Geçen hafta dikkatler Trump-Putin görüşmesindeydi. Ticaret cephesinde sert adımlar geldi. 90’dan fazla ülkeye uygulanan tarifeler yürürlüğe girdi; ortalama efektif tarife oranı %10’dan %17’ye çıktı.
Trump yönetimi, Hindistan’ın Rusya’dan petrol alımını durdurmaması halinde tarife oranını %50’ye yükseltme tehdidinde bulundu. İsviçre’ye %39 tarife uygulanırken, yarı iletkenlerde ABD içinde üretim yapmayan şirketlere %100 vergi getirileceği açıklandı. Financial Times, ithal edilen 1 kiloluk altın külçelerine de tarife uygulanacağını yazdı.
Diğer yandan haftanın ilerleyen günlerinde dikkatler yeniden şirket bilançolarına ve ticaret politikalarına kaydı.
S&P 500 haftayı yaklaşık %2,5 yükselişle kapatmaya yönelirken, teknoloji hisselerinden gelen güçlü bilançolar bu yükselişte başrolü oynadı. S&P 500’de bilanço açıklayan 453 şirketin %69’u ciroda, %81’i kârda beklentileri aştı.
Özellikle yapay zekâ ve ilişkili alanlarda faaliyet gösteren Palantir, Arista Networks ve Astera Labs gibi şirketler, bilanço sonrası yeni tarihi zirvelere çıktı.
Bu hafta piyasalar, hem ekonomik veriler hem de bilanço gündemi açısından yoğun bir takvime hazırlanıyor.
ABD’de temmuz ayı TÜFE ve ÜFE rakamları enflasyon görünümüne ışık tutacak. Ayrıca perakende satış verileri, tüketici harcamalarının gidişatını gösterecek.
Cisco, Applied Materials, Deere gibi şirketlerin bilançoları da izlenecek. Nasdaq geçen hafta gün içi tarihi zirvesini görse de S&P 500’ün bu seviyeyi aşması hâlâ kritik eşik olarak takip ediliyor.
Mevsimsel olarak zayıf bir döneme girilmesi ve Nisan’dan bu yana görülen %28’lik rallinin ardından bazı yatırımcılar temkinli duruşunu koruyor. Fakat enflasyonun beklentilerin altında kalması veya perakende satışların güçlü gelmesi, borsalarda yükselişin devamı için yeni bir katalizör yaratabilir.
S&P 500 yükseliyor ancak teknik temkinli
S&P 500 endeksi, geçtiğimiz cuma günü 20 günlük hareketli ortalamanın altına gap yaparak düşüş gösterse de ardından gelen alımlar sayesinde haftayı 2,4% yukarıda tamamladı. Yine de teknik açıdan temkinli olunması gerektiğini gösteren sinyaller mevcut.
31 Temmuz’da oluşan “yutan ayı” mum formasyonu, potansiyel bir kısa vadeli trend dönüşüne işaret ediyor. O gün endeks, 6.427 puana kadar yükseldikten sonra sert satışlarla günün en düşük seviyesine yakın kapandı. Bu da, önceki beş işlem gününün tamamını içine alan güçlü bir negatif mum oluşturarak satış baskısının habercisi olarak değerlendirilebilir.
Bu yüzden endeksin 6.427 seviyesinin üzerinde kapanış yapması, yeni bir yükseliş dalgasının başlaması için kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, kısa vadeli zayıflama ve olası düzeltme hareketleri devam edebilir.
Destek olarak 20 günlük hareketli ortalama izleniyor. Buradan gelecek tepki yükselişi mümkün olsa da daha derin bir geri çekilmede 6.200 puan civarı önemli destek bölgesi olarak dikkat çekiyor.
Dikkatler 15 Ağustos’ta
ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in 15 Ağustos’ta Alaska’da yapacakları zirve, küresel ekonomik dengeler açısından kritik bir dönemeç olarak öne çıkıyor. Ukrayna krizinin doğrudan etkilediği enerji fiyatları, ticaret rotaları ve yatırım ortamı, bu görüşmenin sonucuna bağlı olarak ciddi şekilde şekillenebilir.
Özellikle Rusya’nın Doğu Avrupa’daki askeri hareketliliği ve Batı’nın uyguladığı yaptırımlar, küresel enerji arz güvenliğinde kırılganlık yaratırken, olası bir barış süreci piyasalarda risk iştahını artırabilir.
Ekonomik açıdan bakıldığında, görüşmenin “toprak takası” gibi tartışmalı konuları içermesi, bölgesel istikrarın sağlanması ve yaptırımların geleceği açısından piyasalarda belirsizliği yükseltiyor. Eğer Donbas’ın tamamı Rusya’ya bırakılır ve Kırım meselesi sürdürülebilirse, Ukrayna’nın tarım ve enerji altyapısı üzerinde uzun vadeli etkiler oluşabilir. Bu da hem Avrupa’nın enerji fiyatları hem de küresel gıda arzı üzerinde ciddi baskılar yaratabilir.
Trump yönetiminin, AB liderlerini Rusya lehine bir anlaşmayı kabule ikna etme çabası da ekonomik işbirliği ve yatırım ortamı açısından belirleyici olabilir. Avrupa’nın Rus enerji kaynaklarına olan bağımlılığı ve ABD’nin bölgedeki stratejik hamleleri, bu süreçte ekonomik rekabet ve işbirliği ekseninde yeni dengeler oluşturacak. Alaska’da atılacak adımlar, özellikle enerji altyapısı yatırımları, yaptırımların gevşetilmesi veya sıkılaştırılması gibi makroekonomik parametrelerde önemli değişikliklere neden olabilir.
Ayrıca, bu görüşme ABD-Rusya ilişkilerinde sadece Ukrayna meselesiyle sınırlı kalmayacak; ticaret, teknoloji ve küresel tedarik zincirleri gibi alanlarda da etkisini gösterecek. Örneğin Trump’ın geçtiğimiz haftalarda açıkladığı çip ve altın tarifeleri gibi politikalar, bölgesel işbirliği ve küresel ticaret akışları açısından önemli riskler barındırıyor.
ABD-Çin ilişkileri tekrar radarda
Trump’ın yeni tarifeleri, Çin ile ticari gerilimi yeniden zirveye taşıyor. 12 Ağustos’ta sona erecek olan tarife moratoryumu, iki taraf için kritik bir eşik oluşturuyor. Trump yönetiminin bu tarihte tarifelerin süresini uzatmaması veya hatta artırması, küresel piyasalarda volatilitenin artmasına neden olabilir. Çin’in Rus petrolü alımlarını “meşru ve yasal” olarak savunması, ABD’nin bu alımlara karşı sert tarifelerle karşılık vermesi bekleniyor ve bu durum ticaret savaşının yeni bir evresine işaret ediyor.
Bu süreçte ABD’nin Çin’e yönelik tarifeleri artırma kararı, sadece gümrük vergileriyle sınırlı kalmayıp teknoloji ve stratejik sektörlerde yaptırımların derinleşmesiyle genişleyebilir. Özellikle yarı iletken ve kritik teknoloji ürünlerine yönelik 100% tarife tehdidi, Çin’deki üretim merkezlerinin maliyetlerini yükseltecek ve tedarik zincirlerinde yeniden yapılandırmalara neden olabilir. Bu, hem Çin’in ihracatını hem de ABD’li şirketlerin maliyet ve tedarik dinamiklerini yakından etkileyebilir.
12 Ağustos sonrası, ABD-Çin ticaret ilişkilerinde sert bir ayrışma yaşanabilir. Tarife artışları, Çin’in ABD’ye yönelik ihracatını daraltırken, Çin’in alternatif ticaret rotaları arayışını hızlandırması muhtemel. Aynı zamanda, piyasa aktörleri bu tarihten sonra ABD ve Çin hükümetlerinin diplomatik hamlelerini, olası ticaret müzakerelerini ve yaptırım paketlerini dikkatle izleyecek. Bu gelişmeler, küresel risk iştahı ve yatırım stratejilerinde yeniden değerlendirmelere yol açabilir.
Öte yandan, ABD’nin 12 Ağustos sonrası Hindistan gibi diğer Asya pazarlarına yönelik ticaret politikalarında da sertleşme eğilimi sürerse bölgesel tedarik zincirlerinde önemli kırılmalar ve maliyet baskıları ortaya çıkabilir. Bu da Asya ekonomilerinin büyüme ve entegrasyon süreçlerinde yeni zorluklar yaratabilir.
Bu hafta dikkat çekenler
Microsoft (MSFT)
Bu hafta Microsoft, teknoloji ve iş dünyasının odağında olacak. Şirket, bu akşam Microsoft 365, Copilot ve Power Platform’u kapsayan kapsamlı bir konferans düzenleyerek, yapay zekâ ve verimlilik teknolojilerindeki en son gelişmelerini tanıtacak. Özellikle yapay zekâ destekli Copilot, kullanıcıların günlük iş akışlarını otomatikleştirerek verimliliği artırmayı hedefliyor ve Microsoft’un dijital dönüşüm stratejisinde kritik bir rol üstleniyor. Açıklanacak yenilikler MSFT hisseleri için pozitif bir zemin oluşturabilir.
Oklo (OKLO)
Oklo, bugün ikinci çeyrek sonuçlarını açıklayacak. Analistlerin konsensüs beklentisi hisse başına 0,11 dolar zarar yönünde. Şirket halen gelir elde etmediği için zarar açıklaması bekleniyor. Lisanslama sürecindeki gelişmeler, özellikle Aurora güç santralinin ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu onayları kritik takip konuları arasında. Gecikmeler yatırımcı güvenini olumsuz etkileyebilir.
Analist projeksiyonları, Oklo’nun kâr elde etmesinin 2028’e kadar mümkün görünmediğini gösteriyor. Sadece 2026 başlarında kısa süreli kâr ihtimali var. Bu durum, şirketin finansman ve operasyonel stratejilerini nasıl yöneteceğine dair soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Açıklanacak bilanço, yatırımcıların şirketin geleceğine dair beklentilerini şekillendirecek önemli bir dönüm noktası olacak.
Cisco (CSCO)
Cisco, Çarşamba günü piyasa kapanışından sonra bilanço açıklayacak. Şirket, son 16 çeyrektir hisse başına kâr beklentilerini aşmayı başarıyor ve bu güçlü performans yatırımcıların gözünde önemli bir güven unsuru oluşturuyor. Opsiyon fiyatlamaları, bilanço sonrası 6% civarında bir fiyat hareketi beklentisini işaret ediyor. Önemli tedarikçilerinden Fabrinet’in (FN) son sekiz çeyrek boyunca Cisco ile paralel fiyat hareketleri sergilemesi de piyasadaki ilginin bir diğer göstergesi.
2024’te yaşanan gelir düşüşlerine rağmen, Cisco son iki çeyrektir hızlanan bir gelir büyümesi kaydetti. Mayıs ortasında açıklanan ilk çeyrek sonuçlarında, çeyreklik kâr 9% artışla güçlü bir görünüm sergilerken, gelirler 11% artarak 14,1 milyar dolara ulaştı. Bu artışta, 600 milyon doların üzerindeki yapay zekâ altyapısı siparişleri önemli rol oynadı.
Cisco, 2025 mali yılı için gelir ve kâr beklentilerinin üzerinde performans hedefliyor. Dördüncü çeyrek için kârın üç çeyrektir süregelen ivmelenmeyi sürdürerek %12 artışla hisse başına 0,98 dolar seviyesine çıkması, gelirlerin ise %7 artışla 14,6 milyar dolar civarında gerçekleşmesi bekleniyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynaklar: Schwab, Edward Jones