Küresel piyasalarda geçen hafta ekonomik veri akışı sınırlı kalırken gündemin ağırlığını ticaret ve tarife haberleri oluşturdu. ABD’de 9 Temmuz’da sona eren 90 günlük karşılıklı tarifeler Beyaz Saray tarafından 1 Ağustos’a ertelendi. Başkan Trump, bu tarihin “kesin ama müzakereye bağlı” olduğunu belirtti.
1 Ağustos itibarıyla Japonya ve Güney Kore’ye %25, bazı ülkelere ise %40’a varan yeni tarifeler uygulanacağı duyuruldu. Ayrıca bakıra %50 tarife getirilmesi ve Brezilya’ya yönelik benzer oranlardaki tehditler, küresel ticarette yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.
Bu yoğun tarife gündemine rağmen ABD endeks geçen hafta görece dayanıklı kaldı. Hem S&P 500 hem de Nasdaq, zirve seviyeleri test etti.
Nisan ayındaki dipten başlayan toparlanma sonrası yatırımcıların daha temkinli hareket ettiği, yeni tarifelerin ekonomik büyüme ve enflasyon üzerinde yaratabileceği etkileri henüz tam olarak fiyatlamadığı izleniyor. Piyasaların yeni yüksek tarife oranlarına alışması ve potansiyel etkilerini değerlendirmesi önümüzdeki dönemde yatırım kararlarının odağında olacak.
Bu hafta salı günü açıklanacak ABD enflasyon verisi ve bankacılık öncülüğünde başlayan bilanço sezonu yakından takip edilecek.
S&P 500 hâlâ dayanıklı
S&P 500 endeksi geçen haftaya hafif bir düzeltmeyle başlasa da ilerleyen günlerde alımlar yeniden devreye girdi ve endeks 6.290 seviyesinde yeni bir zirveyi test etti. Bu güçlü performansa rağmen teknik göstergeler, dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Geçen hafta RSI indikatörü 75 seviyesine ulaşarak endeksin “aşırı alım” bölgesine girdiğini işaret etti. Yani bu kısa vadede sınırlı bir düzeltme riski olduğunu gösteriyor.
Haftanın ilk iki gününde görülen sınırlı geri çekilmenin ardından gelen yeni zirveye rağmen, RSI daha düşük seviyede kaldı. Bu durum teknik analizde negatif uyumsuzluk olarak değerlendirilir ve genellikle yukarı yönlü momentumun zayıfladığına işaret eder. Eğer endeks önümüzdeki günlerde yeni zirveler test etmeye devam etmez ve RSI yeniden 75’in üzerine çıkmazsa, bu görünüm satış yönlü baskının artabileceğine işaret edebilir.
Teknik olarak bu yapı, 2024 Temmuz ayındaki fiyatlama davranışına benzerlik gösteriyor. O dönemde de S&P 500 aşırı alım bölgesinde yeni zirveler kaydetmiş, ancak ardından gelen haftalarda sert bir düzeltme yaşanmıştı. Ayrıca temmuz ayının ikinci yarısında sezonluk olarak daha zayıf bir eğilimin görülmesi, teknik tabloyu daha temkinli okumayı gerektiriyor.
Henüz net bir satış sinyali oluşmuş değil, ancak kısa vadede yön arayışı ve konsolidasyon ihtimali göz ardı edilmemeli. Önümüzdeki hafta RSI indikatörünün seyri ve yeni zirve denemeleri, piyasanın gücünü test etme açısından belirleyici olabilir. 6.300 seviyesi psikolojik direnç gösterebilir.
Tarifeler 1 Ağustos’a ertelendi
ABD’nin dış ticaret politikası yeniden sertleşiyor. 9 Temmuz’da sona ermesi beklenen 90 günlük karşılıklı tarife ertelemesi, Beyaz Saray tarafından 1 Ağustos’a uzatıldı. Bu kısa süreli erteleme, teknik bir gecikmeden çok, ticaret ortaklarına müzakere zemini tanıyan bir manevra olarak değerlendiriliyor.
Başkan Trump, yeni tarifelerin açıklanmasının ardından “Ağustos 1 son tarih, ama %100 kesin değil” diyerek kapıyı aralık bıraksa da gelen mesajlar, bu sürecin daha fazla tavize açık değil, aksine bir “kararlılık gösterisi” niteliği taşıdığını düşündürüyor.
Yeni tarifelerin kapsamı ise önceki uygulamalardan daha geniş ve keskin. 20’den fazla ülkeyi etkileyen kararlar doğrultusunda, ürün bazlı tarife oranları %20 – %50 arasında değişiyor. Bu artışlar sadece ithalat maliyetlerini değil, aynı zamanda tedarik zinciri yönetimini, stok planlamasını ve üretim süreçlerini doğrudan etkileyebilecek boyutta. Bu tablo, küresel şirketlerin yeni dönemde maliyet tahminlerini yeniden yapmasını zorunlu kılıyor.
En dikkat çeken gelişmelerden biri, Avrupa Birliği ve Meksika için %30 oranında yeni gümrük vergilerinin açıklanması oldu. Trump, sosyal medya üzerinden yayımladığı iki ayrı mektupla bu kararı duyururken, “Ticaret engellerinizi kaldırmazsanız bu oranlar geçerli olacak” mesajını verdi. Bu açıklama, AB’nin ABD ile geçici bir uzlaşmaya varma beklentilerini zayıflatırken büyük ekonomiler arasında beklenen diplomatik yumuşamanın da önünü kapatmış görünüyor. Tarife dilinin artık açık bir pazarlık aracı olarak kullanıldığını ve Trump yönetiminin süreci giderek daha tek taraflı bir çerçevede şekillendirdiğini görüyoruz.
Özellikle dikkat çeken kalemlerden biri de bakır. ABD, ithal bakıra yönelik tarifeyi %50’ye yükselttiğini duyurdu. Bu karar, sadece emtia fiyatları ve sanayi üretimi açısından değil, aynı zamanda teknoloji, inşaat ve altyapı yatırımları gibi bakıra bağımlı sektörler için de önemli sonuçlar doğurabilir. ABD iç piyasasında bakır fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşması beklenebilirken, ithalat maliyetlerindeki artışın nihai ürün fiyatlarına yansıması da kaçınılmaz görünüyor. Bu, enflasyon cephesinde yeni bir geçici yukarı yönlü risk oluşturabilir. Diğer yandan geçen hafta bakır hisselerinde sert yükselişler takip ettik.
Bu haftaya nasıl hazırlanmalı?
Piyasalar haftaya zirve seviyelere yakın bir görünümle girerken ekonomik yavaşlama sinyalleri ve küresel politika gelişmeleri ön planda kalmaya devam ediyor. Yatırımcılar açısından bu ortam, kısa vadeli dalgalanmalara karşı temkinli kalırken uzun vadeli pozisyonların gözden geçirilmesini gerektiriyor.
ABD hisse senedi piyasaları, başta büyük ölçekli teknoloji şirketleri olmak üzere güçlü bir performans sergiledi. Endeksler tarihi zirvelere yakın seyrederken bu hafta açıklanacak enflasyon verisi ve bankacılık öncülüğünde başlayan şirket bilançolarının bu görünüme nasıl tepki vereceği yakından izlenecek. Bu çerçevede kısa vadeli volatilitenin yüksek olduğu ve hisse bazlı ayrışmaların takip edilebileceği bir haftaya giriş yapıyoruz.
Altın fiyatları toparlanıyor
Yeniden ısınan tarife gündeminin etkisiyle yatırımcıların güvenli limanlara ilgisi artmış durumda. Altın ons fiyatı 3.372 dolara kadar yükselerek rekor seviyelere yakın seyrini sürdürüyor. Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rus ordusunun ülkesine 26 adet seyir füzesi ve 597 insansız hava aracıyla saldırı gerçekleştirdiğini bildirdi.
Trump’ın ticaret politikalarının sertleşmesi, jeopolitik risklerin artması ve merkez bankalarının alım iştahı, altın fiyatlarını destekliyor. Goldman Sachs, bugün yayınladığı raporda altın fiyatlarında yükseliş beklentilerini koruduğunu ve 2025 sonunda ons altının 3.700 dolara, 2026 ortasında ise 4.000 dolara yükseleceğini tahmin ettiğini bildirdi.
Bu hafta dikkat çekenler
Bankacılık hisseleri
ABD’de bilançolar bu hafta bankacılık hisseleriyle başlıyor. Avrupa’da bankacılık hisselerinin 1997’den bu yana en iyi 6 aylık finansallarını açıklaması, ABD’den de benzer görünümün gelmesine ilişkin beklentileri destekliyor. Hisse senedi piyasalarının zirveleri görmesi yatırım faaliyetlerini desteklerken bu alandaki şirketlerin gelirlerinde artış takip edilebilir. Öte yandan Fed’den beklenen faiz indirimleri orta-uzun vadede bankacılık hisselerini destekleyecekken, güçlü bilanço paylaşan şirketler bu yükselişin öncüsü olabilir.
Kripto varlık madenciliği hisseleri
Bitcoin son 1 haftada 12,5%’in üzerinde yükselişle 122.000 doları aştı ve tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Bitcoin madenciliği şirketleri de Bitcoin’deki artan ilgiden fayda sağlayabilir. Ek olarak kasasında en fazla Bitcoin taşıyan şirket konumunda olan MicroStrategy (MSTR) de yakından takip edilebilir.
Netflix (NFLX)
Netflix, bu hafta perşembe günü bilanço açıklayacak. Analist beklentilerine göre şirketin bu çeyrekte yıllık bazda 45% kâr büyümesi açıklaması bekleniyor. Bu oran, teknoloji ve medya hisseleri arasında en dikkat çekici performanslardan biri olabilir.
Citigroup analistleri Netflix’in 2. çeyrek gelir ve faaliyet kârının piyasa beklentilerinin hafif üzerinde gelebileceğini belirtti. Bu iyimserliğin arkasında ise döviz kurları tarafındaki olumlu rüzgarlar yer alıyor. Ancak bilanço rakamlarının ötesinde yatırımcıların gözü reklamlı abonelik paketinin gidişatı, abone sayısındaki trendler ve şirketin giderek daha fazla odaklandığı canlı yayın stratejisi gibi yapısal başlıklarda olacak.
Tarihsel olarak Netflix’in bilanço başarısı da dikkat çekici. Bespoke verilerine göre şirket, geçmişte analist tahminlerini 82% oranında aşmayı başardı. Bu oran, yatırımcıların beklentilerini yüksek tutmasına neden oluyor. Dolayısıyla açıklanacak sonuçlar kadar, şirketin ileriye dönük vereceği mesajlar da hisse üzerinde belirleyici olabilir.
Taiwan Semiconductor (TSM)
TSMC, 17 Temmuz’da 2. çeyrek sonuçlarını açıklayacak. Yapay zekâ çiplerine yönelik güçlü talep sayesinde şirketin Haziran ayı satışları %27 arttı; yılın ilk yarısındaki toplam büyüme ise %40’a ulaştı.
Analistler, şirketin gelir ve kârının bu çeyrekte yine beklentilerin üzerinde gelebileceğini düşünüyor. 3nm çiplerin payı %22’ye çıkarak tarihi zirveyi görürken, ileri teknoloji üretimin toplam cirodaki payı %73’e ulaştı.
Hisse bu yıl güçlü bir ralli yapmış olsa da hâlâ zirvesinin %30 altında işlem görüyor. Beklentilerin üzerinde gelebilecek bir bilanço, yapay zekâ temasına bağlı hisselerde yeniden alım dalgası başlatabilir. Güçlü bir bilanço, yapay zeka çipi talebinin iyi olduğu sinyalini vererek Nvidia (NVDA) hisselerini de yukarı tetikleyebilir.
United Airlines (UAL)
United Airlines 16 Temmuz’da seans kapanışı sonrası bilanço açıklayacak. Şirket son dört çeyrekte beklentileri ortalama %10’un üzerinde aşmayı başarsa da bu çeyreğe girilirken analist tahminleri aşağı yönlü revize edildi. Konsensüs, hisse başına kârın 3,75 dolar olmasını bekliyor ki bu, geçen yılın aynı dönemine göre %9 düşüş anlamına geliyor.
Tarifeler, jeopolitik belirsizlik ve zayıflayan tüketici güveni gibi faktörlerin bu çeyrekte yolcu talebini baskılaması bekleniyor. Ayrıca işgücü maliyetlerinin %10’dan fazla artması, yakıt fiyatlarındaki düşüşe rağmen kârlılığı aşağı çekebilir. Operasyonel maliyetlerin yıllık bazda yaklaşık %9 artması bekleniyor.
Geçen hafta bilanço paylaşan Delta Air Lines (DAL) da benzer nedenlerden dolayı endişelerini dile getirse de şirket CEO’sunun “2025 havacılığın yılı olacak” açıklamasından destek buldu ve UAL hisseleri de haftayı 10%’un üzerinde yükselişle tamamladı.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones