Wall Street’te sessiz ama derin bir dönüşüm yaşanıyor. Yapay zekâya olan yüksek talebin doğurduğu hesaplama gücü açlığı, yatırımcıları beklenmedik bir yöne çevirdi: halka açık Bitcoin madencileri.
Bir zamanlar yalnızca “üretilen coin miktarıyla” değerlenen bu şirketler, artık “Yapay zeka altyapı sahipleri” olarak yeniden fiyatlanıyor. Çünkü yapay zekâ sistemlerinin devasa işlem gücü ihtiyacı, enerji ve veri merkezi kapasitesini stratejik bir varlık haline getirdi.
Eskiden madencilik cihazlarıyla blok ödüllerine odaklanan bu şirketler, şimdi aynı elektrik altyapısını yapay zekâ şirketlerine kiralayarak uzun vadeli gelir akışları yaratıyor. Kısacası, “madenciler” artık “yapay zeka baronlarına” dönüşüyor.
Applied Digital: Dönüşümün kanıtı
Bu dönüşümün en net örneklerinden biri Applied Digital (APLD). Şirketin 2026 mali yılının ilk çeyrek sonuçları, modelin artık çalıştığını gösteriyor.
Gelirini geçen yıla göre %84 artırarak 64,2 milyon dolara çıkaran Applied Digital’in en dikkat çekici kalemi, kiracılara sunduğu altyapı hizmetlerinden elde ettiği 26,3 milyon dolarlık gelir oldu. Şirket henüz 27,8 milyon dolar net zarar açıklasa da projeler devreye girdikçe kârlılığın hızla artması bekleniyor.
En büyük kırılma noktası, 400 MW kapasitedeki Polaris Forge 1 kampüsünün tamamının CoreWeave’e kiralanması oldu. Bu anlaşma, yaklaşık 15 yıl boyunca 11 milyar dolar tutarında kiralama geliri yaratacak. Applied Digital ayrıca Macquarie ile proje finansmanı üzerinde çalışıyor ki bu da genişleme planlarını güvence altına alıyor.
Model değişiyor: Saatlik hesaplama yerine “kira geliri”
Burada ilginç olan, bu şirketlerin artık “hesaplama gücü kiralayan” değil, veri merkezi emlak yatırım ortaklığı benzeri bir yapıya evrilmeleri.
Gelirleri artık megawatt başına dolar üzerinden uzun vadeli, dolar bazlı kontratlarla hesaplanıyor. Bu da onları hem GPU fiyatlarındaki dalgalanmalardan koruyor hem de öngörülebilir nakit akışı sağlıyor.
Bu yeni yapıda iki ana model oluştu:
- GYO Modeli: Şirket, müşteriye enerji, alan ve soğutma sağlar; müşteri GPU’ları kendisi getirir.
- Sunucu/Hibrit Model (Neocloud): Şirket GPU’ları kendisi satın alır ve doğrudan hesaplama gücü satar. Bu model daha riskli ama getirisi de daha yüksek.
GYO modeli önderleri: Core Scientific, Cipher ve TeraWulf
Core Scientific (CORZ), dönüşümün en büyük oyuncusu haline geldi. CoreWeave ile 12 yıllık bir hosting anlaşması imzalayarak 6 farklı lokasyonda yaklaşık 500 MW kapasite kiraladı. Bu anlaşmaların toplam değeri 8,7 milyar dolara kadar çıkabilir.
Üstelik CoreWeave, Core Scientific’i hisseyle satın almayı planlıyor ve birleşme 2025’in son çeyreğinde tamamlanacak. Bu satın alma, piyasanın yapay zeka baronlarını “enerji temelli bir emlak modeli” üzerinden yeniden fiyatlamasının simgesi.
Bir diğer güçlü oyuncu Cipher Mining (CIFR). Google’ın çatı şirketi Alphabet destekli bu şirket, Fluidstack ile 168 MW’lık, 10 yıllık yapay zeka hosting anlaşması yaptı. Yaklaşık 3 milyar dolarlık sözleşme kapsamında Google 1,4 milyar dolar taahhüt verirken, Cipher’da %5’in üzerinde hisse alıyor. Bu, teknoloji devlerinin artık doğrudan bu alana sermaye koymaya başladığını gösteriyor.
TeraWulf (WULF) ise fiyat belirleyici rolünde. Fluidstack ile yaptığı iki büyük sözleşmeyle 200 MW üzerinde kapasiteyi 10 yıllığına kiraladı. Google bu anlaşmalara da destek vererek şirkette yaklaşık %8’lik pay edindi. Sözleşmelerin birim gelir düzeyi megawatt başına yılda 1,85 milyon dolar seviyesinde. Bu, sektör için yeni bir fiyat referansı oluşturdu.
Sunucu modeli: Yüksek risk, yüksek getiri
GYO modeli kadar popüler olmasa da, bazı şirketler GPU’ları kendileri satın alıp doğrudan yapay zeka bulut hizmeti sunmayı tercih ediyor. Bu strateji daha fazla sermaye gerektiriyor, ama getirisi de buna paralel artıyor.
Bu modelin önde gelen ismi Iris Energy (IREN). Şirket şu anda yaklaşık 23.000 GPU’ya sahip ve bunların 11.000’i halihazırda kiralanmış durumda. Bu kiralamalardan 225 milyon dolar yıllık tekrar eden gelir elde ediyor. IREN’in hedefi, 2026’nın ilk çeyreğinde bu rakamı 500 milyon doların üzerine çıkarmak. Yeni nesil Nvidia Blackwell sistemlerinin devreye girmesiyle bu hedef ulaşılabilir görünüyor.
Bir diğer dikkat çeken isim Hut 8 (HUT). Şirket, Chicago’da 1.000 adet Nvidia H100 GPU içeren bir küme kurdu ve bunu 5 yıllık sabit ücret + gelir paylaşımı modeliyle bir yapay zeka geliştiricisine tahsis etti. Bu yapı, şirketin brüt marjlarını yükseltirken esnek gelir yaratmasına da olanak tanıyor.
Diğer hamleler: Bitdeer, Riot, Hive
Bitdeer (BTDR), Singapur’da %90 kapasiteyle çalışan H100 sistemlerini devreye aldı ve Malezya’da yeni bir NVL72 sistemi kuruyor.
Riot Platforms (RIOT), 600 MW kapasitesini AI/HPC projelerine tahsis edip etmeme kararı için danışmanlarla birlikte bir stratejik inceleme yürütüyor.
HIVE Digital (HIVE) ise Kanada’daki yeni tesisinde “egemen yapay zeka” müşterilerini hedefliyor; yani devlet destekli yapay zekâ projelerine altyapı sağlamayı amaçlıyor.
Her biri farklı hızda ilerliyor, ama hepsi aynı dönüşüm ekseninde: enerji + veri = Yapay zeka altyapısı.
Yatırımcılar için oyunun yeni kuralları
Artık yatırımcılar için izlenmesi gereken metrikler değişti. “Kaç megawatt imzaladılar?” sorusu tek başına yeterli değil.
Bunun yerine şu göstergeler öne çıkıyor:
- Şebekeye bağlanma tarihleri ve gecikmeler
- Finansman bulunma hızı
- İnşaat ilerleme oranı
- Sözleşmelerin gelir tanıma zamanlaması
Applied Digital’in güçlü çeyrek sonuçları, “Bitcoin madencisinden yapay zeka baronuna” dönüşümün yalnızca bir hikâye olmadığını kanıtladı.
Kısa vadede, Google destekli sözleşmeleri teslim aşamasına gelen Core Scientific, Cipher Mining ve TeraWulf gibi şirketler öne çıkabilir.
Ancak doğrudan GPU sahipliğiyle IREN ve Hut 8, bu trendin en saf hâlini temsil ediyor: yüksek risk, yüksek potansiyel getiri.
Wall Street artık sadece veri merkezlerine değil, bu merkezleri inşa eden “yeni nesil enerji sahiplerine” yatırım yapıyor.
Bitcoin madencileri bir dönemin dijital altıncılarıydı; şimdi yapay zekânın elektrik baronları olmaya adaylar.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
