Küresel piyasalarda geçen hafta ABD’nin Japonya ve Avrupa Birliği ile gümrük tarifelerinde anlaşıp anlaşamayacağı odaktaydı.
Hafta içinde ABD ile Japonya anlaşmaya vararak risk iştahını yukarı çekerken, haftasonu gelen Avrupa Birliği ile de anlaşmanın sağlandığı haberi, ABD vadeli endekslerinin zirvede fiyatlanmasını sağladı.
Yeni haftada takvim oldukça yoğun. Yatırımcılar Fed faiz kararının yanı sıra çekirdek PCE verisi, tarım dışı istihdam verisi ve 2. çeyreğe ilişkin ilk GSYH okumasını takip edecek. Diğer yandan Apple, Microsoft, Meta ve Amazon gibi teknoloji devlerinin bilançoları önem arz edecek.
S&P 500’den yeni zirve
S&P 500 endeksi bu hafta da yükselişini sürdürerek yeni tarihi zirvelere ulaştı. Bu kez yükselişe öncülük eden sektörler arasında sanayi ve finans öne çıktı; her iki sektör de tıpkı endeks gibi kendi rekor seviyelerini gördü.
Diğer yandan geçtiğimiz haftalarda belirttiğimiz gibi bu güçlü görünümün yanında bazı teknik uyarı sinyallerinin de belirdiğini görmek gerekiyor. Özellikle RSI yeniden aşırı alım bölgesine girerek 76 seviyesine yükseldi. Bu, en son 3 Temmuz’da test edilen ve sonrasında endeksin bir süre yatay-hafif aşağı seyrettiği bölgeye denk geliyor. Bu açıdan bakıldığında, kısa vadede yükseliş temposunun yavaşlayarak bir konsolidasyon sürecine girilmesi şaşırtıcı olmayabilir.
Orta-uzun vadeli trendde ise tablo pozitif kalmaya devam ediyor. Yeni zirveler teknik olarak hâlâ güçlü bir görünümü işaret ederken, son haftalarda yaşanan hızlı yükselişin sindirilmesi için piyasanın kısa bir nefeslenme dönemine girmesi doğal karşılanmalı. Bu anlamda, geçtiğimiz günlerde direnç olarak izlenen 6.300 puan seviyesinin aşılması önemli bir psikolojik eşik olarak kaydedildi. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanması hâlinde, piyasada bir sonraki hedef olarak 6.500 puanın öne çıkacağını söylemek mümkün.
AB ile anlaşma sağlandı
ABD Başkanı Trump ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yeni bir ticaret anlaşmasına vardı. Anlaşma kapsamında ABD, AB’den ithal edilen tüm ürünlere 15% gümrük vergisi uygulayacak. Bu oran, Trump’ın daha önce açıkladığı 30%’luk tarife tehdidinin yarısı olsa da önceki seviyelere göre belirgin bir artış anlamına geliyor. Ayrıca AB, bazı Amerikan ürünlerine sıfır vergi uygulamayı kabul ederken, ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım ve 750 milyar dolarlık enerji ithalatı taahhüdünde bulundu.
Anlaşmanın ekonomik etkileri oldukça katmanlı görünüyor. Enerji tarafında, ABD’den yapılacak LNG, petrol ve nükleer yakıt ithalatı Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını azaltırken, kısa vadede enerji fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturabilir. Savunma sanayii açısından ise tarafların tedarik zincirlerini birbirine daha entegre hale getirmesi ve yeni ortak projelerin devreye alınması bekleniyor. Bu durum özellikle ABD’li savunma devleri ve Avrupa’daki tedarikçileri için fırsat yaratabilir.
Öte yandan çelik ve alüminyum gibi stratejik ürünlerde mevcutta 50% olan tarifelerin devamı, Avrupa sanayi şirketleri üzerinde maliyet baskısını sürdürecek. Buna karşılık uçak parçaları, bazı kimyasallar ve tarım ürünlerinde sağlanan muafiyetler, ihracatçı firmalar için kısmi bir rahatlama sağlayacak.
Piyasa açısından bakıldığında, enerji ve savunma hisselerinin bu anlaşmadan pozitif etkilenmesi olası. ABD’li LNG üreticileri, petrol şirketleri ve savunma yüklenicileri önümüzdeki dönemde artan siparişlerle öne çıkabilir. Avrupa tarafında ise otomotiv ve ağır sanayi şirketleri ek maliyet baskısıyla karşı karşıya kalırken, enerji şirketleri yeni tedarik anlaşmalarından fayda sağlayabilir.
Anlaşmanın, Trump yönetiminin Çin ile başlayacağı müzakereler öncesinde ABD’nin elini güçlendiren bir hamle olması da dikkat çekiyor; bu da küresel ticarette yeni bir pazarlık dengesi yaratabilir.
Fed’den ne beklenmeli?
Fed, bu hafta çarşamba günü TSİ 21.00’de gerçekleştireceği Temmuz toplantısında faizleri sabit tutmaya hazırlanıyor. Piyasalar, Powell’a yönelik baskısını artıran Trump’ın söylemlerine rağmen bu toplantıdan bir indirim kararı çıkmasını neredeyse imkânsız görüyor. Bunun en önemli nedeni, istihdam piyasasının halen güçlü seyretmesi ve haziran ayı tarım dışı istihdam verisinin beklentileri aşmış olması.
Enflasyon da son aylarda sakin bir görünüm sergilese de Trump’ın uygulamaya aldığı yeni gümrük tarifelerinin fiyatlara ne kadar ve ne hızda yansıyacağı hâlâ belirsiz. Fed’in bu noktada aceleci davranmak istemediği ve özellikle yaz aylarında açıklanacak enflasyon verilerini beklemeyi tercih ettiği anlaşılıyor.
Ancak tabloyu sadece bugünkü enflasyon ve istihdam üzerinden okumak yanıltıcı olabilir. Hanehalkı harcamalarının yavaşlaması, tüketici güvenindeki zayıflama ve iş gücü piyasasında özellikle teknoloji, inşaat ve imalat gibi kilit sektörlerde düşük istihdam artışı, ekonomide momentum kaybına işaret ediyor. Üstelik son iki buçuk yılda eklenen istihdamın yaklaşık 90%’ının hükümet, sağlık-eğitim ve konaklama-eğlence gibi üç sektöre sıkışmış olması, büyümenin geniş tabanlı olmadığını gösteriyor. Bu kırılgan yapı, Fed’in yılın ilerleyen dönemlerinde faiz indirimine gitmesi için gerekçe oluşturabilir.
Hisse piyasaları açısından bakıldığında, bu tablo karışık sinyaller içeriyor. Fed’in “bekle-gör” yaklaşımı kısa vadede faiz indirim beklentilerini öteleyeceği için özellikle faiz hassasiyeti yüksek teknoloji ve büyüme hisselerinde volatiliteye neden olabilse de yılın son çeyreğinde daha güçlü bir faiz indirimi olasılığı, piyasalara yeniden destek sağlayabilir.
FedWatch’a göre piyasa 60% ihtimalle eylül toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimini fiyatlıyor.
Bu hafta dikkat çekenler
Meta Platforms (META)
Meta için çarşamba günü açıklanacak bilanço, özellikle dijital reklam gelirlerindeki yavaşlama sinyalleri ve devasa yatırım planları nedeniyle kritik önemde. Şirketin gelirinin 44,8 milyar dolar, hisse başına kârının ise 5,87 dolar seviyesinde açıklanması bekleniyor. Ancak büyüme hızının %14,5 ile son iki yılın en düşük seviyesine gerilemesi, yatırımcıların endişe kaynağı. Bu tabloya karşın Meta’nın 64–72 milyar dolar aralığında öngördüğü veri merkezi ve yapay zekâ yatırımları, uzun vadeli büyüme stratejisinin merkezinde yer alıyor.
Opsiyon piyasaları, Meta hisselerinde bilanço sonrası %5,7’lik bir hareket fiyatlıyor. Bu, yukarı ya da aşağı yönlü güçlü bir fiyatlama sürprizinin beklendiğini gösteriyor. Özellikle şirketin yapay zekâ yatırımlarının gelir artışına nasıl katkı sağladığı ve TikTok gibi rakiplerle rekabette nasıl bir strateji izlediği, yatırımcıların odak noktası olacak. Ayrıca reklam gelirlerinde bölgesel trendler ve Reels gibi ürünlerdeki monetizasyon performansı da yakından izlenecek.
Microsoft (MSFT)
Microsoft’un çarşamba günü piyasa kapanışı sonrası açıklayacağı bilanço, özellikle Azure bulut hizmetlerindeki büyüme ve yapay zekâ entegrasyonunun performansa etkisi bakımından kritik önemde. Gelir beklentisi 73,8 milyar dolar, hisse başına kâr ise 3,38 dolar seviyesinde. Yatırımcılar, Azure gelirlerindeki büyümenin %34–35 aralığında devam edip etmeyeceğine odaklanacak.
Opsiyon piyasaları, Microsoft hisselerinde bilanço sonrası yaklaşık %3,9’luk bir fiyat hareketi bekliyor. Bu da piyasanın orta şiddette bir sürpriz fiyatlamaya hazırlıklı olduğunu gösteriyor. Yapay zekâ yatırımlarının gelir ve kâr marjlarına katkısı ile lisans satışlarındaki gelişmeler yakından takip edilecek diğer önemli unsurlar arasında. Ayrıca, şirketin kurumsal hizmetlerdeki performansı ve rekabetçi durumu da yatırımcıların radarında olacak.
Amazon (AMZN)
Amazon’un perşembe günü piyasa kapanışı sonrası açıklayacağı bilanço, özellikle AWS bulut hizmetlerindeki büyüme ve yapay zekâ yatırımlarının etkisi açısından kritik olacak. Gelir beklentisi 162 milyar dolar, hisse başına kâr ise 1,33 dolar seviyesinde. AWS’de %17 büyüme öngörülürken, marjlardaki daralma ve tarife baskıları yatırımcıların dikkatini çekiyor.
Opsiyon piyasaları, Amazon hisselerinde bilanço sonrası yaklaşık %5,6’lık sert bir hareket bekliyor. Bu, yukarı veya aşağı yönlü önemli bir fiyatlama sürprizinin olabileceğine işaret ediyor. Yatırımcılar AWS’nin Google ve Microsoft gibi rakiplerle rekabet gücünü ve yapay zekâ kapasitesini artırma stratejisini yakından izleyecek. Ayrıca e-ticaret tarafında tarife ve maliyet baskıları, bilanço performansında belirleyici unsurlar olacak.
Apple (AAPL)
Apple’ın perşembe günü piyasa kapanışı sonrası açıklayacağı bilanço, özellikle iPhone satışları ve yapay zekâ stratejisi açısından yatırımcıların odağında olacak. Gelir beklentisi 89,1 milyar dolar, hisse başına kâr ise 1,42 dolar seviyesinde. iPhone satışlarının yaklaşık 47 milyar dolar civarında gerçekleşmesi öngörülürken, şirketin tarifeler nedeniyle 900 milyon dolarlık kâr kaybı yaşadığı biliniyor.
Opsiyon piyasaları, Apple hisselerinde bilanço sonrası yaklaşık %3,9’luk bir fiyat hareketi bekliyor. Bu da piyasanın orta şiddette bir sürpriz fiyatlamaya hazırlandığını gösteriyor. Çin kaynaklı riskler ve yapay zekâ yatırımlarındaki yavaş ilerleme, yatırımcıların dikkatle takip edeceği diğer önemli konular arasında. Ayrıca servis gelirleri ve ürün lansmanlarına ilişkin beklentiler de bilanço performansını şekillendirecek.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones, Saxo