Analist Notları

Dalgalı piyasada senin yolculuğun hangi aşamada?

Dalgalı piyasada senin yolculuğun hangi aşamada?
Google News Icon Takip Et

Finansal piyasaları anlamanın en iyi yollarından biri, onların aslında insan psikolojisinin bir yansıması olduğunu kabul etmektir. 

Piyasalar, teknik analizlerden, bilanço verilerinden ve makro göstergelerden bağımsız bir şekilde, yatırımcıların duygularını ve davranışlarını yansıtır.

Tıpkı bir konser salonunda yükselen bir şarkı gibi, piyasalar da önce sessizce başlar, yavaş yavaş hızlanır, bir anda coşkuya ulaşır ve sonra yavaşça söner.

Her döngü genelde aynı şekilde ilerler. İlk başta kimsenin ilgilenmediği, yalnızca “akıllı para” diye tabir edilen uzun vadeli yatırımcıların fark ettiği bir dönem vardır. Fiyatlar yavaşça yükselirken, medyada bundan bahseden pek olmaz. 

Ardından dikkatler artar, haberler çoğalır, insanlar heyecanlanır. Bu noktada işin rengi değişir: herkes yatırım yapmaya başlar, dost sohbetlerinde bile hisse tavsiyeleri konuşulur. 

Coşkunun zirve yaptığı yerde ise açgözlülük devreye girer. İşte bu, çoğu yatırımcının kaçırdığı kritik dönemeçtir. Çünkü tam zirvede hisse almak, dalganın tepesinde sörfe başlamak gibidir: çok uzun sürmez, sert bir düşüş kaçınılmaz olur.

Bugün ABD borsaları işte tam da bu döngünün coşkulu tarafında görünüyor. 

S&P 500 ve Nasdaq tarihi zirvelerde. Yapay zekâ yatırımları, dev bilançolar ve teknoloji şirketlerinin yarattığı büyüme hikâyeleri yatırımcılarda neredeyse “sonsuz yükseliş” hissi yaratıyor. 

Bu noktada, akılda tutulması gereken soru şu: Peki ya bu sadece bir yanılsamaysa?

Öte yandan Borsa İstanbul’da çok farklı bir hava esiyor. 

Yüksek faizler, yabancı yatırımcının temkinli duruşu ve jeopolitik riskler nedeniyle endeks son haftalarda satış baskısı altında. Bu tablo ilk bakışta moral bozucu gibi görünebilir, ama döngünün bir başka yüzünü işaret ediyor. 

Yani ABD tarafında herkes mutlulukla dalganın tepesinde süzülürken, Türkiye’de daha çok “yorulmuş, pes etmiş yatırımcı” havası var.

Aslında bu iki tabloyu yan yana koyduğunda, döngülerin en önemli dersini görüyorsun: Hiçbir piyasa sonsuza kadar yükselmez, hiçbir düşüş de ebedi sürmez. Fiyatlar sonunda hep ortalamaya, yani olması gereken seviyelere döner.

Dalgalı piyasalarda ne yapmalı?

Dalgalı ve belirsiz piyasa koşullarında başarılı olmak, yalnızca fiyatları takip etmekle mümkün değildir. Strateji, risk yönetimi ve sabırla birleştiğinde gerçek kazancı getirir. 

1. Portföy çeşitlendirmesi ve risk yönetimi: Hiçbir varlık sürekli kazandırmaz. Hisse senetleri yükselirken tahviller düşebilir, dövizler farklı yönlerde hareket edebilir. Portföyünü farklı varlık sınıfları ve sektörler arasında dağıtmak, ani kayıpları sınırlamaya yardımcı olur. 

2. Dalga stratejisi: giriş ve çıkış noktalarını bilmek: Piyasalardaki döngüleri anlamak, yatırımcıya giriş ve çıkış zamanlamasında rehberlik eder. “Dalga stratejisi”, piyasaların coşkulu döneminde agresif alım yapmaktan kaçınmayı, diplerde ve değerleme uygun olduğunda alım yapmayı önerir. BIST gibi temkinli piyasalar için sabır ve fırsat beklemek çoğu zaman daha akıllıca bir hamledir.

3. Nakit pozisyonunu korumak: Coşkulu piyasada yatırımcılar genellikle tüm sermayelerini hisseye yatırma eğilimindedir. Oysa piyasalar zirveye yaklaştığında nakit pozisyonu bulundurmak, düşüşlerde fırsat yakalamayı sağlar. ABD tarafında hızla alım yapanlar, düşüş başladığında zarar görebilir.

4. Stop-loss ve risk sınırları belirlemek: Her yatırımın riskini önceden tanımlamak, kaybı sınırlayarak psikolojik baskıyı azaltır ve panik satışlarını önler. Özellikle volatilitesi yüksek dönemlerde bu strateji, portföyün korunmasını sağlar.

5. Temel ve teknik verileri birlikte okumak: Uzun vadeli yatırımcılar temel veriye odaklanır. Kısa vadeli hareketleri takip eden yatırımcılar ise teknik göstergeleri kullanır. İyi bir strateji, bu iki yaklaşımı dengeli şekilde birleştirmekten geçer; örneğin ABD’deki yapay zeka hisseleri yükselirken temel verilerin sağlam olup olmadığını kontrol etmek, aşırı coşkuya kapılmayı engeller.

6. Psikolojiyi yönetmek: Borsadaki dalgaları anlamanın özü, kendi duygularını kontrol edebilmektir. Açgözlülük ve korku, çoğu yatırımcının yanlış karar almasına neden olur. Bu yüzden strateji sadece teknik değil, psikolojik bir hazırlık da içerir.

Hafta sonu kahveni alıp düşün: Sen şu anda hangi taraftasın? ABD’nin coşkulu havasında sürüklenenlerden mi, yoksa Borsa İstanbul’daki moral bozukluğundan bunalanlardan mı? 

Belki de asıl kazananlar, bu iniş çıkışların farkında olup, sabırlı şekilde bekleyenler olacak. Çünkü dalga ister dev olsun, ister küçük… sonunda hep sahile ulaşır.

Finansal okuryazarlık, bu dalgayı doğru okumak, riskleri yönetmek ve fırsatları değerlendirmek demektir. 

Yani kazanç ve kayıp sadece fiyatlarla ölçülmez; kararlarını bilinçle almak, panik ve açgözlülükten uzak durmak da yatırımın en değerli parçalarından biridir.

 

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı