Borsa Yorumları

Bankacılık Hisseleri Geri Dönüyor, Bu 4’üne Dikkat

Bankacılık Hisseleri Geri Dönüyor, Bu 4’üne Dikkat
Google News Icon Takip Et

2023’te pek güneşli günler geçirmeyen banka hisseleri yatırımcıları, yeni yıl yaklaşırken temkinli adımlar atmaya devam ediyor. Kimse 2024’ün kolay geçmesini beklemiyor ancak ekonomi kötüleşse bile kredi kuruluşlarının mücadelelerinin çoğu geçmişte kalacak.

2023’ün büyük bölümünde, yüksek faiz oranları karşısında üç büyük kredi kuruluşunun iflas etmesi ve sektörü daha fazlasının başarısız olabileceği korkusuyla doldurmasının ardından bankalar bir risk olarak görüldü. 

Bankalar, üç aylık kazanç bilançoları ve Fed’in yıllık stres testleri aracılığıyla dayanıklılıklarını defalarca kanıtlasa da, Wall Street’teki pek çok kişi, borç verenlerin yakında daha sıkı düzenlemelerle karşı karşıya kalma ihtimali göz önüne alındığında, hâlâ banka hisselerine karşı çekinceli.

Bankaların zorluklarla karşı karşıya olduğu doğru ama bunların çoğu zaten hisse fiyatlarına yansıyor. Wall Street ise faiz oranlarının düşmesiyle sektörün bir fırsat sunduğu görüşüne varmaya başlıyor. 

Piper Sandler’dan Alexander Twerdahl, Nasdaq Banka Endeksi’nin bu çeyrekte şu ana kadar 16% artışla S&P 500’dek 7%’lik artışı geride bıraktığını belirtiyor.

2024’e girerken çoğu yatırımcının aklında ilk sırada bankaların net faiz marjları, yani varlıklarından kazandıkları faiz ile mevduat sahiplerine ve diğer borç verenlere ödenen faiz arasındaki fark olacak. Yüksek faiz oranları bankaları fonlar için daha fazla ödemeye zorladığından bu marjlar daraldı.

💸 Sermaye Gereksinimleri Bankaları Zorluyor

Bankacılık Hisseleri Geri Dönüyor, Bu 4’üne Dikkat

Bankaların baş etmeye çalıştığı bir başka durum da sermaye. Wall Street CEO’ları, dün gelecekteki risklere karşı tutmaları gereken sermaye seviyelerini artırmayı amaçlayan düzenleme önerilerine karşı çıktı.

Sekiz bankanın CEO’su, Senato’nun yıllık gözetim duruşmasında milletvekillerinin sorularına hazırladıkları açıklamalar ve yanıtlarla, değişikliklerin etkisi konusunda alarm vermeye çalıştı. Temmuz ayında ABD’li düzenleyiciler, Basel 3 olarak bilinen, bankaları yöneten bir dizi yüksek standart açıklamıştı.

❗ JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon “Kuralın ekonomiye, piyasalara, her büyüklükteki işletmeye ve Amerikan hanelerine yönelik öngörülebilir ve zararlı sonuçları olacaktır.” dedi. 

Dimon, düzenlemelerin değişmemesi durumunda en büyük bankaların sermaye gereksinimlerinin yaklaşık 25% oranında artacağını öne sürdü.

Aralarında JPMorgan, Bank of America ve Goldman Sachs’ın (GS) da bulunduğu Amerika’nın en büyük bankalarının başkanları, varlıkları en az 100 milyar dolar olan tüm ABD bankalarını etkileyecek yeni kuralların etkisini hafifletmeye çalışıyorlar. Söz konusu kurallar, 2028’de aşamalı olarak devreye girecek. 

CEO’lar, sermaye maliyetinin artırılmasının muhtemelen sektörün kârlılığına ve büyüme beklentilerine zarar vermesinden korkuyor.

Ancak Twerdahl’a göre en kötüsü yakında sona erebilir. Şimdiden 2024’ün ilk çeyreğine kadar marjların sadece 0,07 puan daralmasını bekliyor. Bundan sonra, düşen faiz oranlarının bankaların mevduat sahiplerine daha fazla ödeme yapma baskısını azaltması, kredilerden ve diğer varlıklardan faiz kazanmaya devam etmeleri bekleniyor. 

👀 Twerdahl, “İleriye dönük eğri 2024 için dört faiz indirimi önerdiğinden, daha fazla bankanın cazip getirilerle daha fazla sabit faizli varlık ekleme ve varlık duyarlılığını azaltma umuduyla yakın vadede borçlanmaya yöneldiğini görebiliriz.” yorumunu yaptı.

UBS analistleri ise, sektörün normal faiz oranı ortamında faaliyet göstermesinin üzerinden çok uzun zaman geçtiği göz önüne alındığında, bankaların grup olarak 2024’te piyasadan daha iyi performans gösterebileceğinden şüphe duyuyor.

UBS analisti Erika Najarian, “On yıllık sıfır faiz politikası, ardından pandemi sırasında ABD ekonomisine turbo yükleme ve ardından oranların hızla normalleşmesinin gerçekten anlamlı sonuçları olamaz mı?” diyor. 

Najarian, Tarihsel olarak bankaların, yatırımcıların resesyon beklediği zamanlarda fiyat/kazanç oranlarının yüksek tek haneli seviyelerde işlem gördüğünü, ardından yavaşlama geldikten sonra bu oranın yaklaşık 15 katına çıktığını belirtti ve ekledi:

Banka hisselerinin patlamasının anahtarının aslında bir durgunluk olabileceği ironik değil mi? Resesyonun sermaye olayı değil hisse başı kâr olayı olduğunu kanıtlayan bankalar, uzun vadeli yatırımcılar için yeniden uygun görülebilir.” 

✍️ Tüm sektör hemen harekete geçmese bile Bank of America (BAC) ve JPMorgan Chase’i (JPM) tercih ettiğini belirten Najarian, bu ikilinin önemli kredi zararlarıyla karşı karşıya kalma olasılıklarının diğer borç verenlere göre daha az olduğunu düşünüyor. Analistlere göre, Wells Fargo (WFC) ve Truist Financial (TFC) gibi kendilerine yardımcı olabilen bankalar da potansiyel kazananlar arasında. 

Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sayfada yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Kullanılan hisse işlem görselleri; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Detaylı bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Barron’s