Herkese selamlar.
Sıfırdan finansal özgürlüğe ulaşarak hayatlarının kontrolünü ellerine almış yatırımcıların hayat hikayelerine devam ediyoruz.
Bu seferki konuğumuz 30’lu yaşlarının başında erken emekli olmuş Jeremy ve Winnie.
Kendileri, finansal özgürlük hareketinin ilham veren isimlerinden ve Go Curry Cracker blogunun yazarları. Oğulları Julian ve Jaiden ile birlikte dünyayı gezen bu göçebe aile, çoğu kişinin hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mümkün olduğunu kanıtlıyor.
Üstelik bunu miras kalan bir servetle değil, bilinçli tercihler ve yatırım stratejileriyle başardılar. Birçoğumuz gibi onlar da düşük gelirli ailelerden gelip para yönetimini hayatın ilerleyen dönemlerinde öğrenmişlerdi.
Bu yazıda, Jeremy ve Winnie’nin aile seyahatlerini nasıl yönettiklerini, bütçelerini sarsmadan coğrafi arbitrajı nasıl kullandıklarını inceleyeceğiz.
Öyleyse başlayalım.
Bilinçli tercihler
Jeremy ve Winnie’nin finansal özgürlüğe ulaşma hikayesi, geleneksel kalıpların biraz dışında.
Onların stratejisinin temelinde, gelirlerinin %70’inden fazlasını yaklaşık 10 yıl boyunca biriktirmek yatıyor. Ancak bu, kendini her şeyden mahrum bırakmak anlamına gelmiyordu. Aksine, bilinçli bir harcama ve yaşam tarzı benimseyerek bunu başardılar.
Çoğu insanın yaptığı gibi büyük bir ev ve araba sahibi olmak yerine, onlar farklı bir yol seçti. İşe giderken Starbucks’tan aldıkları kahveden kısarak ya da Netflix aboneliklerini iptal ederek anlamlı bir tasarruf yapamayacaklarını biliyorlardı.
O yüzden en çok harcama yaptıkları 3 kalemi belirlediler: Konut, ulaşım ve gıda.
- Konut: Şehrin dışında bir ev yerine, yürüyerek her yere ulaşabilecekleri merkezi bir konumda, küçük bir dairede yaşamayı tercih ettiler.
- Ulaşım: Araba sahibi olmak yerine bisiklet kullandılar ve bol bol yürüdüler. Hatta Jeremy’nin 50 dolara aldığı bisikleti daha sonra 60 dolara satarak ulaşımından kâr bile ettiği bir dönem oldu. İlk etapta çocuklarının olmaması da arabaya olan ihtiyaçlarını azalttı.
- Gıda: Yemeklerinin çoğunu, hatta ekmeklerini bile evde kendileri yaparak hem sağlıklı beslendiler hem de ciddi tasarruf sağladılar.
Bu tercihler sadece para biriktirmelerini sağlamakla kalmadı, aynı zamanda daha az stresli ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine de olanak tanıdı.
Onların başarısının sırrı, küçük ve günlük harcamalardan kısmak yerine büyük 3’lüye odaklanmalarıydı.
Yatırım felsefesi ve vergi optimizasyonu
Birikimlerini yatırıma dönüştürmek, finansal özgürlük planlarının bir diğer önemli ayağıydı. Çeşitlendirilmiş bir portföy yönettiler ve sadece temettülere değil, büyüme ve vergi tarafına da odaklandılar. Belki de en dikkat çekici hedeflerinden biri, mümkünse bir daha asla vergi ödememek stratejileriydi. Bu, finansal özgürlük takipçileri tarafından oldukça ilgi çekmelerini sağladı. Tabi bu vergi stratejisini yasadışı bir şekilde değil, yasaların çevresinden dolanarak gerçekleştirdiler. Bloglarında bu konuyla ilgili detaylı bir yazı mevcut, dileyenler o yazıyı inceleyebilir.
Finansal bağımsızlığın doğuştan gelen bir yetenek değil, öğrenilebilen bir beceri olduğunu kendi yaşamlarıyla gösterdiler. Tasarrufa aşırı derecede önem veriyorlardı. Burada Jeremy’den bir alıntı yapmak istiyorum.
“Tasarruf oranının önemini mümkün olan en basit şekilde düşünelim:
- Gelirinizin %10’unu biriktirirseniz, 9 yıl sonra 1 yıl çalışmamaya hak kazanırsınız.
- Gelirinizin %90’ını biriktirirseniz, 1 yıl sonra 9 yıl boyunca çalışmamaya hak kazanırsınız.
Gerçekten bu kadar basit.
Evet, ama kim gelirinin %90’ını biriktirebilir ki?
Ben değil, çoğu insan da değil. Peki ya %5’in altında olan ortalama Amerikan tasarruf oranından daha fazlasına ne dersiniz?
Alışılmadık bir hayat yaşayabilmek için alışılmadık şeyler yapmak gerekir.”
Gerçekten de Jeremy ve Winnie, pek çok kişiye alışılmadık ve hatta ulaşılamaz gelebilecek %70 tasarruf oranını 10 yıl boyunca sürdürmeyi başardılar ve sonunda 2012’de Jeremy 38, Winnie ise 33 yaşındayken erken emekli oldular.
Dünya turu ve seyahat stratejileri
Jeremy ve Winnie, finansal özgürlüklerine kavuştuktan sonra hayallerindeki dünya turuna bir aile olarak çıktılar. Ancak onların seyahat anlayışı, tipik turist koşturmacasından çok farklıydı.
Başlangıçta Latin Amerika, Avrupa ve Asya’yı kapsayan devasa bir tur hayalleri olsa da kısa sürede acele etmenin gereksiz olduğuna karar verdiler. Önlerinde koskoca 50 yıllık bir seyahat süresi vardı. Bu farkındalıkla, yavaş seyahat felsefesini benimsediler.
Gittikleri yerlerde yerel kültüre ve dile uyum sağlıyor, yeni insanlarla tanışıyor ve oralı gibi yaşamaya çalışıyorlardı. Bazı yerlerde izin verilen sürenin (genellikle 90 veya 180 gün) tamamını kullanarak sürekli gezmenin getireceği yorgunluğu minimuma indirdiler.
Ayrıca konaklama masrafları da azaldı, çünkü kısa süreli konaklamalar yerine 3 veya 6 aylık evler kiraladıkları için çok daha uygun fiyata kalabiliyorlardı.
Peki ama ne kadar harcıyorlar?
Go Curry Cracker ailesi, uzun süreli seyahatin illa ki sırt çantalı gezginler gibi zor koşullarda olması gerekmediğini kanıtlıyor. Özel havuzlu yerler kiralayıp, günde birkaç kez dışarıda yemek yiyebiliyorlar. Bu konforu, bütçelerini sarsmadan nasıl sağladıklarının sırrı ise titiz harcama takibi. 13 yıllık erken emeklilikleri boyunca tüm harcamalarını kaydetmişler ve bunu şeffaf bir şekilde yıllık olarak bloglarında paylaşıyorlar.
Gördüğünüz gibi, ilk yıllarda coğrafi arbitraj sayesinde oldukça düşük bütçelerle yaşarken, aile büyüdükçe ve seyahat tercihleri değiştikçe harcamaları da doğal olarak artmış. Ancak bu artışa rağmen, portföyleri harcamalarından daha hızlı büyümeye devam ediyor.
Bu rakamlar ilk başta yüksek görünebilir. Fakat lüks olarak tanımlanabilecek bir yaşam tarzının, akıllı planlamayla ne kadar ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.
Aile olarak seyahat ettikçe öncelikleri de evrimleşmiş. Artık konaklama onlar için sadece uyuyacak bir yer değil, yaşam alanları haline gelmiş ve gezilecek yerler listesini tamamlamak yerine anlamlı anılar biriktirmeye odaklanmışlar.
Aile odaklı seyahat
Seyahatleri sadece gezip görmekten ibaret değil. En ilginç örneklerden biri, ABD fiyatlarının beşte biri maliyetle tüp bebek tedavisi için medikal turizmi kullanmaları. Bu yöntemle seyahati, aile planlamasını ve maliyet tasarrufunu birleştirmeyi hedeflediler.
Oğulları Julian, bu göçebe yaşam tarzının bir parçası olarak çok küçük yaşlardan itibaren farklı kültürlerle tanıştı. 16 aylıkken 16 ülke gördü, 5 yaşına geldiğinde ise bu sayı 42’ye ulaştı.
Ailece favori ülkeleri arasında Meksika, İspanya, Güneydoğu Asya ve Tayvan gibi yerler bulunuyor. Bu bölgeler hem yaşam maliyeti hem de kültürel zenginlik açısından onlara hitap ediyor.
İlham veren dersler
Jeremy ve Winnie’nin hikayesi, sadece finansal stratejilerden ibaret değil. Onların başarısının temelinde, toplumsal normlara ve geleneksel olarak öğretilen şeylere karşı çıkmaları yatıyor. Jeremy bir TED konuşmasında “Sosyal olarak kabul edilebilir olandan daha uzun bir süre üniversite öğrencisi gibi yaşamaya istekli olmamız, bilinçli bir tercihti.” diyor.
Ayrıca denemekten ve başarısız olmaktan korkmamaları da önemli bir etken. Jeremy’nin geçici bir süreliğine UPS’te çalışması ya da ultra tutumluluk yöntemlerini denemeleri, bu esnek ve öğrenmeye açık zihniyetin bir göstergesi.
10 yıl ve bir gün süren finansal özgürlük hikayeleri, uzun vadede plana sadık kalınca neler olabileceğini gösteriyor. Bunun yanında koşullara göre esnek olmaları da çok önemli olmuş. Seyahat hızlarını değiştirmeleri, yurt dışında tüp bebek tedavisi kararı almaları gibi örnekler, planlara sıkı sıkıya bağlı kalmak yerine koşullara uyum sağlama yeteneklerini ortaya koyuyor. Jeremy’nin dediği gibi “Sadece ölüm ve vergiler garantilidir. (ki vergi konusu bile tartışmaya açıktır)”
Sonuç
Peki, Go Curry Cracker’ın ilkeleri Türkiye’deki bizler için ne ifade ediyor?
Elbette her ülkenin kendi ekonomik koşulları, yatırım seçenekleri, vergi sistemleri ve seyahat imkanları farklı. Ancak temel prensipler,
- Bilinçli harcama,
- Stratejik tasarruf,
- Akıllı yatırım ve küresel fırsatları değerlendirme evrenseldir veya yerel koşullara uyarlanabilir.
Türkiye’de de finansal bağımsızlık ve erken emeklilik konularında çeşitli bilgiler sunan bloglar ve kaynaklar mevcut.
Vize gereklilikleri veya kur dalgalanmaları gibi potansiyel zorluklar gözünüzü korkutabilir. Ancak bunlar aşılamaz engeller değil, stratejik planlamayla yönetilebilecek unsurlar.
Belki onların izlediği yol herkes için birebir kopyalanamaz fakat altında yatan ilkeler kesinlikle uyarlanabilir. Onların hikayesi, bize kendi sınırlarımızı zorlama ve hayallerimizin peşinden gitme konusunda ilham veriyor.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Bay Tutumlu
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Go Curry Cracker1, 2, 3, 4, 5, YouTube