Ekonomi dünyasında rüzgarlar yön değiştiriyor. Son aylarda küresel çapta yaşanan sıkı para politikaları, yerini yavaş yavaş gevşeme adımlarına bırakıyor. Peki bu değişim, Borsa İstanbul’da hangi fırsatların kapısını aralıyor?
Değişen Küresel Manzara
Avrupa Merkez Bankası’ndan Fed’e, Körfez ülkelerinden Çin’e kadar birçok ülke, faiz indirimleri ve teşvik paketleriyle ekonomilerini canlandırma yarışına girdi. Bu adımlar, uzun süredir durgunluk işaretleri veren küresel ekonomiye can suyu olma potansiyeli taşıyor.
Özellikle Avrupa Merkez Bankası ve Fed faiz indirdikten sonra Çin Merkez Bankası (PBOC), ülkenin 2024 yılı için belirlediği iddialı 5%’lik büyüme hedefini tutturmak amacıyla kapsamlı bir ekonomik teşvik paketi açıkladı. Bu paketin odağında, piyasalara taze kan pompalamak ve ekonomik çarkları yeniden hızlandırmak var.
PBOC’nin attığı adımlar arasında faiz oranlarında keskin indirimler ve bankaların zorunlu karşılık oranlarında gevşeme yer alıyor. Bu hamleler, kredi maliyetlerini düşürerek hem bireylerin hem de işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmayı hedefliyor. Özellikle, finans kuruluşlarına sağlanan bir yıllık orta vadeli kredi faizinin 2,30%’dan 2,00%’a indirilmesi, piyasalara önemli bir rahatlama sinyali verdi.
Bu ekonomik canlandırma paketinin etkileri, sadece Çin sınırları içinde kalmayacak gibi görünüyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in bu hamlesi, küresel ekonomi için de bir umut ışığı olarak değerlendiriliyor. Özellikle, Çin’in üretim ve tüketim gücünün artması, küresel ticaret dengelerini olumlu yönde etkileyebilir.
Önümüzdeki dönemde, bu teşvik paketinin etkilerini hem Çin’in ekonomik verilerinde hem de dünya ticaretinde gözlemlemek mümkün olacak. Şimdilik tek kesin olan şey, Çin’in ekonomik büyüme hedefine ulaşmak için elindeki tüm araçları kullanmaya kararlı olduğu.
Bu gelişmeler, Borsa İstanbul’da da kartların yeniden dağıtılmasına neden olabilir. Son dönemde enflasyona karşı dirençli şirketlere yönelen yatırımcı ilgisi, artık farklı bir rotaya kayabilir.
Peki kimler öne çıkacak?
Ekonomik Büyümeye En Duyarlı Şirketler
Küresel tarafta gevşeme adımlarının başlamasıyla beraber talepte beklenen canlanma, emtia ve kıymetli maden fiyatlarında yukarı yönlü hareketlere sebep oldu. Talep tarafında yaşanabilecek artış, belli sektörleri ve şirketleri ön plana çıkarıyor.
Küresel taraftaki gevşemeden en olumlu etkilenebilecek şirketlerin başında net ihracatçı pozisyonda bulunan şirketler geliyor. Borçlanma maliyetlerinin düşmesi ile beraber canlanabilecek otomotiv pazarı, net ihracatçı konumda yer alan Ford Otosan (FROTO) ve 20% ihracat oranı ile Türk Traktör (TTRAK) için pozitif bir görünüm ortaya çıkarabilir.
Diğer taraftan inşaat talebinin artması ve canlanabilecek otomotiv pazarı, dünyanın en büyük cam üreticilerinden Şişecam (SISE) gibi şirketleri ön plana çıkarabilir. Dayanıklı tüketim tarafında net ihracatçı pozisyonda bulunan Vestel Elektronik (VESTL), Arçelik (ARCLK) ve Vestel Beyaz Eşya (VESBE) pozitif olarak ayrışabilir.
Özellikle Çin tarafında talebin artması, demir-çelik sektörüne önemli katkılar sağlayabilir. Çin tarafında son aylarda zayıflayan sanayi üretimi ile beraber Çinli demir-çelik üreticileri, zayıf iç talep nedeniyle ürünlerini daha çok dış piyasaya yönlendirmişti. Çin’deki zayıf talep, demir-çelik tarafında güçsüz ton başına FAVÖK yaratırken yeni gevşeme politikaları ile beraber sıcak demir fiyatlarında artış meydana gelebilir.
Talepteki genişleme sonucunda ton başına FAVÖK’ün artması, Ereğli Demir Çelik (EREGL) ve Kardemir Karabük Demir-Çelik (KRDMD) gibi demir-çelik üreticilerinin pozitif olarak etkilenmesine yol açabilir. Diğer taraftan borçlanma faizlerindeki düşüş ile beraber yenilenebilir enerji yatırımlarının artması, GES panellerinin çeliğini üreten net ihracatçı pozisyonda bulunan Kocaer Çelik’i (KCAER) ön plana çıkartabilir.
Para politikalarındaki gevşeme sonucunda düşen kredi maliyetleri, inşaat sektörünün canlanmasıyla beraber net ihracatçı konumda bulunan ENKA İnşaat (ENKAI) ve Çimsa Çimento (CIMSA) gibi şirketlerin ön plana çıkmasını sağlayabilir.
Ayrıca küresel tarafta pandemi öncesi seviyelere yaklaşan havacılık sektörünün canlanması, yüksek ihracat oranlarıyla Türk Hava Yolları (THYAO), Pegasus (PGSUS) ve TAV Havalimanları’nın (TAVHL) pozitif şekilde ayrışmasını sağlayabilir. Fakat Lübnan-İsrail arasında gerginliklerin artması, havayolu hizmeti ve taşımacılığı yapan şirketler açısından risk oluşturmaya devam ediyor.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, küresel gevşeme adımları ile beraber talebin canlanması ihracatçı şirketleri önemli ölçüde etkileyebilir. Diğer taraftan ihracatçı şirketlerimizin ihracatlarının büyük kısmını Avrupa bölgesine yaptığını düşündüğümüzde, son 3 ayda avro/TL kurundaki 9%’luk artış kârlılığı desteklemeye devam edebilir. Son 3 ayda enflasyon ise 7,52% olarak gerçekleşti. Sadece avronun TL karşısında değer kazanması değil, ayrıca dolar karşısında da değer kazanarak avro/dolar kurunun 1,11 seviyelerinde bulunması, ihracatçı şirketler için önem taşıyor.
Her ne kadar jeopolitik gerilimler risk oluştursa da ülkemizdeki havacılık sektörünün gelirleri avro bazlı olurken borç kırılımlarının ise dolar ağırlıklı olması bu sektörü ön plana çıkartabilir.
Son 1 senede hisse senedi teması zayıflayan talep karşısında ürünlerinin fiyatlarını enflasyona karşı rahatça yansıtabilen şirketler iken küresel gevşeme adımları ve kurlardaki hareketlilik ekonomik büyümeye odaklı hisseleri ön plana çıkartabilir.
Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Finnet