Kripto para piyasasında düzeltme hareketi.
Japonya’nın faiz artırımı kripto paraları da etkiledi.
Son haftalarda bunun gibi haberler görür olduk. Peki bu gelişmeler kripto para piyasasının geleceğini tehdit eden yapısal problemlere mi işaret ediyor? Yoksa alım fırsatı olarak okunabilir mi? Gelin, birlikte inceleyelim!
5 Ağustos’ta yatırım dünyası büyük bir satışa uyandı. Japonya’nın faiz artırımının bozduğu carry trade* işlemlerinin etkisi, ABD ekonomisinin resesyona girebileceğine veya jeopolitik gerginliklerin artabileceğine dair endişelerle birleşince yatırım piyasalarına korku hakim oldu. Kısa dönemli olarak tüm piyasaları etkileyen bu gelişme dışında ise, Bitcoin özelinde negatif bir anomali göze çarpmıyor. Bu doğrultuda, Bitcoin’in geleceğine güvenen yatırımcılar, son haftalardaki düzeltme hareketini bir alım fırsatı olarak okuyor. Peki bu yatırımcılar hangi verilerden yola çıkıyor?
Bitcoin’in kurumsal yatırımcı nezdinde oluşturduğu güveni güçlendiren temel faktör, Amerikan borsalarında Spot Bitcoin ETF’lerinin onaylanması oldu. ETF’ler, geleneksel borsalarda alınıp satılabilen borsa yatırım fonları anlamına geliyor. SEC’nin (Securities and Exchange Commission) Ocak ayında aldığı karar doğrultusunda, yatırımcılar ABD borsaları üzerinden Bitcoin yatırımı yapabilir duruma geldi. Peki bu neden önemli?
Bitcoin; alınıp-satılma ve saklanma biçimleri bakımından geleneksel yatırım enstrümanlarından çok farklı bir varlık sınıfında bulunuyor. Bu durum Bitcoin yatırımı yapmayı düşünen kurumsal yatırımcıların kafasında; nereden alınıp satılacağı, teknolojik olarak nasıl saklanacağı yönünde soru işaretleri oluşturmaktaydı. Spot Bitcoin ETF onayıyla birlikte, Bitcoin ABD’deki potansiyel yatırımcılar için her gün alınıp satılabilir duruma geldi.
Kısaca, ABD’deki yatırımcılar için Bitcoin’in önündeki engellerin kalkması olarak özetleyebileceğimiz bu gelişmeyi, ETF’lere yönelik ciddi bir para akışı takip etti. Hemen yukarıdaki grafikte gördüğümüz gibi, Spot Bitcoin ETF’lerine 6 Ağustos itibarıyla 17,19 milyar dolarlık net giriş sağlandı. Hatta, BlackRock’ın IBIT Bitcoin ETF’i, yönetilen varlık değerinde 10 milyar dolara tarih boyunca en hızlı ulaşan ETF oldu.
Son 13F başvurularına göre küresel yatırım bankası Goldman Sachs (GS) da, Bitcoin borsa yatırım fonlarına (ETF’ler) önemli yatırımlar yaptı. Rapor, Goldman Sachs’ın ABD’de mevcut 11 Bitcoin ETF’inden 7 tanesinde pozisyon aldığını ortaya koyarak bankanın dijital varlıklara yaklaşımında dikkate değer bir değişimi vurguluyor. Bu yatırımların en büyüğü, 238,6 milyon dolar değerindeki iShares Bitcoin Trust (IBIT) fonunda bulunuyor. Diğer önemli yatırımlar arasında 79,5 milyon dolar değerinde Fidelity’nin Bitcoin ETF’i, 56,1 milyon dolar değerinde Invesco Galaxy’nin BTC ETF’i ve 35,1 milyon dolar değerinde Grayscale’in fonu yer alıyor.
Peki, kurumsal yatırımcının Bitcoin yatırımı yapması önündeki engeller kalkmışken, bunun fiyata etkisi nasıl olabilir? Gelin, bunu da kripto para dünyasına özgü bir metrik üzerinden okuyalım:
Merkezi borsalardaki Bitcoin miktarının azalmakta olduğunu görüyoruz. Peki bu ne anlama geliyor?
Merkezi borsalardaki Bitcoin miktarının azalması, yatırımcıların Bitcoin’lerini soğuk cüzdanlarına çektiğini gösteriyor. Soğuk cüzdan, kullanıcının varlıklarını kendisi sakladığı ve yalnızca şifreyle ulaşılabilen bir saklama yöntemi. Fiziksel dünyaya bir benzetme yapacak olsak, yatırımcının varlıklarını evindeki kasada saklaması gibi düşünebiliriz.
Kripto paraların soğuk cüzdanda saklanıyor olması, yatırımcının yakın zamanda satmayı düşünmediğini ima ediyor. Bu doğrultuda, merkezi borsalardaki Bitcoin rezervinin azalması fiyat için pozitif olarak okunuyor.
Nitekim yukarıdaki grafikte, merkezi borsalardaki Bitcoin miktarının; Kasım 2022’deki 3,3 milyon seviyelerinden bugün 2,7 milyona gelmiş olduğunu görüyoruz. Aynı zaman diliminde fiyatın da 20 bin dolar seviyelerinden başlayıp 60-70 bin dolarlı seviyelere ulaştığını görüyoruz. Borsalardaki Bitcoin miktarı azalmaya devam ettiği müddetçe, uzun vadeli fiyat hareketlerinin pozitif yönlü olması beklenebilir.
Özetle, büyük finans kuruluşlarının artan ilgisi, bu alanın geleceğine dair olumlu göstergeler. Özellikle, ABD’de Spot Bitcoin ETF’lerinin onaylanması gibi gelişmeler, bu varlık sınıfının yatırımcılar tarafından daha geniş kabul görmesini sağladı. Bunun yanında, merkezi borsalardaki Bitcoin miktarının azalması, yatırımcıların varlıklarını uzun vadeli olarak saklama eğiliminde olduklarını gösteriyor, bu da piyasa için olumlu bir işaret olarak değerlendiriliyor.
*Carry trade: İki ülke para birimi arasındaki faiz oranlarının farklı olmasından yararlanarak düşük faizle borçlanıp, yüksek faize yatırım yapmak. Japonya Merkez Bankası uzun zamandır sürdürdüğü sıfıra yakın politika faizi sebebiyle yen, düşük faizle borçlanmak için elverişli bir para birimiydi.
Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Kaynak: CryptoQuant, The Block
