Borsa İstanbul’un Ereğli’si varsa, ABD borsalarının da Nucor’u var!
Nucor, tıpkı Ereğli gibi ABD’de demir-çelik üretiminde faaliyet gösteren ve temettüleri ile öne çıkan bir şirket.
Nucor, gelecek dönemlerde adından söz ettirecek gibi duruyor, çünkü yeni Başkan Trump’ın Çin’e uygulayacağı olası çelik tarifeleri Nucor’a avantaj sağlayabilir.
Dilersen Nucor’un mevcut durumunu, büyüme beklentilerini ve yükseliş katalizörlerini detaylı bir şekilde ele alalım. 👇
Nucor, Çin’e Karşı Ticaret Savaşının En Büyük Kazananı Olabilir mi?
ABD’de artan ekonomik aktivite ve Çin’e yönelik olası çelik ambargosu ihtimalleri, Nucor’un büyüme potansiyelini daha da ön plana çıkarıyor.
Trump’ın ilk başkanlık döneminde, çelik fiyatlarının tarifeler sonrası hızla yükseldiği takip edilmişti. Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle Çin’e yönelik daha agresif ticaret politikalarının ve çelik tarifelerinin gündeme gelmesi beklenebilir. Trump’ın başkan koltuğuna geçmesiyle üretiminde alaşım kullanılan Çin ürünlerine 60% gümrük vergisi getirmesi planlanıyor.
Bu politikalar ABD’de yerli çelik üreticileri için rekabet avantajını artırarak Çin çeliğine karşı yerli üretimi destekleyebilir. Nucor gibi güçlü oyuncular, bu politikalar sayesinde üretimlerini artırarak önemli kazançlar elde edebilir.
ABD’li çelik üreticilerinin ithalatın yerli sanayiye zarar verdiğini belirtmesi ve Trump’tan özellikle Çin gibi düşük maliyetli çelik üreten ülkelere karşı daha sıkı ticaret politikaları uygulanmasını talep etmesi de bunu destekler nitelikte.
Çelik fiyatlarında 2016’da başlayan yükseliş 2018’de Section 232 tarifelerinin uygulanmasıyla daha da hızlansa da 2019’a gelindiğinde fiyatlarda bir gerileme yaşandı. Bu da çelik fiyatlarının uzun vadede tarifelerden çok, talep dinamiklerine bağlı olarak şekillendiğini teyit ediyor.
Çin tarifelerine ek olarak Trump yönetiminin altyapı yatırımlarına öncelik veren politikalarının, çelik talebinde belirgin bir artışı tetiklemesi beklenebilir. Bu projeler hem inşaat hem de ağır sanayi sektörlerinde çeliğe olan ihtiyacı artırarak Nucor’un gelirlerine ve kârlılığına doğrudan katkı sağlayabilir.
Türkiye, Çin Çeliğine Alternatif Olabilir mi?
Çin’e yönelik uygulanabilecek olası çelik tarifeleri, Türk çelik sektörü için önemli bir büyüme fırsatı sunabilir. Küresel pazarda oluşabilecek arz boşluğu Türkiye’yi lojistik avantajları ve esnek üretim kapasitesi sayesinde cazip bir alternatif haline getirebilir.
Türkiye’nin çelik ihracatı, 2023 yılı eylül ayında bir önceki yıla göre 7,5% artışla 1,47 milyar dolara ulaştı. Bu artış sektörün küresel piyasalarda rekabet gücünü koruduğunu ve toparlanma sürecinde olduğunu gösteriyor.
Buna ek olarak Türk çelik sektöründe 62,6% olan kapasite kullanım oranının 2025’te 70%’e çıkarılması hedefi, hem iç piyasadaki toparlanma çabalarını hem de küresel rekabet gücünü artırmaya yönelik güçlü iradeyi yansıtıyor.
Dolayısıyla ihracat performansındaki olumlu eğilim ve kapasite artış hedefleriyle birleştiğinde Türk çelik sektörünün küresel pazarda daha güçlü bir oyuncu olma potansiyeli kuvvetlenebilir.
Fed’in Faiz Hamleleri Fırsat Sunabilir
ABD ekonomisinde Fed’in faiz indirimi ve Trump yönetiminden beklenen büyüme yanlısı politikalar, ekonomik aktivitenin hızlanmasına katkı sağlayabilir. Faiz oranlarının düşmesi, şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltırken, bireysel tüketim ve altyapı yatırımlarını teşvik edebilir.
Nucor, geniş ürün yelpazesi ve ABD genelindeki stratejik tesisleriyle bu tür ekonomik canlanmadan doğrudan faydalanabilecek konumda bulunuyor. İnşaat, otomotiv ve enerji sektörlerine yönelik güçlü bağlantıları, şirketin talep artışına hızlı bir şekilde yanıt verebilmesini sağlıyor.
Özellikle, Fed’in parasal gevşeme politikalarının çelik talebini destekleyecek altyapı harcamalarına dönüşmesi, Nucor’un uzun vadeli büyüme hedeflerini güçlendirebilir.
Çelik Talebindeki Artış Nucor’un Geleceğini Parlatabilir
Nucor’un başarısı, küresel gelişmelerle birlikte çelik talebindeki değişimlere bağlı. Şirket, Biden yönetimi döneminde kabul edilen Altyapı Yatırım ve İşler Yasası, CHIPS Yasası ve Enflasyon Azaltma Yasası gibi düzenlemelerin de etkisiyle Covid-19 sonrası talep artışı sayesinde gelirlerini iki katına çıkarmış ve kâr marjlarını önemli ölçüde iyileştirmişti.
Bu politikaların Trump yönetimi altında devam etmesi beklenebilir ve bu da Nucor için uzun vadeli bir büyüme kaynağı olabilir.
Dünya Çelik Birliği’nin tahminlerine göre de küresel çelik talebinin bu yıl 0,9% düşüşle 1,75 milyar tona gerilemesi, ancak 2025 yılında 1,2% artışla 1,77 milyar tona yükselmesi bekleniyor. Bu toparlanma, üç yıl süren talep düşüşünün ardından gerçekleşecek.
Ayrıca Fed’in faiz indirimleri ve enflasyonun kontrol altına alınmasıyla konut sektöründe beklenen canlanma, çelik talebine pozitif bir katkı sağlayabilir. Nucor CEO’su Topalian’a göre, bu faktörler birleştiğinde çelik talebinde güçlü bir artış öngörülüyor. Şirketin ABD genelindeki stratejik konumlanması ve geniş ürün yelpazesi, bu artıştan maksimum fayda sağlamasına olanak tanıyor.
Konut ve altyapı faaliyetlerinin yanı sıra teknoloji sektöründeki yarı iletken fabrikaları ve veri merkezleri gibi alanlarda çelik talebi de güçlü seyrediyor.
Sektöründe Bir Lider
Şirketin güçlü operasyonel yapısı ve yenilikçi üretim teknolojileri, onu sektörde farklı bir konuma taşıyor.
Nucor, elektrik ark ocakları kullanarak geleneksel yüksek fırınlara kıyasla enerji tasarrufu sağlıyor ve çevre dostu bir üretim süreci sunuyor. Bu da Nucor’un sürdürülebilirlik odaklı büyüme stratejileriyle uyumlu bir şekilde çevresel standartları karşılamasına ve regülasyonlara uyum sağlamasına olanak tanıyor.
Ayrıca şirketin stratejik satın alımlarla faaliyetlerini genişletmesi, rakiplerinden pozitif ayrışmasında yardımcı oluyor. Örneğin California Steel Industries gibi satın alımlarla operasyonel kapasitesinin artması, şirketin ABD içindeki tedarik zincirini güçlendirebilir.
Makul Değerleme, Güçlü Temel
Nucor’un finansal yapısı da şirketin güçlü temeller üzerine kurulu olduğunu gösteriyor.
Şirket, sektördeki diğer şirketlere kıyasla yüksek kârlılık oranlarına sahip. Net kâr marjı 8% olan Nucor, sektör ortalamasının (5%) oldukça üzerinde yer alıyor. Bu durum, şirketin operasyonel verimliliğini ve güçlü mali yapısını yansıtırken, aynı zamanda zorlu piyasa koşullarına karşı dayanıklılığını ortaya koyuyor.
Diğer yandan, yıllık bazda 12 %’lik gelir düşüşü yaşayan Nucor, büyüme göstergeleri açısından zorluklarla karşı karşıya. Bununla birlikte, ABD’de artan altyapı yatırımları ve çelik tarifeleri, şirketin büyüme ivmesini yeniden kazanmasına yardımcı olabilir.
Nucor’un değerleme çarpanları, mevcut piyasa koşulları göz önüne alındığında dikkat çekici bir yatırım fırsatı sunabilir.
Şirketin 13,3 seviyesindeki mevcut F/K oranı, 2022-2024 dönemine kıyasla biraz yüksek olmasına rağmen, 2017-2019 ortalamasına oldukça yakın. Bu durum, şirketin son dönemdeki zayıf kârlılık performansına rağmen makul bir şekilde değerlendirildiğini gösteriyor.
İleri F/K oranı ise 14,0 ile güncel görünüme göre şirketin gelecekteki kâr beklentilerinin mevcut fiyat seviyelerinde nispeten olumlu bir şekilde değerlendirildiğini gösteriyor. PEG oranı da 1,1 seviyesinde bulunarak hissenin büyüme potansiyeline kıyasla makul seviyede fiyatlandığına işaret ediyor.
FD/FAVÖK oranı 6,7 ile sektör ortalamasına yakın bir seviyede bulunarak dengeli bir görünüm sunuyor. Yani, Nucor’un değerlemesinin piyasa koşulları göz önüne alındığında makul olduğunu gösteriyor.
Ayrıca şirketin PD/DD oranı 1,64 ile hem pandemi öncesi hem de sonrası dönemlerin alt sınırına yakın seviyelerde bulunuyor. Bu da şirketin sahip olduğu varlıkların gelecekteki gelir potansiyeli açısından hafif bir iskontoya işaret ettiğini gösteriyor.
Marjlar tarafına bakıldığında ise Nucor’un marjları uzun vadede umut verici vaadediyor. Şirketin faaliyet marjı, pandemi dönemi ve sonrasında enflasyonist ortamın etkisiyle 2022’de zirve yapmıştı. Günceldeki marj seviyeleri, pandemi öncesi dönem ortalamalarının bile üzerinde bulunuyor.
En Kötü Geride mi Kaldı?
Nucor, açıkladığı son bilançosunda kâr ve gelirlerinde düşüş yaşamasına rağmen hisse başına kâr ve gelir beklentilerini aşmayı başardı.
Hisse başına kâr 1,49 dolar ile 1,41 dolar beklentisinin üzerine çıktı, gelir ise 7,23 milyar dolarlık beklentiyi aşarak 7,44 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Ama net kârın çeyreksel bazda 15%, yıllık bazda ise 8% gerilemesi ve FAVÖK’ün 52,4% düşüşle 869 milyon dolara gerilemesi, şirketin mâli performansını gölgeledi. Bu çeyrekte açıklanan FAVÖK, 2021’in ilk çeyreğinden bu yana en düşük seviyeye işaret etti.
Gelir ve kârlardaki keskin düşüş, zayıf fiyat ortamı ve tüm segmentlerde sevkiyatların azalmasıyla ilişkilendirilebilir. Ancak faaliyet marjının pandemi öncesi döneme göre daha iyi bir görünüm sunması mevcut sıkıntıların geçici olduğuna ve uzun vadeli görünümün cazip olduğuna işaret ediyor.
Nucor ve Ereğli Bilançolarında Benzer Sinyal
Ereğli, geçtiğimiz dönemlerde düşük talep ve yüksek faiz oranlarının etkisiyle zayıf görünüm sunsa da son bilançolarında takip edilen toparlanma sinyali, tıpkı Nucor’daki gibi yatırımcılara umut vadediyor.
Nucor gibi Ereğli de güçlü kâr marjları ve istikrarlı nakit akışıyla zorlu piyasa koşullarında bile dayanıklılığını kanıtlıyor. Şirketin net kâr marjı sektör ortalamasının üzerinde yer alırken düzenli olarak dağıtılan temettü yatırımcılar için önemli bir getiri sağlıyor.
Wall Street “AL” Diyor
Wall Street analistlerinin hisse üzerindeki 12 aylık konsensüs hedef fiyatı da 179,89 dolar ile hissede 30% yükseliş potansiyeli sunuyor. Tahminde bulunan 10 analistin 7’si Nucor’u “AL” notuyla tavsiye ediyor.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken faydalanılan kaynak: Nucor IR, SeekingAlpha, StockRover, Benzinga, AA1, 2, Dünya