ABD borsaları geçen hafta Fed’den gelen temkinli mesajlar ve güçlü ABD verilerinin faiz indirim beklentilerini düşürmesiyle zayıf seyretti.
İkinci çeyrek GSYH büyümesi, %3,3 beklentilerinin üstünde %3,8 olarak yukarı yönlü revize edildi. Bu, ABD’deki büyüme oranlarının ortalamasının (%1,5–2,0) oldukça üzerinde.
Diğer yandan geçen hafta takip edilen ve Fed’in enflasyon göstergesi olarak izlediği çekirdek PCE verisi beklentilere paralel açıklanarak tüketimin güçlü devam ettiğini gösterdi.
Genel olarak, özellikle mal fiyatları enflasyonunun, bazı şirketlerin tarifeler nedeniyle artan maliyetleri tüketiciye yansıtmasıyla yükselmeye devam etmesi beklenebilse de hizmetler enflasyonundaki yavaşlama bu etkiyi bir miktar dengeleyebilir. Tarifelerden kaynaklanan enflasyonun önümüzdeki aylarda istikrar kazanmasıyla Fed’in faiz indirimi patikası daha belirgin hale gelebilir.
Bu hafta takip edilecek istihdam verileri, bu noktada büyük önem taşıyor.
S&P 500’de kâr realizasyonu
S&P 500 haftayı 6.664 seviyesinde kapatarak kısa süreli bir geri çekilme gösterdi. Endeks, 20 günlük basit hareketli ortalamasından destek bularak, yükseliş trendinin hâlâ sağlam olduğunu teyit etti. Nisan ayından bu yana endeksin yalnızca iki kez 20 günlük hareketli ortalamasının altında kapanmış olması, boğa piyasasının dayanıklılığını ve trendin gücünü ortaya koyuyor.
Kısa vadeli RSI göstergesi halen aşırı alım bölgesinde hareket etse de haftalık geri çekilme momentumda hafif bir yavaşlama sinyali verdi; bu durum, sınırlı konsolidasyon veya kısa vadeli kâr realizasyonunu gündeme getirebilir.
Destek seviyesi olarak 6.600 seviyesi öne çıkıyor; endeks bu seviyeyi koruduğu sürece 6.700 civarındaki dirençlere yönelme olasılığı yüksek. Momentumun devam etmesi, özellikle teknoloji ve yapay zekâ temalı hisselerin öncülüğünde yeni zirveler getirebilir.
Sektör bazında teknoloji ve yapay zekâ öne çıkıyor. Nvidia’nın OpenAI’ye 100 milyar dolarlık yatırım planı ve Intel-Nvidia işbirliği, teknoloji ağırlıklı endekslerde pozitif fiyatlamayı destekledi. Bununla birlikte, bazı yapay zeka hisselerinde tedarik zinciri endişeleri ve Oracle’a yönelik olumsuz değerlendirmeler, kısa vadeli satış baskısı yarattı.
Kısa vadeli senaryolarda, endeksin 6.600–6.700 aralığında sıkışması veya sınırlı geri çekilmeler olasılık dahilinde. Bununla birlikte, teknik göstergeler ve tüketici odaklı ekonomik veriler, S&P 500 için orta vadede hâlâ boğa piyasası görünümünü destekliyor.
Önümüzdeki haftaya bakıldığında, 10 yıllık tahvil faizlerinin 4,25% altında kalması ve istihdam verilerinin olumsuz sürpriz yaratmaması hâlinde, boğaların güçlenmesi olası görünüyor.
Riskler nerede?
Beklentilerin üzerinde gelen ekonomik veriler ve enflasyonun tahminlerle uyumlu olması, yatırımcıların “riskler nerede?” sorusunu sormasına yol açabilir.
Borsa açısından bakıldığında, S&P 500 endeksi Nisan diplerinden bu yana %30’un üzerinde yükseldi ve henüz %2 veya daha fazla bir düzeltme yaşanmadı. Bu momentum, hisseleri daha da yukarı taşıyabilir; ancak her yıl iki-üç düzeltmenin normal olduğunu biliyoruz. Ekim ayına girerken 29 Ekim’deki FOMC toplantısı ve ekim ortasında başlayacak üçüncü çeyrek bilanço dönemi öncesinde potansiyel ABD hükümeti kapanışı haberleri, piyasalarda tetikleyebilir. Fakat ekonominin sağlam temelleri göz önüne alındığında bu düzeltmelerin bir krize dönüşmesi öngörülmüyor.
1 Ekim’de başlayabilecek olası bir ABD hükümeti kapanışı piyasaları tedirgin edebilir. Kongre gerekli bütçe ve geçici finansman yasalarını çıkaramazsa, federal hükümetin bazı alanları kapanacak ve çalışanlar ücretsiz izne ayrılacak. Tarihsel olarak, hükümet kapanmaları kısa vadeli büyüme yavaşlaması yaratabilse de birkaç ay içinde ekonomik aktivite hızla toparlanır. Yine de siyasi belirsizlik ve haber akışı, piyasalarda geçici bir soğuma yaratabilir. Bu noktada, portföylerde güvenli liman rolü gören altın ağırlığı artırılabilir.
Ekim ayında portföyünü gözden geçir
ABD ekonomisi şu an sağlam görünüyor, temel destek ise güçlü tüketici harcamaları. Olası bir hükümet kapanışı gibi kısa vadeli riskler piyasayı sarsabilir ama bunlar genellikle geçici oluyor.
Yatırım açısından bakınca, portföyünüzde farklı sektörlerden ve farklı büyüklükte hisseler bulunması işleri kolaylaştırabilir. Büyük ve orta ölçekli hisseler, hem büyüme hem değer tarafında dengeli bir görünüm sağlıyor; tüketim, finans ve sağlık gibi defansif sektörler öne çıkabilir. Tahviller ve altın gibi varlıklar da portföyünüzde bir tür güvence sağlayarak koruma görevi görebilir.
Öte yandan, portföyünüzde fazla nakit varsa, piyasada bir geri çekilme yaşansa hangi yatırımlara geçebileceğinizi düşünmek iyi olabilir. Bu noktada düzeltmeleri bir fırsat gibi okumak ve büyüme potansiyeli yüksek alanlardaki şirketlere yatırım yapmak mantıklı olabilir.
Bu hafta dikkat çekenler
Intel (INTC)
Intel, geçen hafta ABD merkezli çip üreticisi Nvidia’nın yaptığı 5 milyar dolarlık yatırım ve şirketin yaklaşık %4 hissesine ortak olmasıyla değer kazanmışken bu hafta da opsiyon piyasasında dikkat çekici hareketler yaşıyor. Intel’in put/call oranı 0,37 ile boğa eğilimini gösterirken, 62%’lik yüksek zımni volatilite, yatırımcıların yüksek volatilite beklediğine işaret ediyor. Toplam işlem hacmi 2,25 milyon sözleşmeye ulaşırken, açık pozisyonlar 6,51 milyon seviyesinde gerçekleşti.
Hareketin temelinde, CEO Lip-Bu Tan’ın Apple ve TSMC yöneticileriyle olası yatırımlar ve ortaklık fırsatlarını değerlendirmek için temaslarda bulunması yatıyor. Bu adım, Intel’in uzun vadeli stratejisi ve teknoloji ekosistemindeki konumunu güçlendirme çabası olarak yorumlanabilir.
Opsiyon verileri, yatırımcıların hem fiyat hem de strateji açısından Intel’de güçlü bir hareket beklediğini gösteriyor; bu, Apple odaklı potansiyel işbirliklerinin piyasada kısa vadeli bir katalizör olarak öne çıkabileceğini ortaya koyuyor.
Tesla (TSLA)
Tesla hisseleri geçen hafta CEO Elon Musk’ın yüklü hisse alımıyla yükselmişti. Tesla hisselerinde bu hafta opsiyon piyasasında dikkat çeken bir hareketlilik görüldü. Put/call oranı 0,62 ile hafif bir düşüş eğilimine işaret ederken, zımni volitlite %28,98 seviyesinde gerçekleşti. Yani bu durum yatırımcılar arasında belirsizliğin yükseldiğini gösteriyor. Toplam işlem hacmi 2,56 milyon sözleşmeye ulaşırken, açık pozisyonlar 7,89 milyon seviyesinde bulunuyor.
Hisse fiyatı, Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA) tarafından açıklanan Ağustos satış verilerinin ardından geriledi. Verilere göre Tesla’nın Avrupa Birliği kayıtları yıllık bazda %37 azalarak 8.220 araç seviyesinde kaldı. Bu dönemde Çinli rakip BYD ise yıllık %201 artışla 9.130 araçla ikinci ay üst üste Avrupa pazarında lider konumuna yükseldi. Bu durum, Tesla’nın Avrupa pazar payı üzerindeki soru işaretlerini artırıyor. Çarşamba günü Tesla’nın aylık satış verilerini paylaşması bekleniyor.
Nike (NKE)
Nike, yarın seans kapanışı sonrasında bilançosunu açıklayacak. Analistlerin beklentisine göre Nike, çeyrekte bazda hisse başına 0,28 dolar kâr açıklayacak; bu, bir önceki yılın aynı dönemindeki 0,70 dolardan %60 düşüş anlamına geliyor. Ancak şirket son dört çeyrekte Wall Street tahminlerini aşmayı başardı. Tam yıl için hisse başına kâr beklentisi 1,68 dolar, bir önceki yıla göre %22,2 düşüş gösterirken, 2027 mali yılında hisse başına kârın 2,59 dolara çıkarak %54,2 artması öngörülüyor.
Nike’ın karşılaştığı zorluklar arasında yenilik eksikliği, üçüncü taraf satıcılara daha az bağımlılık ve Çin’deki yoğun rekabet öne çıkıyor. Anta ve Li-Ning gibi yerel markalar pazarda hızla büyürken, ABD tarifeleri Çin ve Vietnam gibi üretim merkezlerinden tedariki zorlaştırıyor.
Bilanço sonrası yapılacak açıklamalarda ılımlı mesajlar verilmesi Nike hisselerinin yükselişi için kritik olacak.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones