2024 yılı bazı yatırımcılar için volatilitenin yüksek olduğu, bazı yatırımcılar için ise risksiz fırsatların değerlendirildiği bir sene oldu.
Hisse senetlerinin pandemi sonrası döneme göre oldukça ayrışmaya başladığı, ekonomi yönetiminin yeniden ortodoks politikalara geçmesiyle birlikte başta bankacılık hisseleri olmak üzere holding, sigorta ve telekomünikasyon sektörlerinin ön plana çıktığını izledik.
Endeksin yılbaşındaki hikâyesi, faiz artırım sürecine girilmesi ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu artırmasıyla para politikasında güvenli duruşu temsil ederken yabancı yatırımcıların borsaya giriş yapabileceğine yönelik beklentiler, BIST 100 endeksinin yılın ilk yarısında dünyanın en fazla getiri sağlayan endekslerinden biri konumunda olmasını sağladı.
Fakat faiz artışlarıyla birlikte risksiz getirilerin enflasyonun üzerinde olması ve risksiz getirinin dolar bazlı olarak da güçlü getiriler sağlaması sonucunda yabancılar Ocak-Kasım döneminde 3 milyar doların üzerinde hisse satışı gerçekleştirdi.
Diğer taraftan para piyasası fonlarının bileşik getirilerinin %60’ların üzerine çıkmasıyla birlikte yerli yatırımcılar da riskli varlıklardan risksiz varlıklara geçişini sürdürdü.
2024 yılının başında 1,5 trilyon TL olan yatırım fonlarının büyüklüğü %173 artarak 4,1 trilyon TL’ye ulaştı. 2024 yılının başında bulunan 7,1 milyon yatırımcı sayısı ise 10,1 milyon kişiye yükseldi. Enflasyonun üzerinde portföy büyüklüğü artışlarının en büyük oyuncusu ise para piyasası fonları oldu.
Toplam portföy büyüklüğünün 1,5 trilyon TL’den fazlası para piyasası fonlarından gelirken, para piyasası fonlarında bulunan yatırımcı sayısı ise yaklaşık olarak 3,7 milyon kişi oldu. Yani toplam aktif büyüklük ve yatırımcı sayılarının %30’dan fazlası güncel olarak para piyasası fonlarında bulunuyor.
Risksiz getirilerin öne çıkmasının yanı sıra kredi maliyetlerinin artması ve dünyadaki zayıf talep ile birlikte şirketlerin bilançoları da oldukça güçsüz geldi.
3. çeyrek bilançolarında BIST TÜM endeksinde yer alan hisselerde toplamda 223 şirket net zarar açıklarken, 272 şirketin cirosu ise 9 aylık sonuçlarda daraldı.
Diğer taraftan küresel tarafta Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırmasıyla birlikte açıkta kalan carry trade pozisyonları, ABD tarafında ağustos ayında gelen zayıf verilerle küresel resesyon ihtimallerinin oluşması ve jeopolitik gerginliklerin tırmanması da yılın 2. yarısında endeksin baskılanmasına yol açtı.
Ağustos ayından sonra endekste dolar bazlı sert geri çekilmeler meydana gelirken, küresel tarafta eylül sonrası faiz indirimleri ve genişleme adımları Asya ve ABD piyasalarında yükselişi destekledi. Fakat BIST 100 endeksi dolar bazlı zirvesine uzaklaşmasına karşın, küresel piyasalarla korelasyon sağlayamaması sonucunda geri yükselmeyi başaramadı.
2024 yılının son haftasına girerken, risksiz getirilerin yüksek olması ve kredi maliyetlerinin artması sonucunda zayıf talep ile birlikte BIST 100 endeksi yılbaşından itibaren ancak %26’lık bir yükseliş kaydedebildi. Bu dönemde para piyasası fonları %59, gram altın ise %51 getiri sağlamayı başardı.
Nasıl Bir 2025 Bizleri Bekliyor?
Aracı kurumların 2025 strateji raporları incelendiğinde endeksin 2025 yılı sonu için verilen tahmin aralığı 13.500-14.500 aralığında bulunuyor. Tahminlere göre 1 sene sonrası için şu anki seviyeden yaklaşık olarak %44 potansiyel bulunurken, TCMB’nin 2025 için beklediği enflasyon tahmini ise %21 seviyesinde.
Fakat güncel seviyelere göre daha tutarlı olan TCMB piyasa katılımcıları anketine göre 2025 yılı enflasyon beklentisi %27 düzeyinde. Dolar kuru tahmini incelendiğinde ise TCMB piyasa katılımcıları anketine göre 2025 yıl sonu dolar/TL hedefinin 43,2 TL olması bekleniyor.
Analistlerin 1 senelik verdiği ortalama endeks tahminine göre bu endeksin 2025 yıl sonunda dolar bazında 320-330 dolar seviyelerini işaret ediyor. Güncel olarak BIST 100 endeksi 275 dolar seviyesinden fiyatlanmakta. Yani analistlerin ortalama beklentilerine göre 2025 yılı sonunda endeks güncel dolar bazlı fiyatına göre %18 potansiyel taşıyabilir.
2024 Yılına Benzer Bir Sene Olabilir Mi?
2024 yılında aylık olarak en fazla yükseliş %14 yükselişle ocak ayında gerçekleşirken, yabancı alımlarının en yüksek olduğu ay da 237,5 milyon dolarla ocak ayı olmuştu.
Asgari ücret zammıyla birlikte yılın ilk 3 ayında gerçekleşen enflasyonun, para piyasası fonlarında veya mevduat tarafında reel getiri potansiyeli sunmaması yatırımcıların risk katsayılarının yükselmesine yol açmıştı.
Güncel olarak da 2025 yılına girerken yılın ilk 3 ayında yüksek enflasyon görmemiz muhtemel senaryo gibi görünüyor.
Para piyasası fonlarında bulunan 1,5 trilyon TL’nin ve bankalarda bulunan 11 trilyon TL’nin üzerinde mevduat tutarının çok küçük bir kısmının hisse senetlerine girmesiyle endekste bir hareketlenme yaşanabilir.
Yılın 2. yarısından sonra enflasyon muhasebesinin etkilerinin yıllık baz etkisi olarak pozitife dönmesi ve hem küresel tarafta hem de yurt içinde faizlerin dengelenmeye başlamasıyla şirketlerin kârlılığında iyileşmeler meydana gelebilir.
Fakat faizler dengelenmeye başlasa da özellikle mart ayı sonrasında TCMB ve TCMB piyasa katılımcıları anketine göre aylık enflasyonların yıllık enflasyon hedefi için ortalama olarak %1,5 seviyesinin altında gelmesi gerekiyor.
Faizler inmeye başlasa bile mevduat getirisinin aylık olarak %4’ten %3 seviyesine düştüğü durumda dahi, para piyasası fonlarının enflasyon karşısındaki getirisi 2025 yılında ön plana çıkmaya devam edebilir.
2024 yılında borsanın ana rakibi mevduat olmuştu. Bu durum 2025 yılında da devam edebilir. Diğer taraftan 2024 yılında endeksin volatilitesini sürekli olarak artıran jeopolitik gerginlikler 2025 yılında da endeksin yönünde belirleyici olacak gibi gözüküyor.
2024 yılında başta bankacılık hisselerinde görünen hareket perşembe günü açıklanacak faiz kararıyla beraber 2025 yılında da ön plana çıkmaya devam edebilir.
Diğer taraftan temel anlamda gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) şirketlerinin değerleme kârında önemli öncü gösterge olan konut fiyat endeksi (KFE) Kasım ayında aylık olarak 2,8% artış gösterdi. Kasım ayında yayınlanan aylık enflasyon ise 2,24% ilan edilmişti.
Yıllık rakamlara baktığımızda ise Kasım ayında yıllık enflasyon 47,09% olarak gerçekleşirken, KFE yıllık olarak 29,4% artış gösterdi. Bu yıllık olarak 12% reel azalışa işaret etse de son gelen veriler KFE’de toparlanmaya işaret ediyor.
Fakat 2 sektörde de perşembe günü açıklanacak olan TCMB faiz kararı ve karar metni etkili olacak. 2025 yılında faiz döngüsünde bir indirim başlaması halinde bu 2 sektör yıl genelinde ön plana çıkmaya devam edebilir.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Midas Sorumluluk Beyanı
Bu içerik hazırlanırken kullanılan kaynaklar: KAP, Finnet, TCMB, TUİK, TEFAS