Pazartesi günü yatırımcılar eşi benzeri az görülen bir çöküşe uyandı.
Peki tüm dünyayı korkutan bu kaosun sebepleri ortadan kalktı mı? Yoksa tüm dünya daha büyük bir krize hazırlıklı mı olmalı?
Yaşanan kaosun arkasında ABD ekonomisinin resesyona girmesinden Japonya’nın faiz artırımına ve hatta 3. Dünya savaşına kadar hem makro ekonomik hem de jeopolitik uzun zamanlı korkular vardı, gün yüzüne çıktılar.
Neyse ki piyasa bir günlük bir kabusun ardından korkuyu kenara koyup ne olduğunu anlamaya çalıştı. İstihdam verilerinde bozulma olsa da ABD’de hizmet sektörü aktivitesi geçen ay 4 yılın en büyük daralmasını kaydetmesinin ardından siparişlerdeki toparlanmayla Temmuz’da arttı. Bu gelişme resesyon korkularını bir miktar dindirdi.
Öte yandan şahinleşen Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve bozulan carry trade işlemleri de Asya’da büyük satışlara yol açmıştı. Korkulardan biri de BoJ’nın faiz oranlarını daha da yükseltebileceğiydi. BoJ Başkan Yardımcısı Uchida nihayet yüreklere su serpen açıklamayı yaptı ve volatilite gölgesinde mevcut faiz seviyesini korumaları gerektiğini söyleyerek güvercin mesaj verdi.
Uchida’nın açıklamaları yen ve hisse endekslerinde etkisini hemen hissettirdi ve Japon yeni dolara karşı 2%’den fazla değer kaybetti. Yendeki değer kaybının ihracatçı şirketleri desteklemesiyle birlikte Topix 3%, Nikkei 225 ise 2% yükseliş yaşadı. Dün de tepki alımlarının etkisiyle Nikkei endeksi günü 10% artıda kapatmıştı.
BoJ Başkan Yardımcısı’nın açıklamaları pozitif fiyatlamalara sebep olsa da piyasa bu süreçte Fed’den umduğunu bulamadı diyebiliriz. Faiz indirimlerine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Goldman Sachs’ın CEO’su sonbaharda Fed’den bir veya iki faiz indirimi görebileceğimizi belirtirken, resesyon ihtimali için “muhtemelen bir resesyon görmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
ABD Borsalarında da geçtiğimiz gün dipten alım eğilimi dikkatleri çekti. Pazartesi günü tarihinde 3. kez (İlki Lehman, ikincisi Pandemi) bu denli yükselen Wall Street’in korku endeksi VIX de salı günü 2010’dan beri en sert düşüşünü yaşadı.
BIST tarafında ise dün güne pozitif başlayan BIST100 endeksi, VIOP teminat tamamlamalarının etkisiyle gün içinde düşüşlerle karşılaştı. 5 Ağustos tarihinde 952 milyon TL teminat tamamlama çağrısı ile yıllık rekor kırılırken 6 Ağustos’ta ise teminat tamamlama çağrıları devam etti.
Yaşanan kaos düşüşünde bankaların önü çekmesi dikkat çekerken EREGL, KCHOL, SASA, SISE, PETKM ve TOASO gibi dev sanayi şirketlerinin sonraki tepki alışında da negatif ayrıştığı gözlemlendi. Bu süreçte endeksteki görece güçlü hisseler THYAO, TUPRS, FROTO ve BIMAS oldu.
Bilanço dönemi devam ederken THYAO ve TUPRS’tan gelen güçlü bilançolar endeksi sınırlı da olsa destekledi. Diğer yandan artan jeopolitik risklerin etkisiyle ALTIN.S1 fiyatlarında toparlanma ve KOZAL, KOZAA gibi altın faaliyeti gösteren hisselerde yükseliş hareketi dikkat çekti.
Peki, bu tek seferlik bir düzeltme miydi?
Görünüşe göre bunun cevabını vermek için henüz erken. Yatırımcılar hâlâ Fed’den bir açıklama ve eylül toplantısında 50 baz puanlık faiz indirimine dair bir mesaj bekliyor. Diğer yandan Orta Doğu’da devam eden jeopolitik gerginlikler belirsizliğini korurken 3. Dünya Savaşı ihtimali masada kalmaya devam ediyor. Son olarak, ABD’de her geçen gün Başkanlık seçimlerine yaklaşılıyor ve belirsizlik ortamı yatırımcı iştahını baskılıyor.
Tüm bu risklerin gündemde kalmaya devam etmesi ise yaşanan düşüşün tek sefere mahsus olup olmadığını sorgulatıyor.
Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı