2025 bize bir kez daha gösterdi ki piyasalar tahmin edilemese de disiplinli yatırımcılar eninde sonunda sonunda kazanıyor.
Yılın ilk yarısında yaşananları hatırlayalım…
ABD borsaları seçim sonrası coşkusuyla yükselişe başlamışken bir anda Çin’in yapay zekâ atağı, ardından gelen tarifeler derken endeksler adeta ayı tuzağına girdi. Hatta Nisan ayında, pandemiden bu yana en sert günlük düşüşler yaşandı.
Kripto tarafında Bitcoin 90.000 dolardan 65.000 dolara kadar sarktı, Borsa İstanbul’da faiz indirimi beklentisiyle gelen ralli hem siyasi hem de jeopolitik kargaşayla yerini bir süreliğine yatay fiyatlamaya bıraktı.
Ama yılın ortasına geldiğimizde tablo çok farklıydı: S&P 500 yeniden zirvede, BIST 100 yükseliş trendinde, Bitcoin kayıplarını telafi edip tüm zamanların en yüksek seviyesinde.
Yani yatırım yapan, sabreden ve çeşitlendiren kazandı. Peki ya bundan sonrası?
Ne olursa olsun, yatırım yapmaya devam etmen için aşağıdaki üç nedeni unutmamalısın.
1. Kimse geleceği bilmiyor ama yatırım yapmayan kesin kaybediyor
2025’in bize kanıtladığı en büyük şey, beklenmedik gelişmelerin en büyük etkiyi yarattığı. Tarife haberleri, faiz kararları, jeopolitik gerilimler… Hiçbiri takvimde yazmıyordu. Bu yüzden piyasaların kısa vadede nereye gideceğini bilmek imkânsız.
Ama uzun vadede tablo çok daha net. Borsalar zaman zaman düşer ama uzun vadede büyür.
BIST 100’ün 10 yıl önceki seviyesine, S&P 500’ün pandemideki diplerine, Bitcoin’in 2022’deki 16.000 dolarlık fiyatına bakın… O gün yatırım yapanlar bugün bambaşka bir noktadalar. Yani zamanı tahmin etmeye değil, piyasada kalmaya çalışmak kazandırıyor.
2. Tek sepetle olmaz, portföy çeşitliliği önemli
Uzun yıllar ABD hisseleri tek başına öne çıkarken, 2025’te tablo değişti. Avrupa borsalarında yaşanan ralli, Latin Amerika’da toparlanan ekonomiler ve Asya’da özellikle Kore ve Hindistan borsalarındaki yükseliş, “küresel yatırım”ın ne kadar gerekli olduğunu gösterdi.
Borsa İstanbul’da savunma sanayi, GYO ve finansal kiralama hisseleri öne çıkarken, ABD’de teknoloji ve yapay zekâ teması gündemi domine etti. Kriptoda ise ETF’ler sayesinde piyasa tabana yayıldı. Evet, tek bir piyasaya bağımlı kalmak riskli. Ama farklı varlıklara ve bölgelere yayılan portföy, dalgalı dönemlerde en büyük kalkan.
3. Yatırım alternatifleri güçlü
“Borsa düşerse ne olacak?” sorusunun yanıtı artık çok daha net: Alternatifler var.
Tahvil getirileri 2000’lerin başından bu yana en cazip seviyelerinde. Para piyasası fonları yüksek faiz sunuyor. Kripto, her ne kadar volatil olsa da giderek daha fazla kurumsal yatırımcının radarında ve portföy çeşitlendirmesinde önemli rol oynuyor.
2022’nin “tahvil felaketi”nden sonra birçok yatırımcı bu alana mesafeli durdu ama 2025 bize gösterdi ki, dengeli bir portföyde tahviller hâlâ en iyi denge unsuru.
Yatırım yapmak bir yarış değil, yolculuk
Kısa vadede piyasa inişli çıkışlıdır. Bazen korkutucu, bazen coşturucu… Ama uzun vadede disiplinli yatırım yapan kazanır.
Borsalar, kriptolar, tahviller… Her biri farklı dönemlerde fırsat sunar. 2025’in ilk yarısında gördüğümüz gibi, “piyasadan kaçmak” yerine “piyasada kalmak” çok daha kazançlı.
Yani, yatırım yapmak bir yarış değil; bir yolculuk ve bu yolculuğa ne olursa olsun devam etmek için en iyi zaman, her zamandır.
İster Borsa İstanbul’da, ister Wall Street’te, ister kripto dünyasında ol; sabır, çeşitlendirme ve uzun vadeli bakış açısı hâlâ oyunun en güçlü üç kuralı.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı