10 Eylül’de Trump ve Harris’in karşı karşıya geleceği tartışmada, sahnede yalnızca iki siyasetçi değil, aynı zamanda ABD ekonomisinin kaderi ve piyasaların geleceği de yer alacak.
Trump’ın vergi indirimleriyle dolu, borç yükünü hızla artıracak vaatleri mi yoksa Harris’in sosyal harcamalara dayalı, ancak vergi artışlarıyla desteklenen planları mı enflasyonun yeni yüzünü belirleyecek?
Her iki adayın da ekonomiyi canlandırmak için öne sürdüğü politikalar, ABD’nin zaten sınırda gezinen ulusal borcunu daha da yukarı çekme riski taşıyor. Ancak bu vaatlerin, hisse senetleri ve tahvil piyasalarındaki dalgalanmayı nasıl körükleyeceği ve Amerikan halkının cebine nasıl yansıyacağı büyük bir soru işareti.
10 Eylül’de yapılacak tartışma, sadece siyasi vaatlerin ötesinde, borsa ekranlarının ve Wall Street’in nabzının nasıl atacağını da şekillendirecek gibi görünüyor.
Seçim Vaatleri, Ulusal Borç, Yokuş Aşağı Bir Ekonomi
Penn Wharton Bütçe Modeli’ne göre yapılan iki yeni analiz, Donald Trump’ın seçim vaatlerinin, Kamala Harris’inkilere kıyasla ulusal borcu çok daha hızlı artıracağını gösteriyor. Her iki adayın politikaları da mevcut duruma göre bütçe açığını artıracak. Hükümetin bireylere ve işletmelere para vermesi ekonomik büyüme için iyi olsa da, ulusal borcun büyümesini hızlandırıyor, ki bu borç zaten endişe verici seviyelerde.
Trump’ın seçim vaatlerini yerine getirmesi, ulusal borcu 10 yıl içinde 5,8 trilyon dolar artıracakken, Harris’in vaatleri 1,2 trilyon dolar maliyet yaratacak. “Dinamik fiyatlandırma” kullanılarak, yani ekonomik faaliyeti artıran politikaların getireceği ek vergi gelirleri hesaba katıldığında, fark biraz daralıyor: Trump’ın vaatleri 4,1 trilyon dolara, Harris’in ise 2 trilyon dolara mal oluyor.
Trump, bireysel ve kurumsal gelir vergisi indirimlerini 2025’in sonrasında da sürdürmeyi planlıyor; bu uzatmaların maliyeti 10 yılda toplam 4 trilyon doları aşabilir. Ayrıca, Trump kurumsal gelir vergisini 21%’den 15%’e indirmek ve Sosyal Güvenlik gelir vergisini kaldırmak istiyor. Harris ise kurumsal gelir vergisini 28%’e çıkarmayı ve artan gelirle çocuk vergi kredisini yükseltmeyi, düşük gelirli işçileri desteklemeyi ve ilk kez ev alacaklara yardım sağlamayı planlıyor.
Wharton çalışması, Trump’ın önerilerinin 2034’e kadar ulusal borcu 9,3%, 2054’e kadar ise 12,7% artıracağını, Harris’in önerilerinin ise sırasıyla 4,4% ve 7,7% oranında bir artışa yol açacağını belirtiyor. Gelir dağılımı açısından bakıldığında, Trump’ın politikaları en zengin 1%’in gelirini 2026’da 47.000 dolar artırırken, Harris’in politikaları bu grupta 9.000 dolarlık bir düşüşe neden olacak. Ortalama bir hane halkı, her iki planda da yıllık yaklaşık 2.000 dolarlık bir gelir artışı görecek.
Farklı Stratejiler Aynı Sorun
Kamala Harris ve Donald Trump, ABD’deki uygun fiyatlı konut sıkıntısını çözme sözü veriyor, ancak yaklaşımları oldukça farklı. Harris, konut arzını artırmak için vergi kredilerini genişletmeyi ve ilk kez ev alacaklara 25.000 dolarlık yardım sağlamayı planlıyor. Ekonomistler, arz artırıcı vergi indirimlerinin faydalı olabileceğini, ancak alıcılara yapılacak mali yardımların talebi artırarak fiyatları daha da yükseltebileceğinden endişe duyuyorlar. Trump ise göçmenlerin sınır dışı edilmesi gibi arzı ve talebi etkileyebilecek politikalar öneriyor, ancak bu öneriler de şüpheyle karşılanıyor.
Kitlesel sınır dışı etmenin konut ihtiyacını önemli ölçüde azaltmayabileceği, çünkü göçmenlerin genellikle sınır dışı edilmeyecek akrabalarıyla birlikte yaşadığı ve evlerin çoğunun “karma statüde” olduğu endişelerin ana başlıkları. Ayrıca, göçmenler inşaat sektöründe önemli bir rol oynuyor ve dolayısıyla da kitlesel sınır dışı etmenin yeni konut inşaatları için işgücünü azaltarak konut arzını olumsuz etkileyebilecek bir faktör olduğu yönünde endişeler de mevcut.
Trump, uygun fiyatlı konut sorununu çözmek için düşük borçlanma maliyetleri (faiz) ve düzenlemelerin kaldırılması gibi vaatlerde bulunuyor, ancak mortgage oranlarını doğrudan etkileme gücüne sahip değil. Mortgage oranları genellikle uzun vadeli devlet tahvillerinin oranlarına ve Fed’in bağımsız politikalarına bağlıdır. Trump’ın bu konuda sınırlı bir yetkisi olmasına rağmen, mortgage oranlarının 2025 ve 2026’da Fed politikaları nedeniyle düşmesi bekleniyor ve bu durumun Beyaz Saray’daki liderlikle pek ilgisi olmayacağı vurgulanıyor.
Seçim Bizim için Neden Önemli? Tarih Ne Gösteriyor?
ABD başkanlık seçimleri, tarihsel olarak S&P 500 Endeksi’nin getirisini etkileyen önemli bir faktör olmuştur. Ancak, seçim sonuçlarının piyasaya etkileri genellikle karmaşık ve çok faktörlüdür.
Cumhuriyetçi başkanların seçildiği yıllarda daha yüksek ortalama getiriler gözlenirken, Demokrat başkanların seçildiği yıllarda getiriler nispeten daha düşük kalmıştır. Bununla birlikte, piyasa genellikle seçim belirsizliğine rağmen uzun vadeli trendlerine bağlı kalarak pozitif performans göstermiştir.
Cumhuriyetçi ve Demokrat Başkanların Seçildiği Yıllarda Getiriler
- Cumhuriyetçi Başkanların seçildiği yıllarda S&P 500 Endeksi’nin ortalama getirisi 11,2% olmuştur. Cumhuriyetçi yönetimlerin genellikle iş dünyası yanlısı politikalar benimsemesi, piyasa beklentilerini olumlu yönde etkileyebilir.
- Demokrat Başkanların seçildiği yıllarda ise ortalama getiri 4,3% seviyesinde kalmıştır. Bu fark, bazı seçim yıllarının (örneğin 2008’deki finansal kriz) dışsal ekonomik faktörlerden olumsuz etkilenmiş olmasından kaynaklanabilir.
- Tüm seçim yılları ele alındığında, S&P 500’ün ortalama getirisi 7,5 % olarak gerçekleşmiştir. 24 başkanlık seçim yılının 18’inde (75%) pozitif performans sergilemiştir.
Tarihsel Seçim Yıllarına Göre S&P 500 Getirileri
- 2016’da Donald Trump’ın (Cumhuriyetçi) seçilmesiyle 9,5% getiri elde edilirken, 2012’de Barack Obama’nın (Demokrat) yeniden seçilmesi 13,4% getiri ile sonuçlandı.
- 2008’de Barack Obama’nın seçildiği dönemde S&P 500 38,5%’lik bir düşüş yaşadı; bu, büyük ölçüde küresel finansal krizle ilişkilendirildi.
- 1980’de Ronald Reagan (Cumhuriyetçi) seçildiğinde S&P 500 25,8% yükseldi, bu da Cumhuriyetçi yönetimin piyasalara olumlu etkisini gösteren önemli örneklerden biri.
Trump – Harris Karşılaşmasından Hangi Hisseler Fayda Sağlayabilir?
Trump-Harris tartışması oy oranlarında değişikliğe neden olabilir. Bu ortamda, portföyünü gelişmelere göre şekillendirerek kayıplarını sınırlayabilir ve olası yükselişlerden fayda sağlayabilirsin.
🔍 Dilersen Trump’ın ve Harris’in kazandığı senaryolarda hangi sektör ve hisselerin etkilenebileceğini birlikte inceleyelim.
Trump Kazanırsa Hangi Hisseler Etkilenebilir?
🔴 Çinli Şirketler
Trump, başkanlığı sırasında uyguladığı düşük vergi oranlarını uzatmayı desteklediğini belirterek kurumsal vergi oranlarını daha da düşürmek istediğini ifade ediyor. Trump’ın ABD’nin gümrük vergisi oranını 10% seviyelerine düşürmesi, Çin ürünlerine ise 60%’a kadar gümrük vergisi uygulaması beklenebilir. Özellikle ABD borsalarında işlem gören Çinli şirketler ve Çin ile ticari ilişkisi yüksek şirketler bundan zarar görebilir.
- Alibaba (BABA)
- Nvidia (NVDA)
- Broadcom (AVGO)
- Qualcomm (QCOM)
- Air Products and Chemicals (APD)
- Celanese (CE)
- BorgWarner (BWA)
- Otis Worldwide (OTIS)
🟢 Sanayi, Madencilik ve Demiryolu
Öte yandan elverişli vergi politikaları ABD’li sanayi ve madencilik şirketleri için olumlu bir haber olarak değerlendirilebilir. Demiryolu şirketleri de yeni gümrük tariflerinden fayda sağlayabilir.
- Republic Services (RSG)
- Caterpillar (CAT)
- General Electric (GE)
- Honeywell (HON)
- 3M (MMM)
- Norfolk Southern (NSC)
- Cleveland Cliffs (CLF)
- CSX (CSX)
- Mohawk Industries (MHK)
🔴 Elektrikli Araçlar
Trump’ın, Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA) elektrikli araç standartlarını yürürlükten kaldırması bekleniyor. Bu standartlar, 2032’ye kadar yeni araç satışlarının %56’sının elektrikli olmasını gerektiriyordu. Ayrıca, Enflasyon Azaltma Yasası kapsamında verilen elektrikli araç kredilerinin de iptal edilmesi öngörülebilir. Bu da elektrikli araç şirketlerine olumsuz yansıyabilir.
- Rivian (RIVN)
- Lucid (LCID)
- Nio (NIO)
- XPeng (XPEV)
- Li Auto (LI)
🟢 Otomotiv
Elektrikli araç üreticilerinin azalan pazar payı, geleneksel otomotiv şirketleri için iyi haber olabilir.
- Ford Motor (F)
- Stellantis (STLA)
- General Motors (GM)
🟢 Savunma Sanayi
Cumhuriyetçi bir yönetim altında savunma harcamalarının öncelikli olacağı beklentisi, savunma sanayi hisselerinin performansını destekleyebilir. Özellikle jeopolitik gerilimlerin arttığı bu dönemde savunma hisseleri öne çıkabilir.
- Lockheed Martin (LMT)
- Northrop Grumman (NOC)
- Raytheon Technologies (RTX)
🟢 İlaç
Trump’ın muhtemel bir başka politikası, ilaç fiyatlarını düşürmek ve temel ilaçların yurt içi üretimini artırmak olabilir. Bu durumda ABD merkezli ilaç üreticileri desteklenebilirken dışarıdan ithal edilen ilaçların üreticileri pazar kayıplarıyla karşılaşabilir.
- Amphastar Pharmaceuticals (AMPH)
- Merck & Co (MRK)
- Regeneron Pharmaceuticals (REGN)
- Bristol-Myers Squibb (BMY)
- Vertex Pharmaceuticals (VRTX)
🔴 Sosyal Medya
Trump, ifade özgürlüğünü teşvik etme çabalarını sürdürerek çevrimiçi platformlara yönelik tanıtım, pazarlama ve finansal desteği kısıtlayarak sansür yasağını uygulamayı planlıyor. Bu durum sosyal medya hisselerine olumsuz yansıyabilir.
- Alphabet (GOOGL)
- Meta Platforms (META)
- Tencent Holdings (TCEHY)
🟢 Fosil Enerji
Trump’ın yerli petrol üretimine yönelik kısıtlamaları geri çekeceği sözü, petrol ve doğalgaz şirketleri için olumlu bir etki oluşturabilir.
- Exxon Mobil (XOM)
- Chevron (CVX)
- ConocoPhillips (COP)
- Occidental Petroleum (OXY)
- Devon Energy (DVN)
- EOG Resources (EOG)
- Marathon Petroleum (MPC)
- Halliburton (HAL)
- Baker Hughes (BKR)
- Ovintiv (OVV)
🟢 Kripto Para Madenciliği
Trump’ın son zamanlarda Bitcoin ve diğer dijital varlıkları vurgulaması, kripto para sektöründe faaliyet gösteren şirketler için olumlu bir etki yaratabilir. Analistler, Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanması durumunda Bitcoin’in 80 bin dolara ulaşabileceğini öngörüyor. Konuyla ilgili daha detaylı bir okuma için bu içeriğimize göz atabilirsin.
- Coinbase (COIN)
- Marathon Digital (MARA)
- Riot Platforms (RIOT)
- Cleanspark (CLSK)
- MicroStrategy (MSTR)
Harris Kazanırsa Hangi Hisseler Etkilenebilir?
Kamala Harris’in başkanlık seçimini kazanması durumunda ise odak noktaları vergiler, düzenlemeler, sanayi politikası, ticaret ve enerji dönüşümü olabilir.
Harris, artan tüketici maliyetleriyle mücadele etmek için öncelikli olarak rekabet hukuku adımları atmayı öneriyor. Harris yönetiminin, teknoloji ve sağlık sektörü de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda antitröst uygulamalarını yoğunlaştırması bekleniyor.
🔴 Gıda Perakende
Konuşmalarında özellikle gıda üretim sektörünü hedef alan Harris, gıda perakende şirketlerinin kâr marjlarını aşırı artırmasını önlemek ve enflasyondaki artışı durdurabilmek için yeni kurallar ve cezalar getirebilir.
- Walmart (WMT)
- Target (TGT)
- Costco (COST)
- Kroger (KR)
🔴 İlaç
Başkan Yardımcısı olduğu zamanlarda Harris’in Medicare for All reformu kapsamında ilaç fiyatlarına düzenlemeler getirmesi ilaç üreticilerinin marjlarını baskılayabilir.
- Eli Lilly (LLY)
- Novo Nordisk (NVO)
- Sanofi (SNY)
- Bristol Myers Squibb (BMY)
- Pfizer (PFE)
- Merck, (MRK)
- AbbVie (ABBV)
- Johnson & Johnson (JNJ)
🟢 Yapay Zekâ ve Siber Güvenlik
Yapay zekâ, ABD borsaları için yükselişi tetikledi. Ancak bu gelişen teknoloji sahası aynı zamanda politik bir mesele haline gelebilir. Harris, yapay zekâ kullanımı için yeni bir enstitü aracılığıyla kurallar belirleyebilir. Bu da daha fazla işletmenin yapay zekâ güvenlik çözümlerine ihtiyaç duymasıyla siber güvenlik şirketlerine fayda sağlayabilir.
- CrowdStrike (CRWD)
- Fortinet (FTNT)
- Palo ALto Networks (PANW)
- Zscaler (ZS)
🟢 Altyapı ve Kamu Hizmetleri
Harris, federal fonlu altyapı projelerinde Amerikan yapımı çelik, kereste, alçıpan, beton ve diğer ürünlerin kullanılmasını zorunlu tutarak yerli üretimi artırmaya çalışabilir.
- US Steel (X)
- Caterpillar (CAT)
- Deere (DE)
- Nucor (NUE)
- Vulcan Materials (VMC)
- American Water Works (AWK)
- NextEra Energy (NEE)
🔴 Çinli Şirketler
Trump’a benzer şekilde Harris de Çin’den gelen kritik malzeme ve teknolojilere olan bağımlılığı azaltmayı hedefleyebilir.
- Alibaba (BABA)
- Nvidia (NVDA)
- Broadcom (AVGO)
- Qualcomm (QCOM)
- Air Products and Chemicals (APD)
- Celanese (CE)
- BorgWarner (BWA)
- Otis Worldwide (OTIS)
🟢 Tedarik Zinciri
Çin’e bağımlılığın azaltılmasıyla Harris, temel malzeme ve teknolojilerin tedarik zincirini ABD’ye geri getirmeye odaklanabilir ve ileri teknoloji ürünlerinin ihracatını kısıtlayabilir. Bu da üretimi ABD merkezli olan şirketlere fayda sağlayabilir.
- ArcBest (ARCB)
- Bruker (BRKR)
- Darling Ingredients (DAR)
- GlobalFoundries (GFS)
- Intel (INTC)
- Rio Tinto (RIO)
- Texas Instruments (TXN)
🟢 Elektrikli Araçlar
Enflasyonu Azaltma Yasası kapsamında federal araç filosunu, okul servislerini, toplu taşıma araçlarını ve diğer ağır kamu araçlarını elektrikli hale getirmek amaçlanabilir. Elektrikli araç üreticilerinin yanı sıra şarj istasyonu hisselerinin de bundan pozitif etkilenmesi beklenebilir.
- ChargePoint (CHPT)
- Blink Charging (BLNK)
- Rivian (RIVN)
- Lucid (LCID)
- Albemarle (ALB)
- QuantumScape (QS)
🟢 Güneş Paneli Üreticileri
Benzer şekilde fosil enerji tüketiminin ve dışa bağımlılığın azalması için yenilenebilir enerjiye yatırımların artması durumunda güneş paneli üreticileri fayda sağlayabilir.
- First Solar (FSLR)
- Enphase Energy (ENPH)
- SolarEdge (SEDG)
- Sunrun (RUN)
- Ameresco (AMRC)
- Green Plains (GPRE)
Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: CNBC, Economic Times, Brighthouse Financial