Dün Resmi Gazete’de yayımlanan açıklamaya göre kısa vadeli TL mevduat ve yatırım fonlarındaki stopaj oranı %15’ten %17,5’e çıktı. Hisse senedi yoğun fonlarda ve 1 sene tutulması şartıyla portföyünde 51%’den fazla hisse senedi tutan değişken fonlarda ise 0% stopaj oranı devam ediyor.
Bu kararın arkasındaki ana sebeplerden biri bütçeyi sağlamlaştırmak oldu. Hatırlatmak gerekirse dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Londra’da “Bu yıl %3,1’lik bir bütçe açığı hedefini belki tutturamayabiliriz, çünkü gelir performansı beklediğimiz kadar güçlü değil.” açıklamasında bulunmuştu.
Fakat bu kararın yurt içinde tüm finansal piyasalar özelinde bir sonucu olabilir.
Peki, Dezenflasyonist Süreç Bundan Zarar Görür Mü?
Karar sonrası piyasa tarafından eleştirilen en büyük konu, mevduat yatırımcılarının yüksek stopaj nedeniyle mevduattan dövize kayma ihtimali oldu.
TCMB’nin örtülü veya direkt olarak faiz tarafında en yakından takip ettiği durum, dövize kayış ve TL mevduattan çıkış problemi olduğu düşünülünce stopaj oranlarının artırılmasının bir dengesizlik yaratması, bir risk olarak karşımıza çıkıyor.
Burada durumu 2’ye ayırmakta fayda var:
İlk olarak karar öncesindeki tarihlerde mevduat hesabı açan veya ppf alan yatırımcılar, ilgili tarihteki stopaj oranından devam edecek. Yani, 2 ay önce PPF alan ve satmayan yatırımcının stopaj oranı 15% olarak devam edecek.
Diğer taraftan da geçmiş dönemdeki stopaj artışlarında TL mevduatlarından veya para piyasası fonlarından çıkış hakim değildi. Hatta hisse senedi yoğun fonlarındaki istisnaya rağmen borsadaki volatilite sebebiyle bir giriş takip edilmemişti. Döviz tevdiat hesaplarında da geçmiş haftalardaki büyümenin üzerinde bir artış da gözlemlenmemişti.
Fakat bu süreç içerisinde mevduatın reel getirisi cazibesini koruması ve küresel piyasalardaki belirsizlik sebebiyle altınla beraber tek güvenilir liman olma özelliğini taşımaya devam etmesi stopaj oranlarındaki değişikliğin etkisini oldukça sınırlı ölçekte hissetmemize sebep oldu.
Bu sefer ise farklı bir durum olur mu veya olmaz mı kesin bir cevap vermek kolay değil. Ama TCMB’nin alacağı aksiyonlar için bir gösterge olabilir.
Faiz İndirimi Beklentileri Çıpalanabilir Mi?
TCMB’nin 24 Temmuz’daki kararı öncesinde piyasa bir faiz indirim beklentisine kesin gözüyle bakarken beklentiler stopaj kararı öncesinde 350-500 baz puan arasında değişkenlik gösteriyordu.
Fakat, faiz oranlarının reel olarak cazibesini korumaya devam edebilmesi için güncel stopaj oranlarıyla beraber TL mevduatlara girişlerin sınırlı kalması durumunda veyahut DTH’lara geçişin görülmesi durumunda beklentiler 250 baz puan civarında şekillenmeye başlayabilir.
Endeks, anlık olarak hisse senedi yoğun fonlardaki istisnanın devam etmesiyle alıcılı seyrini korusa da önümüzdeki haftalarda BDDK verileri kritik olacak. Yatırımcılar güncel olarak gözünü hisse senedi yoğun fonlara çevirmiş durumda.
En Fazla Kazandıran Hisse Senedi Yoğun Fonlar
(BDS) Pardus Portföy BIST 30 Dışı Şirketler Hisse Senedi (TL) Fonu 👉 57,31%
(BIH) Pardus Portföy Birinci Hisse Senedi (TL) Fonu 👉 34,14%
(EC2) Global MD Portföy Birinci Hisse Senedi Fonu 👉 18,83%
(HKH) Hedef Portföy Katılım Hisse Senedi (TL) Fonu 👉 17,48%
(TTE) İş Portföy BIST Teknoloji Ağırlık Sınırlamalı Endeksi Hisse Senedi (TL) Fonu 👉
16,23%
(PHE) Pusula Portföy Hisse Senedi Fonu 👉 15,99%
(YHZ) Yapı Kredi Portföy BIST Teknoloji Ağırlık Sınırlamalı Endeksi Hisse Senedi Fonu 👉
15,99%
(NNF) Hedef Portföy Birinci Hisse Senedi (TL) Fonu 👉 14,15%
(MTH) MT Portföy Birinci Hisse Senedi Fonu 👉 12,50%
(ZJL) Ziraat Portföy BIST 100 Dışı Şirketler Hisse Senedi Fonu 👉 11,59%
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı