Geçen hafta ABD borsaları, güçlü Nvidia bilançosuna rağmen “yapay zeka balon mu?” endişeleri ve Fed belirsizliğinin etkisiyle sert dalgalandı.
S&P 500 haftayı %1,96 düşüşle kapatırken, Nasdaq özellikle yapay zekâ odaklı hisselerdeki kâr realizasyonları nedeniyle %3’e yakın geriledi.
Korku ve Açgözlülük endeksi ise cuma günü 6 seviyesine inerek Trump’ın tarifeleri açıkladığı Nisan’dan bu yana ilk kez bu seviyeye indi.
Geçen haftanın öne çıkan gündemleri
Küresel piyasalara haftaya karışık bir risk iştahıyla başlıyoruz. ABD borsaları cuma günkü düşüşünün ardından yeni haftada toparlanıyor.
Hükümetin kapanması nedeniyle veri akışında yaşanan aksaklıklar devam ederken, Ekim TÜFE’si ile eylül JOLTS’ın yayımlanmayacak olması piyasaların yön bulmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle bu hafta açıklanacak PCE verisi ile öncü GSYH rakamları olağan dönemlere kıyasla çok daha kritik bir konuma geliyor.
Fed tarafında görüş ayrılıkları giderek belirginleşmiş durumda. Komite içinde enflasyonla mücadele ile istihdam görünümü arasına sıkışan politika tartışmaları, üyelerin açıklamalarında da hissediliyor.
Zayıf gelen makro veriler bu ayrışmayı daha görünür hâle getirirken, piyasa fiyatlamaları aralık ayında bir faiz indirimi ihtimalinin yeniden güç kazandığını gösteriyor. Olasılık %60’ların üzerine çıkmış olsa da bazı üyelerin “indirim için erken” mesajını sürdürmesi dengeleri hassas tutuyor.
Powell’ın görev süresinin son dönemine yaklaşmasıyla artan muhalif sesler de komitenin uyum kapasitesine dair soru işaretleri yaratıyor.
Fed’in faiz indirme ihtimalinin zayıflaması, hisse senedi risk primlerindeki yükseliş, yüksek değerleme endişelerinin güçlü kalması ve kripto varlıklardaki sert baskı yatırımcı algısını bozan unsurlar arasında öne çıktı.
ABD hükümetinin kapanması yüzünden ertelenen Eylül ayı tarım dışı istihdam verileri sonunda yayımlandı. İstihdam artışı 119 bin kişi ile beklentilerin üzerinde gelirken işsizlik oranının %4,4’e yükselmesi karışık bir tablo ortaya koydu. Bu sonuçlar istihdamda belirli bir toparlanmaya işaret etse de Fed’in aralık ayında faiz indirme ihtimalini düşük seviyelerde tutuyor.
Fed tutanakları üyeler arasında kısa vadeli politika konusunda görüş ayrılıklarının arttığını gösterirken, hükümet kapalıyken veri akışındaki aksamaların karar alıcıları temkinli davranmaya ittiği anlaşılıyor.
Buna karşın Goldman Sachs, yapay zekânın önümüzdeki on yılda dünya ekonomisine anlamlı bir katkı sağlayacağını ve büyüme hikâyesinin merkezinde yer almaya devam edeceğini öngörüyor.
S&P 500 endeksi 100 günlükten destek buluyor
S&P 500 endeksi, geçen haftanın sonunda 50 günlük basit hareketli ortalamasını birkaç kez test ederek teknik açıdan hassas bir bölgede hareket etti. Bu seviyenin sürekli yoklanması kısa vadeli kırılma riskini artırdığı için görünüm “temkinli pozitif” olarak değerlendirilebilir. Yeni haftaya girerken endeks bu desteğin altına sarkarak teknik tabloyu bir miktar bozsa da gün içindeki güçlü tepki alımları dikkat çekici bir sinyal verdi.
