Altının tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşması, en son 1980 yılında siyasi ve ekonomik çalkantıların rekor fiyatların ana etkenleri olduğu dönemle karşılaştırmalara neden oldu. Ancak piyasa oyuncuları bu rallinin doğasının -ve potansiyel olarak devam etme kabiliyetinin- farklı göründüğünü söylüyor.
Analistler, ABD gümrük vergileri, küresel ticaret ve Ukrayna ile Ortadoğu’daki savaşlar nedeniyle tarihi müttefikler arasında yükselen tansiyonla birlikte, büyük güçlerin bu kez riskten korunmak için külçe altına olan ilgiyi artıran sorunları çözmek için hızlı bir şekilde bir araya gelme ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyor.
HSBC analisti James Steel, metalin son olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret ortaklarına yönelik yeni gümrük vergileriyle ons başına 3.000 doların üzerine çıkmasının, uzun zamandır ilk kez jeopolitik ve ekonomik belirsizliğin altın piyasasını hareketlendiren en önemli faktörler olduğunu söyledi.
Spot altın geçen hafta ons başına 3.167,57 dolara ulaşarak rekor kırdı ve bu yıl şimdiye kadar 16%, 2024’te ise 27% artış gösterdi. Piyasanın gidişatı doğrusal olmasa da analistler, altının keşfedilmemiş bölgeye girişinin 45 yıl öncesine göre daha sürdürülebilir göründüğünü söylüyor.
Değerli metalin ticaret akışlarıyla ters bir korelasyona sahip olması nedeniyle analistler, Trump’ın gümrük vergileri konusundaki tutumunun -çarşamba günü Washington’un 100 yıldan uzun bir süredir en sert ticaret engellerini ilan etmesi de dahil olmak üzere- topyekün bir ticaret savaşı korkusuyla yeni yatırımcıları altına yönlendirdiğini belirtiyor.
Dolar da tipik olarak güvenli liman olarak bilinir ancak vergileri çevreleyen belirsizlik arttıkça statüsünün aşındığına dair bazı işaretler var.
Daha geniş anlamda, 2 buçuk ay önce göreve geldiğinden bu yana Trump, ABD’nin artık Avrupa’nın güvenliğini İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Washington’un yaptığı gibi garanti edemeyeceği sinyalini vererek ve ABD’nin Ukrayna’daki savaşa yaklaşımını radikal bir şekilde değiştirerek dünya düzenini adeta altüst etti.
HSBC’den Steel, 45 yıl önce altını yönlendiren sorunların -özellikle İran Devrimi ve petrol krizi- nispeten hızlı bir şekilde çözüldüğünü ve altının düşüşe geçtiğini hatırlattı:
“Ancak son birkaç yılda uluslararası işbirliğinin bozulması altının sürekli yüksek kalmasına yol açtı. Bu durum piyasada daha büyük bir jeopolitik fırsat olduğunu düşündürüyor.”
“Reel olarak altında yeni zirve gelmedi”
Ticaret gerilimleri, altını yükselten bir dizi faktörün yalnızca sonuncusu.
2020’lerdeli koronavirüs salgınının ardından Rusya’nın 2022’de Ukrayna ile savaşı, Çin emlak piyasası krizi ve İsrail’in Gazze savaşı yaşandı.
Ukrayna savaşı, Batı yaptırımlarının Rusya’nın döviz rezervlerinin yarısını dondurması ve Moskova’nın fiilen sadece altın tutmayı başarması örneğini içeriyordu. Bu durum Batılı olmayan merkez bankalarını, rezervlerini dolardan uzaklaştırmak için külçe altına yöneltti.
Parasal gevşeme ve bütçe açıklarına ilişkin endişeler de geçen yıl Batı’nın külçe altına daha fazla yatırım yapmasına neden oldu.
Piyasa bu yıl bir dizi kilometre taşını fethederken, geriye bir tane daha kaldı. StoneX analisti Rhona O’Connell, altının 1980 yılının ocak ayında 850 dolarla zirve yaptığını ve bunun dolar bazında bugün 3.486 dolara denk geldiğini belirtti.
HSBC’den Steel, 1980’lerin dönüm noktasına atıfta bulunarak, “Nominal olarak kesinlikle yeni zirvelere ulaşmış olsak da, reel olarak ulaşmamış olabileceğimizi iddia edebilirsiniz.” dedi.
Ancak bazı analistlere göre bu durum değişebilir. Mevcut zemin, altının yükselişinin bu yıl yerine 2026’da zirve yapacağına dair beklentileri artırdı.
BofA emtia stratejisti Michael Widmer 26 Mart’ta altın fiyat tahminini 2025 ve 2026 için sırasıyla 2.750 ve 2.625 dolardan 3.063 ve 3.350 dolara yükseltti. Widmer, hafta başında bu tahminlerini yineleterek spot altın fiyatlarının iki yıl içinde 3.500 dolara ulaşacağını öngördü:
“3.000 dolar demek, altın için 3.500 dolar demekten daha kolaydı. Ama buradaki diğer risk nedir? Risk, iki yıl önce bulunduğunuz yere geri dönmeniz; küresel olarak daha işbirlikçi bir ortama sahip olduğumuz, ticaret savaşı riskinin olmadığı, Fed’in faizleri yükselttiği, ekonomilerin istikrara kavuştuğu ve duyarlılığın dengelendiği bir yere. Bu durumda, altın ticareti fiilen sona erecektir. Ama bence bu pek olası değil.”
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Reuters