Geçen hafta ekranları açan herkesin suratı biraz asıktı. Borsa sert düştü, hisselerden kriptoya kadar her şeyde kırmızı hakimdi. Sosyal medyada da benzer tepkiler: “Yine eksi, yine moral bozuk…” Son birkaç gündür tablo biraz daha toparlanıyor gibi, ama o iç sıkıntısı kolay geçmiyor.
Belki de geçen haftalardaki düşüşte alım yapmayı düşündün ama cesaret edemedin, şimdi ekrana bakıp “keşke” diyorsun. Ya da sadece portföydeki kaybı hazmetmeye çalışıyorsun.
Çünkü mesele sadece bir gün kaybetmek değil.
O düşüş, içimizde daha büyük bir şeye dokunuyor: Kontrol kaybına, güvensizliğe, “acaba yanlış mı yaptım” duygusuna.
Üstelik kazandığımızda bu kadar yoğun hissetmiyoruz. Bu dengesizlik garip gibi gelse de aslında çok insani.
Araştırmalar diyor ki: Beyin, kayıpları kazançlardan iki kat daha yoğun hissediyor.
Yani portföyünü kırmızı gördüğünde canın sıkılıyorsa, bu “fazla duygusallık” değil; bildiğin biyoloji.
Bu kadar etkilendik diye kendimize kızmalı mıyız?
Birçok kişi yatırım hesabına baktığında ekranda sadece rakamlar görüyor.
Ama senin için o rakamlar bir şeyleri temsil ediyor: Gelecek planların, belki özgürlük hayalin, belki sadece “artıda olayım yeter” duygusu.
Yani düşen portföy, sadece parasal bir eksilme değil — içsel bir motivasyon kaybı da yaratıyor.
Araştırmalar, piyasalar düştüğünde insanların ruh halinin de bozulduğunu verilerle ortaya koyuyor. Antidepresan kullanımı artıyor, psikolojik destek arayışı yükseliyor. Çünkü kayıp dediğimiz şey çoğu zaman sadece para değil; güven, umut ve gelecek algısı da düşüyor beraberinde.
Kayıpları kim daha yoğun yaşıyor?
Araştırmalara göre en çok 45-64 yaş arası kişilerin finansal kayıplardan etkileniyor. Çünkü bu yaş grubundakiler yatırımı daha çok “gelecek garantisi” gibi görüyor.
Fakat bu demek değil ki gençler ya da yatırım yolculuğunun başındakiler bu durumdan etkilenmiyor.
Aksine, özellikle 25-40 yaş arasındaki birçok yatırımcı da son birkaç yıldır büyük umutlarla portföy oluşturdu. Kimisi kriptoyla tanıştı, kimisi ilk kez borsaya girdi, kimisi tasarruflarını büyütmeye çalışıyor.
O yüzden, yaşa bakmadan şunu söylemek gerekiyor: Eğer portföyündeki düşüş seni sarsıyorsa, yalnız değilsin.
Bu senin tecrübesiz ya da zayıf olduğun anlamına gelmiyor. Bu, senin de artık yatırım dünyasının gerçekleriyle tanıştığını gösteriyor.
Finansal stres sadece ekrana değil, uykuna da yansıyor
Portföydeki kırmızılar sadece cebini değil, zihnini de etkiliyor. Düşüşler başladığında uykun kaçıyor, modun düşüyor, kafanda senaryolar dönmeye başlıyor. “Ya daha da düşerse, ya yanlış yaptıysam, ya bu para geri gelmezse…”
Bu hisler sandığın kadar nadir değil. Araştırmalar, piyasa kayıplarıyla birlikte hem fiziksel hem psikolojik etkilerin arttığını ortaya koyuyor. Uykusuzluk, iştahsızlık, odaklanma sorunları, stres kaynaklı baş ağrıları… Tanıdık geliyorsa, yalnız olmadığını bil.
Panik değil, plan kazandırır
Borsa düştüğünde herkesin ilk refleksi aynıdır: Satayım mı, alayım mı, bakmasam mı?
Bu soruların hepsi çok normal. Ama duygularla karar vermek çoğu zaman zarar getirir. Bu yüzden en önemli beceri, o ilk tepki anını yönetebilmektir.
Bir adım geri çekilmek, derin bir nefes almak, kendine “Ben bu yatırımı neden yapmıştım?” diye sormak işe yarar.
Eğer portföyün seni sürekli huzursuz ediyorsa, belki de yapıyı gözden geçirmenin zamanı gelmiştir. Daha sade, daha dengeli bir portföy hem finansal hem duygusal açıdan daha sürdürülebilir olur.
Ve unutma, konuşmak iyi gelir. Bazen bir arkadaşla, bazen bir uzmanla, bazen de sadece kendi sesinle… “Sadece ben mi böyle hissediyorum?” sorusunun cevabı genellikle “Hayır” olur.
Kazanç güzel, elbette. Ama yatırım yolculuğunun gerçek testi kazandığında değil, düştüğünde başlar. O yüzden portföyün eksideyken gösterdiğin direnç, kazançtaki sevincinden daha öğretici olabilir.
Borsa her zaman hareketli olacak. Bugün artar, yarın düşer. Ama senin bu hareketliliğe karşı geliştirdiğin yaklaşım, seni sadece daha iyi bir yatırımcı yapmaz; daha güçlü bir birey de yapar.
Panik yerine sabır, kontrolsüz tepki yerine farkındalık… İşte uzun vadeli başarının asıl temeli bu.
Sonuçta, bu oyundaki en değerli varlık para değil, sensin.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Saxo