Fiyatlamanın bugün 100 günlük hareketli ortalama seviyesinden yukarı dönmesi, yakın vadede yatırımcıların “savunma hattı” olarak takip edebileceği yeni bir teknik bölge oluştuğunu gösteriyor. Henüz bu seviyenin kalıcı bir destek olduğu söylenemez, ancak gün içi toparlanma eğilimi alım yönlü iştahın tamamen kaybolmadığını gösteren olumlu bir sinyal niteliğinde.
Kısa vadeye bakıldığında teknik görünüm temkinli iyimserliğini koruyor. Endeksin 100 günlük ortalama çevresinde tutunması hâlinde tepki alımlarının devam edebileceği ve mevcut zayıflığın daha sınırlı kalabileceği değerlendirmesi öne çıkıyor.
Ancak 50 günlük ortalamanın ay boyunca defalarca test edilmiş olması, teknik açıdan kırılganlığın hâlâ masada olduğuna işaret ediyor. Bu nedenle olası yukarı hareketlerde kalıcılık yakalanması için endeksin yeniden 50 günlük ortalama üzerine yerleşmesi önemli olacak.
Fed ne yapacak?
Piyasalarda son günlerin en kritik tartışması, Fed’in aralık toplantısında faizi indirip indirmeyeceği. Geçen haftaya kadar denge, istihdam ve enflasyon tarafındaki görünümün birbirini nötrlemesi nedeniyle “bekle-gör” yönündeydi.
Ancak New York Fed Başkanı John Williams’ın yaptığı konuşma bu tabloyu belirgin biçimde değiştirdi. Williams, istihdamdaki zayıflamanın artık daha görünür olduğunu ve enflasyona ilişkin yukarı yönlü risklerin azaldığını belirterek, politika duruşunun nötr seviyeye yaklaştırılması gerektiğini söyledi. Bu mesaj, güçlü bir şekilde aralıkta 25 baz puanlık indirime işaret ediyor.
İstihdam verilerindeki boşluk, hükümetin kapanması nedeniyle resmî raporların gecikmesinden kaynaklanıyor. Buna rağmen özel sektör göstergeleri ve anekdot niteliğindeki bilgiler, işgücü piyasasında yavaşlamanın sürdüğünü gösteriyor.
Fed Guvernörü Christopher Waller da bu tabloyu doğruladı. “İşgücü piyasası hâlâ zayıf ve güçlendiğine dair bir işaret yok” diyen Waller, mevcut görünümün aralık toplantısında bir faiz indirimi için yeterli olduğunu vurguladı. Ancak ocak toplantısında daha yoğun bir veri akışı olacağı için, sonraki adımların ekonominin yeni verilerle vereceği sinyallere bağlı olacağını da ekledi.
Önümüzdeki toplantıda Fed, önemli veri setlerine erişemeden karar almak zorunda kalacak. Ekim ayına ait istihdam ve enflasyon verilerinin yayımlanmayacak olması, politika yapıcıları daha çok özel veri sağlayıcılarına ve Bej Kitap gibi nitel içgörülere yönlendiriyor. Bu nedenle aralıktaki kararın, olağan dönemlere kıyasla daha “bilgi kısıtlılığı” altında alınacağı bir sürece işaret ettiğini söylemek mümkün. Yine de Williams ve muhtemelen Powell’ın çizdiği çerçeve, komite içindeki ağırlığın indirime kaydığını gösteriyor.
Piyasalar, Fed’in aralıkta adım atmasına neredeyse kesin gözüyle bakıyor; asıl tartışma 2025 boyunca indirimlerin hızının ve sayısının ne olacağı.
Ocak toplantısı daha net verilerle şekilleneceği için Fed’in “toplantı bazlı” bir yaklaşıma geçmesi beklense de mevcut sinyallerin birleştiği nokta aynı: istihdamdaki gevşeme Fed’i harekete yaklaştırdı ve aralık toplantısı, para politikasında yeni bir yumuşama sürecinin başlangıcı olabilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones
