Analist Notları

Tepeden almanın psikolojisi: “Büyük aptal” teorisi

Tepeden almanın psikolojisi: “Büyük aptal” teorisi
Google News Icon Takip Et

Hepimiz o anı biliyoruz. Bir varlık, bir hisse, bir coin ya da bir sanat eseri… birden hızla değer kazanmaya başlıyor. 

Herkes konuşuyor, herkes alıyor, herkes “daha yeni başlıyor” diyor. 

Ama kimse şunu sormuyor: “Peki bunu benden sonra kim alacak?” 

İşte finans literatüründe “Büyük Aptal Teorisi” olarak geçen kavram, tam olarak bu davranış biçimini tanımlar.

Temel olarak, fiyatın bazen matematikten değil, insanların birbirine anlattığı hikâyelerden etkilendiğini söylüyor. 

Yani bir varlık yükseliyor diye mutlaka değer kazanıyor demek yanlış. 

Piyasalarda çoğu zaman kazanç, beklentiden doğar; bir sonraki alıcının fiyatı ne kadar yükselteceğine inanmak fiyatları yukarı çeker.

Tarihten dersler: Lale soğanından Güney Denizi Şirketi’ne

Bu kavram yeni değil, kökleri 1700’lü yıllara kadar uzanıyor. Hollanda’daki lale çılgınlığı tam bir örnek. 

Lale soğanlarının fiyatı bir ev kadar yükselmişti, çünkü herkes bir sonraki alıcının daha fazla ödeyeceğine inanıyordu. Sonunda zincirin sonundaki kişi elinde değersiz bir varlık kalmıştı.

1720’deki Güney Denizi Şirketi çöküşü ise bu davranışın finans tarihindeki en çarpıcı örneklerinden biri. 

Hisseler, söylentiler ve beklentilerle 128 pounddan 1000 pounda fırladı; ama aslında gerçek bir ticari başarı yoktu. Fiyatlar tamamen umut ve spekülasyon üzerine yükselmişti. Ağustos 1720’den itibaren satış dalgası başladı ve hisse değeri birkaç ayda 150 pounda geriledi. 

Bu çöküşte Isaac Newton’un ünlü sözünü hatırlamakta fayda var: “Gök cisimlerinin hareketlerini hesaplayabilirim, ama insanların deliliğini hesaplayamam.”

Tepeden almak neden riskli?

Bugün de durum çok farklı değil. Piyasalarda kitlesel balonlar birden oluşmaz. Küçük inançlar birleşir, kolektif bir yanılsamaya dönüşür. 

İnsanlar belirsizlik, işsizlik ya da siyasi gerginlik dönemlerinde fırsatı başka yerlerde arar. Bir kişi inanır, diğeri takip eder, ve nihayetinde fiyat artışı kendi doğruluğunu üretir.

Bu yüzden bir varlığı tepeden almak, yani herkes alıyor diye, ucuzluğunu veya gerçek değerini sorgulamadan pozisyon açmak riskli olur. 

Kripto varlıklarda, yapay zekâ hisselerinde hatta altın gibi güçlü yatırım araçlarında bile durum değişmez. 

Fiyatın yükselmesi, o varlığın değerli olduğu anlamına gelmez; çoğu zaman hikâyenin gücü fiyatı yukarı taşır.

Önemli olan, varlığın gerçekten değerli olup olmadığı değil, onu o fiyata alacak bir sonraki kişinin bulunup bulunmayacağıdır. 

2008’de emlak piyasasında gördüğümüz gibi, zincirin son halkasındaki yatırımcılar varlıklarını satamayınca balon patladı. Kripto dünyasında da bazı projeler, teknolojik yenilikten çok “daha yüksek fiyata satılabilirlik” üzerine inşa edildi.

Bir varlığın fiyatını belirleyen şey çoğu zaman arz ve taleptir, ama talep rasyonel değilse sistem kırılgan hale gelir. 

Bugün çok değerli görünen bir varlık, yarın kimsenin ilgisini çekmeyebilir. Bu yüzden yatırım yaparken hikâyeleri takip etmek yetmez; sorgulamak, riskini ölçmek, tepe fiyatlardan pozisyon açarken iki kez düşünmek gerekir.

“Büyük aptal” olmamak için ne yapmalı?

Finans dünyasının en insani teorilerinden biri budur: piyasa mantıklı insanların değil, umut eden kalabalıkların hareketidir. 

Bir trendin içinde yer almak istiyorsan hikâyeyi bil, ama sorgulamayı bırakma. Tepeden almanın cazibesine kapılıp riskini görmezden gelme. Para senin, oyunu kendi kurallarına göre oyna. 

Unutma: fiyat yükseliyor diye değerin arttığını sanmak, yatırımın en yaygın tuzaklarından biridir. 

Hikâyelere kapılabiliriz, trendleri takip edebiliriz, ama temel kural hep aynı. Sorgula, ölç, dengele ve tepeden alırken dikkatli ol.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Pop-up icon

Nakit bakiyene +%6 ekstra nema

Kaydol, ilk 60 gün nakit bakiyeni %6 ekstra nema ile değerlendir.

Hemen Keşfet