ABD Borsası Notları

ABD borsaları ayı piyasasında mı? Teknoloji hisseleri dibi gördü mü?

ABD borsaları ayı piyasasında mı? Teknoloji hisseleri dibi gördü mü?
Google News Icon Takip Et

ABD hisse senedi endeksleri, Mart ayında yaşanan 10%’luk geri çekilme ile teknik düzeltme bölgesine girdi. Ancak bu düzeltme, sadece fiyat seviyeleriyle değil, aynı zamanda piyasa yapısındaki kırılganlıklarla da dikkat çekici. 

S&P 500 ve Nasdaq’ta yaşanan bu düşüşün ardından yatırımcıların aklında artık iki temel soru var:

  • Bu düzeltme, daha büyük bir ayı piyasasının başlangıcı mı?
  • Teknoloji hisselerinde görülen satışlar, artık bir dip oluşturdu mu?

Trump tarifeleri: Belirsizlikten politika şokuna geçiş riski

2 Nisan’da yürürlüğe girmesi beklenen Trump’ın karşılıklı tarife hamleleri, piyasalardaki ana stres kaynağı. 

Bloomberg’e göre, otomotiv, ilaç ve yarı iletken sektörleri bu dalganın ilk adımında dışarıda kalabilir. Ama bu bir rahatlama değil, belirsizliğin takvime yayılması anlamına geliyor.

Burada kritik olan, bu politikaların fiyatlara ne kadar yansıdığı. Deutsche Bank’ın projeksiyonuna göre yeni gümrük vergileri tam anlamıyla devreye girerse S&P 500 şirketlerinin kârlarında 5%–8% arası bir daralma yaşanabilir. Bu, sadece bir sektör hikâyesi değil; küresel tedarik zincirine entegre çalışan endüstrilerde çarpan etkisi yaratabilecek sistemik bir risk olarak değerlendirilmeli.

Ayrıca Trump yönetiminin, sektörel muafiyet taleplerine karşı direnci sürdürmesi, ABD’li dev şirketlerin yoğun lobi faaliyetlerine rağmen politikanın sertliğini koruyabileceğine işaret ediyor. Bu da yatırımcı için bir haber değil; stratejik pozisyonları yeniden gözden geçirmenin önemli bir nedeni olmalı.

S&P 500 ve Nasdaq: Teknik düzeltme mi, trend dönüşümü mü?

S&P 500 gördüğü 6.147 zirvesinden 10% değer kaybederek düzeltme bölgesine girerken Nasdaq’taki kayıplar daha derinleşti. Özellikle son iki yılın öne çıkan teması olan Muhteşem Yedili hisseleri ortalama 14% geriledi. Tesla’daki (TSLA) düşüş ise Mart ayında 50%’yi aştı.

Bu noktada iki önemli soruya yanıt aramak gerekiyor:

👉 Düzeltme sonrası ortalama getiri ne söylüyor?
Tarihsel veriler umut verici: 2010 sonrası 9 düzeltmenin 8’inde, S&P 500 sonraki 12 ayda ortalama 18% getiri sağladı. Ekim 2023 düzeltmesinden sonraki 12 ayda yaşanan 41%’lik ralli bunun somut örneği. Fakat, geçmiş performansın geleceği garanti etmediğini de unutmamak gerek.

👉 Bu düzeltme, sadece teknik mi?
Asıl fark burada: bu düzeltmenin tetikleyicisi likidite değil, politika riski. Bu fark, sürecin sadece teknik değil, fiyatlama davranışlarını şekillendiren bir “beklenti şoku” olduğuna işaret ediyor. 20% düşüşü temsil eden ayı piyasası tanımına henüz ulaşılmasa da temel risklerin çözülmemesi hâlinde aşağı yönlü hareketin derinleşmesi mümkün.

Teknoloji hisselerinde asıl sorun büyüme beklentilerinde mi?

Son düzeltmede teknoloji hisseleri sadece fiyat kaybı yaşamadı; yatırımcı nezdinde gelecek büyüme beklentilerinde de sorgulama başladı. 

S&P 500’deki 10%’luk değer kaybının yaklaşık yarısı sadece Muhteşem Yedili hisselerinden kaynaklandı. Grup genelinde medyan değer kaybı 14,4% olurken aynı dönemde S&P 500’ün geri kalan 493 hissesi yalnızca 6,6% değer kaybetti. 

  • Bu da satışların geniş tabanlı bir panikten ziyade, özellikle teknoloji devleri üzerindeki büyüme baskısıyla ilişkili olduğunu net şekilde ortaya koyuyor.

Bu düşüşleri sadece fiyatlamayla açıklamak mümkün değil. Asıl mesele, yavaşlayan kâr büyümesi beklentisi. Muhteşem Yedili’nin 2015’ten 2025’e kadar olan dönemde yıllık ortalama 37% olan kâr büyümesi, S&P 500’ün tarihi ortalamasının tam beş katına işaret etti. Şimdi ise sadece bu büyüme hızının normalleşmesi bile fiyatları aşağı çeken önemli bir etken haline geliyor. 

  • Yani bu bir “balonun patlaması” olarak değil, fazlasıyla başarılı bir büyümenin kendi ağırlığı altında normalize olması olarak izlenmeli.

Değerlemelere bakıldığında da tablo abartılı değil. Google’ın (GOOGL) ileri F/K oranı 17 seviyesinde bulunurken Meta’nın (META) 22 seviyelerinde. Diğer teknoloji devlerinin ileri F/K oranı ise genellikle 20’lerin ortasında. Yani fiyatlamalar hâlâ rasyonel; burada düşen şey, hikayenin temposu.

Bireysel yatırımcılar hâlâ iyimser: “Dipten Alım” refleksi devrede

Tüm bu gelişmelere rağmen bireysel yatırımcılar bu düşüşü bir fırsat olarak değerlendirmeye devam ediyor. Financial Times’ın verilerine göre, yılbaşından bu yana bireysel yatırımcılar tarafından ABD hisselerine yaklaşık 67 milyar dolarlık net giriş oldu. Bu rakam, dev fonların riskten kaçtığı bir dönemde ciddi bir zıtlık oluşturuyor.

Özellikle Tesla (TSLA) ve Nvidia (NVDA) gibi hisselere olan ilgi dikkat çekiyor. JPMorgan’a göre, sadece geçen hafta bireysel yatırımcılar 3,2 milyar dolarlık Tesla, 1,9 milyar dolarlık ise Nvidia hissesi aldı. 

Goldman Sachs, S&P 500’ün düştüğü 25 işlem gününün yalnızca 7’sinde bireysel yatırımcıların net satış yönlü olduğunu raporluyor. Buna karşın Bank of America’daki kurumsal yatırımcılar Mart’ta ABD hisse pozisyonlarında tarihi boyutta ağırlık azalttı. 

  • Bu tür zıt yönlü hamleler, piyasanın çelişkili bir dönemden geçtiğini ve yönün henüz netleşmediğini gösteriyor.

Şimdi ne yapmalı? 

Mevcut piyasa koşullarında, “bekle ve gör” yaklaşımı yatırımcıyı korumaktan çok, fırsatların ıskalanmasına neden olabilir.

Bu yüzden düzeltme dönemlerinde uygulanabilecek en sağlıklı yöntem, kademeli ve bilinçli bir şekilde portföy inşasına devam etmek olacak. Risklerin yüksek olduğu bir ortamda sermayenin tamamını tek seferde piyasaya sokmak yerine düşüşleri kontrollü bir şekilde alım fırsatına çevirmek, uzun vadeli başarı açısından daha güçlü bir strateji sunabilir.

Pozisyonlama stratejisinde önerilen yaklaşım, portföyde 10%–15% arası nakit bulundurmak ve endeksin her 3% düşüşünde mevcut pozisyonlara 5% kadar ilave yapmak yönünde. 

  • Bu tür yöntemler, ortalama maliyeti aşağı çekmenin yanı sıra psikolojik olarak da yatırımcıya süreci yönetme esnekliği sağlayabilir. 

Bu kapsamda, nakit akışı güçlü, sağlam bilanço yapısına sahip ve serbest nakit akışı yüksek şirketlere odaklanmak mantıklı bir strateji olabilir. Microsoft (MSFT), Alphabet (GOOGL), Procter & Gamble (PG) ve Johnson & Johnson (JNJ) gibi şirketler bu profile uygun öne çıkan isimler arasında yer alıyor.

Sektörel dağılım açısından baktığımızda, mevcut volatilite ortamında defansif sektörlerin öne çıktığı görülüyor. Özellikle sağlık ve tüketim sektörleri, güçlü kârlılık yapıları ve ekonomik döngülere karşı dayanıklılıkları ile portföyleri dengelemek açısından önemli bir rol oynuyor. 

Bu doğrultuda UnitedHealth (UNH), Johnson & Johnson (JNJ), Walmart (WMT), Costco (COST) ve Coca-Cola (KO) gibi hisseler öne çıkabilir. 

Buna karşın, hem regülasyon riski hem de değerleme baskısı nedeniyle Apple (AAPL) ve Tesla (TSLA) gibi büyük teknoloji şirketleri ile Boeing (BA) ve 3M (MMM) gibi küresel tedarik zincirine yüksek oranda bağlı sanayi hisselerinde ağırlığın azaltılması değerlendirilebilir.

Portföy yönetiminde sadece alım-satım değil, riskten korunma mekanizmaları da devreye göz önünde bulundurulmalı. Bu kapsamda altın,piyasa stresi arttığında güvenli liman işlevi görmeye devam ediyor. 

Likidite açısından kısa vadeli tahviller ya da yüksek getirili para piyasası fonları da hem sermaye koruması hem de esneklik sunması açısından önem taşıyor.

Sonuç: Ayı mı, Fırsat mı?

Şu anki görünüm bir ayı piyasası başlangıcından çok, fiyatlama davranışlarının yeniden değerlendirildiği bir dönüşüm evresi. Ancak bu evrenin yönü, daha çok Trump’ın ticaret politikaları ve Fed’in faiz indirim yönlendirmeleiyle belirlenecek.

Gerçek dip, sadece fiyatla değil, duyguyla da gelir. Şu anki satışlar panikten çok, stratejik yeniden fiyatlamayı yansıtıyor.

O nedenle soru artık “Ayı piyasası mı başlıyor?” değil, “Bu düzeltmede nasıl bir portföy yapısı ayakta kalır?” sorusu olmalı. Bu perspektifle yaklaşan yatırımcıların belirsizliği avantaja çevirme potansiyeli de artabilir.

Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı

Kaynak: Bloomberg, FT, MooMoo