Küresel piyasalarda geçen hafta ABD’den güçlü istihdam verileri aldı ve Fed’den temmuz toplantısında faiz indirimi beklentileri rafa kalktı. Öte yandan Trump’ın seçim vaatlerinin merkezinde yer alan ve ABD ekonomisine yük bindireceği tartışmalarına neden olan “Büyük Güzel Yasa Tasarısı” adlı vergi düzenlemesi meclisten geçti.
Yeni haftada ekonomik takvim sakin olsa da tarife gündemi yatırımcıların odağında olacak. Nisan’da ilan edilen tarifelerin 90 günlük erteleme süreci 9 Temmuz’da sona ererken Başkan Trump’ın bazı ülkeler için mektup hazırladığı belirtiliyor.
Ek olarak Hazine Bakanı Bessent’in henüz anlaşmaya varılmamış ülkelere 1 Ağustos’tan itibaren vergi uygulanmaya başlanacağını açıklaması ve Trump’ın “BRICS’in Amerika karşıtı politikalarına” destek veren ülkelere ek 10% gümrük vergisi uygulayacağını duyurması tarifelere ilişkin gündemi karmaşık hale getirdi.
Endeksler zirveden geriliyor
S&P 500 endeksi haftayı %1,7 yükselişle tamamladı ve zirve kapanış gerçekleştirdi. Böylece endeks, yükseliş eğilimini koruyarak ani ve istikrarlı görünümünü korudu. Bu yukarı yönlü momentum dikkat çekici olsa da, teknik göstergeler kısa vadede bir düzeltme riskine işaret ediyor. Özellikle RSI indikatörü 75 seviyesine ulaşarak endeksin “aşırı alım” bölgesine girdiğini gösteriyor.
RSI’ın bu denli yüksek seviyelere çıktığı dönemlerde, tarihsel olarak kısa vadeli %2 ila %10 arasında değişen geri çekilmeler yaşandı. Son beş yılda RSI’ın en yüksek seviyeleri Eylül 2020, Aralık 2023 ve Temmuz 2024’te 81-82 bandında gerçekleşmişti ve bu dönemlerin ardından endeks bir süre konsolidasyon sürecine girmişti. Dolayısıyla, RSI henüz net bir satış sinyali vermese de mevcut teknik görünüm yatırımcıların kısa vadede temkinli olmasını gerektiriyor. Endeks vadelilerin haftaya zayıf başlaması da bu teoriyi destekliyor.
Faiz indirimi beklentileri ötelendi
Geçen açıklanan güçlü istihdam verileri, Fed’in faiz indirimine gitme olasılığını zayıflattı. Özellikle tarım dışı istihdam verisi, piyasaların dikkatle takip ettiği en önemli ekonomik göstergeydi. Haziran ayında istihdam 147 bin kişi artarken, piyasa beklentisi olan 106 bin seviyesinin oldukça üzerinde gerçekleşti. Ayrıca önceki iki ay için toplamda 16 bin kişilik yukarı yönlü revizyon yapılması, istihdam piyasasının beklentilere göre daha dirençli kaldığını ortaya koydu. İşsizlik oranı da %4,1’e gerileyerek hem bir önceki aya göre hem de piyasa tahminlerinin altında geldi.
İstihdam tarafındaki bu pozitif sürpriz, Fed’in enflasyonla mücadelesine devam etmek için daha fazla zaman kazanabileceği görüşünü güçlendirdi. Nitekim bu tablo, piyasalarda faiz indirimi fiyatlamalarını doğrudan etkiledi. Bloomberg’e göre, Temmuz ayı toplantısında 25 baz puanlık bir indirim yapılacağına dair olasılık %25’ten %5’e geriledi. 2025 yılı boyunca toplam beklenen faiz indirimi sayısı da 2,56’dan 2,07’ye düştü.
Piyasalar 9 Temmuz’a odaklandı
Küresel piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın 9 Temmuz’a kadar süre verdiği ticaret müzakereleri öncesinde artan belirsizlikle karşı karşıya. Trump yönetimi, bu tarihe kadar anlaşma sağlayamayan ülkeler için 1 Ağustos itibarıyla yüksek gümrük tarifeleri uygulamaya hazırlanıyor.
Yeni tarifeler, Nisan ayında açıklanan %10’luk taban oranla sınırlı kalmayabilir; Trump geçtiğimiz günlerde oranların %70’e kadar çıkabileceğini ima ederek piyasalarda endişeyi büyüttü. Ayrıca BRICS ülkeleriyle siyasi yakınlık kuran ülkelere de otomatik %10 ek vergi uygulanacağı açıklandı.
Bu gelişmeler, küresel ticaret akışına yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. Şu ana kadar yalnızca Çin, İngiltere ve Vietnam ile sınırlı anlaşmalar sağlandı. Avrupa Birliği, Hindistan, Kanada ve Güney Kore gibi büyük ticaret ortaklarıyla görüşmeler ise hâlâ sonuçlanmış değil.
ABD Hazine Bakanı Bessent, ABD’nin dış ticaret açığının %95’inin yalnızca 18 ülkeyle olduğunu belirterek bu ülkelerin öncelikli hedef olduğunu vurgulasa da belirsizlik ortamı, şirketlerin yatırım ve üretim kararlarını etkiliyor, tedarik zincirlerinde maliyetleri yukarı çekiyor.
Ekonomik cephede, Trump’ın ticaret politikaları enflasyon ve büyüme görünümü üzerinde çift yönlü baskı oluşturuyor. Bir yandan, ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu yukarı çekme riski taşırken; diğer yandan üretim planlarını bozan yüksek belirsizlik ortamı, tüketici harcamalarını ve küresel büyümeyi baskılayabilir. Nitekim Dünya Bankası ve OECD, geçtiğimiz haftalarda küresel büyüme tahminlerini sırasıyla %2,8’den %2,3’e ve %3,3’ten %2,9’a çekti. JPMorgan ise %10’luk küresel bir tarifenin küresel GSYH’da %1’e yakın kaybına neden olabileceğini öngörüyor.
Finansal piyasalar şimdilik güçlü kalmayı başarsa da baskı artıyor. ABD’de haziran istihdam verileri güçlü gelse de tüketici harcamalarında düşüş ve şirket kârlılıklarında maliyet baskısı sinyalleri dikkat çekiyor. Eğer 9 Temmuz sonrasında büyük ekonomilerle anlaşma sağlanamazsa 1 Ağustos’ta devreye girecek yüksek tarifeler hem hisse senedi piyasalarında satışları tetikleyebilir hem de dolar ve tahvil faizlerinde yukarı yönlü baskı yaratabilir. Özellikle gelişmekte olan ülke piyasaları, artan küresel risk algısından daha sert etkilenebilir. Yine de tarifelerin piyasaya etkisinin 2 Nisan’daki kadar sert olması beklenmiyor.
Büyük ve güzel vergi tasarısı
ABD Başkanı Trump’ın “One Big Beautiful Bill” adlı kapsamlı yasa tasarısı, Temsilciler Meclisi’nden geçti. Tasarı, büyük çaplı vergi indirimleri ve göçmenlik harcamaları getirirken bunun finansmanı Medicaid ve sosyal yardımlarda ciddi kesintilerle sağlanıyor. Bu da piyasaların dikkatini yeniden ABD’nin bütçe açığına çevirdi.
Kongre Bütçe Ofisi, bu tasarının önümüzdeki 10 yılda ABD borcunu 3,4 trilyon dolar artıracağı uyarısında bulundu. Bu yüzden tahvil piyasasında satış baskısı oluşabilir; özellikle uzun vadeli Hazine tahvillerinde faizlerin yükselmesi olası. Artan borçlanma ihtiyacı, ABD’nin kredi görünümüne yönelik endişeleri de beraberinde getirebilir.
Sektörler bazında bakıldığında, Medicaid kesintileri nedeniyle sağlık hisselerinde baskı görülebilir. Buna karşın, vergi avantajları sayesinde petrol ve gaz şirketleri pozitif ayrışabilir. Yenilenebilir enerji şirketleri içinse tablo daha karamsar, çünkü 2027 sonrası sona erecek teşvikler nedeniyle sektörün ABD yatırımlarını azaltması bekleniyor.
Bu hafta dikkat çekenler
Datadog (DDOG)
Bulut tabanlı yazılım şirketi Datadog, bu hafta yatırımcıların radarına giren en dikkat çekici teknoloji hisselerinden biri. Nedeni ise oldukça net: Şirketin 9 Temmuz itibarıyla S&P 500 endeksine dâhil edilecek olması.
Bu kritik gelişme, hisse fiyatında sert bir sıçramaya neden olurken önümüzdeki günlerde de güçlü fiyatlama dinamiklerini beraberinde getirebilir.
S&P 500’e giriş, yalnızca sembolik bir başarı değil. Trilyonlarca doları yöneten endeks fonlarının DDOG hisselerini portföylerine otomatik olarak eklemesi gerekecek. Bu da hisseye yönelik yapısal bir talep artışı anlamına geliyor. Bu tür “zorunlu alım” süreçleri, endekse dahil olacak hisselerde genellikle girişten önceki hafta boyunca güçlü bir momentum yaratır. Bu yüzden bu hafta Datadog hisselerinde hem işlem hacmi hem de fiyat hareketliliği açısından yukarı yönlü bir eğilim öne çıkabilir.
Kamu Hizmetleri Hisseleri
Jeffries’in yeni raporuna göre, veri merkezlerinin etkisiyle ABD’nin elektrik talebinin 2030 yılına kadar 2023 seviyelerine kıyasla %25, 2050 yılına kadar ise %78 artması bekleniyor. Bu artan talebe ayak uydurabilmek için elektrik hizmeti sağlayan şirketlerin bu yıl rekor düzeyde, 212 milyar dolar harcaması öngörülüyor. Bu rakam, geçen yıla göre %22 daha fazla ve on yıl öncesine kıyasla da iki katından fazla.
Bu bağlamda elektrik şebekesi modernizasyonunda öne çıkan Quanta Services (PWR) ve MasTec (MTZ) gibi mühendislik şirketleri dikkat çekerken artan elektrik talebine yanıt vermesi beklenen NextEra Energy (NEE) ve Dominion Energy (D) öne çıkıyor. Ek olarak veri merkezi altyapısını doğrudan işleten Equinix (EQIX) ve Digital Realty (DLR) gibi GYO’lar da güçlü adaylar arasında.
Petrol hisseleri
Trump’ın “Büyük Güzel Yasa Tasarısı”nın Meclis’ten geçmesiyle birlikte, vergi indirimi ve üretim teşvikleri sayesinde enerji hisseleri bu hafta dikkat çekebilir. Tasarı, petrol ve gaz şirketlerine maliyet avantajı sağlarken kamu arazilerinde üretimi kolaylaştıracak düzenlemeler de içeriyor.
Bu gelişmeler ExxonMobil (XOM), Chevron (CVX), ConocoPhillips (COP) ve Devon Energy (DVN) gibi hisselerde pozitif fiyatlama yaratabilir. Petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimle birleşen bu politik destek, enerji sektörünü bu hafta öne çıkaran önemli bir katalizör olabilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones