Borsa İstanbul Notları

TCMB’nin faiz artışı hisselere nasıl yansıyor? Bankacılık hisselerinde hareketlenme!

TCMB’nin faiz artışı hisselere nasıl yansıyor? Bankacılık hisselerinde hareketlenme!
Google News Icon Takip Et

TCMB politika faizini 42,5%’ten 350 baz puan artırarak 46%’ya çıkarttı. Ayrıca Gecelik borçlanma faizlerini ise 300 baz puan yükselterek 49%’a yükseltti. Karar sonrası piyasada karışık seyirler devam ederken bankacılık hisselerinde volatil hareketler gözlemleniyor.

Karar Neye İşaret Ediyor?

TCMB, 20 Mart tarihinde politika faizi dediğimiz bir hafta vadeli repo faizi ihalelerine bir süreliğine ara vermiş, gecelik borçlanma faizlerini 46%’ya çıkartarak örtülü faiz artışı gerçekleştirmişti. 

Karar sonrasında bir hafta vadeli repo faizi ihalelerinin devam etmesi kararlaştırıldı. TCMB haftalık repo ihalelerine başlayacağı duyuruldu. .

İlk Etapta Bankacılık Hisseleri Neden Düşmedi?

Mart ayının son haftasından itibaren yabancı yatırımcılar başta bankacılık hisseleri olmak üzere BIST 30 hisselerinde sert satışlar gerçekleştirmişti. Normal şartlar altında faiz artışlarının bankacılık sektöründe fonlama maliyetlerini artırması ve tahvil fiyatlarını geri çekmesi sebebiyle negatif olarak karşılanırken dezenflasyonist sürece ait güvenin tazelenmesi durumunda ayrışmalar yaşanabiliyor.

Bunun örneğini 2024 yılının ilk 6 ayında gözlemlemiştik. 2024 yılında faiz artışlarına rağmen bankacılık sektörü iletişim sektörüyle beraber en fazla getiri sağlayan endeks konumunda yer alıyordu. 

Karar sonrası özellikle yabancı yatırımcıların ilgisinin yüksek olduğu AKBNK, GARAN, ISCTR ve YKBNK hisselerinde alıcılı seyir izlendi. Fakat TCMB’nin karar metninde şahin mesajlar vermesi bankacılık endeksi üzerinde de volatiliteyi artırıyor. Güncel olarak bankacılık hisselerinde AKBNK ve GARAN pozitif ayrışmaya devam ediyor.

Kurlarda Hafif Satış! Borsaya Yansıması Nasıl Olacak?

Karar sonrası dolar/TL kuru 0,1% düşüş gösterdi. Faizlerin artış göstermesi sonrasında mevduat ve para piyasası fonlarına girişlerin artmasıyla TL’nin yeniden reel olarak değer kazanabileceği bir döneme giriş yapması bekleniyor. Yılbaşından bu yana Avro/TL 19% Dolar/TL ise 8% değer kazandı. Avro ve doları içine alan sepet kur ise 13% yükseliş gösterdi. Bu yükselişe karşılık ilk 3 ayda enflasyon ise 10% artış göstermişti. Artan faizler sonrasında TL’nin yeniden reel değer kazanmaya başladığı ve dolar mevduatlarına girişlerin sınırlı hale gelebileceği bir ortam görebiliriz. 

TL’nin reel olarak değer kazanmasının ana risk grubunda kalan sektör ihracatçılar oluyor. 2. çeyrekte avro/TL kurundaki yükselişten kaynaklı olarak ihracatçı şirketlerin marjlarında iyileşmeler gözlemlenebilir. Fakat uzun vadede yüksek faiz oranları TL’nin değer kazancından kaynaklı olarak ihracatçı şirketler için negatif.

Yüksek faizler başlıca olarak sanayi, gyo, banka gibi birçok sektörün finansallarını negatif etkilese de dezenflasyonist sürece olan inancın artmasıyla yabancı yatırımcıların yeniden endekse rağbet göstermesi ihtimalleri BIST 30 endeksindeki hisselere pozitif yansıyabilir. Fakat mali tablo anlamında bu yüksek faizler kârlılıkları baskılayacaktır.

Fakat dezenflasyonist sürece güvenin artmasıyla hisse performanslarında güncel olarak pozitif seyir gözlemleniyor.

Tahvil Fiyatları Para Piyasası Fonlarını Etkileyecek! Mevduatın Cazibesi Artabilir.

Artan faiz oranı sonrasında tahvil faizlerindeki yükseliş para piyasası fonlarının günlük getirilerinin portföylerinde 10%’a kadar DİBS tutma zorunluluğundan kaynaklı 1 günlüğüne azalabilir. Fakat ilerleyen süreçte artan faiz eşliğinde para piyasası fonlarına olan para akışlarında yükseliş görebiliriz. Para piyasası fonlarına ve mevduata para girişlerinin artması endekste de orta vadede baskı oluşturmaya devam edebilir.

Önümüzdeki dönemde 42%-48% bandına oturan mevduat faizleri de artan politika faizinin eşiğinde yüksek faizlerle borsaya karşın cazibesini koruyabilir. 

Karar Metni Şahin

TCMB’nin karar metninde “Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.” ve Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımlar ivedilikle atılmıştır. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.” cümleleri piyasada şahin mesajlar olarak algılanmış durumda. 

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı


Bu içerik hazırlanırken kullanılan kaynaklar: TCMB