Yatırım dünyasında her dönem geçerli olan bir soru vardır: “Hem güvenli kalıp hem nasıl yüksek getiri yakalayabilirim?”
Cevabı belki de düşündüğün kadar karmaşık değil. Çözüm, Halter Stratejisi.
Yani riskin iki ucuna yatırım yap, ortayı unut. Bu strateji, hem sürprizlere karşı temkinli durmanı sağlar, hem de büyüme fırsatlarını kaçırmazsın.
Peki nasıl uygulanır? Gel birlikte inceleyelim.
Riskin zıttı, dengenin kendisi
Halter Stratejisi, adını halterin iki ucundaki ağırlıklardan alıyor.
Bir ucu son derece güvenli, kısa vadeli tahviller, mevduatlar veya para piyasası fonları gibi sabit getirili varlıklarla doluyken, diğer ucu ise teknoloji hisseleri ve kripto varlıklar gibi yüksek riskli ama yüksek getirili varlıklara ayrılıyor. Ortadaki belirsiz, orta riskli yatırım alanları ise tamamen dışlanıyor.
Stratejinin amacı net: Belirsizliğe karşı korunurken potansiyeli kaçırmamak.
Bu yaklaşımı “Antifragile” kitabında Nassim Taleb “Eğer risk ölçümlerinin çoğu kusurluysa, ya çok güvenli kal ya da çok saldır. Ortada kalma.” diye özetliyor.
Halter stratejisinde portföy dağılımı nasıl?
Bireysel yatırımcı profiline göre dengeli bir Halter portföyü aşağıdaki gibi kurgulanabilir:
%50 güvenli limanlar: Sabit getirili, düşük riskli varlıklar
Bu kısım portföyünün “koruma kalkanı.” Likiditeyi yüksek tutmak, dalgalı piyasalarda manevra alanı yaratmak için şart.
- %25 Kısa Vadeli Tahviller: Faizlerin düştüğü ortamda yeniden yatırım fırsatı sunar. Özellikle 1-3 yıl vadeli, yatırım yapılabilir nottaki özel sektör tahvilleri tercih edilebilir. Küçük miktarlara sahip olsan bile Borçlanma Araçları Fonları aracılığıyla tahvillere yatırım yapabilirsin.
- %15 Mevduat / Ters Repo / Para Piyasası Fonları: Ani ihtiyaçlar veya alım fırsatları için esnek kalmanı sağlar.
- %10 Altın: Enflasyonun veya jeopolitik risklerin yüksek olduğu dönemlerinde güvenli liman işlevi görür.
%50 yüksek potansiyel: Büyüme odaklı riskli varlıklar
Bu kısım portföyünün “atak hattı.” Yüksek volatiliteyi tolere edebilmek gerekir, ama potansiyel ödül büyük olabilir.
- %30 Tematik Hisseler: Yapay zekâ, kuantum, bulut teknolojileri, biyoteknoloji gibi uzun vadeli büyüme temalarına odaklanan hisseler. Borsa İstanbul’da da teknoloji hisselerine ek olarak savunma teknolojisi ve yenilenebilir enerji hisseleri göz önünde bulundurulabilir.
- %10 Kripto Varlıklar: Bitcoin, Ethereum gibi öncü dijital varlıklar. Aynı zamanda bu alana erişim sağlayan kripto platformları da bu gruba dahil.
- %10 Kripto Odaklı Hisseler: Kripto ekosistemine altyapı, güvenlik, madencilik veya işlem hizmetleri sunan şirketler.
Halter stratejisinin tam zamanı
Halter Stratejisi özellikle belirsizlik dönemlerinde veya getiri eğrisinin yataylaştığı zamanlarda daha da öne çıkar.
2025 yazı itibarıyla:
- TCMB faiz indirim döngüsüne hazırlanıyor. Fed’den de benzer beklenti hakim.
- Küresel tahvil faizlerinde düşüş eğilimi başladı.
- Yapay zekâ ve blockchain alanlarında yapısal sermaye akışı hızlandı.
Yani Halter Stratejisi için mükemmel bir zemin.
Bu stratejiyi kimler uygulayabilir?
Halter stratejisi, hem yeni başlayanlar hem de deneyimli yatırımcılar için uygulanabilir bir yapı sunuyor. Yatırım dünyasına yeni adım atanlar için bu model, kısa vadeli düşük riskli varlıklar sayesinde hata yapma toleransını artırır. Böylece portföyünün bir kısmını güvenli alanda tutarken diğer kısmında yüksek potansiyelli fırsatları değerlendirebilirsin.
Daha tecrübeli yatırımcılar için ise bu strateji, hem tematik çeşitlendirme hem de makroekonomik gelişmelere karşı pozisyonlama açısından ideal bir zemin oluşturuyor. Kısa vadeli tarafın sunduğu esneklik, özellikle faiz döngülerinde aktif yönetim kabiliyeti olan yatırımcılar için kıymetli.
Kurumsal yatırımcılar için de bu yaklaşım dikkat çekici bir denge sunuyor. Fon yöneticileri için kısa vadeli araçlar, fonun likiditesini korurken operasyonel esneklik sağlarken uzun vadeli tematik yatırımlar, portföyün stratejik hedeflere uygun şekilde büyümesini mümkün kılar. Bu denge, hem nakit akışının sürdürülebilirliğini hem de sermaye artışını hedefleyen kurumsal portföylerde etkin bir rol oynuyor.
Riskin ortasında kalmak zorunda değilsin
Halter Stratejisi, yatırımcıyı ya hep ya hiç değil, “ya çok güvenli ya çok potansiyelli” prensibiyle konumlanıyor. Bu sayede ne sadece sabit getiriye mahkum kalırsın, ne de sadece büyüme peşinde koşarken portföyünü riske atarsın.
Eğer portföyünü hem dalgalara karşı sağlam tutmak hem de yeni nesil temalarla büyütmek istiyorsan; halteri iki uçtan tut ve ortayı boş bırak.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı