Türkiye’de yatırım denildiğinde ilk akla gelen varlık nedir diye sorsak, çoğu kişinin cevabı değişmez: Altın.
Çeyrek, yarım, bilezik ya da külçe fark etmez; hemen herkesin evinde bir köşede altın vardır. Çünkü altın, nesiller boyu “güvenli liman” olma özelliğini korudu.
Bugün de tablo farklı değil. Son bir yılda ons altın uluslararası piyasalarda rekor üzerine rekor kırıyor. ABD’de faizlerin düşmeye başlaması, doların zayıflaması, jeopolitik riskler ve merkez bankalarının alımları, altını yeniden gündemin merkezine taşıdı.
Ama işin kritik sorusu şu: Altın tek başına yatırım için yeterli mi?
Altının gücü nereden geliyor?
Altının gücü üç temel noktadan besleniyor:
- Güven unsuru: Küresel belirsizlikler arttığında altın her zaman öne çıkar. Kriz, savaş veya ekonomik dalgalanma fark etmeksizin yatırımcılar altına yönelir.
- Kıtlık: Altın arzı sınırlı. Sonsuz basılamayan, gerçek anlamda kıt bir varlık olması, uzun vadede değerini korumasının temel sebebi.
- Küresel talep: Merkez bankalarının rezerv çeşitlendirmesi ve yatırımcıların güven arayışı, altını destekleyen en güçlü faktörlerden biri.
Sonuç olarak altın, “koruma” işlevinde tartışmasız güçlü. Ama “getiri” tarafı biraz daha karışık.
Gram altın fiyatı nelerden etkileniyor?
Türkiye’de yatırımcıların büyük kısmı altını gram bazında takip ediyor. Fakat çoğu kişi gram altının aslında iki farklı motordan beslendiğini bilmiyor:
- Ons altın fiyatı → Dünya piyasalarında dolar cinsinden işlem gören uluslararası fiyat.
- Dolar/TL kuru → Türkiye’deki döviz piyasasında belirlenen kur.
Formül basit: Gram altın = (Ons altın x Dolar/TL) / 31,10
Bu nedenle gram altın, hem küresel altın fiyatlarından hem de kur hareketlerinden etkileniyor.
Ons altın düşse bile dolar/TL yükselirse gram fiyatı artabiliyor. Tersi durumda, ons altın yükselirken dolar/TL gerilerse gram altındaki artış sınırlı kalıyor.
Türkiye’de “altın hep kazandırır” algısının arkasında işte bu ikili etki var. TL’nin uzun vadeli değer kaybı, gram altını küresel altın trendinin de üzerine taşımış oluyor.
Altın daha yükselebilir mi?
Altının potansiyeli hâlâ güçlü:
- Enflasyona karşı koruma: Küresel fiyat baskıları artarsa altın yeniden öne çıkar.
- Doların gücü: Fed’in faiz indirimleriyle ABD doları zayıflamaya devam ederse ons altın destek bulur.
- Jeopolitik riskler: Ortadoğu’dan Asya’ya uzanan gerilimler altına talebi canlı tutar.
- Rezerv çeşitlendirmesi: Çin, Hindistan ve diğer büyük ekonomilerin merkez bankaları altını portföylerinde artırmaya devam ediyor.
Ama tek başına altına yaslanmanın sınırları da var:
- Altın temettü veya faiz ödemez, sadece fiyat artışı üzerinden değerlenir.
- Küresel büyüme güven kazanırsa, altına olan talep azalabilir.
- Fiziki altın saklamak güvenlik ve maliyet riski doğurur.
2026’da gram altın kaç olabilir?
Deutsche Bank, JPMorgan ve Bank of America gibi dev yatırım kuruluşlarının ons altın için hedef fiyatları 4.000 dolar seviyesinde.
Formüle göre, doların 46 TL olduğu senaryoda (TCMB anketine göre) gram altın için 2026 hedefi 5.900 TL oluyor. Bu da mevcut seviyeye göre gram altında 22% yükseliş potansiyeli anlamına geliyor.
Mevduat faizlerinin %40 olduğu ortamda 1 yıllık altın potansiyelinin 22% ile sınırlı kalması, mevduata yönelen yatırımcıların daha çok getiri sağlamasını öne çıkarabilir.
Diğer yandan, hisse senetleri ya da para piyasası fonları gibi araçlarda da daha yüksek likidite ve temettü/faiz geliri avantajıyla %25–30 bandında beklenen performans, gram altında sınırlı kalan %22’lik potansiyelden daha cazip fırsatlar sunabilir.
Altın yanında ne olmalı?
Altın bir evin temel direği gibidir. Onsuz olmaz, güven verir. Ama sadece direkle ev inşa edemezsiniz; duvar, çatı, kapı da gerekir.
Portföyünde altın bu güveni sağlasa da yanına büyüme potansiyeli için hisse senetleri, düzenli getiri için tahvil veya para piyasası fonları ve fırsatları yakalamak için yenilenebilir enerji ya da teknoloji gibi tematik yatırımlar eklersen, uzun vadede hem korunur hem de büyüyebilirsin.
Bugün mesela altın madenciliği şirketleri, ons altının kendisinden bile fazla değer kazandı. Bunun nedeni altının yükselişinin yanına “şirketlerin kârlılık potansiyeli”nin eklenmiş olması. Bu da altının tek başına değil, yanında doğru varlıklarla birlikte değerlendirildiğinde nasıl daha büyük fırsatlar sunabileceğini gösteriyor.
Altın tek başına yeterli değil
Gram altın almak, huzur verir; doğru. Ama yatırım sadece huzur değil, geleceğe hazırlanmak demek.
Altın sizi enflasyondan ve kur riskinden korur, ancak yatırımların temel amacı olan servet büyümesini sağlamayabilir.
Üstelik altının bazı dezavantajları var: Altın temettü ya da faiz gibi düzenli gelir sağlamaz, sadece fiyat artışıyla değer kazanır. Bu, yatırımcıların pasif gelirden mahrum kalmasına yol açar.
Ayrıca fiziksel altının saklama ve sigorta gibi maliyetleri var, bu da getiriyi azaltabilir. Altın fiyatları küresel ekonomik ve jeopolitik faktörlere bağlı olarak volatilite yaşayabilir, kısa vadede keskin dalgalanmalar görülebilir.
Bu nedenlerle, altın yatırımınız portföyünüzde bir güvenlik katmanı olarak işlev görürken, büyüme hedefleyen yatırımlarınız için hisse senetleri, tahvil veya para piyasası fonları gibi farklı varlık sınıflarını da değerlendirmek önemlidir. Böylece yatırımınız hem koruma hem de büyüme potansiyelini dengeler.
Bu yüzden haftasonu kahvenizi yudumlarken kendine şu soruyu sorabilirsin: “Benim yatırım sepetim sadece güvende olmak için mi var, yoksa güvenle birlikte büyümek için mi?”
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı