Son haftalarda radikal konuşmalarıyla piyasaları sarsan ABD Başkanı Trump, geçen hafta ılımlı açıklamalarıyla risk iştahının toparlanmasını sağladı.
İlk olarak Trump, Fed Başkanı Powell’ı kovmaya niyetli olmadığını söyleyerek yatırımcıları rahatlattı. Altın 3.500 dolar ile zirveyi görmesi sonrasında azalan risklerin etkisiyle geri çekildi. Sonrasında ise Başkan Trump, Çin ile müzakerelere açık olduğunu belirtti. Hatta Trump, Çin Başkanı Xi ile görüştüklerini söylese de Çin tarafından bu iddia yalanlandı.
Bu hafta yatırımcılar ABD-Çin görüşmelerine odaklanacak. Yapıcı bir görüşme piyasalara olumlu yansıyabilir. Ek olarak bu hafta yoğunlaşan bilanço dönemi, hisse bazlı ayrışmalara neden olabilir. Makroekonomik tarafta ise enflasyon göstergesi olarak değerlendirilen çekirdek kişisel tüketim harcamaları verisi ve istihdam verileri odakta olacak.
S&P 500’de kritik seviyeye geldik
S&P 500 endeksi son haftalarda 4.835 ile 5.500 aralığında dalgalı bir seyir izliyor. Özellikle 5.500 seviyesi, Nisan ayında aşağı yönlü kırıldıktan sonra destekten direnç konumuna geçmişti. Cuma kapanışı itibarıyla endeks yeniden 5.500 seviyesinin üstünde bulunuyor.
Bu noktada 5.500 seviyesinin üzerinde bir kalıcılık sağlanması teknik açıdan sınırlı da olsa iyimser bir sinyal üretebilir. Böyle bir senaryoda S&P 500 ve Nasdaq endekslerinde kısa vadeli alımların güçlenmesi beklenebilir. Ancak endeks hafta boyunca 5.500’ün altına geri çekilirse, 5.500 seviyesi yakın vadede kuvvetli bir direnç olarak teyit edilmiş olacak ve satış baskısının artması ihtimali gündeme gelecek.
ABD-Çin görüşmesi ne zaman gerçekleşebilir?
Geçen hafta ABD Başkanı Trump, Çin ile ticaret sürecinin olumlu ilerlediğini iddia etse de Çin tarafından bu iddialara üst üste ikinci kez yalanlama geldi.
Çin’in Washington Büyükelçiliği, taraflar arasında tarifeler konusunda herhangi bir müzakerenin yapılmadığını ve bu iddiaların “tamamen yanıltıcı” olduğunu açıkladı. Açıklamada, “Çin ve ABD, tarifeler konusunda anlaşmaya varmak bir tarafa, herhangi bir istişare veya müzakere yapmamıştır” denildi.
Trump yönetimi ise 90 günlük vergi ertelemesi sonrasında 18 yazılı teklif aldıklarını ve tam kapsamlı müzakerelerin başladığını duyurdu. Ancak hafta boyunca hiçbir somut anlaşmanın imzalanmaması, piyasada belirsizlik algısının yeniden güçlenmesine neden oldu.
Bu karışık ortamda ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in açıklamaları da dikkat çekti. Bessent, Başkan Trump’ın Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile doğrudan görüşüp görüşmediği konusunda bilgisinin olmadığını, kendi temaslarının ise finansal istikrar ve küresel ekonomi gibi genel konularla sınırlı kaldığını belirtti. Bessent, Çinli yetkililerin kendi iç kamuoyuna yönelik farklı bir dil kullandığını vurgularken müzakerelerin varlığı konusunda net bir doğrulamada bulunmadı. Çin tarafının ABD ile müzakerelerin gerçekleşmediği yönündeki ısrarlı tavrı, sürecin iki başkent arasında ciddi bir iletişim ve güven problemi içerdiğini düşündürüyor.
Öte yandan Bessent, NBC’ye yaptığı ayrı bir açıklamada, mevcut tarife uygulamalarını “sürdürülemez” olarak tanımladı ve Çin’in zamanla masaya oturmak zorunda kalacağını öngörse de bu sürecin zamanlamasına dair net bir çerçeve sunmadı. Bloomberg ise geçen hafta Bessent’in bir ticaret anlaşmasının “zorlu olacağını ve yıllar sürebileceğini” söylediğini aktardı.
ABD ve Çin arasında ticaret savaşının ekonomik etkileri büyürken, taraflardan gelen çelişkili mesajlar yatırımcı güvenini sarsıyor ve piyasalarda volatilitenin yüksek kalmasına neden oluyor. Bu hafta olası bir görüşme haberi ve görüşme için tarihin netleşmesi, piyasaları rahatlatabilir.
Bu hafta piyasaların odağında ne var?
Bu hafta Trump-Çin görüşmeleri ve olası ticaret anlaşmaları odakta olacak. ABD Hazine Bakanı Bessent’in bu tarife oranlarının sürdürülemez olduğunu açıklaması, ABD’nin Çin ile anlaşmaya istekli olduğu şeklinde yorumlandı.
Bilanço döneminin yoğunlaşmasıyla bu hafta yatırımcı dikkati kâr büyümelerinde olacak. Özellikle çarşamba günü açıklanacak Meta Platforms (META) ve Microsoft (MSFT) ile perşembe günü açıklanacak Apple (AAPL) ve Amazon (AMZN) bilançoları endeks üzerinde yön belirleyici potansiyele sahip.
Makro tarafta ise çarşamba günü açıklanacak ve enflasyon göstergesi olarak önem arz edecek kişisel tüketim harcamaları verisi ile cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verisi öne çıkıyor. İstihdam verisi resesyon endişelerine ilişkin ipucu sunabilecekken ortalama saatlik kazançlar verisi de enflasyon ile ilgili görünüm sunacak.
Enflasyonun geri çekilmesi ve işgücü piyasasının zayıflaması, Fed’in Haziran’da gerçekleştirmesi beklenen faiz indirimini erkene çekebilir.
Bu hafta dikkat çekenler
Spotify (SPOT)
Bu hafta bilançosu takip edilecek ilk isim Spotify. Çünkü resesyon endişelerinin arttığı ve hanehalkının harcamalarını kıstığı bu süreçte streaming hisselerinin dayanıklı kaldığı dikkat çekiyor. Yılbaşından bu yana Spotify hisseleri neredeyse 30% değer kazanarak endeks üstü performans gösterdi. Spotify gibi bir streaming hissesi olan Netflix de hem güçlü bilanço açıkladı hem de endeks üstü performans gösterdi.
Piyasa beklentisi, şirketin aylık aktif kullanıcı ve ücretli abone sayısını artırmaya devam ettiği yönünde. Özellikle yapay zeka destekli kişiselleştirme özelliklerinin, kullanıcı bağlılığını güçlendirerek hem yeni kullanıcı kazanımını hem de mevcut abonelerin platformda kalmasını desteklediği düşünülüyor.
Şirketin reklam destekli ücretsiz modelinin de ekonomik belirsizlik dönemlerinde etkili bir büyüme kanalı haline geldiği görülüyor. Bütçesini daha dikkatli yöneten kullanıcılar için ücretsiz model cazip bir alternatif oluşturuyor. Bu durum, Spotify’ın reklam gelirlerini daha da çeşitlendirerek gelir tabanını güçlendirmesine katkı sağlıyor. Marj tarafında ise içerik lisans maliyetlerinin daha iyi kontrol edilmesi ve podcast yatırımlarının verimliliğinin artması sayesinde iyileşme beklentisi öne çıkıyor.
Microsoft (MSFT)
Çarşamba günü seans sonrasında bilanço açıklayacak Microsoft için yapay zekâ temalı büyüme hikâyesinin devam edip etmeyeceği açısından kritik önemde olacak. Şirketin son çeyrek gelirleri beklentilerin biraz üzerinde gelmesine rağmen, bulut gelirlerindeki hafif sapma yatırımcıları temkinli hale getirdi. Microsoft’un Azure tarafında yapay zekâ tabanlı hizmetlere yönelik talebin büyümesi olumlu bir dinamik sunarken, ABD ve Avrupa’daki veri merkezi projelerinde ölçek küçültmeye gitmesi, talep konusunda soru işaretleri yaratıyor. Eğer şirket, veri merkezi yatırımlarında yeni bir yavaşlama sinyali verirse, hisse fiyatında kısa vadeli volatilite artabilir. Opsiyon piyasalarında aşağı veya yukarı olmak üzere 4,5%’lik fiyat hareketine işaret ediyor.
Yılın son çeyreğinde Microsoft’un toplam geliri 69,6 milyar dolar ile beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşti, hisse başı kârı da 3,23 dolar ile tahminlerin üzerinde geldi. Buna karşın, bulut segment gelirlerinin 41,1 milyar dolarlık beklentinin biraz altında kalması, yatırımcıların dikkatle izlediği bir kırılma noktası oldu. Üçüncü çeyrek için Intelligent Cloud biriminde 25,9-26,2 milyar dolar arasında gelir beklendiği açıklanırken, bu görünüm özellikle veri merkezi planlarının akıbeti açısından önümüzdeki günlerde fiyatlamalar üzerinde belirleyici olabilir.
Meta Platforms (META)
Meta Platforms hisseleri bilançosu nedeniyle yatırımcıların radarında olacak. Analistler, şirketin hem gelir hem de kâr tarafında çift haneli büyüme açıklamasını bekliyor. Genel beklenti olumlu olsa da, farklı analiz modelleri arasında temkinli yaklaşımlar dikkat çekiyor. Çünkü resesyon endişeleri, reklamverenlerin pazarlama bütçelerini kısmasına neden olabilir. Opsiyon piyasaları aşağı veya yukarı olmak üzere 7,6%’lık fiyat hareketine işaret ediyor.
Analistler, şirketin güçlü reklam geliri büyümesi ve yapay zekâ destekli yüksek yatırım geri dönüşü sayesinde pazar payını artırdığına dikkat çekiyor. Ayrıca, pazarlama bütçelerinde 2025 için %5-10 yıllık büyüme öngörülmesi, devasa yapay zekâ yatırımlarının (55-60 milyar dolar) nakit akışları üzerindeki baskısını hafifletebilir.
Bu gelişmeler ışığında, Meta Platforms’un düşük çarpanlı değerlemesi ve güçlü operasyonel dinamikleri yatırımcılar için dikkat çekici hale gelse de özellikle tarifeler ve makroekonomik belirsizliklerin yarattığı riskler nedeniyle bilanço sonrası volatilite ihtimali göz ardı edilmemeli.
Apple (AAPL)
Perşembe seans kapanışı sonrasında bilanço paylaşacak Apple, Trump’ın tarife açıklamalarıyla belirsizlik içinde. Şu anda iPhone gibi ürünler yüksek tarifelerden muaf tutulmuş olsa da bu ayrıcalığın geçici olabileceği belirtiliyor. Trump’ın uzun vadede üretimi ABD’ye kaydırmak istemesi, Apple’ın maliyet yapısı ve tedarik zinciri üzerinde risk oluşturuyor.
Şirketin ABD’deki iPhone satışları beklentilerin altında kalırken donanım satışlarındaki büyümenin yavaşlaması, Apple’ın hizmetler segmentinde de istenilen ivmenin yakalanmasını zorlaştırıyor. Çin gibi kilit pazarlarda rekabetin yoğunlaşması da büyüme üzerindeki baskıyı artırıyor. Analistlerin yıl sonu gelir beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi, ticaret politikasından kaynaklı makro risklerin Apple’ın performansını doğrudan etkileyebileceğini gösteriyor.
Şirketin ikinci çeyrek satışlarının yıllık bazda 3% artışla 93,6 milyar dolara, hisse başı kârının ise 5% artışla 1,60 dolara çıkması bekleniyor. Bilanço sonrasında Apple hisselerinde kısa vadede volatilite artabilir; opsiyon piyasaları aşağı veya yukarı olmak üzere 4,8%’lik fiyat hareketine işaret ediyor.
Amazon (AMZN)
Amazon bu hafta bilanço açıklayacak önemli şirketlerden biri olarak yatırımcıların odağında. Şirketin ilk çeyrek sonuçlarında kârını yıllık bazda %38 artırması bekleniyor. Wall Street analistleri genel olarak Amazon için güçlü alım tavsiyelerini korusa da temkinli olmakta fayda var. Çünkü Amazon’un özellikle 2025-26 yıllarında olası bir resesyon ve ticaret savaşı riski AWS ve e-ticaret tarafında baskı yaratabilir. Ayrıca şirketin insider satışlarının son bir yılda 5 milyar doları aşması ve yeni bir insider alımın olmaması, mevcut fiyatların şirket yönetimi tarafından da pahalı bulunduğuna işaret ediyor.
Buna karşılık AWS, reklam ve abonelik hizmetlerinden oluşan yüksek marjlı iş kolları sayesinde Amazon çeşitlenmiş ve daha dayanıklı bir gelir yapısına sahip. Özellikle ticaret savaşlarının etkilerine karşı Amazon’un bu iş kolları sayesinde görece daha dirençli kalabileceği vurgulanabilir. Yani, hisse için hem riskler hem de potansiyel fırsatlar birlikte masada. Opsiyon piyasaları ise aşağı veya yukarı olmak üzere 6,3%’lük fiyat hareketine işaret ediyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Yahoo Finance, Options AI, Schwab, The Guardian