Borsa İstanbul Notları

Endekste kritik seviyeler! T+1 kuralı masada, TCMB’nin düzenlemeleri ve enflasyon verisi ne ifade ediyor?

Endekste kritik seviyeler! T+1 kuralı masada, TCMB’nin düzenlemeleri ve enflasyon verisi ne ifade ediyor?
Google News Icon Takip Et

BIST 100 endeksi güne 0,55% artışla 9.217,78 seviyesinden başlarken enflasyon verisi sonrası bulunduğu seviyeden 1%’e yakın düşüş kaydetti. Cuma günü gelen İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) enflasyon verisi sonrası beklentiler, enflasyon rakamının bir ihtimal daha aşağı seviyelerde gelebileceği yönündeydi. Nisan ayı enflasyon verisi yine de beklentileri 0,1% puan aşağısında gelerek aylık 3,0% olarak gerçekleşe de son 2 ayda İTO ile TÜFE enflasyon verileri arasındaki 0,8%’lik fark, yatırımcılarda daha düşük bir enflasyon verisi beklentisi oluşturmuştu.

Küresel Piyasalardan Negatif Ayrışma Devam Ediyor!

Geçtiğimiz hafta Trump’ın Çin ile gümrük vergileri tarafında ilerleme kaydetmesi ve Fed Başkanı Powell’ın görevden alınmasına yönelik baskıların “onu görevden almayacağım” sözleri ile hafifletmesi, küresel tarafta endekslerin pozitif seyretmesine yol açtı. Ayrıca geçtiğimiz hafta cuma günü gelen beklentilerin üstünde gerçekleşen tarım dışı istihdam verisi sonrası küresel piyasalarda güçlü alımlar gözlemlenmişti.

Küresel piyasalarda haftalık olarak 3%’ün üstünde yükselişler gözlemlenirken BIST 100 endeksi ise tam tersi bir hareket göstererek 3% civarında düşüş gösterdi. Yüksek faizler ve gelen bilançolar, endeksin küresel piyasalara oranla negatif ayrışmasına sebep oluyor.

Düşüşün Ana Sebebi ve Teknik Göstergeler

Gösterge faiz oranı yani piyasada efektif olarak faizleri belirleyen TLREF 2 haftadır TCMB’nin politika faizindeki marj aralığının en üst bandında, 49% seviyesinde bulunuyor. Yükselen faizler, küresel taraftaki belirsizlik ve iç siyaset gündemi sonrasında para piyasası ve mevduatlara kayışlar gözlemleniyor.

Detaylıca inceleyecek olursak para piyasası fonlarındaki portföy büyüklüğü son 1 ayda 15%’in üzerinde artarak 1,52 trilyon TL’ye ulaşırken BDDK’nın son haftalık verilerine göre mevduat tarafında da yılbaşından bu yana 16%’yı aşkın büyüme bulunmakta. 

Getirileri de incelediğimizde para piyasası fonları, politika faizinin 50% seviyesinde olduğu dönemden bile daha güçlü aylık getirilere sahip. Güncel olarak aylık getiriler 4,4% seviyelerine kadar ulaşmış durumda.

Para piyasası fonlarına ve mevduat tarafına girişler arttıkça endeks üzerindeki baskı artmaya devam ediyor.

Teknik olarak endekse baktığımızda bugün yaşanan hareketle beraber endeks yıl içinde 2 kez test ettiği 9.100 seviyesinin üstünde tutunmaya çalışıyor. Güncel olarak endeks tüm üstel hareketli ortalamalarının altına sarkmış durumda. RSI ise 40’ın altına gelse de MACD 0’ın altında tehlikeli seviyede. Bu seviyelerden tepki hareketleri görmememiz durumunda yatırımcıları 8.800 seviyesini takip etmeye devam edecek.

TCMB’nin Önlemleri ve Masaya Oturtulan T+1 Kuralı

TCMB, TL’nin reel olarak güçlü kalmaya devam etmesini sağlamak ve dolarizasyonun önüne geçebilmek adına Cuma günü peş peşe önemli kararlar aldı. 

  • Yabancı para mevduat için zorunlu karşılık oranları tüm vadelerde 200 baz puan artırıldı.
  • Yurt içi yerleşiklerle yapılan 1 yıla kadar vadeli YP repo işlemlerinden sağlanan fonlar için zorunlu karşılık oranı 400 baz puan artırıldı, hesaplama yöntemi değişti.
  • Tüzel kişi TL mevduat payı 60%’ın altında olan bankalara, ilgili pay için aylık 0,3 puan artış hedefi getirildi.
  • TL mevduat için tesis edilen zorunlu karşılıklara, ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin 84%’ü yerine 86%’sı oranında faiz veya telafi ödemesi yapılacak.
  • İhracat bedellerinin TCMB’ye asgari satış oranı 31 Temmuz 2025 tarihine kadar 35% olarak uygulanacak.
  • Firmaların ihracat bedeli dövizlerinin TL’ye dönüşüm desteği 31 Temmuz 2025 tarihine kadar 3%’e yükseltildi.

Gelişmelere baktığımızda döviz mevduat hesaplarına geçiş zorlaştırılırken, TL mevduata geçişlerin önü açıldı. Diğer taraftan iharacatçılara asgari satış oranı getirelerek, TL’nin reel değer kazancının artış göstermesi hedeflendi.

Bu gelişmelerin borsaya yansıması şu şekilde takip edilebilir;

  • Dolarizasyonun zayıflamasıyla TL’nin reel değer kazancı, dezenflasyonist sürece katkı sağlayabilir ve TCMB’nin faiz indirimlerinin daha erkene alınmasını sağlayabilir.
  • Dolar mevduatlarındaki kayışların TL mevduatlara kaymasıyla TLREF’in 49% seviyelerinden aşağı sarkması gözlemlenebilir. Bu durum, mevduat ve para piyasası fonlarına kayan yatırımcıların ivmesinde zayıflamaya yol açabilir.

Temel olarak değerlendirdiğimizde bu adımların son 1 ayda 20%’ye yakın düşen petrol fiyatlarına rağmen enflasyonist baskıların devam etmesinin önüne geçmek adına kıymetli. Fakat pratikte karşılığını BDDK’dan gelen veriler ve Mayıs ayı enflasyon verisi ile göreceğiz.

Diğer önemli bir haber ise Borsa İstanbul tarafından geldi. Borsa İstanbul yönetimi, T+2’den T+1’e geçiş için hazırlık yapıldığını açıkladı. ABD borsalarında T+1 uygulanırken Avrupa borsalarında ise 2027 yılı itibarıyla T+1’e geçiş yapılacak. Bu uygulama ile küresel piyasalara uyum sağlanması bekleniyor.

Bu gelişme sonrasında özellikle hacim tarafında kurumsal yatırımcılar için daha likit bir ortam oluşması beklenebilir. 

Düşüşler Fırsat Yaratacak Mı?

Son düşüşlerle beraber aracı kurumların yayınladığı hedef fiyat potansiyellerine göre güçlü fırsatlar da oluşmaya başlıyor. 

Endeks yılbaşından bu yana 8% değer kaybederken son gelen aracı kurum hedef fiyat potansiyellerine göre 12 ay sonraki hedef fiyat potansiyeli 100%’ün üzerinde bulunan hisse sayısı da artış gösterdi.

Ereğli Demir Çelik (EREGL), Anadolu Efes (AEFES), Arçelik (ARCLK), Ülker Bisküvi (ULKER), Mavi Giyim (MAVI) hisselerinin aracı kurumların son hedef fiyat raporlarına göre hedef fiyat potansiyelleri 100%’ün üzerine çıkmış durumda. TCMB piyasa katılımcıları anketine göre 1 sene sonraki enflasyon 25,56% düzeyinde. 

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı