“Mesele ekonomi, aptal.”
Bill Clinton’ın baş stratejisti James Carville’in bu meşhur sözü, 1992 başkanlık yarışı sırasında seçmenler için neyin en önemli olduğunu bariz bir şekilde tanımlıyordu.
Aynı fikir bugün yatırımcılar için de geçerli: piyasayı şekillendiren seçim değil, onu çevreleyen ekonomik koşullar.
🤔 Peki Bu Ne Anlama Geliyor?
Görünüşe bakılırsa, ABD borsasındaki yatırımcılar başkanlık yarışlarını pek hoş karşılamıyor. Varlık yöneticisi T. Rowe Price’ın araştırması, son 96 yılda S&P 500 endeksinin seçim yıllarında sadece 11%, diğer tüm yıllarda ise 11,6% ortalama yıllık getiri sağladığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre volatilite de seçimden önceki 12 ayda daha yüksek olma eğiliminde.
Bu manşet rakamların detayına baktığımızda, hikaye daha nüanslı hale geliyor. ABD ekonomisinin sağlığı, belirli bir partinin Beyaz Saray’da kalıp kalmamasında büyük rol oynuyor. Buna karşılık, görevde kalıp kalmamaları da piyasa oynaklığındaki eğilimleri etkilemeye yardımcı oluyor.
Genel olarak T. Rowe Price, ABD piyasasının mevcut liderler görevde kaldığında daha dirençli olduğunu kanıtlıyor: Genel olarak konuşursak, ekonomi iyi performans gösterirken seçim gerçekleşirse görevdekiler koltuklarını korumayı başarıyor.
T. Rowe Price’da çoklu varlık çözümleri başkanı olan Thomas Poullaouec, yatırımcılar için en büyük çıkarımın bu olduğunu söylüyor:
“Uzun vadede nihayetinde önemli olan şeye odaklanın: Ekonomi ve iş temelleri.”
Bu sağlam bir tavsiye, ancak yatırımcıları bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor. Sonuçta kasım ayındaki seçimlerin sonucunun hem ekonomi hem de iş temelleri üzerinde bir etkisi olması kaçınılmaz.
🏛️ Hangi Partinin Beyaz Saray’ı Kazanma Olasılığı Daha Yüksek?
Bu sonucu tahmin etmek son derece zor. Donald Trump bu yılın büyük bir bölümünde Beyaz Saray’a geri dönme yolunda ilerliyor gibi görünüyordu ve özellikle kilit önemdeki seçim bölgelerinde sürekli olarak Joe Biden’ın önünde yer alıyordu. Ancak Biden’ın yarıştan çekilme kararının dramatik bir etkisi oldu. Demokrat aday Kamala Harris şu anda çoğu ankette Trump’ın önünde yer alıyor.
Harris’in başkanlığı en azından başlangıçta yatırımcıları endişelendirebilir. Örneğin Harris, ABD kurumlar vergisi oranlarının 21%’den 28%’e çıkarılmasını önerdi, ki bu da kârlılığı azaltabilecek bir hamle. Harris’in ayrıca birçok sektörde düzenlemelerin artırılmasını desteklemesi bekleniyor.
Öte yandan yatırımcılar Harris’i Trump’a göre daha az belirsizlik ve daha az risk taşıyan bir başkan olarak da görebilirler.
Morgan Stanley’de varlık yönetimi baş yatırım yetkilisi olan Lisa Shalett, Trump’ın kazanmasının potansiyel olarak birkaç büyük ekonomik değişikliğe yol açabileceğini söylüyor.
İlk olarak, 2017 vergi indirimlerinin olası bir uzatılması daha yüksek faiz oranlarına katkıda bulunabilir, bu da şirket kârları ve hisse senedi değerlemeleri üzerinde baskı yaratabilir.
İkincisi, Cumhuriyetçi adayın önerdiği gümrük vergileri, ABD’de enflasyonu düşürmeye yönelik son gelişmeleri sekteye uğratabilir ve tüketici fiyatlarındaki artışları potansiyel olarak şiddetlendirebilir. Üçüncü olarak da geniş çaplı bir göç baskısı, ekonomik büyümeyi ve enflasyondaki düşüşü destekleyen ABD nüfusunun son dönemdeki artışını yavaşlatabilir.
Bu pek iç açıcı bir beklenti olmasa da Morgan Stanley, Trump’ın göreve gelmesi halinde bazı spesifik sektörler için potansiyel görüyor. Örneğin enerji şirketleri, fosil yakıt sektörlerine verilen destekten faydalanabilir. Sağlık, sanayi, havacılık ve savunma gibi defansif sektörler de Japon hisseleri, altın, hedge fonlar ve yatırım yapılabilir kredilerle birlikte meyve verebilir.
👀 Fon Yöneticileri Seçimlere Nasıl Hazırlanıyor?
Yarışa bu kadar az kalmışken, özellikle bir tarafın zaferine göre yatırım yapmak cesurca bir hamle olabilir. Bu nedenle bazı fon yöneticileri sonuçtan etkilenme olasılığı daha düşük olan alanlara odaklanıyor. Örneğin, VT De Lisle America fonunu yöneten Richard de Lisle, Biden yönetiminin dış gümrük vergileri, altyapı projeleri ve bütçe açığı harcamalarının kim kazanırsa kazansın muhtemelen devam edeceğini söylüyor.
İmalatçılar ve hammadde üreticileri, özellikle de küçük ABD firmaları, üretim yurt dışından geri getirildikçe bundan fayda sağlayacaktır.
Diğer taraftan, her iki adayın da -farklı nedenlerle- dizginlenmelerini istemesiyle büyük teknoloji bir çıkmazda kalabilir. de Lisle, insanların pahalı Büyük Teknoloji hisselerinden çıkıp daha ucuz küçük sermayeli hisse senetlerine yöneldiğini görmenin şaşırtıcı olmayacağını söylüyor.
Benzer şekilde, Artemis US Smaller Companies fonunun eş yöneticisi Olivia Micklem de altyapıya bir önem verilmesini öneriyor. Biden’ın yolları ve köprüleri iyileştirme, yarı iletken fabrikaları kurma ve onshoring’i teşvik etme planlarının bir sonraki yönetimde de devam etmesini bekliyor:
“Köprülerin onarılmasını istemediğini söyleyen ya da istihdam ve milyonlarca vergi geliri getirecek büyük bir yarı iletken fabrikasının gelişini memnuniyetle karşılamayan çok fazla politikacı bulamazsınız, bu nedenle ABD portföylerimizde altyapı isimleri önem kazanıyor.”
IFSL Marlborough US Focus fonunu yöneten Brad Weafer, kim kazanırsa kazansın kredi raporlama şirketi Equifax’i beğendiğini söylüyor. Trump kredi düzenlemelerini kolaylaştırabilir ancak Harris’in ev sahibi olma konusundaki politikaları ev satın alabilen Amerikalıların sayısını artırabilir. Bu da her mortgage başvurusundan kâr eden Equifax için iyi bir şey.
Ayrıca Beyaz Saray’a kimin yerleştiğinden bağımsız olarak enerji sektörünü de seviyor. Bu durum geleneksel düşünceye ters gibi görünebilir çünkü yaygın algı Demokratların daha sert ve kazançları düşüren kısıtlamalar getirdiği yönünde.
Ancak Weafer’ın da belirttiği gibi enerji, Biden başkanlığı döneminde en iyi performans gösteren sektör olurken Trump başkanlığı döneminde en kötü performans gösteren sektör oldu.
Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Finimize