Herkese selamlar.
Finansal bağımsızlık hikayelerine devam ediyoruz.
Bugünkü konuğumuz her zamankinden biraz farklı. Genellikle finansal bağımsızlık hikayelerinde hayatının belli bir döneminde yüksek tasarruf edip sonrasında erken emekli olmuş kişileri anlatıyorum.
Bu defa ise banka hesabında sadece 150 bin dolar varken maaşlı işini bırakıp hayallerinin peşinden giden Zach Bobbitt’in hikayesini anlatacağım.
Öyleyse başlayalım.
Hepimiz şu soruyu bir noktada kendimize sormuşuzdur: “Bir maaşlı işe gidip gelmek zorunda mıyım? Sevmediğim bir işte ömrümü geçirmeli miyim?”
Bu sorular, özellikle de finansal özgürlük ve erken emeklilik kavramlarının internet sayesinde daha popüler hale geldiği son yıllarda, genç yaşlı demeden birçok insanın aklına takılıyor. Zach de daha üniversitede aynı soruyu kendisine sormuş ve makul bir cevap alamamıştı.
Başlangıç
Klasik 9-5 iş düzeninde pek çok insan maaşını alır, belirli bir yüzdesini (örneğin 20-30%) yatırım yaparak gelecekteki finansal özgürlüğü hayal eder.
Zach de benzer bir şekilde başladı. Erken yaşta tasarrufa önem verdi, maaşlı işinden kazandığı parayı dikkatlice biriktirdi. Böylece 24 yaşına geldiğinde 100 bin dolar gibi ciddi bir meblağa ulaşabildi.
Peki bu nasıl mümkün oldu?
Kendi anlatımına göre, üniversite sonrası bir veri bilimci olarak bir firmada çalışmaya başladı. İlk maaşı yıllık 52 bin dolar kazandırıyordu. Bu işte çalışırken aynı zamanda üniversitede yüksek lisans programına kayıt oldu. İstatistik dalında yüksek lisanslı bir çalışan ile lisans mezunu bir çalışanın maaşlarının arasında uçurum olduğunu biliyordu.
Yüksek lisans yaparken neredeyse hiç sosyal hayatı yoktu. Sabah 9’dan akşam 5’e kadar çalışıyor, 17:30’dan 20.00’ye kadar ise üniversitede derslere giriyordu. 1 yılın sonunda hem yüksek lisansını tamamladı hem de 30 bin dolardan fazla para biriktirmişti.
1 yılın ardından benzer bir işi yaptığı daha kurumsal bir şirkette yıllık 80 bin dolar kazandığı pozisyonuna geçiş yaptı. Ama aynı zamanda minimal düzeyde harcama yapıyor, yaşadığı evin, kullandığı eşyanın lüks olmasına çok önem vermiyordu.
Aylık harcamaları 1.500 dolar civarında olduğu için kazancının büyük bir kısmını biriktirebiliyordu. Kazancını endeks fonlarına ve kendi küçük web projelerine yönlendirdi.
Charlie Munger’ın şu sözünü unutmamıştı:
“İlk 100 bin dolar çok zordur ama bunu yapmak zorundasınız. Her yere yürüyerek mi gidersiniz, yoksa kuponlarla alınan şeyleri mi yersiniz, umrumda değil… İlk 100.000 doları biriktirmek için bir yol bulun. Ondan sonra ayağınızı gazdan biraz çekebilirsiniz.”
Farkındalık
Birçoğumuz “Önce birikimi yapayım, işimden ayrılmak için tam anlamıyla ekonomik özgürlüğü bekleyeyim.” diye düşünürüz.
Zach de böyle düşündü. Ancak zaman içinde fark ettiği bir şey vardı: Eğer 4% kuralına (birikmiş sermayenin 4%’üyle masrafları karşılamak) göre tam anlamıyla finansal özgürlüğe ulaşmak için gereken büyüklüğe ulaşmayı beklerse, belki de 30’lu yaşlarının sonuna kadar veya daha da ötesine kadar çalışması gerekecekti. Bunun yerine, “Ben aslında internette site kurmayı, yazı yazmayı, veri analizi içerikleri oluşturmayı seviyorum. Bunu hobi gibi yapmaya devam edip bir yandan da reklamlardan, işbirliklerinden, affiliate kazançlarından gelir elde edebilirim.” diyerek kendi girişimlerine yönelmeyi tercih etti.
Burada durup biraz düşünelim. Çoğumuz, “Ne kadar paran varsa işinden o kadar kolay ayrılabilirsin.” diye düşünürüz. Oysa Zach’in hikâyesi, “finansal bağımsızlık” kavramının çeşitlilik gösterebileceğini kanıtlıyor.
Kimi insan sadece portföyünün 4%’ünü çekerek hayatını sürdürmeyi “gerçek özgürlük” sayar. Kimisi ise “Düşük stresli, yaratıcılığımı kullanabileceğim ve beni mutlu edecek bir işim olsun, kazancım masraflarıma yetip biraz da bana gelecek için pay ayırabilsin, bu da finansal özgürlüğün başka bir versiyonu.” der.
İşte Zach, ikinci gruba örnek. Bu sayede hayatını sadece tek maaşa bağlı kalmadan birden fazla gelir akışıyla sürdürebiliyor.
Zach’in Hayat Felsefesi
Zach’in blogunda (Four Pillar Freedom) yer alan yazılara baktığınızda, onun hem yatırım hem de kişisel gelişim, mutluluk, zaman yönetimi gibi konulara meraklı olduğunu görebilirsiniz.
Dört sütundan (Four Pillar) kastı da aslında bu: Zenginlik, sağlık, mutluluk ve amaç.
Ona göre özgürlük, sadece banka hesabındaki parayla değil, aynı zamanda hayatta gerçekten önemli bulduğun şeylere odaklanabileceğin zamanı ve enerjiyi yaratabilmekle ilgili.
Zach web siteleri ve blogdan elde ettiği geliri “Keyifli Aktif Gelir” (Enjoyable Active Income) olarak tanımlıyor.
Bu noktada “Keyifli Aktif Gelir” tam olarak nasıl inşa edilir? Gelin biraz daha somut bakalım:
Konu Belirleme: Zach, başta finansal özgürlük, yatırım, veri bilimi gibi konularda yazmayı seçti. Çünkü bunlar zaten onun ilgi alanıydı.
Platform Seçimi: En yaygın yol, bir blog (WordPress vb.) kurmak. Fakat YouTube kanalı, podcast gibi seçenekler de mevcut. Zach aynı anda birden fazla web sitesine içerik üretiyordu. Bunlar fourpillarfreedom blogu, statology web sitesi, collectingwisdom isimli bir başka web sitesi ve wandercincinnati isimli bir seyahat bloguydu.
İçerik Sürekliliği: Web sitenize düzenli yazılar, analizler, rehberler eklemek gerek. Başlangıçta birkaç ay gelir az olabilir, hatta sıfıra yakın olabilir. Burada asıl iş, sabır ve sebat. Zach ilk başlarda sıfıra yakın olan web sitesi gelirlerini zaman içinde ayda 25 bin doların üzerine çıkarmayı başardı.
Gelir Modellerini Çeşitlendirme: Reklam gösterimleri, dijital ürün satışı, danışmanlık ya da kurs oluşturma gibi farklı gelir akışları yaratmak önemli. Zach sitesine zaman içerisinde çeşitli dijital ürünler ekledi. Aynı zamanda isteyenlere ücretli şekilde istatistik dersleri de vermeye devam ediyor.
Zach’in yaşadığı önemli bir farkındalık ise şu: Web siteleri veya online girişimler, tam anlamıyla “sıfır efor” noktasında pasif gelir getirmiyor. Ama bir kez momentum kazandıktan sonra, yaratıcılığınızı katabileceğiniz ve tekrar tekrar geri dönüş elde edebileceğiniz bir sistem oluşuyor. “Keyifli Aktif Gelir” işte bu. Hem aktif olarak çaba harcıyorsunuz hem de harcadığınız çaba gelecekteki gelirinizin katlanarak büyümesine yardımcı oluyor.
Zach’in Bir Günü Nasıl Geçiyor?
Keyifli aktif geliri tanımladığımıza göre Zach’in çalıştığı standart bir iş günü nasıl geçiyor bakalım.
Zach bazen evde de çalışsa da genellikle sabah erken saatlerde çok yoğun olmayan bir cafeye gitmeyi tercih ediyor.
Kendi blogundan alıntılayayım.
“9.00 – Varış. Bir kahve eşliğinde kulaklığımı taktım, kendi seçtiğim bir projede çalışmaya başladım. Akış hâline geçtim.
11.00 – Mola verdim. Kısa bir yürüyüşe çıktım. Biraz güneş aldım.
11.15 – Projeye geri döndüm. Tekrar akış hâline geçtim.
13.00 – Günün geri kalanı için eve döndüm. Yaratıcı enerjim ve motivasyonumun sonuna gelmiştim.”
Gördüğünüz gibi Zach günde sadece 3,5-4 saat çalışarak ayda 25 bin doların üzerinde keyifli aktif gelir üretmeyi başarıyor.
Günün geri kalanını spor, yürüyüş, kitap okuma, sosyalleşme gibi aktivitelerle değerlendiriyor. Tanıdığım pek çok kişinin hayaline oldukça benzeyen bir program 🙂
Sonuç
Özetle, Zach Bobbitt’in hikâyesi, tam finansal bağımsızlığa ulaşmadan da maaşlı hayattan kopmanın mümkün olduğunu göstermesi bakımından ilham verici.
Elbette herkesin hayat şartları, sorumlulukları, risk toleransı farklı. Yine de şu mesajı almak mümkün. Eğer yaptığınız işi sevmiyor, ama aynı zamanda “finansal bağımsızlık için yeterli param yok” düşüncesiyle bir çıkış arıyorsanız, önce hedefinizi belirleyin, sonra da adım adım “keyifli aktif gelir” getirecek bir iş modeli oluşturmayı deneyin. Bunun için internet, gerçekten sınırsız bir imkân sunuyor.
Elinizde bir miktar sermaye olması, Zach’in hikâyesinde de gördüğümüz gibi, en büyük özgüven kaynaklarından biri. 24 yaşında 100 bin dolar biriktirmek elbette herkesin başarabileceği bir şey değil, ancak bu rakamı 10 bin ya da 20 bin dolar olarak düşünün ve ülkemiz şartlarına göre bir acil durum fonu oluşturun.
Zach bize gösteriyor ki, finansal bağımsızlık tek tip değil. Klasik modelde, “Yeterli büyüklükte portföy ve 4% kuralı = işe veda” formülü var. Ama bir de “Keyifli aktif gelir” modeli var ki, orada “Kendi sevdiğim işten para kazanmaya devam ederim, kazancım artar, bu sırada yatırım da yaparım, belki ileride tam bağımsız olurum, belki de olmam; önemli olan bugün mutlu olmak.” yaklaşımı geçerli.
Sonuçta çoğumuzun hayatı, “Sabredip 20 yıl daha bekleyeyim” ya da “Hemen her şeyi bırakıp dünya turuna çıkayım” kadar kesin çizgilerle ayrılmıyor.
Bir “orta yol” her zaman var. Zach bu orta yolu “Yeterli kadar tasarruf + sevdiğim aktif proje + sürekli öğrenme” olarak tanımlıyor. Siz de kendi yetenekleriniz doğrultusunda rotanızı belirleyebilirsiniz.
Yazıyı, Zach’in “I Just Quit My Job!” başlıklı yazısından bir alıntıyla kapatayım:
“En büyük pişmanlık, hiç denememek olurdu. İnsanın içinde ukde olarak kalacak bir hayali varken, kendine o şansı vermemesi, gerçek bir kayıp.”
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Bay Tutumlu
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken kullanılan kaynaklar: Fourpillarfreedom1, 2, 3, 4, 5, 6, Linkedin, X, Statology, Collecting Wisdom, Wander Cincinnati