Bitcoin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Kripto paraların toplam piyasa değeri 2 trilyon dolara yakın.
Ethereum’un bu Boğa döngüsünde hangi fiyatlara ulaşacağı merak ediliyor…
Sen de buna benzer haberler görüyorsan ama kripto yatırımlarına nereden başlayacağını bilmiyorsan, hiç merak etme: Midas var, kriptoda rahatlık var!
Rehberimizde kripto paraların nasıl ortaya çıktığından, temel özelliklerinden ve yatırımcıya neler vadettiğinden söz edeceğiz. Haydi başlayalım.
Her Şey Nasıl Başladı?
2008 Küresel Finansal Krizini takiben, Satoshi Nakamoto kod adını kullanan anonim biri/bir grup yazılımcı ortaya çıktı. Satoshi, merkeziyetsiz ve arzı sınırlı bir dijital para biriminin dünyanın geleceği için daha stabil bir ekonomik düzen sağlayabileceğini savunuyordu.
Blok zinciri üzerinde çalışacak bu dijital paranın güvenliği, kriptografi ile sağlanacaktı. Bu varlık sınıfına verilen kripto para ismi de bu kökene dayanıyor. Çıkardığı kripto paraya Bitcoin ismini veren Satoshi, 31 Ekim 2008’de bu kripto paranın teknik dokümanını yayınladı. 3 Ocak 2009’da da Bitcoin canlıya alındı.
Seneler içinde, Satoshi’nin açtığı yoldan ilerleyen başka yazılımcılar kendi kripto paralarını çıkarmaya başladı. Bu kripto paralar da alternatif kripto para anlamına gelecek şekilde, altcoin ismiyle anılmaya başlandı.
Kripto Paraların Temel Özellikleri
Kripto paralar, blok zinciri teknolojisi üzerinde eşler arası iletişim prensibiyle çalışan merkeziyetsiz dijital yapılardır. Peki bu ne demek? Gündelik hayattan bir örnekle ele alalım.
Mesela bir sosyal medya platformu üzerinden arkadaşına gönderdiğin direkt mesajı düşün. Bu mesaj senin telefonundan ayrıldıktan sonra, önce merkezi servis sağlayıcıya, oradan arkadaşına ulaşıyor. Bu mimari yapı, sistem üzerindeki tüm kontrolü merkezi servis sağlayıcıya bırakıyor. Merkezi servis sağlayıcı, bunu tercih ettiği veya buna mecbur bırakıldığı senaryoda, mesajları sansürleyebilir veya kayıtlarda geçmişe dönük değişiklikler yapabilir.
Blok zinciri ise tam olarak bu noktada devreye giriyor. Bir işlemi gerçekleştirmek için hiçbir merkezi otoriteye veya aracıya ihtiyaç duyulmuyor. Yapmak istediğin işlem doğrudan, merkeziyetsiz bir ağ üzerinde gerçekleşiyor ve dünya çapındaki binlerce bağımsız bilgisayar (node) tarafından doğrulanıyor. Bu merkeziyetsiz yapıyla birlikte, işleminin tamamlanması için herhangi bir üçüncü tarafın onayına ihtiyaç kalmıyor. Bilgisayarların doğrudan birbiriyle konuşmasını sağlayan bir altyapıyla, kötü niyetli oyuncular veya insan hatasından doğabilecek karışıklıklar bertaraf edilebiliyor.
Ayrıca bu işlemin tüm ayrıntıları herkesin erişimine açık olan blok zincir defterinde saklanıyor. İşlemin bir kez blok zincirine kaydedildiğinde, bu kayıt değiştirilemez hale geliyor. Herkes bu işlemin ne zaman yapıldığını ve hangi adresler arasında gerçekleştiğini görebiliyor. Bu da şeffaflık sağlıyor. Bununla birlikte, işlem içerisinde kişisel bilgilerin değil, yalnızca kripto cüzdan adresin kullanılmış oluyor. Bu da sana kimlik bilgilerini gizli tutma imkanı sağlıyor.
Blok zinciri teknolojisi, kripto paraların güvenli, şeffaf ve merkeziyetsiz bir şekilde transfer edilmesine olanak tanırken bu teknolojinin üzerinde çalışan dijital varlıklar arasında da bazı ayrımlar oluşuyor. Bu noktada, coin ve token ayrımı devreye giriyor. Kendi blok zincirine sahip kripto paralar (Bitcoin, Ethereum, Solana gibi) coin olarak adlandırılıyor. Başka bir blok zincirinin üzerinde çalışan kripto paralara ise (Arbitrum, Render, The Graph gibi) token deniyor.
Kripto Para Dünyasında Neler Oluyor?
Blok zinciri teknolojisi, küresel ölçekte bir yaratıcı yıkım sürecini körüklüyor. Örneğin, dijital altına benzetebileceğimiz Bitcoin, ulusların parasının değer kaybına karşı bir değer saklama aracı olma hedefinde. Ethereum ise finansal işlemler veya sanat eseri sahipliği gibi konulara merkeziyetsiz çözümler getirerek aracılardan doğan riskleri ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Binlerce kripto para, dünya genelindeki yüzlerce soruna çözüm bulabilmek için geliştirilme aşamasında. Durum böyleyken ne büyük finansal kuruluşlar ne de teknoloji şirketleri boş duruyor.
Ocak 2024’ten beri Bitcoin’in, Temmuz 2024’ten beri ise Ethereum’un Spot ETF’leri, ABD borsalarında her gün işlem görüyor. Finansal kuruluşlar müşterilerine sundukları hizmetlere kripto para yatırım olanaklarını da dahil ediyor. Örneğin, 2024 Haziran ayı itibarıyla 10,7 trilyon dolarlık varlık yönetmekte olan BlackRock, ocak ayında Spot Bitcoin ETF’i (IBIT) yatırımcılarına sundu. IBIT, yönetilen varlık değerinde 10 milyar dolara tarih boyunca en hızlı ulaşan ETF oldu.
Şirketler tarafında ise, blok zinciri teknolojisinin sunduğu olanaklara göre pozisyon alan Google, Microsoft, Amazon ve IBM gibi teknoloji devleri bu alana yatırım yapıyor. Hatta, 2024’ün ikinci çeyreğinin sonunda çıkan bir rapore göre, ABD’deki en büyük 500 şirketin (Fortune 500) %56’sı blok zinciri teknolojisine yatırım yapıyor.
Kripto Paralar Yatırımcıya Ne Vadediyor?
Kripto paralar, yatırımcıya büyümekte olan bir alana yatırım yapma imkanı sunuyor. Kripto paralar, geleneksel finans dünyası tarafından yeni yeni kabul görmeye başladı ve yayılma aşamasında. Yeniliği erken benimseyen yatırımcılara da yüksek kazanç vadedebiliyor.
Kripto paraların kazanç potansiyelini, kurgusal bir örnekle canlandıralım. Bitcoin’i 2013 yılında, yıl boyunca gördüğü en yüksek fiyat olan 1.160 dolardan alan bir yatırımcı hayal edelim. Tıpkı Midas üzerinden Amerikan borsalarında parça hisse alım satımı yapabildiğin gibi kripto varlıklarda da parçalı alım satım yapabilirsin. Bu doğrultuda yatırımcı, tercihine göre 5 dolarlık, 500 dolarlık veya 500 bin dolarlık Bitcoin alabilir.
Hayali yatırımcımız 1.160 dolar fiyattan 100 dolarlık Bitcoin almış olsun. Bu yatırımcı, 100 dolarlık Bitcoin’ini 2024 yılına kadar satmadığı takdirde, yaptığı 100 dolarlık yatırımın değeri bugün* 5.509 dolara ulaşmış olacaktı. Aynı süre zarfında, Dolar/Türk Lirası paritesinin artışını da hesaba kattığımızda, dolar bazında 5.409% oranında kâr sağlayan bu yatırımcı çok mutlu olabilirdi.
Tam da bu noktada, kripto para yatırımlarına ayrılacak paranın, kısa-orta vadede ihtiyaç duymayacağınız bir miktar olması gerekliliğinden bahsetmekte fayda var. Çünkü kripto paralar, geleneksel piyasalarda işlem gören yatırım enstrümanlarına kıyasla daha volatil varlıklar.
2013 yılında Bitcoin alıp 2024 yılına kadar tutan hayali yatırımcımız, yaptığı 100 dolarlık yatırımdan bugün 5.409 dolar kâr etmiş durumda. Fakat aynı yatırımcı 2015 yılında, vaktiyle 1.160 dolar fiyattan aldığı Bitcoin’in 153 dolar seviyesine düştüğünü de görecekti.
Kendisine maliyeti 100 dolar olan varlığın önce %87 zararla 13 dolar değerine geldiğini gören yatırımcının sabrı ona kazanç sağlamış durumda. %87 zarardan, bugün %5.409 kâra geçen yatırımcı, eğer 2015 yılında nakde sıkıştığı için Bitcoin’ini satmak durumunda kalsaydı, muhtemelen çok daha kötü şekilde hatırlayacaktı Bitcoin’i.
2010 yılında ise bir müşteri, 2 pizza almak için 10.000 Bitcoin ödemişti. Bugün Bitcoin Pizza Günü olarak anılan 22 Mayıs 2010 tarihinde 10 bin Bitcoin yaklaşık 41 dolardı, yani bir Bitcoin 0,0041 dolar ediyordu. Hayali yatırımcımızın satın aldığı 2013 yılında Bitcoin 1.160 dolar seviyelerindeydi. Bugün ise 50-60-70 bin dolar seviyelerinde. Yani bugüne kadar, Bitcoin fiyatı dönemsel olarak volatil davrandıysa da, uzun vadede yükseliş trendi göze çarpıyor. Mutlu Bitcoin yatırımcısıyla mutsuz Bitcoin yatırımcısını ayıran durumu ise şöyle özetleyebiliriz: Riskli yatırımlara ayırabileceği bir tutarı Bitcoin’e yatırarak portföyünü çeşitlendirip sabredenler ve riskini doğru yönetmeyenler.
Risk yönetimi konusunun önemine değindiğimize göre, haydi şimdi son kısma geçelim.
Kripto Para Piyasasının Özellikleri
Kripto para piyasası, 7 gün 24 saat açıktır. İstediğiniz gün ve saatte işlem yapabilirsiniz.
Borsa İstanbul’dan farklı olarak, devre kesici bulunmaz. Bir günde sağlayabileceğiniz kârın veya uğrayabileceğiniz zararın (önceki bölümde söz ettiğimiz risk yönetimi konusunu hatırlatalım 🙂 sınırı yok.
Kripto paraların bölünebilirliği, çok düşük miktarlarla kripto para yatırımı yapma olanağı sağlıyor. Örneğin bir Bitcoin, 1 Ekim 2024 itibarıyla yaklaşık 63 bin dolar. Ancak bir yatırımcı 50 lirayla bile Bitcoin alabilir. (Amerikan borsalarına yatırım yapan Midaslılar, parçalı alım özelliğine aşina olduklarından bu durumun avantajını da biliyorlardır.)
*: 1 Ekim 2024 piyasa verileri baz alınmıştır.
Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı