Sektörel Ayrışmalar Belirgin
BIST 100 endeksi yılbaşından bu yana 0,16% getiri sağlamasına karşın Ocak ayı enflasyonu 5,03% olarak gerçekleşti. Endekste aylık olarak negatif reel getiri gerçekleşirken en fazla yükselen sektörel endeksler ise sırasıyla 15,24% getiriyle BIST ILETISIM (XILTM), 11,31% getiriyle BIST ULASTIRMA (XULAS), 8,72% getiriyle BIST FINANSAL KIRALAMA FAKTORING (XFINK) endeksleri oldu.
İletişim sektöründe özellikle TCELL ve TTKOM’un hem model portföylerde ağırlığının artması hem de fon pozisyonları etkili olurken, ulaştırma tarafında THYAO ve PGSUS’un yukarı yönlü hareketleri de endeksi yukarı taşıdı. Bu dönemde bankacılık endeksi ise 1,04% negatif getiri sağlayarak BIST 100 endeksinde baskı oluşturdu. Genel olarak baktığımızda bankaların BIST 100 endeksindeki ağırlığı 15%-20% arasında değişmekte. Bu durum bankacılık endeksindeki satışların endeks üzerinde de baskılanmasına sebep oluyor.
Endeks güncel olarak 50 günlük üstel hareketli ortalamasını ana destek seviyesi olarak belirlerken, dünkü kapanışta gelen alımlarda Arçelik, Enka, Ereğli, Bim, Garanti, Sasa, Türkcell, Türk Telekom gibi büyük hisselerde yükselişler takip edildi.
Hisse Bazlı Ayrışmalar Endeksin Yönünü Belirleyebilir
- Son çeyrek bilançolarının bir kısmını banka ağırlıklı olmak üzere almaya başladık. Bankaların 2025 yılı için net faiz marjı hedefi genel olarak 300 baz puan büyüme yönünde. Fakat burada 2024 yılında yüksek marjla çalışan bankalarla, düşük net faiz marjıyla çalışan bankaların, marj büyüme hedefinin aynı olması bankacılık hisselerinde de ayrışma sağlayabilir. Geçtiğimiz sene likit banka endeksinde yer alan tüm bankacılık hisselerinde endekse relatif pozitif ayrışmalar gözlemlenmişti.
- Enerji sektöründe spot enerji fiyatlarının baz etkisiyle kârlılıklarda hafif iyileşme gözlemlenebilir. Fakat brent petrol fiyatlarındaki belirsizlilk ve küresel büyüme tahminlerindeki geri çekilişler sektör özelinde belirsizliği artırmaya devam ediyor.
- GYO ve çimento şirketlerinde ise Suriye’deki gelişmeler, yeni konut satışları ve konut fiyat endeksinin etkilerini başlıca hisse performanslarında pozitif olarak gözlemledik. Fakat, makroihtiyati çerçeve de alınan önlemler ve merkezi yönetim bütçesinin yaratacağı etkileri aylık verilerde yakın bir şekilde takip etmek gerekiyor.
- Telekomünikasyon sektöründe güçlü ARPU (Kullanıcı Başına Ortalama Gelir) büyümesi ve yüksek faizlere karşın düşük talep elastikiyeti sektörü, yılın ilk ayında ön plana çıkarmayı başardı. Talep elastikiyeti diğer bir düşük sektör ise gıda perakendecileri. Orada da aracı kurumların vermiş olduğu yüksek hedef fiyatlar, online siparişlerdeki büyüme ve private label (özel markalı ürün) büyümesi devam ediyor.
- Otomotiv tarafında rekor araç satışları gerçekleşse de, Çinli üreticilerin payının artması ve reel fiyatlamaların negatif kalması, yüksek kredi maliyetlerinin de etkisiyle, işletme sermayesinde artış ve marjlarda baskılanmanın devam etmesini sağlayabilir.
- Demir-Çelik tarafında da Trump’ın vergi planı, küresel piyasalarda sıcak demir ve alüminyum tarafında marj baskısına sebep olabilir.
Sektörel ve hisse bazlı detaylı analizler için Midas Araştırma ekibi olarak yazdığımız Yatırım Trendleri Raporumuza buradan ulaşabilirsin.
Genel anlamda endekse ağırlığı olan şirketlerin bulunduğu sektörleri incelediğimizde, endeks için kârlılık tarafında katalizörler sektörel tarafta ayrışma gösteriyor. Sektörel ve hatta hisse bazlı ayrışmalar yıl içinde endeksin gidişatında önemli olacak.
Borsa’da Katalizörler Neler?
2024 yılının Aralık ayında, yılın ilk faiz indirimi gerçekleşirken 2025 yılının Ocak ayında da 250 baz puanlık faiz indirimi gerçekleşti. TCMB ve ekonomi yönetiminin sıkılaşma tarafında şahin mesajları devam etse de, pozitif reel faiz makası önümüzdeki dönemde de faiz indirimlerinin devam edebileceğini yatırımcılara gösteriyor. Faiz indirimlerinin başlaması, sektörel olarak başta tahvil değerlemelerinden kaynaklı olarak bankacılık sektörünün kârlılığını pozitif etkileyecek.
Diğer taraftan BDDK’nın son açıkladığı verilere göre 19 trilyon TL’nin üzerinde bulunan mevduat rakamı ve 1,7 trilyon TL değerindeki para piyasası fonlarında bulunan rakamın, gayrimenkul ve hisse senedi piyasalarına akmaya başlaması da endeks için ana katalizör olabilir. Fakat pozitif reel faizlerin devam etmesi buradaki gelişmeler açısından önemli olacak. Mevduatlarda 6 aya kadar olan vadelerde stopaj 10%’dan 15%’e, 1 yıla kadar olan vadelerde 7.5%’tan 12%’ye, 1 yıldan uzun vadelerde ise stopaj 5%’ten 10%’a çıkarıldı. Fonlarda stopaj oranı hisse senedi yoğun, katılım hisse senedi yoğun ve serbest hisse senedi yoğunlarda 0%, değişken fonlar, fon sepeti fonları, diğer katılım fonları, borçlanma araçları fonları, kıymetli maden fonları, para piyasası fonları, diğer serbest fonlarda 15%, bir yıl üstünde tutulursa 50% üstü yerli hisse taşıyan değişken fonlarda stopaj 0% oldu.
Genel olarak bu stopaj oranları da, para piyasası ve mevduat tarafındaki çıkışları destekleyebilir. Fakat ilerleyen süreçte bunu belirleyecek olan enflasyon verileri ve politika faizi kararları olacak.
Ayrıca Suriye-Türkiye arasındaki ticaret gelişmeleri de Suriye’nin yeniden yapılanması tarafında önemli. Fakat burada Suriye’nin Türkiye’ye olan tavrı ve ikili ilişkiler kritik olacak.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’nin Rusya ile barışı sağlamak adına vermiş olduğu toprak değişimi demeçleri de, bölgede faaliyet gösteren Enka İnşaat, Astor Enerji, Anadolu Efes ve inşaat ile çimento firmalarını yeniden yapılanma sürecinde olumlu etkileyebilir. Çevremizdeki jeopolitik gerginlik noktasında belirsizlikler ana risk unsuru olmaya devam etse de, siyasi ilişkiler yakın bir şekilde takip edilecek.
Endeks Üzerindeki Olası Riskler
ABD Başkanı Donald Trump’ın getirmeyi planladığı gümrük vergileri, küresel piyasalarda ABD pazarının daha kapalı olmasını ve küresel üreticilerin bizim de ana pazarımızın bulunduğu Avrupa pazarına yönelme olasılığı, şirketlerin marjları üzerindeki belirsizliği sürdürüyor.
Küresel taraftaki jeopolitik gerginliklerde olası risk tarafında endeksi negatif etkileyebilir. Trump, göreve geldikten 24 saat sonra Ukrayna-Rusya savaşını bitireceğini belirtse de göreve geldikten sonra “Ukrayna’ya çok değerli nadir toprak elementlerine sahip olduklarını söylüyoruz, onlarla, bize verdiklerimizi bu nadir elementlerle ve başka şeylerle güvence altına alacakları bir anlaşma yapmayı planlıyoruz.” tarzındaki demeçler gerginliklerin devam edebileceğini gösteriyor. Ayrıca Trump, Grönland ve Kanada’yı içine alan bir ABD haritası paylaşımı gerçekleştirmişti. İsrail-Filistin arasındaki gerginlikler için ise ABD’nin “Gazze Şeridi’ni devralacağını” söylerken Trump, Gazzelilerin de “başka bir yere gitmesi gerektiğini” söylemişti. Tüm bunlar küresel tarafta belirsizlikleri artırırken, altın ve tahvil gibi yatırım araçlarını yılbaşından bu yana öne çıkarttı.
Diğer taraftan iç siyasetteki belirsizliklerde endeks üzerinde volatilitenin artmasına neden oluyor. İç siyasette yaşanabilecek gerginlik şiddetinin artması da genel görünüm için negatif olabilir.
Son gelen sanayi üretim verisi, üretimde toparlanma belirtileri gösterse de, yıl içinde yüksek kredi maliyetlerinin talepte beklenmedik negatif yaratabileceği etki de şirketlerin kârlılığı ve genel görünüm için risk unsuru olabilir.
Hangi Yatırım Araçları Bu Dönemde Öne Çıkabilir?
2025 yılında hisse senetlerini öne çıkaran ana unsurlar, hisse senedi yoğun fonlardaki stopaj avantajı, yurt içinde ve küresel tarafta faiz indirimleri ve TÜFE’ye rölatif zayıf performans gösteren 2024 senesi sonrasında değerlemelerin daha cazip kalması olacak. Fakat yukarıda bahsettiğimiz sektör ve hisse bazlı ayrışmaların devam etmesi, yatırımcıların da fon pozisyonlanmalarını artırabilir.
2025 yılında güncel olarak en öne çıkan fon grupları ise borçlanma araçları fonları ve kıymetli maden fonları oldu.
Borçlanma araçları fonlarında politika faizlerinde indirim süreci ile beraber tahvil faizlerinin geri çekilmesi sonucunda tahvil fiyatlarının artması, fonlarda değerleme kârı açısından pozitif yansıdı.
Kıymetli maden fonlarında ise gümrük vergileri konusu sonucunda küresel belirsizlik ortamının artmasıyla, ons altın fiyatlarında dolar bazlı sert artışlar meydana geliyor. Güncel olarak ons altın 2900 doları zorlarken Goldman Sachs, altın fiyatlarının Aralık 2025’e kadar ons başına 3 bin 150 dolara ulaşmasını bekliyor. JP Morgan analistleri ise, altının ons fiyatının 2025’te 3 bin dolar seviyesine yükseleceğini öngördüklerini belirtmişti.
Morgan Stanley analistleri yayınladıkları raporlarda, portföy dağılımının 55% hisse senetleri, 20% tahviller, 15% emtialar ve 10% nakit şeklinde olmasını öneriyor.
Aşağıda son 1 ayda en fazla getiri sağlayan borçlanma araçları fonlarını, kıymetli maden fonlarını ve para piyasası fonlarını bulabilirsin 👇
Borçlanma Araçları Fonları
Kıymetli Maden Fonları
Para Piyasası Fonları
Hisse tarafında ise Midas Araştırma ekibi olarak yazdığımız Yatırım Trendleri Raporumuzda hisse avcısı bölümüne göz atabilirsin. 🔍
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı