ABD Borsası Notları

Kıpkırmızıdan yemyeşile: Trump’ın geri adım atması piyasalar için ne anlama geliyor?

Kıpkırmızıdan yemyeşile: Trump’ın geri adım atması piyasalar için ne anlama geliyor?
Google News Icon Takip Et

Dün Başkan Trump bir kez daha piyasalarda fırtına estirdi, fakat bu kez tersine! 

Bu harika bir alım fırsatı!” mesajıyla Truth Social üzerinden yaptığı paylaşım, borsada dört gündür süren sert satışlara adeta set çekti. 

​​Kıpkırmızıdan yemyeşile: Trump’ın geri adım atması piyasalar için ne anlama geliyor?

S&P 500 endeksi günü 10%’a yakın yükselişle kapattı, Nasdaq 12% değer kazandı. VIX endeksi tarihin en büyük düşüşlerinden birini yaşadı. Bloomberg’e göre, ABD borsalarında değeri 1,5 trilyon dolar olan 30 milyardan fazla hisse senedi el değiştirdi; bu, 2008’den bu yana kaydedilen en yüksek hacim.

Trump’ın sözleri sadece piyasaların değil, küresel yatırımcı psikolojisinin yönünü değiştirdi. Özellikle ticaret savaşı riskinden en fazla etkilenen hisselerde büyük bir yükseliş yaşandı. Apple hisseleri 15%, Nvidia yaklaşık 19% ve Tesla 22% değer kazandı.

Trump bunu ilk defa yapmıyor

Hatırlatmak gerekirse Trump, 2016-2020 arasındaki ilk başkanlık döneminde de piyasaları doğrudan etkileyen benzer sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme gelmişti. 

Hatta bu durum, o dönemde “Trump put” olarak anılır hale gelmişti — yani piyasalar sert düştüğünde Trump’ın bir tweet atarak ortamı yatıştıracağına dair yaygın bir inanç vardı. Dünkü gelişmeler de bu durumu hatırlatır nitelikteydi.

Dün Başkan Trump, “alım fırsatı” paylaşımını yaptıktan sonra beklenmedik şekilde, ABD’nin çoğu ticaret ortağına karşı uygulamaya koyduğu gümrük vergilerini 90 günlüğüne durdurduğunu açıkladı. Çin’e yönelik 125% vergi oranı ise yürürlükte kaldı.

Ama asıl mesele şu: Bu tweet geçici bir rahatlamanın habercisi mi, yoksa yeni bir dönemin işareti mi?

Bu adım piyasalar üzerinde anlık ve coşkulu bir iyimserlik yaratsa da arka planda daha derin bir tabloya dikkat etmek gerekiyor: ticaret politikalarının piyasa tepkilerine göre şekillendiği, öngörülemez bir yönetim anlayışı.

Peki, Trump neden geri adım attı? 

Görünen o ki, son günlerdeki sert satış dalgası, büyük yatırım bankalarının uyarıları, resesyon endişelerinin stagflasyon endişelerine dönüşmesi ve tahvil piyasasında yaşanan ani hareketlilik Beyaz Saray’ı telaşa düşürdü.

JPMorgan CEO’su Jamie Dimon gibi isimlerin kamuoyuna yansıyan uyarıları, politika kararlarında etkili olmuş olabilir. Trump da “Tahvil piyasası çok hassas… Gördüğüm kadarıyla insanlar biraz tedirgin.” diyerek bu kaygıyı bizzat kabul etti.

Goldman Sachs, Trump’ın duyurusundan önce resesyon beklentisine geçmişken, açıklama sonrası bu tahminini geri çekti. Çin dışındaki tarifelerin dondurulmasının büyüme üzerindeki baskının bir kısmını ortadan kaldırabileceği belirtiliyor. Ancak Morgan Stanley’den Daniel Skelly, bu gelişmenin “tarife hikayesinin bittiği” anlamına gelmediğini ve volatilitenin devam edeceğini vurguluyor.

Ancak burada kritik ayrım şu: Trump’ın dünkü geri adımı, politikalarda kalıcı bir dönüş anlamına gelmiyor. Bu yalnızca piyasaları yatıştırmaya yönelik kısa vadeli bir manevra. 

Ticaret savaşı bitmiş değil, sadece yeni bir evreye geçmiş durumda. Özellikle Çin’le süren gerginlik ve 125%’lik tarifelerin kalıcılığı, bu çatışmanın henüz çözülmediğini açıkça gösteriyor.

90 günlük bu “duraksama” süreci, yatırımcılar açısından belirsizliklerle dolu olacak. Görünürde bir rahatlama var ama bu, şirketlerin sermaye harcamalarını artırmaları ya da ileriye dönük güçlü bir yönlendirme sunmaları için yeterli değil. 

Fed ve büyük şirket yöneticileri hâlâ “bekle-gör” modunda kalmaya devam edecek. Trump’ın ticaret stratejisindeki hızlı ve öngörülemez değişiklikler, piyasada uzun vadeli planlama kabiliyetini ciddi şekilde sınırlandırıyor.

Çin geri adım atmıyor

Piyasa açısından bir diğer önemli konu ise Çin’in misilleme kapasitesi.

Trump’ın açıklamasından kısa süre sonra Pekin yönetimi, ABD mallarına 84% oranında yeni bir tarife uygulayacağını duyurdu. Bu, özellikle otomotiv, yarı iletken ve teknoloji ürünleri gibi alanlarda faaliyet gösteren Amerikan şirketleri için ciddi maliyet artışları anlamına geliyor. Çin’in bu tepkisi, 90 günlük sürecin oldukça volatil geçeceğinin sinyallerini şimdiden veriyor.

Bireysel yatırımcılar ve fon yöneticileri açısından bu gelişmelerin anlamı net: daha dikkatli, daha esnek ve daha hızlı pozisyon değişimlerine hazırlıklı olmak gerekiyor. 

Piyasada dün yaşanan devasa yükselişin arkasında, “short squeeze” yani açığa satış yapan yatırımcıların pozisyonlarını kapatmak için hisse almak zorunda kalmaları vardı. Trump’ın 90 günlük tarife molası açıklaması sonrası, bu yatırımcılar pozisyonlarını hızla geri almak için alım yaptılar. Bu da fiyatları yukarı itti. Ama unutmayalım, bu bir ralli değil, bir refleks.

Goldman Sachs verilerine göre, S&P 500 vadeli işlemlerinde “top-of-book liquidity” yani ekranda görünen fiyatlardan büyük miktarda işlem yapma kapasitesi tarihin en düşük seviyesindeydi. Yani piyasada hacim vardı ama derinlik yoktu. Bu da fiyatların çok kolay yukarı ya da aşağı oynayabilmesine neden oluyor.

JPMorgan’ın analistlerinden Andrew Tyler da benzer şekilde uyarıyor: “Bu ralliyi tetikleyen asıl unsur teknik faktörler ve açığa satışların kapatılmasıydı. Piyasa hâlâ çok düşük bir görünürlüğe sahip. Çin’le yaşanan gerginlikler devam ederse, örneğin ilaç ya da yarı iletken sektörlerine yeni vergiler gelirse, işler daha da karışabilir.”

Şimdi ne yapmalı?

Kaliteli bilançoya sahip, fiyatlandırma gücü olan şirketler ön plana çıkarken tedarik zinciri Çin’e bağımlı olanlar risk altında. 

Buna karşın kamu hizmetleri, tüketim ve bazı sağlık hisseleri gibi defansif sektörler yeniden yatırımcının radarına girebilir. Ama unutmamak gerekir ki Trump’ın ilaç sektörüne yönelik sert söylemleri, burada da seçici olunması gerektiğini gösteriyor.

Yani, Trump’ın tarifelere ara verme kararı piyasada geçici bir coşku yaratmış olabilir ama bu yapısal bir değişimi temsil etmiyor. Aksine, küresel ekonominin daha korumacı, daha parçalı ve daha öngörülemez bir döneme doğru girdiği gerçeğini bir kez daha teyit ediyor. 

Bu sabah ABD endeks vadelilerinin negatif açması da bunun bir göstergesi. Yatırımcılar ilerleyen saatlerde açıklanacak enflasyon verisine ve Fed’in para politikası hamlelerine de odaklanıyor.

Bu nedenle, önümüzdeki üç ay boyunca, her gün yeni bir başlık, her hafta yeni bir volatilite dalgası görmek şaşırtıcı olmayacak. Trump’ın bir tweet’iyle başlayan yükseliş dalgası, yine bir tweet ile terse dönebilir. Bunun örneklerini Trump’ın ilk başkanlık döneminde sıkça gördük.

Bu belirsizlik ortamında ayakta kalabilmek için yatırım kararlarında sağlam temellere, çeşitlendirmeye ve stratejik esnekliğe her zamankinden fazla ihtiyaç var.

Trump’ın “alım zamanı” çağrısı belki teknik bir dönüşü tetikledi ama uzun vadeli yatırımcılar için esas mesele, bu politik dalgalanmaların ötesinde sağlam hikâyelere, güçlü bilançolara ve sürdürülebilir iş modellerine odaklanmak olmalı.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Bloomberg1, 2Truth Social