“Mayıs’ta sat ve git”: Yatırımcıların tartışmayı çok sevdiği mevsimsel deyişlerden biri haline geldi. Ancak manşetlerin politika tarafından yönlendirildiği şu anki piyasada, birçok stratejist bu yılki ortamın olağan kalıplara uymadığını düşünüyor.
Ekonomik belirsizliğin devam etmesi, teknik göstergelerin kırılganlığı ve ABD-Çin ticaret görüşmeleri gibi jeopolitik katalizörlerin devreye girmesi nedeniyle, sadece takvim mayısı gösteriyor diye kenara çekilmenin net bir gerekçesi olmadığı yaygın bir görüş haline geldi.
Bu görüşe katılanlardan biri olarak Blue Chip Daily Trend Report’un baş teknik stratejisti Larry Tentarelli, “Bu yıl farklı bir piyasada bulunuyoruz. Ki tarihsel olarak son on yıla bakarsak, mayıs ayında satmak aslında pek işe yaramadı.” diyor.
Bu deyişin kökleri, Londra’daki yatırımcıların yaz aylarında piyasadan çıkıp eylül ayında ünlü Saint Leger at yarışından hemen sonra tekrar alım yapmaya başladıkları döneme kadar uzanıyor.
Buradaki temel fikir, genellikle durgun geçen yaz aylarını atlayıp, tarihsel olarak piyasanın daha iyi performans gösterdiği dönemde tekrar alım yapmaya başlamak. Bu yaklaşım, 1960 ile 1987 yılları arasında modern Wall Street’in ilk günlerinde de etkili oldu.
Ancak 1987’deki büyük piyasa çöküşünden sonra işler değişti. Bunun ardından, tam yatırım stratejisi daha iyi performans göstermeye başladı ve yaz aylarında yatırımları korumak daha avantajlı hale geldi. O zamandan beri, bu dönemde yatırımları elde tutmak, en azından genel olarak, kazanan bir strateji oldu.
Ancak rakamlar, mayısta sat stratejisini desteklemeye devam ediyor. LPL Financial tarafından derlenen verilere göre, S&P 500 tarihsel olarak en zayıf ortalama getirisini mayıs ve ekim ayları arasında kaydetti (1950’den bu yana sadece 1,8%). Buna karşılık kasım-nisan döneminde daha güçlü bir seyir izledi.
Yaz aylarında getiriler 65% ile pozitif olsa da, göreceli olarak düşük performansları “Mayıs’ta sat” eğilimini mevsimsel piyasa davranışı olarak pekiştirdi. Ancak, herkes bu modelin günümüzün dalgalı piyasasında da geçerli olacağına ikna olmuş değil.
LPL Financial’ın baş teknik stratejisti Adam Turnquist, “Mevsimsellik verileri potansiyel piyasa ortamı hakkında önemli ipuçları sağlayabilir ancak mevcut durumu yansıtmaz. Piyasalara gelince; şu anda gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik ve para politikası, yağmur yağmasını veya bulutların dağılmasını sağlayacak güce sahip.” ifadelerini kullandı.
Teknik açıdan bakıldığında, hisse senetleri nisan ayında önemli bir ilerleme kaydetti ancak üç büyük endeks de yılın en kötü aylık performansını sergiledikten sonra toparlanma yoluna girmeye çalışıyor.
Tentarelli, “Bu, haberlerin oldukça etkili olduğu çok yüksek volatiliteye sahip bir döngü. Yükselişleri satmak yerine düşüşleri satın almayı düşünüyorum.” diyor.
Piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın diğer ülkelere uyguladığı sert gümrük vergileriyle şekillenen ticaret gerilimlerinden etkilenmeye devam ediyor.
Ancak tarifelerin ilk açıklandığı nisan ayı başından bu yana Çin başta olmak üzere ABD ile diğer ülkeler arasında başlayan müzakereler ise iyi haber bekleyen piyasaları hareketlendirmeye başladı bile.
Nisan ayında piyasalardaki dalgalı seyre rağmen son bir ayda gösterge ABD endeksleri artıda işlem gördü. Geçen ayın başında açıklanan tarifeler sebebiyle sert düşüşler kaydeden borsalarda 8 Nisan’dan bu yana S&P 500 13%, Nasdaq 16% ve Dow Jones 9% değer kazandı.
Siebert Financial’ın baş yatırım sorumlusu Mark Malloch, “Sadece ‘Mayıs’ta sat’ın istatistiksel önemi var diye her zaman işe yaradığı anlamına gelmez, değil mi? Piyasaların oldukça inişli çıkışlı bir seyir izlediği bir durumda, bunun bir faktör olup olmadığı tartışılabilir.” dedi.
Bu süreçte piyasalar bazı teknoloji devlerinin güçlü bilançolarından da destek aldı. Analistler, 2 Nisan’daki Kurtuluş Günü tarifeleri sonrası genel olarak bilanço tahminlerini aşağı yönde revize etse de Microsoft, Meta Platforms ve Alphabet gibi Muhteşem Yedili hisseleri, Trump’ın tarifelerine rağmen güçlü sonuçlar açıklayarak ileriye dönük tahminleriyle yatırımcıların endişelerini büyük ölçüde gidermeyi başardı.
Plaza Advisory Group varlık yöneticisi Andrew Briggs de aynı görüşü paylaşarak, “Nisan ayında güzel bir toparlanma yaşadık, bu çok sevindirici. Bu, elbette bazı düşük seviyeleri yeniden test edebileceğimiz anlamına geliyor ancak mayıs ayında satış yapıp piyasadan çekilmeyi önermemiz için yeterli bir kanıt değil.” dedi.
Ayrıca Fed Başkanı Jerome Powell’ın ekonomik iyimserliği de piyasalarda karşılık buldu. Fed, mayıs toplantısında faizleri sabit bıraktı ancak Powell’ın özellikle tarifelere yönelik açıklamaları ticaret savaşı endişelerini bir miktar da olsa yatıştırdı.
Powell ABD yönetiminin ticaret politikalarının yol açtığı belirsizliği kabul etse de tarifelerin henüz verilere yansımadığını ve işgücü piyasasındaki süregelen güçlü görünümle enflasyondaki istikrarlı düşüşün ekonomik büyümeyi desteklediğini söyledi.
Fed Başkanı, bu güçlü görünüm karşısında merkez bankasının faiz indirimi konusunda acele etmeme ve bekleme lüksüne sahip olduğunu belirtti.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Yahoo Finance