplama işlemi sırasında kullanılır. Bölünme oranı, rüçhan hakkının kullanıldığı değeri ifade eder. Bu oran şirket tarafından doğrudan açıklanır. Hisse fiyatı ise payın ortaklara dağıtılmadan önceki ortalama değeridir. Hesaplama formülünde mevcut lot oranı ile kazanılacak lot sayısı çarpıldıktan sonra çıkan sonuç 100’e bölünür. Örneğin; hem mevcut lot hem de bölünme oranı 100 ise kazanılacak hissenin de 100 lot olduğu sonucu ortaya çıkar.
Son olarak ise “Hisse senedi Bölünmesi Nedir” içeriğimize göz atabilirsiniz.
Borsa İstanbul; yatırımcıları bir araya getiren ve alım-satım işlemlerinin güvenli, adil ve rekabetçi bir zeminde yapılmasını sağlayan kuruluştur. Türkiye’de borsa işlemleri, kısa adı BİST olan Borsa İstanbul’da gerçekleştirilir. Bu kurum, ülkemizde faaliyet yürüten tek borsa organizasyonu olma özelliği taşır.
İlk kez İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ismiyle faaliyete geçen kuruluş, Borsa İstanbul adını 5 Nisan 2013 tarihinde almıştır. Türkiye’de hisse senedi alım satım işlemlerini gerçekleştiren her birey, Borsa İstanbul (BİST) bünyesinde faaliyet gösterir. İstanbul Borsası 9 üyeden oluşan bir kurul tarafından yönetilir. Borsa İstanbul ne kadar başarılı ve geniş hacimli olursa ekonomiye de o denli likidite ve kaynak sağlanır.
BİST, borsada işlem görmeye uygun olan değerlerin rekabetçi, güvenilir ve istikrarlı bir ortamda alınıp satılması için uygun bir zemin oluşturmayı hedefler. Bu kapsamda çeşitli kıymetlerin alım satım emirlerinin amaçlanan çerçevede bir araya gelmesi için faaliyet yürütür. BİST, borsada ortaya çıkan fiyatları tespit ve ilan etmekle yükümlüdür. Ayrıca bu fiyatları ilan etmek suretiyle yeni piyasalar, pazar yerleri ve platformlar oluşturabilir. Borsa İstanbul piyasaları yönetmek ve işletmek gibi vazifeleri yerine getirir. BİST faaliyetlerinin amacı doğrultusunda gerçekleşip gerçekleşmediği Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetlenir.
Ayrıca bakınız; Canlı Borsa Takip Ekranı
BİST işlem saatleri söz konusu kurumun bünyesinde bulunan piyasaların türüne göre farklılık gösterir. Örneğin tam gün işlem gören Pay Piyasası’nın açılışı 09.40’ta, kapanışı ise 18.10’da gerçekleşir. Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP) 09.30 – 18.10, diğer türev pazarlarında ise 09.30 – 18.15 saatleri arasında aktiftir.
Kıymetli Madenler Piyasası’nda 24 saat kesintisiz işlem yapabilmek mümkündür. Ödünç işlemleri ile elmas ve kıymetli taş piyasalarının da faaliyet saatleri 09.45- 17.30 arasındadır. BİST bünyesindeki Borçlanma Araçları Piyasası ise 09.30’da işlem yapmaya başlar. Bu piyasa tam günlerde 17.30’da, yarım günlerde 11.50’de kapanır. Borsa İstanbul’un son durumu anlık olarak veya kapanış saatlerinin ardından izlenebilir.
Yabancı Yatırımcının İlgisini Çekebilecek Cazip Hisseler
İstanbul Borsası hisselerine yatırım yapmak isteyen bireyler öncelikle kendilerine bu platforma özel bir hesap oluşturmalıdır. Hesap açan yatırımcılar, işlem yapmak istedikleri ürünleri belirleyebilir. Söz konusu ürüne ilişkin alım – satım emirlerini yazılı, sözlü, internet üzerinden ya da telefon yoluyla iletebilirler. Yatırımcıların pay piyasasındaki bu emirleri Takasbank tarafından kesinleştirilir. Yatırımcılar hem kendi hesaplarından hem de Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda müşteri adına açılan hesaptan portföylerini izleyebilir.