Küresel piyasalarda Trump açmazı devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Trump’ın Çinle masaya oturduğunu söylemesi ve Fed Başkanı Powell’a yönelik baskısını bir nebze azaltması ile beraber hafta kapanırken kayıpların telafi edilmesini sağladı. Fakat geçtiğimiz hafta Çin kaynaklarından ABD ile herhangi bir müzakere yapılmadığı açıklanmıştı.
Çin tarafından son olarak 2. kez müzakere iddialarına yalanlama geldi. Çin’in Washington Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, tarafların tarifeler konusunda müzakere içinde oldukları iddiasının “tamamen yanıltıcı” olduğu belirtildi. Açıklamada, “Çin ve ABD, tarifeler konusunda anlaşmaya varmak bir tarafa herhangi bir istişare veya müzakere yapmamıştır” ifadesine yer verildi.
Diğer taraftan Trump’ın ek vergileri açıkladıktan sonra tanıdığı 90 günlük ara sonrasında geçtiğimiz hafta açıklanan 18 yazılı teklif ve tam kapsamlı müzakereler aldıklarını duyurmasına rağmen, hafta boyunca tek bir anlaşma bile imzalanamaması yeniden belirsizliğin şiddetlendiği bir haftaya girmemize sebep oluyor.
Ayrıca piyasa, Cuma günü açıklanacak olan ve gümrük tarifelerinin etkisini ilk defa gözlemlemeye başlayacağımız, “tarım dışı istihdam” verisine odaklanmış durumda.
Tüm bu belirsizlikler küresel piyasaların güne karmaşık başlamasına sebep olurken, bölgesel anlamda net bir ayrışma gözlemlenmiyor. Asya ve Avrupa piyasalarında vadeliler yatay açılışla güne başladı. S&P500 ve Nasdaq vadelilerinde ise yatay negatif seyir mevcut.
Yurt içine döndüğümüzde küresel piyasalardaki belirsizliğin yarattğı yatay seyir endekste baskı oluşturabilir.. Fakat kapımızda yatan net bir katalist var. Yapı ve Kredi Bankası (YKBNK) bu sabah açıkladığı mali tablolarında 9,46 milyar TL net kâr beklentisine karşın 11,41 milyar TL net kâr açıkladı. Aynı etkiyi Cuma günü mali tablolarını açıklayan Akbank (AKBNK) tarafında da gördük. Akbank, 13,1 milyar TL’lik net kâr beklentisine karşın 13,7 milyar TL net kâr açıkladı.
Endekste ağırlığı yüksek bankacılık endeksindeki olası pozitif hareket, BIST 100 endeksinin küresel piyasalardan pozitif ayrışmasına sebep olabilir.
Gelen kâr rakamları dışında bankacılık endeksini pozitif olarak etkileyebilecek diğer bir gelişme ise TCMB’nin zorunlu karşılıklarla ilgili yeni düzenlemesi.
TCMB, bankalara yolladığı uygulama talimatı ile tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faizin hesaplanmasında değişikliğe giderek, daha önce zorunlu karşılıklar için ödenen faizin politika faizi üzerinden hesaplanmasını kaldırdı ve ağırlıklı ortalama fonlama faizi kullanılacağını açıkladı. Bunun mevduat maliyetlerini düşürmesi beklenirken dezenflasyonist süreç içinde daha rekabetçi mevduat oranları açısından pozitif gelişme olarak sınıflandırılabilir.
Endekse etkisi sınırlı olsa da pozitif bir diğer gelişme ise uluslararası derecelendirme kuruluşu S&P’nin, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu ‘BB-‘ seviyesinde tutması ve not görünümünü de “durağan” olarak teyit etmesi olabilir. Mart sonu yaşanan kur şoku itibarıyla ekonomik güven sarsılsa da TCMB ve ekonomi yönetiminin hamleleri sonrasında S&P’den aşağı yönlü revize gelmedi.
Tüm bu gelişmeler ışığından endekste bankacılık endeksinin pozitif ayrışmasıyla küresel piyasalara nazaran haftaya daha güçlü bir başlangıç yapabilir. VİOP sabah seansı güne 0,19% düşerek başlasa da bankacılık endeksindeki hareket takip edilecek.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı