BIST 100 endeksi güne 10.108,92 seviyesinden 0,33% artışla başlarken, gün içinde alıcılı seyir devam ediyor.
Endeks, geçtiğimiz hafta perşembe ve cuma günü yaptığı hareketler sonrasında tüm üstel hareketli ortalamalarını geçerek yeni hedefini 10.250 olarak belirledi. Geçmiş seviyeler göz önüne alındığında, endeksin 10.250 seviyelerinin üzerinde kapanış yapması takip edilecek.
Geçtiğimiz hafta perşembe günü yayınlanan imalat PMI verisinin son 8 ayın en güçlü seviyesinde gelmesi ve cuma günü açıklanan enflasyon verisinin beklentilerin oldukça altında 1,03% olarak gerçekleşmesi, bu iki günde endeksin 2,5% yükselmesini sağladı.
Diğer taraftan, ekonomi yönetiminin enflasyon ve bütçe hedefleri için açıklamış olduğu zam oranları, piyasa tarafından endeks için olumlu olarak karşılandı.
Beklentilerin altında gelen Aralık ayı enflasyonu ve atılan dezenflasyonist adımlar, piyasa tarafından ocak ayında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bir faiz indirimi daha yapma ihtimalini güçlendirdi.
Endekste pozitif hava devam ederken, geçtiğimiz yılın ocak ayı incelendiğinde en fazla yabancı alımının gerçekleştiği ve endeksin en fazla yükseldiği ay olduğu görülmüştü.
Güncel durumda da ocak ayında asgari ücret zammının etkisiyle yüksek gelecek olan aylık enflasyon verisi ve ocak ayında bir faiz indirimi beklentisi, yatırımcıların risk iştahının artmasına sebep olabilir.
TCMB Kararları Bankacılık Endeksini Etkiledi
TCMB cumartesi günü makro ihtiyati kararlar çerçevesinde kredi büyümesi ve kompozisyonunun dezenflasyon patikası ile uyumlu seyrini temin etmek amacıyla kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında değişikliğe gitti. Mevcutta ise bu kararlar doğrultusunda bankacılık endeksinde hareketlilik gözlemleniyor.
TCMB, yabancı para ticari krediler için 1,5% olan zorunlu karşılık aylık büyüme sınırını 1%’e indirdi. Türk lirası ticari kredilerde 2% olan aylık büyüme sınırını ise KOBİ kredileri için 2,5%, diğer ticari krediler için 1,5% olarak farklılaştırdı.
Bu adım, TCMB’nin döviz tarafında yabancı para kredilerini kısıtlayarak piyasadaki dolarizasyonu yavaşlatma eğilimi olarak algılandı. Diğer taraftan, KOBİ tarafında TL kredi büyümesi bankacılık kredilerinin önemli bölümünü oluşturduğu için pozitif olarak değerlendirildi.
Dolar/TL Kurundaki Hareket İhracatçılara Ne İfade Ediyor?
Asgari ücret artışı sonrasında dolar/TL kurunda, dolar endeksinin güçlenmesine rağmen önemli bir hareket gözlemlenmezken, TCMB’nin yabancı para kredilerde büyümeyi sınırlandıracak adımlar atması TL’ye olan talebi güçlendirebilir.
Gelişmekte olan ülkelere göre hesaplanan reel efektif döviz kuruna baktığımızda ise Türk lirası, 2021 yılından bu yana en değerli konuma gelmiş durumda.
Dolar endeksinin değer kazanmasıyla beraber avro/dolar kuru, son 3 ayda 1,12 seviyelerinden 1,03 seviyelerine kadar geriledi.
Hem yurt içinde TL’nin değerlenmesi sürecinin devam etmesiyle enflasyon ortamının getirdiği maliyetlerin ihracatçıların mali tablolarına negatif yansıması hem de dolar endeksinin değer kazanmasıyla avronun daha değersiz hale gelmesi, ihracatçılar için görünümü olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Fakat aylık enflasyonların yavaşlamaya başlamasıyla girdi maliyetlerindeki artışların zayıflaması ve ekonomi yönetiminin döviz bazlı reeskontlar için teşvik sağlaması, ihracatçıların bu olumsuz ortamı daha hafif karşılamasını sağlayabilir.
Dolar/avro kurundaki hareketlerin bu şekilde devam etmesi, en büyük ihracat pazarımızın Avrupa bölgesi olduğu düşünüldüğünde, ihracatçı şirketler için önemli bir tehlike arz edebilir. Ancak Trump’ın geçmiş dönemde uygulamış olduğu politikalar incelendiğinde, doların diğer para birimlerine göre zayıf kalmasını sağlayarak ihracat odaklı bir sistem benimsemesi, buradaki hareketi de uzun vadede tersine çevirebilir.
Dolar Neden Avro Karşısında Güçleniyor?
Aralık ayındaki Fed kararı öncesinde, Fed’in 2025 yılında 3 veya 4 faiz indirimi gerçekleştireceğine yönelik beklentiler sürüyordu. Ancak aralık ayında enflasyonun ve tarım dışı istihdamın beklentilerin üstünde gelmesiyle, Fed noktasal tahminlerinde 2025 yılı için 2 faiz indirimi gerçekleştirmeyi planladıklarını açıkladı.
Diğer taraftan, Avrupa bölgesinde ise enflasyonun hedeflenen bölgeye geldiği ve talebin çok sert zayıfladığı gözlemleniyor. Bu beklentiler neticesinde Avrupa Merkez Bankası’nın 2025 yılında Fed’den daha fazla faiz indirimi yapacağı beklentisi mevcut.
Beklentiler, avro karşısında doların değer kazanmasını fiyatlarken, Trump’ın göreve geldikten sonra uygulayacağı politikalar kur seviyeleri için daha keskin öngörüler oluşturacak.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: TCMB