ABD başkanı seçilen Donald Trump’ın kabine atamaları, piyasalarda ve kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor.
Bu seçimler Trump’ın ekonomik planlarını ne ölçüde hayata geçirebileceğini, piyasa üzerindeki etkilerini ve yatırımcıların geleceğe dair beklentilerini doğrudan şekillendiriyor.
Özellikle Scott Bessent gibi isimlerin kabinede yer alması, piyasalar için bir denge unsuru oluştururken; ticaret politikaları, vergi düzenlemeleri ve gümrük tarifeleri gibi konular yatırımcıların kafasında yeni soru işaretleri yaratıyor.
Gel, bu seçimlerin sektörel ve genel piyasa etkilerini birlikte inceleyelim.
Hazine Bakanlığı Scott Bessent’a Emanet
Scott Bessent, finans dünyasında derin bir geçmişe sahip bir isim.
George Soros’un varlık yönetim şirketindeki deneyimi ve Key Square Capital Management’ın kurucusu olarak başarıları, Trump’ın kabine seçiminde dengeli bir yaklaşım benimsediğini düşündürüyor.
Özellikle Bessent’in önerdiği “3-3-3” planı, Trump’ın ekonomik vizyonunu bir çerçeveye oturtuyor. Bu plan, ABD bütçe açığını GSYİH’nin 3%’üne düşürmeyi, ekonomiyi yıllık 3% oranında büyütmeyi ve günlük petrol üretimini 3 milyon varil artırmayı hedefliyor.
Bessent’in bu önerileri, piyasalara daha istikrarlı bir mesaj verirken Trump’ın kampanya sırasında söz verdiği büyük ekonomik değişimler için de bir yol haritası sunuyor.
Bessent’in petrol üretim hedefi konusunda şüpheler var; bu hedefin gerçekleşmesi kolay değil ve piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir.
Enerji sektöründe, bu tür politikaların ExxonMobil (XOM), Chevron (CVX) ve ConocoPhillips (COP) gibi şirketlere olumlu yansıması beklenebilir. Ayrıca, enerji altyapısına yapılacak yatırımların Halliburton (HAL) ve Schlumberger (SLB) gibi hizmet sağlayıcı firmalara yeni fırsatlar sunabilir.
Wall Street’in Popüler İsmi: Lutnick artık Ticaret Bakanı
Trump’ın Ticaret Bakanı olarak seçtiği Howard Lutnick, Cantor Fitzgerald’ın CEO’su olarak finans dünyasında önemli bir figür. Fakat bu atama, beraberinde bazı tartışmalar getirdi.
Lutnick’in pozisyonu gereği şirket hisselerini elden çıkarması gerekiyor ve bu durum piyasalarda kısa vadeli dalgalanmalara yol açabilir. Lutnick’in gümrük tarifelerine verdiği destek ise Trump’ın ticaret politikalarının sertleşebileceği sinyallerini veriyor.
Lutnick’in atanması, Trump’ın ulusal üretim kapasitesini artırma ve tedarik zincirlerini ABD’ye geri taşıma hedefiyle uyumlu. Ancak bu tür politikaların, ithalata bağımlı sektörlerde maliyetleri artırarak tüketicilere yansıma riski bulunuyor.
Walmart (WMT) ve Target (TGT) gibi büyük perakendeciler, bu maliyet artışlarından olumsuz etkilenebilir. Öte yandan, yerel üretimi teşvik eden politikalar, Procter & Gamble (PG) ve Colgate-Palmolive (CL) gibi ABD merkezli şirketler için olumlu bir ortam sunabilir.
Lutnick’ten Tether Desteği
Lutnick, Fitzgerald’ın CEO’su olarak sadece finans piyasalarında değil, aynı zamanda BGC Partners (BGC) ve onun alt kolu BGC Capital’deki CEO’luk görevi yüzünden küresel piyasalarda da etkili bir figür olarak gösterilebilir. BGC Capital, hem geleneksel finans hem de kripto para piyasalarında önemli bir rol oynuyor. Şirket, dijital varlıklar gibi alanlarda aktif olarak çalışarak Tether’ın rezervlerinin yönetimi gibi kilit finansal mekanizmalarda yer alıyor.
Trump yönetiminde Ticaret Bakanı olarak Lutnick’in atanması durumunda, bu ilişkiler kripto düzenlemeleri ve piyasa dinamikleri üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Özellikle Tether’ın ABD Hazine Bakanlığı tarafından incelenmekte olduğu bir dönemde, BGC Capital’in bu rezerv yönetimi üzerindeki rolü hem ABD düzenleyicilerinin hem de küresel finans çevrelerinin dikkatini çekiyor. Bu durum, yalnızca Tether ve BGC için değil, genel anlamda kripto piyasaları için kritik bir dönüm noktası olabilir.
İlaç Sektörü Karışacak mı?
Sağlık Bakanlığı için aşı karşıtı görüşleriyle bilinen Robert F. Kennedy Jr.’ın atanması, ilaç sektöründe büyük bir çalkantıya neden oldu.
Moderna (MRNA), Pfizer (PFE) ve Novavax (NVAX) gibi aşı geliştiren şirketlerin hisselerinde ciddi düşüşler takip edildi.
Kennedy’nin atanması, Trump yönetiminin sağlık sektöründe düzenlemelere ve fiyat indirimlerine odaklanacağına dair işaretler veriyor. Öte yandan, Teva Pharmaceuticals (TEVA) gibi jenerik ilaç üreticileri, Regeneron (REGN) ve CRISPR Therapeutics (CRSP) gibi biyoteknoloji şirketleri ve Teladoc Health (TDOC) gibi dijital sağlık hizmetleri sunan şirketler gibi daha düşük maliyetli ve yenilikçi çözümlere odaklanan firmalar için olumlu etkiler bekleniyor.
Ek olarak, Mehmet Öz’ün Trump tarafından Medicare ve Medicaid Hizmetleri Merkezi (CMS) başkanlığına atanması, sağlık sektöründe yankı uyandıran bir hamle olarak değerlendiriliyor. CMS, ABD federal sağlık harcamalarının yönetiminden sorumlu en büyük kurumlardan biri olarak, yıllık yaklaşık 1 trilyon dolarlık bütçeyi yönetiyor. Bu nedenle Öz’ün atanması, sağlık sektörü için yalnızca politik değil, aynı zamanda ekonomik olarak da ciddi sonuçlar doğurabilecek bir karar olarak öne çıkıyor.
Öz’ün liderliğinde CMS’nin, daha fazla maliyet kontrolü ve geleneksel tıbbi prosedürlere karşı alternatif tedavilere yönelim gibi politikalara odaklanabileceği öngörülüyor. Mehmet Öz’ün Sosyal Sağlık Sigortası yöneticisi olması CVS Health (CVS), Walgreens Boots Alliance (WBA) ve Church & Dwight (CHD) gibi vitamin, takviye gıdalar ve sağlıklı yaşam ürünleri üreten şirketler için talep artışı yaratabilir. Ayrıca, Peloton (PTON) gibi wellness ve fitness uygulamaları geliştiren şirketler ile Medtronic (MDT) ve Abbott Laboratories (ABT) gibi medikal cihaz üreticileri de bu süreçten olumlu etkilenebilir.
Savunma Bütçesinde Artış Beklentisi
Trump’ın Savunma Bakanlığı için yaptığı atamalar ve savunma sektörü üzerindeki etkileri piyasa tarafından yakından takip ediliyor. Savunma Bakanı olarak Pete Hegseth’in atanması, Trump’ın askeri harcamalar ve ulusal savunma stratejileri konusundaki kararlı duruşunu yansıtıyor.
Hegseth, Trump’ın hükümet verimliliği ve bütçe kısıtlamaları girişimlerine rağmen, savunma harcamalarının artırılmasını savunuyor. Bu yaklaşım, savunma sanayi şirketleri için önemli bir fırsat yaratabilir.
Savunma bütçesindeki olası artışlar, özellikle Lockheed Martin (LMT), Northrop Grumman (NOC), Raytheon Technologies (RTX) ve General Dynamics (GD) gibi büyük savunma sanayi şirketlerinin hisseleri üzerinde pozitif bir etki yaratabilir.
Hegseth’in atanmasıyla birlikte, modernizasyon projelerine, özellikle yapay zekâ destekli sistemler ve insansız hava araçları gibi ileri teknoloji savunma çözümlerine yönelik yatırımların artacağı tahmin ediliyor. Bu da AeroVironment (AVAV) ve Kratos Defense & Security Solutions (KTOS) gibi daha küçük ama yenilikçi savunma firmaları için de büyüme fırsatları anlamına gelebilir.
Trump’ın kabine atamaları, istihbarat sektörüyle bağlantılı birçok şirket ve teknoloji için yeni fırsatların önünü açabilir. Özellikle savunma ve ulusal güvenlik odaklı atamalar, bu sektörün gelişimini destekleyen politikaların önceliklendirileceğine işaret ediyor. Bu bağlamda, Palantir (PLTR) gibi veri analitiği liderleri, hükümet kontratları sayesinde gelirlerini artırabilir. Ayrıca, CrowdStrike (CRWD) ve Palo Alto Networks (PANW) gibi siber güvenlik şirketleri, istihbarat altyapısını güçlendirmek için kritik ortaklıklar kurabilir.
Trump’ın Tarifeleri Hangi Hisseleri Etkileyebilir?
Donald Trump, Ulusal Ekonomik Konsey’in başına ekonomi konusunda deneyimli isimlerden Kevin Hassett’i, ABD Ticaret Temsilcisi görevine ise Jamieson Greer’i getirdi.
Greer’in bu yeni görevdeki öncelikli hedefi, ABD’nin büyüyen ticaret açığını kontrol altına almak, Amerikan imalat, tarım ve hizmet sektörlerini korumak ve ihracat pazarlarını genişletmek olacak. Greer, daha önce Trump yönetiminde Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer’ın özel kalem müdürü olarak görev yaptı ve milyarlarca dolarlık gümrük tarifelerinin uygulanmasında önemli bir rol oynadı.
Trump’ın bu seçimi, ticaret politikalarının, özellikle gümrük tarifelerinin, ekonomi ajandasındaki merkezi rolünü pekiştirdiği şeklinde yorumlanıyor. Bu atamayla birlikte, ABD’nin ticaret politikalarında daha agresif ve korumacı bir yaklaşımın süreceği mesajı veriliyor.
Trump’ın ticaret politikaları, özellikle ithalat tarifeleri, küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açma potansiyeline sahip. Çin’e yönelik 60%’a varan tarifeler ya da Avrupa’dan gelen mallara uygulanabilecek 20%’lik tarifeler, küresel ticaret dengelerini değiştirebilir. Bu tür politikalar, ithalata bağımlı sektörlerde maliyet baskısı yaratırken, ABD’nin rekabet avantajını da artırabilir.
Yine de bu politikaların enflasyonist etkileri de göz ardı edilemez. Artan maliyetler tüketicilere yansıyabilir ve ticaret ortaklarının misilleme tarifeleri, ABD’nin ihracatını olumsuz etkileyebilir.
Özellikle teknoloji sektörü, Çin ile olan tedarik zinciri bağımlılığı nedeniyle bu tür tarifelerden doğrudan etkilenebilir. Apple (AAPL) ve Intel (INTC) gibi şirketler, kısa vadede zorluklar yaşasa da uzun vadede yerel üretime yönelerek bu etkileri dengeleyebilir.
Diğer yandan yerli üretime yönelik teşvikler, iç pazara odaklanan endüstriyel ve imalat sektöründeki şirketleri olumlu etkileyebilir. Caterpillar (CAT) ve Deere & Co (DE) gibi şirketler, altyapı yatırımlarının artmasıyla doğrudan fayda sağlayabilir.
Yerel otomobil üreticileri Ford (F) ve General Motors (GM) gibi şirketler, ithal otomobillere uygulanacak tarifeler nedeniyle daha rekabetçi hale gelebilir.
Bunlara ek olarak, yerel çelik ve alüminyum üreticileri Nucor (NUE) ve US Steel (X) gibi şirketler de ithalat tarifelerinin etkisiyle daha rekabetçi hale gelebilir.
Teknoloji ve Musk’ın Rolü
Trump’ın Beyaz Saray’a “yapay zekâ elçisi” ataması planladığı bildirildi. Trump’ın danışma ekibinde Elon Musk ve Vivek Ramaswamy gibi isimlerin bulunması, teknoloji sektörüne yönelik yenilikçi ve iddialı politikaların uygulanabileceğini gösteriyor.
Musk’ın yapay zekâ ve yenilenebilir enerji teknolojilerine verdiği önem, Nvidia (NVDA), Microsoft (MSFT) ve Tesla (TSLA) gibi şirketler için büyük fırsatlar yaratabilir. Diğer yandan bu yeniliklerin uzun vadeli etkileri politikaların uygulanma biçimine bağlı olacak.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Yahoo Finance, CNBC, Guardian, Barron’s