ABD Borsası Notları

Bu hafta ABD borsalarının odağında ne var? (8 Eylül Haftası)

Bu hafta ABD borsalarının odağında ne var? (8 Eylül Haftası)
Google News Icon Takip Et

Geçen hafta ABD borsaları haftaya zayıf bir başlangıç yapsa da cuma günü takip edilen tarım dışı istihdam verisinin 73 bin beklentisinin oldukça altında, 22 bin açıklanmasıyla haftanın son işlem gününde yükseldi. 

Yükselişin temelinde; zayıflayan işgücü piyasasının Fed’in faiz indirimlerini destekleyeceği beklentisi vardı. Veri sonrasında S&P 500 endeksi 6.500’ün üstüne çıkarak zirveyi gördü.

Yeni haftada gözler perşembe günü açıklanacak enflasyon verisinde olacak. Beklentiler, enflasyonun 2,7%’den 2,9%’a yükselmesi yönünde. Yani, Fed’in 2%’lik hedefinden uzaklaşılması öngörülüyor.

S&P 500 haftayı yatay tamamladı

S&P 500 endeksi haftayı 0,03% yukarıda tamamladı. Teknik görünümde kapanış 6.481 seviyesinde olsa da endeks hâlâ 20 günlük hareketli ortalamanın (6.444) üzerinde. Geçen hafta başındaki satış dalgasında bu seviyeye kadar geriledikten sonra alıcıların devreye girmesi dikkat çekti.

RSI göstergesi 60 seviyesinin altına gerilerken, momentumun zayıfladığı ve endeksle RSI arasında bir ayrışma oluştuğu görülüyor. ADX’in de trend gücünün yavaşladığını işaret etmesi, kısa vadede konsolidasyon riskini artırıyor. Fakat endeks tüm ana ortalamalarının üzerinde kalmaya devam ettiği için yükseliş trendi teknik açıdan hâlen korunuyor.

Sektör bazında hafta sonunda en belirgin zayıflık Enerji ve Finansallar tarafında yaşandı. Enerji hisselerindeki satışların, Suudi Arabistan’ın OPEC+’ta üretim artışını gündeme getirmesiyle hızlandığı görüldü. Bununla birlikte, endeksin ağırlık yapısı nedeniyle bu etkinin sınırlı kalması beklenebilir.

Önümüzdeki hafta için odak noktası, enflasyon verileri olacak. Beklentilerin üzerinde bir veri, son dönemde tahvil faizlerinde görülen geri çekilmeyi tersine çevirebilir ve bu durum hisse piyasalarında dalgalanmayı artırabilir.

Kısa vadede S&P 500 için temel senaryo, 20 günlük ortalama üzerinde tutunarak 6.500 seviyesinin üzerine yerleşip yerleşemeyeceği olacak. 

Eğer bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanırsa, yükselişin yeni bir ivme kazanması mümkün. Aksi durumda ise konsolidasyonun devamı ve sınırlı geri çekilmeler gündemde kalabilir.

Fed’den eylül indirimine kesin gözle bakılıyor

Geçtiğimiz haftalarda Fed Başkanı Powell’ın Jackson Hole konuşmasında faiz indirimi sinyali vermesiyle oluşan pozitif hava, zayıf istihdam verileriyle desteklendi. Piyasa, enflasyon yüksek kalmaya devam etse bile işgücü piyasasının sağlığına kavuşması için faiz indiriminin şart olduğunu düşüyor. Nitekim cuma günü gelen zayıf veri sonrasında Fed’in eylül indirimi beklentileri 99% seviyesine yükseldi. Hatta artık 50 baz puanlık indirim bile konuşulmaya başlandı.

Fakat burada önemli nokta şu: Birden fazla faiz indirimi ihtimali piyasa için olumlu gibi görünse de bunun arkasında ekonomik zayıflık yatıyor olabilir.

Öyle ki geçen hafta açıklanan PMI verileri de ekonomik zayıflığa işaret etti. Dolayısıyla ABD ekonomisine ilişkin endişeler artarken dolar endeksi zayıfladı. Yatırımcılar dolar pozisyonlarını altına yöneltti. Ons altın, cuma günü 3.600 doları aşarak yeni bir zirve gördü. Artan faiz indirimi beklentileri, altına olan talebi kuvvetlendirebilir.

Portföyünü gözden geçirmeli misin?

Nisan’daki düşüşten bu yana %25’in üzerinde ralli yapan S&P 500, yatırımcılara iyi getiriler sağladı. Ama önümüzdeki döneme girerken piyasaların birkaç “endişe duvarı” ile karşı karşıya olduğunu da unutmamak gerekiyor. İstihdam piyasasında yumuşama sinyalleri belirginleşiyor, enflasyon hâlâ %2’nin üzerinde seyrediyor ve takvimsel olarak daha oynak geçen eylül-ekim aylarına giriyoruz.

Bu da kısa vadede düzeltme veya dalgalanma riskini artırıyor. Güçlü bir yükseliş döneminin ardından gelen geri çekilmeler çoğu zaman yeni fırsatların kapısını aralayabilir. Özellikle yılın son çeyreğinde ve 2026’da daha olumlu bir tablo oluşabileceği için, bu tür hareketleri stratejik pozisyon almak adına değerlendirmek mantıklı olabilir.

Çünkü piyasayı destekleyici unsurlar da yok değil. Öncelikle Fed’in faizleri kademeli olarak daha “nötr” bir seviyeye, yani %3,5 civarına çekmesi bekleniyor. Bu, kredi maliyetlerini düşürerek özellikle konut piyasası gibi alanlarda canlanma yaratabilir. 

Bunun yanında, geçtiğimiz dönemde onaylanan vergi paketi Ar-Ge ve yatırım harcamalarını destekleyerek şirketlerin sermaye harcamalarını artırmasını teşvik edebilir. Son olarak, ticaret politikalarına dair belirsizliğin azalmasıyla şirketlerin yatırım ve istihdam planlarını daha net uygulamaya geçmesi muhtemel.

Böyle bir ortamda portföyünü gözden geçirmek akıllıca olabilir. Özellikle piyasa değeri yüksek teknoloji hisseleri cazip fırsatlar sunabilir; çünkü bu grupta yapay zekâ alanına doğrudan maruz kalma imkânı var. 

Bunun yanında, faiz indirimlerinden fayda sağlayabilecek orta ölçekli hisseler de önümüzdeki dönemde öne çıkabilir. Sektörel olarak bakıldığında ise tüketim, finans ve sağlık hisseleri 2026’daki daha güçlü büyüme beklentilerinden yararlanabilecek alanlar arasında öne çıkıyor.

Yılın son aylarına girerken portföyünü çeşitlendirip doğru risk dengesini kurmak önemli. Burada kişisel hedeflerini, risk iştahını ve zaman ufkunu dikkate alarak bir finansal danışmanla strateji üzerinden geçmek sana en uygun adımları atma fırsatı verebilir.

Bu hafta dikkat çekenler

Oracle (ORCL)

Oracle, bu hafta salı günü seans kapanışı sonrasında bilançosunu açıklayacak. Wall Street analistleri, şirketin çeyreklik gelirlerinin yıllık %12,8 artışla 15,01 milyar dolara, hisse başına kârının ise %5,8 yükselişle 1,47 dolara ulaşmasını bekliyor. Piyasanın odağında, özellikle bulut gelirlerindeki ivme ve geleneksel lisans işindeki performans olacak.

Beklentiler, Oracle’ın “Cloud Services and License Support” segmentinde yıllık %16,3’lük büyümeyle 12,23 milyar dolara ulaşılacağı yönünde. Bu büyümenin önemli kısmı altyapı tarafında: “Infrastructure cloud services and license support” gelirlerinin %22,5 artışla 7,04 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Uygulama tabanlı bulut hizmetlerinde ise yıllık %7,4’lük artışla 5,12 milyar dolarlık gelir öngörülüyor.

Son 30 günde analist tahminlerinde anlamlı bir revizyon olmamış olması, beklentilerin şimdilik istikrarlı seyrettiğini gösterse de yatırımcıların asıl dikkati, Oracle’ın bulut tarafındaki büyümenin sürdürülebilirliğine ve yönetimin vereceği yeni yönlendirmelere çevrilmiş durumda.

Opsiyon piyasaları aşağı veya yukarı olmak üzere 8,9%’luk bir fiyat hareketine işaret ediyor.

Adobe (ADBE)

Adobe, 11 Eylül’de üçüncü çeyrek bilançosunu açıklayacak. Wall Street analistleri, şirketin hisse başına düzeltilmiş kârının 5,18 dolar, gelirlerinin ise 5,91 milyar dolar olmasını bekliyor. Geçen yılın aynı döneminde Adobe, hisse başına 4,65 dolar kâr ve 5,41 milyar dolar gelir açıklamıştı. Şirketin yılbaşında verdiği yönlendirme de bugünkü beklentilere paralel: 5,15–5,20 dolar arası kâr ve 5,875–5,925 milyar dolar gelir.

Hisse performansına bakıldığında tablo çok daha zayıf. Adobe, yılbaşından bu yana S&P 500’e kıyasla belirgin şekilde geride kalarak %22 değer kaybetti. Bu düşüşte, yapay zekâ destekli platformlardan gelen artan rekabet, yeni araçlarının gelir yaratma hızındaki yavaşlık ve temkinli yönlendirmeler etkili oldu.

Buna rağmen analist görüşleri tamamen olumsuz değil. Bazı analistler, Adobe’nin yaratıcı yazılım araçlarına yönelik istikrarlı talebin sürdüğünü ve özellikle video ile 3D alanındaki yeni ürünler ile kademeli fiyatlandırma modelinin büyüme potansiyeli sunduğunu düşünüyor. Diğer tarafta ise temkinli duranlar, şirketin kendi yapay zekâ projelerinden henüz kayda değer bir finansal katkı sağlayamadığını vurguluyor.

Yatırımcıların gözü, bu bilanço ile birlikte Adobe’nin yapay zeka stratejisine dair daha somut işaretlerde olacak. Beklentiler tutsa bile piyasanın asıl tepkisi şirketin önümüzdeki çeyreklere dair vereceği yönlendirmeye ve yapay zeka alanında rekabet gücünü ne ölçüde artırabileceğine bağlı olacak.

Opsiyon piyasaları aşağı veya yukarı olmak üzere 8,3%’lük bir fiyat hareketine işaret ediyor.

Apple (AAPL)

Apple, 9 Eylül’de yeni iPhone 17 serisini tanıtıyor. Pro ve Pro Max modelleri 2020’den bu yana ilk kez tasarım değişikliği alırken, yepyeni iPhone 17 Air ise ultra ince formuyla öne çıkacak. Donanımda güçlü yenilikler olsa da Air’in küçük bataryası ve sınırlı özellikleri onu niş bir ürün haline getirebilir.

Hisse tarafında yatırımcıların odağı, bu lansmanın iPhone talebini yeniden canlandırıp canlandırmayacağı. Apple, yıl içinde S&P 500’ün gerisinde kaldı ve zayıf iPhone satışları hissede baskı yarattı. Şimdi kritik soru, tasarım yenilikleri ve fiyatlandırma stratejisinin hem tüketiciyi hem de yatırımcıyı ikna etmeye yetip yetmeyeceği.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones