ABD Borsası Notları

Bu hafta ABD piyasalarının odağında ne var? (2 Haziran Haftası)

Bu hafta ABD piyasalarının odağında ne var? (2 Haziran Haftası)
Google News Icon Takip Et

Küresel piyasalar, ABD Başkanı Trump’ın Nisan’da açıkladığı tarifelerin Ulusal Mahkeme tarafından iptal edilmesiyle geçen haftaya yükselişle başlasa da kararın temyiz mahkemesinde askıya alınması risk iştahını baskıladı. Yoğun haber akışının olduğu haftada hisse senedi piyasalarında yüksek volatilite takip edildi.

Piyasalar, tarife belirsizliğinin yanı sıra haftaya ABD-Çin gerilimi ile zayıf başlıyor. Bu hafta ABD-Çin gelişmeleri, tarım dışı istihdam verisi ve Fed’in para politikası ile ilgili gelebilecek açıklamalar önem arz edecek.

S&P 500 endeksi kritik eşikte

Geçtiğimiz hafta S&P 500 endeksi, uzun vadeli bir teknik seviye olan 200 günlük hareketli ortalamasına kadar geriledi ve bu seviyeden yukarı yönlü tepki verdi. 

Teknik analizde bu duruma “throwback” denir; yani daha önce aşılan bir destek seviyesinin yeniden test edilmesi. Şimdilik bu seviye destek olarak çalışıyor gibi görünüyor.

Fakat endeksin önceki zirvenin üzerine çıkamaması, bu yükselişin kalıcılığı konusunda soru işareti yaratıyor. Şu anda S&P 500’ün 5.785 ile 5.965 puan arasında yatay bir bantta hareket ettiği söylenebilir. Yani endeks 5.695’in üzerine çıkarsa bu olumlu bir sinyal olabilirken 5.785’in altına inilirse de satış baskısı artabilir.

Bloomberg verilerine göre, S&P 500, Nasdaq ve Russell 2000 endekslerinde yer alan hisselerin 200 günlük ortalamalarının üzerinde işlem görme oranlarında sınırlı bir artış var. 

S&P 500’de bu oran %49,4’ten %50’ye çıktı. Nasdaq’ta %33,1’den %34,4’e, Russell 2000’de ise %29,9’dan %32,7’ye yükseldi. Yani bu hafta piyasa genelinde biraz daha fazla hisse yükselişe katılıyor. Bu da toparlanmanın daha güçlü olabileceğine dair bir işaret olabilir.

Trump tarifeleri uygulayabilecek mi?

Geçen hafta ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin Başkan Trump’ın 2 Nisan’da başlattığı geniş kapsamlı tarifeleri anayasaya aykırı bularak iptal etti. Bu gelişme borsalarda kısa süreli rahatlamaya neden olsa da ABD temyiz mahkemesinin bu iptal kararını geçici olarak durdurarak Beyaz Saray’a zaman kazandırması, piyasalarda belirsizliği artırdı. Mahkeme, nihai kararı vermek üzere süreci 9 Haziran’a erteledi. 

Eğer temyiz mahkemesi Trump’ın tarifelerini desteklerse, ticaret savaşları yeniden tırmanabilir ve piyasalardaki risk iştahı olumsuz etkilenebilir. Öte yandan, mahkemenin iptal kararını onaması durumunda ticaret ortamı biraz rahatlayacak ve piyasalarda pozitif bir hava oluşabilir.

Trump cephesi kararı “başkanlık yetkilerinin korunması” olarak değerlendirirken, sürecin Yüksek Mahkeme’ye taşınması da olası görünüyor. Ayrıca Beyaz Saray, Section 232, 301 gibi başka yasal araçları da kullanmaya hazır olduğunu açıkladı ancak bunlar daha karmaşık ve uzun süreçlere bağlı.

Piyasalar bu gelişmeleri temkinli karşıladı. Endeksler hafif gerilerken, dolar ve tahviller hafif toparlandı. Yatırımcılar şu an için “bekle-gör” pozisyonunda.

Hukuki sürecin tamamlanması ve nihai karar öncesinde belirsizlik sürdüğü için yatırımcılar rehavete kapılmamalı. Bu nedenle dış ticarete bağlı, ama operasyonel esnekliği ve güçlü nakit akışı olan şirketler piyasa dalgalanmalarına karşı daha dayanıklı olabilir.

Fed faiz indirebilir mi?

Fed, geçen hafta açıklanan PCE verisinde enflasyonun sınırlı gerilemesine rağmen faiz indirimleri konusunda temkinli duruşunu sürdürse de son ekonomik veriler, bu yaklaşımın önümüzdeki aylarda değişebileceğine işaret ediyor.

Fed’in öncelikli enflasyon göstergesi olarak izlediği çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) endeksi, aylık %0,1 ve yıllık %2,5 artışla beklentilere paralel gerçekleşti. Manşet enflasyon ise yıllık %2,1 seviyesinde kaldı. 

Veriler, fiyat baskılarında kademeli bir yumuşamaya işaret ederken, Fed’in faiz indirimine gitmesi için zemin oluştuğunu gösteriyor. Yine de bu seviyeler, politika yapıcıların hızlı bir gevşeme için yeterince ikna edici bulmayabileceğini düşündürüyor.

Ekonomik aktivite tarafında ise büyüme hızında belirgin bir yavaşlama var. Geçen hafta açıklanan GSYH verisine göre ABD ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yıllıklandırılmış bazda %0,2 daraldı. Daha önce %0,3 olarak açıklanan öncü daralma verisi de aşağı yönlü revize edilmiş oldu. Bu da bizlere büyümenin yavaşladığı ve enflasyonun soğuduğu bir döneme işaret ediyor.

Bu ortamda Fed Başkanı Powell’ın bu akşam gerçekleştireceği konuşma, para politikasının yönüne dair yeni sinyaller açısından kritik önem taşıyor. Özellikle 18 Haziran’daki FOMC toplantısı öncesinde Powell’dan gelecek mesajlar, piyasaların beklentilerini şekillendirebilir. Bu toplantıda faiz indirimi beklenmese de Temmuz veya Eylül’de böyle bir adımın sinyali verilmesi, başta teknoloji hisseleri olmak üzere riskli varlıkları destekleyebilir.

Öte yandan geçen hafta siyasi cephede dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Başkan Trump, Powell ile Beyaz Saray’da bir görüşme gerçekleştirdi. Bu, Trump’ın ikinci döneminde Fed Başkanı ile yaptığı ilk görüşme oldu. 

Görüşmeye ilişkin açıklama yapan Beyaz Saray Sözcüsü, Trump’ın faizleri yüksek tutmanın ABD’yi Çin ve diğer ülkelere karşı ekonomik olarak dezavantajlı duruma soktuğunu ifade ettiğini aktardı. Ayrıca, Hazine Bakanı Scott Bessent de ABD’nin kamu maliyesine dair endişeleri yatıştırmaya çalışırken, “ülkenin asla temerrüde düşmeyeceğini” vurguladı.

Altında güvenli liman talebi artıyor

Küresel piyasalarda haftanın ilk işlem gününe damgasını vuran gelişme, altın fiyatlarındaki yükseliş oldu. Ons altın yukarı yönlü hareket ederken, yatırımcılar yeniden güvenli liman arayışına girdi. Bu hareketin arkasında ise alışıldık ama yeniden ısınan bir başlık var: ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi.

Hafta sonu Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada Çin’in yakın zamanda imzalanan ticaret anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürdü. Çin tarafı ise suçlamaları sert bir dille reddetti ve “ulusal çıkarları korumak için gerekli adımları atacağını” duyurdu.

Bu açıklamalar, yalnızca siyasi tansiyonu artırmakla kalmadı; yatırımcıların da ticaret cephesinde yeni bir kriz dalgasına hazırlıklı olması gerektiği yönünde sinyal verdi. Özellikle Trump’ın “çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan tarifeleri %25’ten %50’ye çıkaracağım” çıkışı, korumacılık politikalarının yeniden hız kazanabileceği endişesini tetikledi.

Tüm bu gelişmeler, yatırımcıların yeniden “riskten kaçış” moduna geçmesine neden oldu. Doların hafif değer kaybetmesi ve Fed üyesi Christopher Waller’ın “yılın ikinci yarısında faiz indirimi uygun olabilir” açıklaması da altın gibi faiz getirisi olmayan varlıkları destekledi.

Bu hafta dikkat çekenler

Nvidia (NVDA)

Geçen hafta açıklanan Nvidia bilançosu, Çin’e yönelik ihracat kısıtlamalarına rağmen yapay zekâ çiplerine olan güçlü talebin sürdüğünü gösterdi. Şirket, beklentilerin üzerinde gelir ve kâr açıkladı; veri merkezi gelirlerini ise %73 artırdı. Microsoft, Meta ve Amazon gibi dev müşterilerden gelen talep bu büyümenin ana kaynağı olmaya devam ediyor. Bu sonuçlar, teknoloji devlerinin yıl boyunca yapay zeka harcamalarını artıracağı yönündeki önceki öngörüleriyle de örtüşüyor. 

Yani, ticaret belirsizlikleri ve geçmişteki yüksek yatırım maliyetlerine rağmen büyük teknoloji şirketleri yapay zeka yatırımlarından geri adım atmıyor. Aksine, bu yatırımların cazip getiri potansiyelini sürdürdüklerine inanıyorlar. Fed’in faiz indirimlerine ilişkin olası bir sinyal veya Broadcom bilançosunun güçlü gelmesi, bu hafta Nvidia hisseleri için katalist olabilir.

Broadcom (AVGO)

Broadcom (AVGO), Perşembe günü seans kapanışı sonrası bilanço açıklayacak. Nvidia’nın bilanço sonrası piyasalarda estirdiği rüzgarın ardından gözler şimdi Broadcom’a çevrilmiş durumda. 

Wall Street, şirketin gelirlerini geçen yıla göre %20 artırarak 15,02 milyar dolara, düzeltilmiş net gelirini ise 7,8 milyar dolara çıkaracağını öngörüyor. Bu da geçen yılki 5,39 milyar dolara göre ciddi bir kâr sıçramasına işaret ediyor. Özellikle yapay zeka destekli büyüme, Broadcom’un bu çeyrekteki hikâyesinin temelini oluşturuyor. 

Morgan Stanley analistleri Nvidia sonrası oluşan yüksek beklentilere dikkat çekerek, Broadcom’a dair olumlu görüşlerini korumakla birlikte “fazladan bir coşku üretmekte zorlandıklarını” ifade etti.

Tesla (TSLA)

Tesla CEO’su Elon Musk, Trump yönetimi altında yürüttüğü Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE) görevinden ayrıldığını açıkladı. X platformundan yapılan bu duyuru piyasaların dikkatini yeniden Musk’ın esas işi olan Tesla’ya çevirdi.

Musk’ın federal reform çabaları beklenen etkiyi yaratmazken, yatırımcılar onun artık Tesla’ya daha fazla odaklanacak olmasını pozitif bir gelişme olarak fiyatlıyor. Özellikle son dönemde üretim ve marj baskısı yaşayan Tesla için güçlü liderliğin yeniden ön planda olması, hisse üzerinde iyimser beklentileri artırabilir.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Investopedia, Saxo, Bloomberg, Edward Jones