Küresel piyasalar, hafta sonu yaşanan gerilimlerin ardından belirli yatırım enstrümanlarında farklı tepkilere sahne oluyor.
Hafta sonu ABD’nin İran’ın 3 nükleer tesisini vurması ve İran yönetiminin Hürmüz Boğazı’nı kapatılması için karar vermesi ardından İran Güvenlik Konseyi’nin onayına gönderilmesi sonrasında petrol fiyatları 5 ayın zirvesine yerleşti. Altın fiyatlarında ise 0,5%’lik bir düşüş mevcut.
Orta Doğu’daki endekslere baktığımızda vadeli endekslerin pozitif açıldığını fakat ABD, Avrupa ve Asya tarafında ise negatif seyrin devamını gözlemliyoruz.
Ayrıca dünya petrol tedariğinin küresel boyutta en kritik noktası olan Hürmüz Boğazı’nın kapatılması ihtimalinin masada olduğu bir ortamda petrol fiyatları 5 ayın zirvesine yerleşse de güne yalnızca 1% yükseliş göstererek başladı.
Bu durum, bir yandan küresel piyasaların Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına ilişkin küresel enflasyonist ortamın tetiklenip faiz indirimlerinin aksama ihtimalini bir yandan da ABD’nin saldırısı sonrasında İran’ın ateşkes imzalama ihtimalinin artış gösterebileceğinin fiyatlaması şeklinde yorumlanıyor.
Yani dünya, barış ve savaş noktasında ikiye ayrılmış durumda. Fiyatlamalar karışık. ABD’nin saldırısı sonrasında Trump’ın ve ABD Dışişleri Bakanı Dalio’nun açıklamaları da birbirine ters düşecek nitelikteydi.
Trump, “İran’a 2 hafta süre tanıyorum.” tarzında sert açıklamalarda bulunurken Dalio ise “İran’la barış masasına oturmaya hazırız” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Fiyatlamaların güne ne kadar karışık başladığını dile getirmek gerekirse ABD 10 yıllık tahvilleri 4,4% seviyelerine kadar ulaşıp dolar endeksi yatay seyrederken altındaki düşüşün ivme kazanması oldu.
Yani piyasalarda savaş ihtimalleri ve barış ihtimalleri belirsiz bir şekilde fiyatlamalara dahil edilliyor. Bu durum, volatilitenin oldukça yoğun olduğu bir hafta izlememize sebep olabilir.
Ama kısaca değinecek olursak endekslerdeki aşağı yönlü risk, savaşın devam etmesi, büyümesi ve İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması şeklinde yorumlanıyor. Bu durumların gerçekleşmesi halinde analistlerin beklentileri, petrol fiyatlarının 2 ile 3 kat yükselebileceği yönünde. Bu durum, faiz indirimlerinin yalnızca duraksamasına değil, küresel faiz artışları gözlemlememize sebep olabilir.
Petrol ithalatını Hürmüz Boğazından sağlayan Çin için bu önemli bir risk teşkil ederken, ABD yönetimi de Çin’in tepki göstermesi için çağrıda bulundu.
Diğer yandan yukarı yönlü riskler ise barış ihtimallerinin masaya yatırılmasında gizli. ABD İran’la görüşmek için kapıyı açık bıraktı. Vurulan nükleer tesislerin de önemli noktaların vurulmamış ve radyoaktif sızıntılara ulaşılamamış olması, ABD’nin gözdağı vererek barış ihtimallerini masaya oturmak istediği anlamını taşıyabilir.
Genel seyriyle senaryolar incelendiğinde net bir belirsizlik ortamı mevcut. Fakat bu belirsizliği pozitif olarak fiyatlayan altın fiyatları düşüş ivmesine girmesi, buna karşın endekslerin de güne negatif başlangıcı karmaşık seyre işaret ediyor.
ABD vadeliler güne 0,2% düşüşle başlarken Avrupa vadelileri 0,4% aşağıda. Asya ise güne 1%’e yakın düşüşle başladı.
Bu ABD ve Avrupa tarafından öncü PMI verilerini alacağız. Fakat ana gündem savaş hattı olmaya devam edecek.
Yurt içine baktığımızda bu hafta önemli bir veri akışı yok. Yakınımızdaki jeopolitik gerilimler takip edilecek. Diğer yandan iç siyaset gündemi, ana muhalefet partisinin 30 Haziran’daki davası öncesinde fiyatlamalarda belirleyici olabilir.
Biz de küresel piyasalara paralel şekilde belirsiz seyrimizi korumaya devam edebiliriz. VİOP sabah seansı güne 0,07% düşüşle başladı.
Petrol fiyatlarının yeniden yükselmesiyle beraber başta Tüpraş (TUPRS) olmak üzere enerji şirketlerinde alıcılı seyrin devamı gözlemlenebilir. Havacılık, turizm, lojistik gibi sektörlerde ise baskılanma devam edebilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
