Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi BlackRock, iShares Bitcoin Trust (IBIT) isimli spot Bitcoin ETF’i aracılığıyla Bitcoin piyasasında tarihi bir konuma ulaştı.
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) onayıyla 11 Ocak 2024’te piyasaya sürülen IBIT, sadece 341 işlem gününde 72,4 milyar dolarlık varlığa erişerek 662.500 BTC biriktirdi. Bu miktar, Bitcoin’in toplam arzının 3%’ünden fazlasına denk geliyor.
Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, altın bazlı SPDR Gold Shares (GLD) ETF’inin aynı büyüklüğe ulaşması 1.600 günden fazla zaman almıştı.
Bu gelişme, kurumsal yatırımcıların Bitcoin’e bakışında köklü bir dönüşümün göstergesi. Bugün BlackRock’ın elindeki BTC miktarı, bireysel ve kurumsal birçok yatırımcıyla merkezi borsayı geride bırakıyor, tek bir istisna ile: Bitcoin’in anonim kurucusu (veya kurucuları) olarak bilinen Satoshi Nakamoto’nun 1,1 milyon BTC’si olduğu tahmin ediliyor.
BlackRock neden böylesine büyük oynuyor?
BlackRock, Bitcoin’i artık “uzun vadeli, çeşitlendirilmiş portföylerin meşru bir bileşeni” olarak görüyor. Kendi tezlerine göre BTC, sınırlı arzı ve merkeziyetsiz yapısıyla dolar riskine karşı koruma sunarken, dijital dönüşümün simgesi olarak değer kazanıyor.
Şirket, portföylerde 1-2% seviyesinde Bitcoin yatırımını yeterli görüyor; bu küçük bir oran gibi görünse de trilyon dolarlık fonlar için devasa bir adım.
Bitcoin’in 21 milyonluk sabit arzı, altına benzer bir arz kısıtı yaratırken; jeopolitik riskler, borç yükü ve para politikalarına duyulan güvensizlik Bitcoin’i alternatif bir rezerv varlık haline getiriyor. Ayrıca, genç yatırımcıların etkisiyle hızlanan dijitalleşme, bu trendi destekliyor.
Merkezileşme paradoksu
Bitcoin, merkeziyetsiz bir sistem olarak tasarlanmıştı. Ancak dünyanın en büyük varlık yöneticisinin yüzbinlerce BTC’yi bir ETF aracılığıyla kontrol etmesi, merkeziyet tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Bu durumu eleştirenler, bu dağılımın Satoshi’nin vizyonuna aykırı olduğunu savunurken; diğerleri, küresel ölçekli benimseme için bunun kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.
Peki piyasaya etkisi? Kurumsal sermayenin girişi volatiliteyi azaltabilir, likiditeyi artırabilir ve yukarı yönlü ivmeyi destekleyebilir. Ancak bazı uzmanlar, ETF’ler aracılığıyla gelen büyük fonların piyasaya geleneksel riskleri (kaldıraç, algoritmik işlemler, ani düşüşler) taşıyabileceğini belirtiyor. Bu da Bitcoin’in “bağımsız varlık” rolünü zayıflatabilir.
Bugün gelinen noktada, BlackRock’ın BTC arzındaki 3%’lük payı, kripto piyasalarının merkezine yerleşen bir gerçeği ortaya koyuyor: Bitcoin artık sadece bireysel yatırımcıların değil, küresel finans devlerinin oyunu.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: CoinTelegraph
