Bu yazıya “iPhone almak yerine Apple hissesi alsaydın…” diye başlamak istemeyiz ama, bu cümle ister istemez kafalarda bir soru işareti bırakıyor.
Apple’ın son bilançosu, finansal açıdan güçlü olmasının ötesinde, yeni ürünlerine olan talebin hâlâ ne kadar canlı olduğunu gösteriyor.
Apple hisseleri yılbaşından bu yana %11 yükselerek endeks performansının altında kalsa da son bilançosuyla aradaki farkı kapatmaya iddialı olduğunu kanıtladı.
iPhone 17 ve 17 Pro’nun piyasaya çıkışı, özellikle Çin’de satışların yeniden hız kazanmasını sağladı; Apple, bu ürünlerle hem kullanıcı ilgisini hem de yatırımcı güvenini yeniden tazeledi.
Apple, iPhone 17 ile gelirlerini destekledi
Toplam gelir 102,47 milyar dolar ile analist beklentilerini hafifçe aştı, hisse başına kâr 1,85 dolara çıktı. Brüt kâr marjı %47,18 ile rekor seviyeye ulaştı ve şirketin kârlılığı tarihin en yüksek noktalarından birine taşındı.
Bu rakamlar, sadece finansal sağlığı değil, Apple’ın ürün portföyüyle tüketici taleplerini ne kadar iyi yönettiğini de gösteriyor.
iPhone 17, özellikle lansmanının sadece Eylül ayının sonlarına denk gelmesi ve arz kısıtlılığı yaşamasına rağmen, şirketin satışlarında ciddi bir etki yarattı.
Tim Cook’un açıklamalarına göre, bazı iPhone 17 modelleri hâlâ üretim sınırlamalarıyla karşı karşıya, yani talep arzın önünde.

Ultra ince iPhone Air’in e-SIM tasarımı başlangıçta Çinli kullanıcılar için temkinli bir yaklaşım yaratsa da operatörlerin eSIM ticari denemelerine onay vermesi, önümüzdeki çeyreklerde talebin hızla toparlanacağını işaret ediyor.
iPhone 17’nin etkisi sadece Çin ile sınırlı değil
Yeni modeller, dünya genelinde Apple kullanıcılarını heyecanlandırdı. Satış verileri henüz çeyrek tamamlanmadan toplansa da analizler iPhone 17’nin Apple ekosistemine yeni bir enerji kattığını gösteriyor.
Bu ürün, Apple’ın yıllardır sürdürdüğü “premium deneyim” yaklaşımını bir kez daha pekiştiriyor: Sadece cihaz satmak değil, kullanıcıyı ekosistemde tutmak ve Apple hizmetleriyle bağını güçlendirmek.
iPhone 17’nin başarısı sadece finansal rakamlara yansımıyor; cihaz, bir yaşam tarzı simgesi olarak da kullanıcıların ilgisini çekiyor. Ultra ince tasarımı, yenilikçi eSIM teknolojisi ve Apple ekosistemine sorunsuz entegrasyonu, kullanıcıların sadece iletişim aracı olarak değil, bir “deneyim” olarak iPhone’u tercih etmesini sağlıyor.
iPhone 17, bir anlamda teknolojiyi lüksle buluşturuyor; sahip olmanın verdiği prestij, cihazın ekonomik değerinin ötesinde bir motivasyon yaratıyor. Bu da Apple’ın hem kullanıcı bağlılığını hem de yatırımcı güvenini besleyen gizli bir güç olarak öne çıkıyor.

Apple Music, iCloud, Apple Arcade gibi yan gelirler de %15 artışla 24,97 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu da kullanıcıların cihazlarıyla birlikte ekosistemi de benimsemeye devam ettiğini gösteriyor.
Apple’ın stratejisi klasik ama etkili: Yeni ürün lansmanlarıyla kullanıcı heyecanını canlı tutmak, mevcut ürünlerde yenilikler ve güncellemeler yapmak, ve servisler ile kullanıcıyı uzun vadeli bir bağlılığa yönlendirmek.
Örneğin, MacBook Air’in Mart ayındaki yenilenmesi ve fiyat indirimi, satışları %13 artırarak Mac gelirlerini 8,72 milyar dolara taşıdı. iPad gelirleri ise 6,95 milyar dolarda sabit kaldı; ancak Ekim’de güncellenen iPad Pro ve M5 çip, kullanıcı ilgisini yeniden çekmeye hazır.

Apple Watch, AirPods ve Vision Pro’yu kapsayan “Diğer Ürünler” segmenti hafif bir düşüş gösterse de özellikle AirPods’un canlı çeviri özelliği ve Apple Watch’un yeni sürümleri, kullanıcı deneyimini zenginleştirerek ilgiyi canlı tutuyor.
iPhone 17’ye neden bu kadar yüksek talep var?
iPhone 17, Apple ekosisteminin kullanıcılarıyla kurduğu bağın ve “premium teknoloji” algısının güncel bir yansıması olarak öne çıkıyor.
JPM’in anketine göre, özellikle ABD’de tüketicilerin %71’i 2025’te yeni bir iPhone almayı düşünüyor; bu oran iPhone 16 lansmanındaki %68’in üstünde. Çin’de ise ilgi hâlâ yüksek, %90 seviyesinde.
En popüler model, tahmin edileceği gibi iPhone 17 Pro Max; onu iPhone 17 Pro ve standart 17 modeli izliyor. Pro modellerinin toplam ilgisi %72’ye ulaşırken, önceki nesil iPhone 16 serisinde bu oran %64’tü.
Bu veriler, kullanıcıların yalnızca yeni bir telefon almak istemediğini, aynı zamanda en üst seviye, gelişmiş özelliklere sahip cihazları talep ettiğini gösteriyor. Kamera teknolojisi, ekran yenilikleri ve performans artışı gibi unsurlar Pro modellerini öne çıkarırken, Apple’ın premium markasıyla özdeşleşmiş “lüks teknoloji” algısı da talebi canlı tutuyor.
Buna karşılık iPhone Air, toplam ilgide yalnızca %2 pay alarak, kullanıcıların daha “premium” deneyime yöneldiğini ortaya koyuyor.
Mevcut iPhone kullanıcılarının yükseltme eğilimi de iPhone 17’nin popülaritesini destekliyor: Model yükseltmeyi düşünenlerin %73’ü Pro modelleri tercih ediyor.
Android’den iOS’a geçmeyi düşünenler arasında da benzer bir trend var; %69’luk grup Pro modelleri hedefliyor.
Yani iPhone 17’ye olan ilgi, yalnızca finansal veya pazarlama hamlesi değil; kullanıcıların teknolojiye yaklaşımı, lüks ve premium algısıyla doğrudan ilişkili. Apple, bunu bilen bir marka olarak, Pro modelleriyle hem kullanıcı deneyimini hem de ekosistem bağlılığını güçlendiriyor.
Apple’da toparlanma beklentisi
Çin pazarı, bu çeyrekte hafifçe gerilemiş olsa da iPhone 17’nin lansmanı ile toparlanması bekleniyor. Tim Cook, “Çin’de iPhone 17 ailesinin kabulüyle pazar tekrar büyüme yoluna girecek” diyerek önümüzdeki çeyrek için güçlü bir beklenti ortaya koydu.
Bu, Apple’ın global ölçekte ürün döngüsü stratejisinin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor: Her yeni iPhone serisi, hem gelirleri hem de ekosistem içi bağlılığı tetikliyor.
Tarifeler ve üretim maliyetleri Apple’ı etkilemiş olsa da şirket fiyatlarını koruyarak brüt marjını %47,2 seviyesinde tutmayı başardı. Bu da gösteriyor ki Apple, kullanıcı ilgisi ve talebin yaratacağı potansiyeli stratejik fiyatlama ve üretim yönetimi ile marja çevirebiliyor.
Yani, son bilanço Apple için sadece finansal bir tablo değil; aynı zamanda kullanıcı ilgisinin, özellikle iPhone 17’nin ekosistem içindeki gücünün bir göstergesi.
Yatırımcılar için de bu durum, cihaz satışlarının ötesinde, Apple hisselerinin uzun vadeli momentumunu destekleyen bir faktör.

Analistler ne düşünüyor?
Apple’ın son çeyrek bilançosu, analistler tarafından hisse için daha fazla yükseliş potansiyeli sinyali olarak değerlendiriliyor. Şirketin açıklamaları ve Tim Cook’un iPhone 17’nin “çılgın talep” gördüğüne dair yorumları, Wall Street’te birçok kurumun fiyat hedeflerini yukarı çekmesine neden oldu.
Evercore ISI, Apple’ın “Endeks Üstü Performans” notunu koruyarak fiyat hedefini 290 dolardan 300 dolara yükseltti. Analistler, Apple’ın orta-yüksek tek haneli satış büyümesini ve düşük çift haneli kâr büyümesini sürdüreceğini düşünüyor.
JPMorgan, fiyat hedefini 305 dolara yükselterek “Yüksek Portföy Ağırlığı” notunu teyit etti. Banka, iPhone 17’nin güçlü talebi ve yaklaşan iPhone 18 serisi ile ürün döngüsü momentumunun devam edeceğini vurguladı. Ayrıca, hizmet gelirlerindeki büyümenin de şirketin uzun vadeli kârlılığını destekleyeceğine dikkat çekildi.
Morgan Stanley de fiyat hedefini 305 dolara yükseltti ve iPhone talebindeki ivmeyi, servis gelirlerinin beklentilerin üzerinde performansını ve brüt marj korumasını öne çıkardı. Ancak, 2026’da yapay zekâ yatırımlarının Ar-Ge harcamalarını artıracağını not ettiler.
Citi, fiyat hedefini 315 dolara yükselterek “Al” notunu korudu. Banka, Aralık çeyreğinde iPhone gelirlerinde çift haneli büyüme ve servis gelirlerinde %14 artış beklentisinin yatırımcı kaygılarını hafiflettiğini vurguladı. Ayrıca, Apple’ın 2026 yılında Advanced Siri, katlanabilir iPhone ve Vision Pro 2 gibi üç yeni ürün lansmanıyla güçlü bir ürün döngüsü yakalayacağını belirtti.
Goldman Sachs, fiyat hedefini 320 dolara yükseltti. Analistler, iPhone talebinin 2026’da da güçlü kalmasını, hizmet gelirlerinin hızlanmasını ve Apple’ın Aralık çeyreği için öngördüğü %10–12’lik toplam gelir büyümesini öne çıkardı.
Bank of America ise 325 dolarlık fiyat hedefi ile Apple hisseleri için %20’lik potansiyel yükseliş öngörüyor. Analistler, iPhone yükseltmelerinin beklentilerin üzerinde gitmesini, brüt marjın yüksek kalmasını, tarifelerin azalmasını ve 2026’da yapay zeka destekli Siri ile katlanabilir iPhone’un piyasaya sürülmesini yatırım için destekleyici faktörler olarak sıralıyor.
UBS ise “Nötr” notunu koruyarak fiyat hedefini 280 dolara yükseltti. Analistler, çeyrekte iPhone 17’nin arz kısıtları nedeniyle gelir beklentisinin hafifçe altında kaldığını, ancak güçlü talebin Aralık çeyreğine sarktığını ve toplam gelir büyümesinin %10–12 arasında gerçekleşmesini öngördüklerini belirtti.
Apple da gelecekten umutlu
Apple, önümüzdeki çeyrekte Katlanabilir iPhone 18 serisiyle hem kullanıcı ilgisini hem de gelirlerini daha da artırmayı hedefliyor.
Apple’ın hikayesi klasik bir başarı formülü: Yenilikçi ürünlerle kullanıcı heyecanını canlı tutmak, servislerle bağlılığı artırmak ve stratejik üretim hamleleriyle kârlılığı yükseltmek.
iPhone 17’nin etkisi ise bu formülün güncel örneği ve Apple ekosisteminin hâlâ ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
 
                            