Bay Tutumlu

Finansal özgürlük ve erken emekliliğe felsefi bir yaklaşım

Finansal özgürlük ve erken emekliliğe felsefi bir yaklaşım
Google News Icon Takip Et

Herkese selamlar.

Sıfırdan finansal özgürlüğe ulaşmış ve hayatlarının kontrolünü eline almış yatırımcıların hikayelerine devam ediyoruz. 

Bugünkü konuğumuz diğerlerinden oldukça farklı. Özgürlüğe sadece parasal açıdan değil tüm yönleriyle felsefi bir bakış açısı getiren Jacob Lund Fisker (Early Retirement Extreme)’in hayat hikayesine bakacağız. 

Jacob, Mr. Money Mustache’den bile önce finansal özgürlük konusuna kafa yormuş ve bu konuda oluşturulmuş ilk blogun da sahibi. Onun hikayesi, sadece erken emeklilik hedefini gerçekleştirme yolculuğunu değil, aynı zamanda minimalist yaşam tarzını ve Rönesans Adamı olma vizyonunu da içeriyor. Kendisi ultra tasarruf döngüsü sayesinde yalnızca 5 yılda finansal bağımsızlığa ulaşmış birisi. Bunu da yüksek portföy performansına değil yılda sadece 7000 dolar olan harcamalarına borçlu. 

Şimdi bu Rönesans Adamı olma hikayesi neymiş ona bakalım.

Danimarka’dan İsviçre’ye: Başlangıç Yılları

Jacob Lund Fisker, 1975 yılında Danimarka’da doğdu. Bilime olan ilgisi, onu fizik alanında eğitim almaya yönlendirdi. Çocukluğundan beri parayla arası oldukça iyiydi. Herkesin ilgisini çeken çikolata, şekerleme, partiler vb. onun ilgisini çekmiyordu. Onun yerine elektronik eşyalara adeta bağımlılık derecesinde ilgisi vardı. Bir SLR kamera, teleskop, Hi-Fi ses sistemi ve hatta radyo bile onu heyecanlandırıyordu. En büyük hobisi elektronik eşyaları söküp çalışma prensiplerini almaya çalışmak ve hatta tamir etmekti. 

Finans konusunda onu en çok etkileyen kitaplar Zengin Baba Yoksul Baba ve Your Money or Your Life olmuştu. Özellikle Kiyosaki’nin fikirleri onu çok heyecanlandırıyordu. Varlıklar ve yükümlülükler arasındaki farkı o zamana kadar hiç düşünmemişti. O zamana kadar oldukça tutumlu birisi olsa da parasını sadece tasarruf yoluyla çoğaltmıştı. Yatırım kavramından habersizdi. 

Jacob, o dönemi şöyle anlatıyor:

“Bu, benim için yeni bir kavramdı, çünkü sadece işe gidip maaş aldığınız ve bunu harcadığınız düzeni biliyordum. O dönemde bankada yaklaşık 90.000 dolarım atıl bir şekilde duruyordu ve kendi kendime dedim ki, bu paranın getiri oranını 2%’den 3%’e çıkarmak için biraz zaman harcasam, bu sermayeden elde edebileceğim kazanca kıyasla büyük bir adım olurdu. İşte böylece finansal bağımsızlık için sermaye biriktirmeye başladım.”

Jacob 24 yaşına kadar Danimarka’da yaşadıktan sonra doktora eğitimi için Basel’e gitti. Burada teorik fizik alanında doktorasını yaparken ultra tasarruf döngüsünü de devam ettiriyordu. Ultra tasarruf denilince biraz soyut anlaşılıyor, bu nedenle somut örnekler vermek istiyorum. 

Jacob gözden kaçan ufak giderlerin birikip büyük giderlere dönüştüğünü görmüştü. O yüzden önce radyo üyeliğini ve spor salonu üyeliğini sonlandırdı. 

Yurtta 18 kişilik bir odada kalıyordu. Bunu sadece tasarruf etmek için tercih etmemişti. Hem okula yakın olduğu için yürüyerek gidebiliyordu hem de çok fazla kişiyle tanışma imkanı vardı. 

Haftanın 6 günü yemek programı şöyleydi: Sabahları yulaf ezmesi, öğlenleri meyve, akşamları ise yeşil mercimekli veya ton balıklı salata. Bu menüyü hem ucuz hem de besleyici olduğu için tercih etmişti. Okul arkadaşları zaman bulamadıklarından pizza, makarna gibi şeylerle öğünlerini geçiştirirken o önceden planlamasını yaptığı yemekleri yiyordu. 

