Küresel piyasalarda Trump tarifeleri, jeopolitik belirsizlikler ve Çin-ABD arasındaki gergin siyasi ortam endekslerde sert hareketler yaratmaya devam ediyor. Trump’ın açıkladığı gümrük tarifeleri sonrasında ABD endeksleri geçtiğimiz hafta perşembe ve cuma sert düşüş yaşarken bugün de hem asya piyasalarında hem de ABD vadelilerinde düşüş yönlü ivmelerin devam ettiğini izliyoruz. Düşüşlerle beraber artan VİOP teminat tamamlama çağrıları sonrasında da kapatılacak pozisyonların kısa vadede endekslerde baskı oluşturması muhtemel olabilir.
Güvenli liman arayışı sonrasında yatırımcılar ABD tahvillerine hücum ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizleri 4,8% seviyelerinden 3,9% seviyelerine kadar geriledi. Aylık olarak baktığımızda da diğer bir güvenli liman arayışı, altında gerçekleşti. Ons altın fiyatları aylık olarak 4%’e yakın yükseliş gösterirken son 1 senede 32% yükseliş göstermeyi başardı.
Yurt içi tarafa döndüğümüzde, iç siyaset gündemi, kurlarındaki artış sonrasında enflasyon beklentilerinin yukarı yönlü revize edilmesi ve küresel tarafta büyüme tahminlerinin geriye çekilmesiyle, faiz oranlarında yukarı yönlü seyir devam ediyor. Mevduat oranlarının cazibesi yeniden yükselirken, endeks üzerindeki baskı da artıyor.
Küresel Piyasalar Altını Öne Çıkarttı
Trump’ın gümrük tarifeleri sonrasında RBC Capital Markets, Goldman Sachs, Barclays, Yardeni Research ve Evercore ISI gibi kurumlar S&P 500 yıl sonu hedefini aşağı yönlü revize etti. Tarifelerin hem ABD ekonomisine hem de küresel ekonomiye önemli etkileri bekleniyor. Uluslararası kurumlar küresel büyüme tahminlerini düşürürken, Trump’ın tarifeleri sonrasında Fed’in yeniden faiz indirimlerine başlaması, altına yönelik talebi artırıyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında altının dolar bazlı son 1 senelik getirisi, küresel endeksleri ve BIST’ı yenerken, yatırımcıların altın fonlarına olan ilgisini de artırmaya devam etti. Son 3 ayda altın fonlarının portföy büyüklüğü 25% artış göstererek 159 milyar TL’ye ulaşırken yatırımcı sayısı ise 7% artış gösterdi. Altın fonlarındaki 15% stopaja rağmen altın fonlarındaki ilginin artış göstermesi buradaki ivmelenmeyi gösteriyor.
Gram altın fiyatları son 1 ayda 7,5% artış gösterirken Altın Sertifikası (ALTIN.S1) son 1 ayda 16% artış göstermeyi başardı.
Dünya Altın Konseyi’nin 2024 yılı için yayınlamış olduğu rapora göre, toplam altın arzı 2024 yılında 1% artış göstererek 4.974 ton olarak gerçekleşti. Dünya Altın Konseyi 2025 yılında, jeopolitik geirlimler, merkez bankalarının 500 tonun üzerinde altın alımı yapmaya devam edeceği gerekçesiyle 2025 yılı için ons altı hedefini 2.900-3.000 dolar bandında tutmuştu.
Goldman Sachs analistleri 2025 yıl sonu için ons altın için hedef fiyat seviyesini 3.300 dolar seviyesine çekmişti.
Bank of America analistleri ise 2025 yılı için önceki 2.750 dolarlık tahminini 3.063 dolara, 2026 yılı için 2.625 dolarlık tahminini 3.350 dolara çıkarmıştı.
HSBC ise 2025 yıl sonu için ons altın tahminini 2.687 dolardan 3.015 dolara çıkarttı.
Güncel olarak altının ons fiyatları 3.010 dolar seviyesinden fiyatlanırken kurumların ortalama 2025 yılı beklentilerine göre ons altın yıl sonuna kadar 3% getiri potansiyeli taşıyor.
Yurt İçinde Faizler Yeniden Cazibe Haline Geliyor
Faizlerin seyri izlendiğinde TCMB’nin yayınladığı bankalarca açılan mevduatlara uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları vadelerine göre incelendiğinde 21 Mart haftasında 0,6% artış gösterdi. Güncel olarak bankaların uyguladığı stopaj kesintisi dahil mevduatları incelediğimizde yeniden 45% seviyelerine yükseldiği gözlemleniyor.
