ABD Borsası Notları

Bu hafta ABD borsalarının odağında ne var? (21 Temmuz Haftası)

Bu hafta ABD borsalarının odağında ne var? (21 Temmuz Haftası)
Google News Icon Takip Et

Küresel piyasalarda geçen hafta ABD enflasyon verisi odaktaydı. Haziran ayına ilişkin enflasyonun 2,6% beklentisinin üstünde 2,7% açıklanmasıyla Fed’in temmuzda faiz indirimi yapmayacağı ihtimali kuvvetlendi. 

Öte yandan bilanço sezonu bankacılık hisseleri öncülüğünde başladı. Güçlü gelen banka bilançoları, yatırımcılara ABD ekonomisinin hâlâ güçlü olduğu mesajını verdi.

Yeni haftada ekonomik takvim sakin, Tesla ve Google gibi teknoloji devlerinin bilançoları odakta olacak.

S&P 500 rekor üstüne rekor kırıyor

S&P 500 endeksi bu hafta da yükselişini sürdürdü ve “yavaş ama istikrarlı” bir şekilde yeni zirvelere yürüdü. Ama bu yükselişin lokomotifini dev teknoloji hisseleri olduğu dikkat çekiyor. Nitekim, piyasa ağırlıklı S&P 500 ile eşit ağırlıklı S&P 500 arasındaki ayrışma dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda. Bu, bizlere yükselişin daha dar bir hisse grubuna dayandığını ve piyasanın geneline yayılmadığını gösteriyor.

Yeni tarihi zirveler teknik açıdan olumlu kabul edilse de bazı uyarı sinyalleri göz ardı edilmemeli. Endeks her ne kadar yukarı gitse de geçen haftalarda bahsettiğimiz gibi RSI indikatörü bu yükselişi teyit etmiyor. Geçtiğimiz haftaya göre RSI daha düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor. Bunun gibi bir “negatif uyumsuzluk”, teknik analizde momentumun zayıfladığına ve yükselişin gücünü kaybetmeye başladığına işaret eder.

Önümüzdeki günlerde endeksin yeni zirveler kaydetmeye devam etmemesi ve RSI’ın yukarı yönlü ivmesini yeniden kazanamaması durumunda, kısa vadeli bir yön değişimi ya da en azından bir konsolidasyon süreci yaşanması olasılığı artabilir.

Mevsimsel olarak da benzer bir tablo var. Temmuz ayının ikinci yarısı tarihsel olarak zayıf bir performans dönemi olarak öne çıkan bir dönem. Bu da teknik göstergelerdeki yorgunluk sinyalleriyle birleşince, yatırımcıların kısa vadede daha temkinli bir duruş sergilemesini gerektirebilir. Özellikle teknoloji devlerinden finansal sonuçları takip edeceğimiz bu dönemde olası zayıf bilançolar veya gelecek döneme ilişkin temkinli açıklamalar, endeks ağırlığı yüksek bu hisselerde düşüşe neden olabilir.

Güncelde endekste henüz net bir satış sinyali oluşmuş olmasa da yukarı yönlü hareketin sürdürülebilirliği açısından 6.300 seviyesi önemli bir psikolojik eşik olarak takip ediliyor. 

Powell istifa mı edecek?

Geçen hafta piyasalar, Fed Başkanı Powell’ın görevden alınabileceği yönündeki haberlerle sarsıldı. ABD Başkanı Trump’ın, Fed’in tarihi merkez binasında planlanan 2,5 milyar dolarlık tadilat harcamalarını gerekçe göstererek Powell’ı görevden alma yollarını araştırdığı iddia edildi. Her ne kadar Trump daha sonra bu ihtimali “pek olası değil” diyerek yalanlasa da haber akışının piyasalarda yarattığı etkiler sert oldu. ABD 30 yıllık tahvil faizleri kısa sürede 11 baz puan yükseldi, dolar euro karşısında değer kaybetti ve hisse senedi endekslerinde satışlar hızlandı.

Trump’ın Powell’a yönelik eleştirileri yeni değil; son günlerde faiz indirimine geç kalındığı yönündeki çıkışlar neredeyse günlük hale gelmiş durumda. Bununla birlikte, Fed Başkanı’nın görevden alınması yalnızca yasal bir mücadeleye değil, aynı zamanda Fed’in bağımsızlığına yönelik sistemsel bir müdahale olarak da değerlendirilecektir. ABD Hazine Bakanı Bessent’in, Trump’a özel olarak böyle bir adımın ekonomik ve siyasi sonuçları konusunda uyarılarda bulunduğu bildirildi. Beyaz Saray’da Cumhuriyetçi senatörlerle yapılan bir toplantıda Trump’ın Powell’ı görevden alma ihtimalini yokladığı da basına yansıdı.

Tüm bu gelişmeler, Powell’ın istifa etmesi için doğrudan bir baskıdan çok, sistematik bir yıldırma stratejisinin yürürlükte olabileceğine işaret ediyor. Powell, kamuya açık şekilde istifa etmeyeceğini belirtse de, siyasi baskının devam etmesi durumunda Fed’in karar alma süreçleri üzerindeki algı yönetimi daha fazla sorgulanabilir hale gelebilir. Bu da hem para politikası iletişimini hem de küresel yatırımcıların güvenini zedeleyebilir.

AB ile tarife belirsizliği odakta

ABD yönetiminin Avrupa Birliği ile olan ticaret müzakerelerinde henüz net bir çerçeveye ulaşılamamış olması, piyasalarda belirsizlik yaratmaya devam ediyor. Trump yönetimi, AB menşeli ürünlere %15 ile %20 arasında yeni gümrük vergileri getirme hazırlığında. Bu oranlar yalnızca ticaret hacmini değil, aynı zamanda tedarik zincirlerini de doğrudan etkileyebilir. Özellikle otomotiv, sanayi ve kimya gibi Avrupa’nın dış ticaretinde kritik öneme sahip sektörler bu artıştan ciddi biçimde etkilenebilir.

Belirsizliğin bir diğer boyutu ise ticaret görüşmelerinin yönüyle ilgili. ABD, son dönemde Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerle tedarik zincirlerini çeşitlendirme amaçlı temaslarını artırmış durumda. Buna karşılık, Avrupa ile yürütülen müzakerelerde ilerleme yavaş seyrediyor. Eğer tarifeler yürürlüğe girerse, bu yalnızca kıtalar arası ticaret akışını bozmakla kalmaz; aynı zamanda teknoloji, otomotiv ve enerji gibi küresel temalara bağlı hisselerde de fiyatlama davranışlarını etkileyebilir. Bu yüzden Avrupa-ABD hattındaki gelişmeler, önümüzdeki haftalarda piyasa dinamikleri üzerinde belirleyici olabilir.

Bu hafta dikkat çekenler

Tesla (TSLA)

Yılın ilk yarısında oldukça volatil bir performans sergileyen Tesla için bu hafta Çarşamba günü piyasa kapanışı sonrasında açıklanacak bilanço kritik önemde olabilir. Teslimat rakamlarındaki düşüş ve kâr marjlarındaki baskı, yatırımcıların sabrını zorlamaya başlamış durumda. Analistler, şirketin hisse başına yalnızca 0,42 dolar kâr açıklamasını bekliyor; bu rakam, geçen yıla kıyasla keskin bir düşüş anlamına geliyor. Beklenen satış geliri ise 22,7 milyar dolar seviyesinde.

Opsiyon piyasaları, bilanço sonrası Tesla hisselerinde aşağı veya yukarı olmak üzere yaklaşık 7,5%’lik sert bir hareketi fiyatlamış durumda. Bu nedenle, CEO Elon Musk’ın uzun süredir gündemde olan Model 2 veya Tam Otonom Sürüş (FSD) teknolojisine dair vereceği güncellemeler büyük önem taşıyor. Ayrıca Çin’deki talep durumu ve ABD’deki elektrikli araç vergi teşviklerine ilişkin yorumlar da yatırımcıların dikkatle takip edeceği diğer başlıklar olacak.

Intel (INTC)

Yarı iletken dünyası hızla evrilirken, Intel hâlâ eski gücünü yeniden kazanmaya çalışıyor. Intel’in bu hafta perşembe günü seans kapanışı sonrasında bilanço açıklaması bekleniyor. Şirketin dökümhane hedefleri, devlet destekleri ve rekabetteki konumuna dair güncellemeler yatırımcılar için kritik önemde. Beklentiler oldukça düşük: sadece 12 milyar dolarlık gelir ve hisse başına 0,02 dolarlık kâr öngörülüyor. Fakat bu düşük beklentiye rağmen, bilanço büyük yankı yaratabilir.

Opsiyon piyasaları, Intel hisselerinde aşağı veya yukarı olmak üzere %8,1’lik bir hareket bekliyor ki bu, bu hafta açıklanacak bilançolar arasında en yüksek volatilite beklentisi anlamına geliyor. Bu yüzden, şirketin yeni nesil Arrow Lake çiplerinin piyasaya çıkış takvimi, brüt kâr marjlarındaki seyir ve yapay zekâ iş yükleriyle ne ölçüde ivme yakalayabildiği konularında yapılacak açıklamalar, yatırımcı algısını belirleyecek en önemli unsurlar olacak.

Alphabet (GOOGL)

Bu haftanın en çok merak edilen bilançolarından biri hiç kuşkusuz Alphabet. Alphabet’in çarşamba günü seans sonrasında bilanço paylaşması bekleniyor. Şirketin yapay zekâyı nasıl gelir modeline dönüştürdüğü, reklam gelirlerinde büyümenin ne yönde seyrettiği ve Google Cloud tarafındaki kârlılık düzeyi yatırımcılar tarafından mercek altına alınacak. Analistlerin beklentisi, yaklaşık 79,7 milyar dolarlık gelir üzerinde hisse başına 2,42 dolar kâr açıklanması yönünde.

Opsiyon piyasaları, Alphabet hisselerinde %5,7’lik olası bir hareketi fiyatlıyor. Bu da yukarı ya da aşağı yönlü önemli bir sürprizin masada olduğu anlamına geliyor. Hisse fiyatı rekor seviyelere yakın seyrederken, en ufak bir hayal kırıklığı bile değerlemelerde hızlı bir düzeltmeye neden olabilir. Özellikle Gemini yapay zekâ modeli ailesinin rakiplerine karşı konumlandırılması ve yapay zeka yatırımlarına yönelik sermaye harcamaları da yatırımcıların dikkatle izleyeceği alanlar arasında yer alıyor.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones, Saxo