Doktora öğrencisi arkadaşlarının hemen hepsinin kendi arabası vardı ve tek başlarına 3 odalı evlerde oturuyorlardı. Fakat sorsanız hepsinin öğrenim kredileri harcamalarının kat kat üstündeydi. Jacob ise ultra tasarruf döngüsü sayesinde 80%’e varan oranda birikim yapıyordu.

Minimalizm ve Yaşam Felsefesi

Jacob, doktora sırasında finansal özgürlük kavramıyla tanıştı demiştik. Fakat onun için bu yeterli değildi. Sadece finansal değil hayatın diğer alanlarında da özgürlük kavramıyla ilgileniyordu. Sonuçta, ya insanlar paranızı kabul etmezse, ya paranız değersiz hale gelirse ya da hepsini kaybederseniz ne yaparsınız? Bu yüzden basit yemek pişirme, çiğ ürünlerle beslenme, güneş enerjisi ve kendi sebzelerini yetiştirme gibi şeyler denedi. Ayrıca eşyaları daha uzun ömürlü hale getirmeye çalıştı. Çorap yamama, elektronik cihazları tamir etme bunlardan bazıları. 

Rönesans Adamı kavramının temellerini de bu yıllarda atmaya başladı. Kendine yetebilmek, sürdürülebilirlik gibi konularda denemeler yaptı. Örneğin, bir kış boyunca doğalgaz olmadan yaşamayı denedi. Ardından bir yaz boyunca klima olmadan hayatını sürdürdü. 

Jacob, yaşam tarzını basitleştirdikçe ve para gibi araçlar yerine becerilere ve çevreye uyum sağlamaya başladıkça aklına yeni fikirler geldi. Evde sabun, diş macunu ve şampuan üretmeyi araştırdı. Karavan ve tekne yaşamını denedi. Neredeyse hiç elektronik eşya kullanmadan hayatını idame ettirebildiğini gördü.

Rönesans Adamı konseptinin derinlerine girdikçe artık olay tasarruf ve para biriktirmeden çok daha fazlasına, bir hayat felsefesine dönüşmeye başlamıştı. 

Yeni İş ve Yeni Hayaller-Amerika

Jacob doktorasını bitirdikten sonra ABD’de bir iş buldu ve buraya taşındı. 18 kişilik yatakhanesinin ardından artık kendine ait bir evi hak ettiğini düşünüyordu. 

Hesapladığında finansal bağımsızlık rakamının yarısına ulaştığını farketti. Yılda sadece 7000 dolar harcadığı için çalıştığı her bir yıl için neredeyse 4 yılını özgürleştiriyordu. Burada gelecekte eşiyle tanıştı ve kısa bir süre sonra birlikte ayrı bir eve çıktılar. Yeni evlerinin eşyalarının neredeyse tamamı ikinci eldi. Geri kalanını ise Jacob kendisi imal etmişti. Eşi kendisi kadar tutumlu olmasa da onun hayat felsefesini paylaşıyordu. Yeni evlerinin kirası 660 dolardı ve aylık harcamalarının neredeyse 60%’ına denk geliyordu. 

Jacob bu ev hakkında şöyle ilginç bir anektod anlatıyor:

“Yeni evimiz üniversiteye yürüyerek 30 dakika mesafedeydi. Arabayla gidersem oraya yaklaşık 20 dakikada ulaşabiliyordum. Koşarak gidersem 10 dakikada ulaşabiliyordum. Bu yüzden sık sık eşim arabanın buzunu çözdürmeye çalışmadan önce yola yürüyerek çıkıyordum ve genellikle aynı anda varıyorduk. Sonunda, California’ya taşınacak bir profesörden 35 dolara ikinci el bir bisiklet satın aldım. Bu bisikleti sonuna kadar kullandım. 30 dakika yerine 10 dakikada yolculuk yapabildiğim için buna kesinlikle değdi.”

ABD’ye taşındığı ilk yıllar, dotcom krizinin ardından gelen ayı piyasasına denk gelmişti ve herkes hisse senedi piyasasından korkuyordu. Bu yüzden Jacob da önce tahvillere yatırım yaptı. Bu onun için hem avantaj hem dezavantaj olmuştu. 2001-2022 yıllarındaki ayı piyasasından kurtulmuş fakat 2003’teki yükselişi de kaçırmıştı. 2004 sonunda artık korkusunu yenerek hisse senedi almaya başladı. Yatırım getirilerinin özellikle portföyü büyüdükçe ultra tasarruf etmekten daha önemli olduğunu anlamaya başlamıştı. Vadeli mevduat hesabında parası yılda 1,5% ile değerlenirken ortalama bir tahvil 3% getiriyordu. Hisse senedi piyasası ise bundan çok daha fazlasını vaat ediyordu ama riskliydi. İlk yatırımlarını havayolları, rüzgar enerjisi, sağlık ve telekom şirketlerine yapmıştı. 1 yılın ardından parası 30% büyüdüğünde finansal bağımsızlık için hesaplar yapmaya başladı. 

Jacob, maaşının 70-80%’ini biriktirmeye devam ettiği takdirde hiç getiri elde etmese bile 11 yıl içinde finansal bağımsız olacağını hesaplamıştı. 2003-2007 yılları arasında S&P 500 800 puandan 1500 puana kadar yükseldiği için hedefine çok daha erken ulaşmayı başardı. 2009 yılına geldiğinde yıllık harcamalarının 25 katı portföye sahip olmuştu ve kendisine değer katmadığını düşündüğü akademisyenliği bırakarak 34 yaşında erken emekli oldu. 

Early Retirement Extreme Kitabı ve Felsefesi

Jacob Lund Fisker, emekli olduktan sonra finansal bağımsızlık ve erken emeklilik yolculuğunda edindiği bilgi ve deneyimleri paylaşmak için Early Retirement Extreme: A Philosophical and Practical Guide to Financial Independence (Erken Emeklilik Aşırı: Finansal Bağımsızlık için Felsefi ve Pratik Bir Rehber) adlı kitabını yazdı. Bu kitap, sadece finansal bağımsızlığa nasıl ulaşılacağını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda minimalizm, sürdürülebilirlik ve çok yönlülük gibi konulara da derinlemesine bir bakış sunuyor. Ben Jacob’ın ultra tasarruf döngüsü veya birikim yapmasından daha çok Rönesans Adamı konseptinden etkilenmiştim. 

Kitap, geleneksel kişisel finans kitaplarından oldukça farklı bir yaklaşıma sahip. Geleneksel anlamda “zenginlik” kavramını reddeden Jacob, mütevazı ve minimalist bir yaşam tarzını benimsiyor. Küçük bir evde yaşıyor, bisiklet kullanıyor ve çok az eşya ile hayatını sürdürüyor. Onun için mutluluk, tüketimden değil, özgürlük ve anlamlı bir yaşam sürmekten geliyor.

Fisker’in kitabında öne çıkan bazı temel prensipler şunlar:

  • Yüksek Tasarruf Oranı: Harcamalarınızı mümkün olduğunca azaltarak gelirinizin büyük bir kısmını biriktirin. Jacob, tasarruf oranını 75%’in üzerine çıkarmanın erken emeklilik için kritik olduğunu savunuyor.
  • Minimalist Yaşam Tarzı: Daha az tüketmek, daha az sahip olmak ve daha az harcamak özgürlüğe giden yolda önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Fisker, az ama öz bir yaşam tarzını teşvik ediyor.
  • Rönesans Adamı Olmak: Çok yönlü beceriler geliştirin ve sadece tek bir alanda değil, birçok alanda bilgi sahibi olun. Bu, hem krizlere karşı dayanıklılığı artırır hem de hayattan daha fazla keyif almanızı sağlar.
  • Sürdürülebilirlik: Çevre dostu ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimseyerek hem doğayı koruyabilir hem de maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. İkinci el eşyalar tercih edin ve mümkün olduğunca dünyaya az atık bırakmaya çalışın.
  • Eğitim Sistemi Eleştirisi: Fisker, eğitim sisteminin, insanları uzmanlaşmış iş gücüne dönüştürdüğünü ve kişisel gelişimi engellediğini savunuyor. Eğitim sisteminin, insanları tek bir alanda uzmanlaşmaya ve sadece para kazanmaya odaklamasını eleştiriyor ve bir makinenin dişlileri olmayı reddetmemiz gerektiğini söylüyor.

Sonuç

Jacob, günümüzde Chicago, ABD’de eşiyle birlikte sakin bir yaşam sürüyor. Bu süreçte portföyü yıllık harcamalarının 160 katına ulaştı ve büyümeye devam ediyor. Onun hayatı ve felsefesi, sadece finansal bağımsızlık isteyenler için değil, daha sade ve anlamlı bir yaşam arayışında olan herkes için önemli bir rehber bana kalırsa. Jacob’a göre özgürlük, sahip olunan bir şey değil, içinde bulununan bir durumdur. Bu, sadece finansal bağımsızlığı değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal özgürlüğü de kapsıyor. Minimalist yaşam tarzı, Rönesans Adamı vizyonu ve felsefi düşünce yapısıyla benim hayatımda büyük etkileri oldu. 

Umarım bu yazıyı okuyanlara da olumlu anlamda katkısı olur. Kitabın türkçesi maalesef yok fakat hem audiobook hem de e-book olarak ingilizcesini bulabilirsiniz. 

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Bay Tutumlu

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken kullanılan kaynaklar: Early Retirement Extreme, Esprit Riche, Amazon, Youtube1, 2