Küresel piyasalar, İran ve İsrail arasındaki çatışmaların etkisiyle volatil bir hafta geçirdi. Güvenli liman talebiyle altın fiyatları zirveye yaklaşırken arz endişeleriyle petrol fiyatları da sıçradı. Risk iştahının düştüğü haftada hisse senedi piyasalarında yüksek volatilite takip edildi.
Yatırımcılar, bu hafta jeopolitik gelişmelerin yanı sıra hafta boyunca Fed faiz kararına ve Başkan Powell tarafından yapılacak açıklamalara odaklanacak.
S&P 500 endeksi 6.000’den döndü
Geçen hafta S&P 500 endeksi yükselişini sürdürerek psikolojik önemi yüksek 6.000 puan seviyesinin üzerine çıksa da İsrail’in İran’a yönelik saldırı haberleri sonrasında endekste satış baskısı hakimdi. S&P 500 son kapanışına göre 19 Şubat’ta kaydedilen 6.144 puanlık zirvenin yaklaşık 2% altında bulunuyor.
Teknik görünümde, şimdilik yukarı yönlü trendin bozulduğuna dair net bir sinyal olmasa da RSI indikatöründe gözlemlenen negatif uyuşmazlık, yani endeks yükselirken momentumun zayıflaması, kısa vadede dikkatli olunması gerektiğine işaret ediyor.
Özellikle 7 Nisan’daki dip seviyeden bu yana %20’ye yaklaşan güçlü yükseliş sonrası, önümüzdeki iki haftalık süreçte kâr realizasyonları görülebilir.
Kısa vadeli görünümde izlenmesi gereken en önemli teknik seviye 20 günlük basit hareketli ortalama. Endeks bu seviyenin (5.945) altına son olarak 23 Nisan’da inmişti. Bu seviyenin altına gelecek olası bir kapanış, teknik açıdan daha temkinli bir duruş gerektirebilir.
Enflasyon yükselebilir mi?
ABD’de tarifelere ilişkin belirsizlik sürerken petrol fiyatlarının da 10%’un üstünde yükselmesi, enflasyonda yeni bir yukarı yönlü risk unsuru haline geldi.
Aslında tarife belirsizliğinin geçen hafta Londra’da gerçekleştirilen ABD-Çin müzakerelerinde azalması öngörülüyordu. Fakat çok da yapıcı geçmeyen bu görüşmeler sonucunda bir “çerçeve” anlaşma imzalandı.
Bu anlaşmaya göre, Çin’den ithal edilen ürünlere uygulanan toplam gümrük vergisi %145 seviyesinden %55’e düşürülecek. Bu oran; %10 karşılıklı gümrük vergisi, %20 oranında fentanil kaynaklı yaptırım ve %25’lik mevcut vergilerden oluşuyor. Çin’in ABD’ye uyguladığı gümrük vergisi oranı ise şimdilik %10 seviyesinde kalıyor.
Ayrıca, tarife dışı engeller konusunda da ilerleme sağlandı. Çin, nadir toprak elementleriyle ilgili ihracat lisanslarını ABD’li üreticilere 6 ay süreyle geçici olarak yeniden vermeyi kabul etti. Buna karşılık ABD, Çin’den gelen jet motorları ve bazı yedek parçalar üzerindeki kısıtlamaları gevşetiyor. Bu adımlar pozitif yönde ilerleme olarak değerlendirilse de ABD-Çin ticaret ilişkisi önümüzdeki aylarda yakından izlenmeye devam edecek.
Görüşmelerin ilerleyen günlerinde ise İran-İsrail savaşının patlak vermesi ve arz endişeleriyle brent petrolün 75 dolar seviyelerine yükselmesi, petrole oldukça bağımlı olan ABD enflasyonunun yükselebileceğine ilişkin endişeleri gündeme getirdi.
Geçen hafta açıklanan Mayıs ayına ilişkin enflasyon, aylık 0,2% artış beklentisinin altında 0,1% açıklanarak tarifelerin enflasyon üzerinde büyük bir baskı oluşturmayabileceğini göstermiş ve yatırımcı iştahını yükseltmişti. Fakat petrol fiyatlarının kısa sürede bu kadar yükselmesi, bu hafta çarşamba günü gerçekleşecek Fed toplantısında Powell’ın yapacağı açıklamaları daha önemli hale getiriyor.
Oxford Economics’e göre petrol fiyatında her 10 dolarlık artış, ABD enflasyon oranını yaklaşık 0,5 puan yukarı itebilir. JPMorgan, tam kapsamlı bir İsrail-İran savaşının fiyatları 100 doların üzerine taşıyabileceği uyarısını yaptı; bu durumda TÜFE’nin 5%’e yükselmesi olası.
Fed faiz kararı odakta
Bu hafta odakta çarşamba günü gerçekleştirilecek FOMC toplantısı var. Fed’den faizlerde değişiklik beklenmese de Powell’ın hem tarifelere hem de enflasyona ilişkin yapacağı açıklamalar ve her 3 toplantıda bir yayımlanan “Noktasal Grafik” tahminleri önem arz edecek.
Özellikle Mayıs ayı enflasyon verilerinde görülen yavaşlama, çekirdek enflasyonun ivme kaybetmesi ve işgücü piyasasında soğuma sinyalleri, Fed’e son aylarda bir miktar manevra alanı sundu. CME FedWatch’a göre piyasalar şu anda eylül ayında faiz indirimi olasılığını fiyatlamaya başladı; yıl genelinde iki indirim beklentisi öne çıkıyor.
Bu noktada gözler, Fed üyelerinin gelecek dönem faiz tahminlerini yansıtan noktasal grafik üzerinde olacak. Mart ayındaki grafik, yıl sonunda iki faiz indirimi beklendiğini gösteriyordu. Bu tahminin korunması piyasalar açısından “beklentilere paralel” algılanabilir. Fakat daha fazla indirim yönünde revize edilen bir dot plot, güvercin bir sinyal olarak algılanabilirken, daha şahin bir pozisyon (örneğin yıl boyunca sadece bir indirim ya da hiç indirim sinyali) hisse piyasalarında baskı yaratabilir.
Ayrıca güncellenmiş ekonomik projeksiyonlarda büyüme tahminlerinin aşağı, çekirdek enflasyon tahminlerinin ise yukarı yönlü revize edilmesi olası. Özellikle son dönemde gündeme gelen tarife artışları, enflasyon üzerinde yeniden yukarı yönlü risk oluşturmaya başlamış durumda. Fed, bu geçici etkiyi fiyatlara ne ölçüde yansıtacak ve nasıl yönetecek, bu da toplantının kritik başlıklarından biri olacak.
Powell’ın basın toplantısında “gerekirse tekrar sıkılaşırız” söylemini koruması, ama eş zamanlı olarak “veri desteklerse gevşemeye yakınız” mesajı vermesi bekleniyor. Bu da piyasada yön arayışının süreceği anlamına geliyor.
Altında rekor denemesi
Altın fiyatları, İsrail ve İran arasındaki artan askeri gerilimlerin güvenli liman talebini tetiklemesiyle ons başına 3.416 dolara çıkarak son iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Asya piyasalarında kısa süreliğine 3.450 doları da test eden altın, Nisan’da kaydedilen 3.500 dolarlık rekorun hâlâ yaklaşık 50 dolar gerisinde.
Son dört işlem gününde art arda yükselen değerli metal, son bir günde 0,49% gerilese de yılbaşından bu yana 30%’un üzerinde yükseliş kaydetti. Bu yükselişte sadece jeopolitik riskler değil, aynı zamanda merkez bankalarının süregelen altın alımları da etkili oldu.
Günümüzde İsrail-İran gerilimi için üç temel senaryo var:
→ %60 ihtimalle gerilim kontrollü kalır, petrol fiyatları 70–80 dolar arasında olur, savunma hisseleri ve güvenli varlıklara talep artar, piyasalarda sınırlı volatilite izlenir.
→ %25 ihtimalle gerilim yükselir, füze saldırıları ve Hürmüz Boğazı’nın kapanması gibi riskler artar, petrol 120 doları aşar, piyasalar sert düşer, altın gibi güvenli limanlara yönelim artar.
→ %15 ihtimalle beklenmedik bir barış olur, piyasalar ilk anda sert ralli yaparsa da kısa sürede bölgede kalıcı bir çözüm olmadığını fark ederek kazançların bir kısmını geri verir.
Dolayısıyla altın, portföy dengeleme için önemli bir enstrüman olarak görülebilir.
Bu hafta dikkat çekenler
Altın madencileri
Son dönemde İran-İsrail gerilimi gibi krizler, yatırımcıları güvenli limanlara yöneltti. Altının ons fiyatı 3.400 doların üzerine çıkarken, bu durum Newmont (NEM), Barrick Gold (GOLD) gibi altın üreten şirketlerin gelirlerini de artırıyor. Çünkü bu şirketler altını çok daha düşük maliyetle çıkarıyor. Fiyatlar yükseldikçe kâr marjları genişliyor, bilançolar güçleniyor.
Enerji şirketleri
İsrail-İran gerilimi, petrol arzında kesinti olabileceği endişesini doğurdu. Bu da petrol fiyatını yükseltti. Eğer Hürmüz Boğazı gibi kritik bölgelerde aksama yaşanırsa fiyatlar daha da yükselebilir. ExxonMobil (XOM) ve Chevron (CVX) gibi petrolü çıkaran, işleyen ya da satan enerji şirketleri için bu artış doğrudan daha fazla ciro ve kâr anlamına gelir.
Savunma hisseleri
Jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde yatırımcılar genellikle güvenli limanlara yönelir. Altın bu anlamda klasik bir tercih olsa da artık savunma hisseleri de benzer bir koruma aracı olarak öne çıkıyor. Çünkü savaş veya çatışma ihtimali arttığında, devletler savunma bütçelerini hızla yükseltiyor ve bu da sektörün gelirlerini güvence altına alıyor. Özellikle uzun vadeli kamu sözleşmeleri sayesinde savunma şirketleri, kriz dönemlerinde bile istikrarlı nakit akışı sunuyor.
Bu nedenle yatırımcılar, portföylerini korumak isterken aynı zamanda büyüme potansiyeli taşıyan bir alan arıyorsa, savunma sektörü dikkatle izlenmeli. Jeopolitik gerilimlerin yeniden gündeme geldiği bu ortamda, RTX Corp (RTX) ve Lockheed Martin (LMT) gibi savunma hisseleri hem riske karşı bir kalkan hem de stratejik bir fırsat sunuyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones, MarketWatch