Ayrıca Mart ayında kur şoku yaşanması sonrasında TCMB’nin yıl içinde yapabileceği faiz indirim sayısının azalma ihtimali de mevduat oranlarının cazibesini güçlendirdi.
Türk Lirası gecelik referans faiz oranları incelendiğinde de 19 Mart sonrası 42% seviyelerinden 46% seviyelerine ulaştığı gözlemleniyor.
TCMB’nin yayınladığı piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonrası enflasyonun 24,55% olarak gerçekleşmesi beklense de Mart ayındaki kur şoku sonrasında beklentilerde artış gözlemlenebilir.
Altın mı, Mevduat mı?
Mevduat faizlerinin 45% seviyelerine ulaşmasıyla beraber 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin Mart ayındaki kur artışı paralelinde 25% seviyelerine yerleşmesi durumunda dahi 16%’lık bir reel getiri potansiyeli bulunuyor. 12 ay sonrası dolar/TL kur beklentisi ise 44,16 seviyelerinde. Dolar bazlı getiri potansiyelini ele aldığımızda ise TCMB piyasa katılımcıları anketine göre 25%’lik dolar bazlı getiri ihtimali bulunuyor. Fakat Nisan ayı piyasa katılımcıları anketinde dolar/TL’nin 12 ay sonraki beklentilerindeki yükseliş sonrası bu oran zayıflayabilir.
Yine de mevduatın reel ve dolar bazlı getiri potansiyelinin kurumların yayınladığı raporlar ölçüsünde oldukça güçlü olduğu gözlemleniyor.
Altının kurumların yayınladığı raporlara göre getiri potansiyeli incelendiğinde ise 2025 yılında dolar bazlı 3% getirilere işaret etmesi, mevduata göre daha zayıf bir beklenti oluşturduğu belirtilebilir.
Kurumların yıl sonu ons altın beklentilerinin ortalama olarak 3.100 dolar civarında bulunduğu düşünüldüğünde TCMB’nin yıl sonu dolar/TL kuru beklentisinine göre, gram altın fiyatlarının yıl sonuna kadar getiri potansiyeli 14,8% seviyesinde bulunuyor. Mevduat getirilerinin ise 45% bileşik faizden mevduat hesabı açılması halinde yıl sonuna kadar getirisi 31% seviyelerinde bulunuyor.
Fakat Trump’ın gümrük vergileri sonrasında 2025 yılında Fed’in 5 faiz indirimi gerçekleştirmesi beklenirken ABD 10 yıllık tahvillerinin faizlerinin düşmesi altın için ana katalist konumunda. Ayrıca jeopolitik gerilimlerin yeniden artış göstermesi de altının yükselişini güvenli liman konumunda desteklemeye devam ediyor.
Diğer taraftan da değerlendirecek olursak gram altın veya altın sertifikası, dolar bazlı ons altına göre fiyatandığından dolayı yurt içinde kur risklerine karşın önemli bir yatırım aracı halinde. Burada dolara karşı fiyatlanması kur riskine karşın önemli bir avantaj olsa da Trump’ın gümrük vergileri sonrası doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesi de reel olarak negatif etki yaratıyor.
Tüm bu etkiler değerlendirildiğinde, mevduatın reel getiri cazibesinin daha ön planda olduğu fakat altının kur riskine karşın önemli hedge aracı olabileceği düşünülebilir.
Para Piyasası Fonlarına İlgi Yeniden Artabilir Mi?
Para piyasası fonlarının getirileri son 1 ayda tahvil faizlerindeki artış sebebiyle düşmüştü. Tahvil faizleri artış gösterdiğinde tahvil fiyatları düşüş gösterdi ve para piyasası fonları portföylerinin 10%’u kadar tahvil veya bono tutmak zorunda olduklarından dolayı aylık olarak nominal getirileri zayıfladı.
Fakat tahvil faizlerinin belli bir seviyeye kadar yükselmesiyle ve yatırımcıların güvenli liman talebi nedeniyle faizlerdeki hareket ivmesinin aşağı yönlü olabileceği beklentileriyle beraber, para piyasası fonlarına olan ilgi yeniden artış gösterebilir.
Özellikle TCMB’nin gecelik faiz oranını 42,5%’ten 46%’ya çıkarması ile beraber, para piyasası fonlarının nominal getirisi aylık olarak 3,5%’un üstünde kalmaya devam ediyor.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak:TCMB, TEFAS, BloombergHt