Midas’ı indirmek için QR kodu taratın
Açılımı Londra Bankalararası Teklif Oranı olan LIBID, faiz ile ilgili bir terimdir. Bir yatırımcının Londra Bankalararası Para Piyasası’nı takip etme sebebi, döviz farkından kaynaklıdır. Döviz interbankında Londra kaynaklı işlem yapmak isteyen bir Türk bankası, broker kullanır. Broker, bir bankanın taraflar arasında aracı olarak hareket eden komisyoncusu ve danışmanıdır. Özellikle büyük bankalarla gerçekleştirilen işlemlerde broker aracılığı şarttır. Brokerlar ile LIBID ve LIBOR hakkında bilgi edinmeniz mümkündür.
LIBID (London Interbank Bid Rate), Londra Bankalararası Para Piyasası’nda bulunan yüksek itibara sahip kurumlar arasında yapılan alışverişlerde kullanılır. Bu saygın bankalar, birbirlerinden temel para birimleri üzerinden mevduat kabul ederken LIBID adı verilen faiz oranını kullanarak işlem yapar. Söz konusu temel para birimleri ise ABD doları, euro, İngiliz sterlini, Japon yeni ve İsviçre frangıdır.
Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi
LIBID (London Interbank Bid Rate) nedir sorusuna günlük olarak yayınlanan bir faiz oranıdır şeklinde cevap verilebilir. Dolayısıyla bu oranın genellikle kısa vadeli işlemler için kullanıldığı söylenebilir. Ancak LIBID, çeşitli küresel finansal araçlar içinde en önemli referans oranlarından biri olarak bilinir. Ayrıca eurodolar piyasasında da önemli bir itici güçtür. LIBID kullanımının yaygın olduğu işlemler şunlardır:
Küresel finansal araçlar içindeki bir diğer önemli referans oranı da LIBOR’dur. Tıpkı LIBID gibi günlük olarak değişen LIBOR için standart oran 35’tir. LIBOR oranının sabitlenmesi ve düzenli olarak yayınlanması LIBID için de önem arz eder. Bu iki oran arasındaki fark, ortalamayı verir. LIMEAN adı verilen bu ortalama oran, bankalararası piyasada LIBID ya da LIBOR kullanmak istemeyen kurumlar tarafından tercih edilen güvenilir bir referanstır.
Bu iki terim arasındaki farkı anlamak için ilk olarak LIBID ve LIBOR ifadelerinin ne anlama geldiğini bilmek gerekir. LIBID teriminin tanımı, ilgili başlık altında verilmiştir. LIBOR teriminin açılımı ise London Interbank Offered Rate şeklindedir. LIBOR, Londra Bankalararası Para Piyasası’nda itibarı yüksek kurumların birbirine temel para birimleri üzerinden borç verme işlemleri için uyguladıkları faiz oranıdır. LIBOR için kullanılan temel para birimleri de LIBID ile aynıdır.
LIBID ve LIBOR terimlerinin ikisi de bankaların doğrudan veya elektronik ticaret platformları aracılığıyla para alışverişi yaptığı Londra Bankalararası Piyasası’nda belirlenen referans oranlarını temsil eder. LIBOR ve LIBID farkı; birinin alım, diğerinin ise satım oranı olmasından ileri gelir. LIBOR, Londra Bankalararası Piyasası’nda fonların satılma oranıdır. LIBID ise bu fonların piyasadan satın alınma oranını ifade eder.
LIBOR (London Interbank Offered Rate), Londra Borsası’nda işlem yapan bankaların birbirleri için uyguladıkları referans faiz oranıdır. Söz konusu borsada faaliyet gösteren bankaların, ABD doları üzerinden yaptıkları kısa vadeli borçlanmalarda baz aldıkları oran olarak tanımlanır. LIBOR (London Interbank Offered Rate) nedir sorusuna detaylı bir cevap vermeden önce bu oranın hangi para birimlerini kapsadığını belirtmek gerekir. İlgili faiz oranını belirleyen para birimlerinin arasında; dolar, euro, yen, pound ve frank yer alır. Bu para birimlerinde meydana gelen değişimler referans faiz oranını etkiler.
LIBOR faiz oranı, ICE Benchmark Administration (IBA) tarafından günlük olarak yayınlanır. İlgili referans faizini kullanan bankalar, oranın belirlenmesinde etkili olur. Kuruluşlar, kısa vadeli borçlanma için talep ettikleri minimum ve maksimum faiz oranlarını bildirir. Bu verilere göre hesaplanan ortalama, günlük oran olarak açıklanır. Dünya ekonomisini yakından ilgilendiren bu orandaki küçük değişimler dahi piyasalarda dalgalanmalara sebebiyet verebilir. LIBOR, bankaların vermiş olduğu kredilerin faiz oranlarını ve vade sürelerini belirleyen bir unsurdur.
Kısa süreli faiz oranları, mevcut finansal varlıkların değerinde değişimlere sebep olur. Günlük olarak belirlendiği için düzenli takip gerektirir. Piyasalarda kısa süreli faiz oranlarının belirlenmesi, makro göstergelere de yansır. Uzun süreli faiz oranlarının istikrarlı bir hâl almasını sağlar. LIBOR (London Interbank Offered Rate), kısa ve uzun vadede piyasaların lehine olan bir referans faiz oranıdır.
İlgili faiz oranı, uluslararası bir özellik taşıdığı için piyasalar hakkında geniş perspektiften yorum yapma olanağı verir. Her gün 11:00 itibarıyla sabitlendiği için gün içinde piyasalarda yaşanması muhtemel volatiliteye dair bir gösterge niteliği taşır. Bu faizdeki değişimler; kredileri, mortgage oranlarını, devlet ve özel sektör borçlanma senetlerini etkiler.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
LIBOR (London Interbank Offered Rate); Bank of America, Bank of Tokyo, Deutsche Bank, HSBC ve Citibank NA gibi farklı ülkelere ait bankalar tarafından belirlenir. Bu bankalar, ABD doları cinsinden kısa vadeli borçlar için bekledikleri faiz oranlarını bildirir. Ardından ICE Benchmark Administration, verilen rakamlardan ortalama bir değer çıkarır ve faiz oranını her gün günceller.
LIBOR oranları hesaplanırken aritmetik ortalama yönteminden yararlanılır. İlgili borsada işlem gören bankaların vermiş olduğu oranlar küçükten büyüğe doğru sıralanır. Bu sıralamadan ilk ve son çeyrek çıkarılır. Ardından geriye kalan oranların aritmetik ortalaması alınır. Beş ana para birimi bu hesaplamada belirleyici olur. Buna ek olarak hesaplama, yedi farklı vade dönemine göre yapılır. Bütün değerler göz önünde bulundurulduktan sonra LIBOR (London Interbank Offered Rate) oranı açıklanır.
Finansla ilgilenenlerin karşısına çıkan “Limit emri nedir?” sorusu, internette sıkça araştırılan konulardan biridir. Limitli emir, borsada yatırımcıların alım ve satım işlemlerini gerçekleştirmelerini sağlayan bir adımdır. Yatırımcılar, aracı kurumlara limitli emir doğrultusunda işlem ya da değişiklik yapma talebinde bulunur. Söz konusu emir sayesinde yatırımcılar portfolyolarını yönetir.
Limit emri yatırımcıya kendi belirlediği fiyattan işlem gerçekleştirme avantajı tanır. Bir borsa terimi olan limitli emir için alıcı ve satıcı olmalıdır. Ayrıca limit emrinin gerçekleşmesi için alıcının en yüksek miktarı, satıcının ise en düşük fiyatı kabul etmesi gerekir. Fiyatın ve miktarın belirtildiği emir, herhangi bir işlem yapılmazsa süresi bitene kadar pasif bir şekilde bekletilir.
Limitli emir, belirlenen fiyattan veya daha yukarısından satış yapmanızı sağlar.
Borsada ve kripto piyasasında limitli emirlerin hesaplanması çok basit bir şekilde yapılır. Örneğin 500 USD üzerinden 10 adet kripto para satmak istediğinizi varsayabilirsiniz. Bunun için satış emrini 500 USD olarak verirsiniz. Satmak istediğiniz kripto para birim fiyatı, belirlediğiniz rakama ya da daha üstüne ulaşırsa emriniz otomatik olarak gerçekleşmiş olur. Satış fiyatı, belirlediğiniz tutarın altında ise işleminiz gerçekleşmez. Daha basit ve kısa bir ifadeyle alım satım emrine limit koyarak kâr etme ihtimalinizi güçlendirirsiniz.
Yabancı Yatırımcının İlgisini Çekebilecek Cazip Hisseler
Borsada yatırım yapan kişiler için limitli emrin sağladığı bazı avantajlar vardır. Bu emir türü, alıp satmak istediğiniz senedin veya kriptonun fiyatını sizin belirlemenizi sağlar. Emirlerinizin gerçekleştiğini kontrol etmek için sürekli piyasayı kontrol etmek zorunda da kalmazsınız. Çünkü yatırım aracınız sizin belirlediğiniz fiyata düştüğünde ya da çıktığında emriniz direkt olarak gerçekleşir.
Fiyat limitli emirlerin dezavantajları da vardır. Bunların başında borsa ve kripto piyasasındaki dalgalanmalar gelir. Özellikle kripto piyasasında çok sık dalgalanma yaşanır. Aniden yükselen ya da düşen fiyatlar emirlerin gerçekleşmesinin önüne geçer. Ayrıca sizin sisteme girdiğiniz emir daha önce başkası tarafından verilmiş ise ilk emrin karşılık bulmasını beklemeniz gerekir.
Limitli emirleri basit bir örnekle açıklamak mümkündür. Örnek olarak 20 dolardan işlem gören bir hisse senedi ele alınabilir. Yatırımcının hisse başına ödemek istediği maksimum fiyat ise 18 dolar olsun. Eğer söz konusu senet 20 dolardan 18’e veya daha altına düşerse yatırımcının emri gerçekleşir. Fiyatın düşmediği durumlarda ise verilen emir belirlenen tarihe kadar açık kalır.
Likidite senetleri para politikasının etkinliğin arttırmak için kullanılan bir yöntemdir. Liquidity bills olarak da ifade edilen bu kavram, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Bu kanuna göre TCMB kendi nam ve hesabına likidite senetleri ihraç edebilir.
Likidite senetleri nedir sorusuna, piyasadaki para politikasının etkinliğini arttırmak için düzenlenen kısa vadeli bir araçtır cevabı verilebilir. Bu senetler piyasadaki fazla likiditeyi çekmek ve düzenlemek amacıyla kullanılır. Likidite senetlerinin süresi ilgili kanunda 91 gün olarak belirlenmiştir.
Likidite senetleri nedir sorusundan sonra bu kavramın özelliklerini de açıklamak gerekir. Bu senetlerin gösterge niteliğinde bulunan günlük verileri, Resmî Gazete’de ve Merkez Bankası’nın internet sitesinde ilan edilir. Likidite senetlerinin üzerinde; düzenleme yeri, tarihi, vadesi, sıra numarası ve hamiline yazılı olduğuna dair ibare gibi pek çok detay bulunur. Likidite senetlerinin üzerinde Merkez Bankası başkanı ve bir başkan yardımcısının imzası da yer alır.
Bu senetlerin en belirgin özelliği sadece açık piyasa işlemlerinin etkinliğinin artması istendiği zaman ihraç edilmesidir. Fakat bu işlemlerin alternatif bir yatırım aracı gibi görülmemesi gerektiği de belirtilmelidir. Bu senetler, TCMB’nin kendi nam ve hesabına, iskontolu olarak ihraç edilir. Kıymetli evrak olma özelliği bulunan tek bir senet şeklinde ihraç edilmektedir. Basılan fiziki senet ise TCMB tarafından saklanır.
Güçlü Sektörlerin Rasyolarına Göre Cazip Hisseleri
Likidite senetleri nedir, özellikleri nelerdir gibi bilgileri açıkladıktan sonra geçerlilik süresine de değinmek gerekir. TCMB Kanunu 52. madde uyarınca bu senetlerin vadesi 91 günü aşamaz. Likidite senetlerinin süresi bu anlamda kısa vadeli yatırımcıların ilgi odağındaki bir ayrıntıdır. Likidite senetlerinin borsada herhangi bir şekilde işlem görmesi durumunda Sermaye Piyasası Mevzuatı’nın ilgili işlem görme, takas ve saklama hükümleri dikkate alınır.
Likidite senetleri, TCMB tarafından gerçekleştirilen ve piyasalardaki fazla naktin çekilmesini sağlayan bir araçtır. Dolayısıyla likidite senedi ne demek, süresi ne kadar gibi sorular, para politikaları açısından son derece önemlidir. Likidite senetlerinin kullanım alanları da yine ilgili mevzuat hükümlerince belirlenmiştir. TCMB bu senetleri piyasalarda bir teminat olarak kullanabilir. Öte yandan bu senetler ikincil piyasa işlemlerine de konu olabilir. İkincil piyasalarda görülen likidite senetleri TCMB’nin gerekli görmesi durumunda erken itfa edebilir.
Borsadaki alım satım işlemlerini gerçekleştirebilmeleri adına yatırımcılar tarafından aracı kurumlara birtakım emirler verilir. Aracı kurumların görevi söz konusu emirleri yatırımcının isteği doğrultusunda borsaya iletmektir. Bu sayede aracı kurumlar, yatırımcının talepleri doğrultusunda portföy yönetimini gerçekleştirebilir. Limit fiyatlı emir ne demek sorusunun yanıtını biliyor olmak ise bu aşamada yatırımcılar için avantaj sağlar. Borsa emir tiplerinden biri olan limit fiyatlı emir, talimatı veren alıcının işlemin gerçekleşmesini kabul ettiği en yüksek; satıcının ise satmayı onayladığı minimum tutardır. Bu, pek çok avantajı beraberinde getirir.
Doğru yatırımlar yapabilmek için limit fiyatlı emirler nedir ve hangi özelliklere sahiptir biliyor olmak gerekir. Alım satım işlemlerinde limit fiyatlı emir kullandığınızda yatırım aracının belirlediğiniz değere ulaşıp ulaşmadığını takip etmenize gerek kalmaz. Piyasa fiyatı belirlediğiniz tutara ulaştığında emriniz otomatik olarak işlenir.
Borsada Hisse Seçme Rehberi: Beta Katsayısı Mucizesi
Alım işleminin gerçekleştirileceği yatırımlarda limit emirleri en yüksek seviyelerde kullanılır. Satım işlemlerinde ise minimum tutarı sağlamak için limit fiyatlı emirler kullanılır. Piyasa emirlerinde olduğu gibi güncel fiyatın işleme alınmaması nedeniyle yatırımcı istediği tutar seviyesi için talimat verebilir. Diğer piyasa talimatlarından farklı olarak limit emirler, borsanın açık ya da kapalı olmasından etkilenmez. Limit fiyatlı emirlerin otomatik olması sebebiyle dilediğiniz günde ve saatte talimat vermeniz mümkün hâle gelir.
Borsada limit fiyatlı emir nedir sorusu kişiler tarafından merak edilir. Bu kavram fiyat ve miktarın belirlendiği talimatları tanımlar. Limit emir borsada en çok tercih edilen talimat tiplerinden birisidir. Söz konusu limit fiyatlı emirlerin gerçekleşmeyen bölümü işlem görmediği müddetçe geçerlilik süresi sonlanana kadar sistemde pasif olarak bekletilir. Limit fiyatlı emirler, talimatı veren kişi tarafından iptal işlemi gerçekleştirilmediği sürece ve yatırım aracı bireyin beklediği tutara ulaşmadığında belirlenen geçerlilik süresi boyunca devam eder. Emir için geçerlilik süresini baştan belirleyebilirsiniz.
Limit fiyatlı emir nasıl yapılır sorusu da pek çok kişinin aklına takılır. Almak ya da satmak istediğiniz varlık için maksimum ve minimum fiyatı aracı kuruma bildirmeniz bu noktada yeterlidir. Verilen limit emri, emir defterine işlenir. Piyasa fiyatı belirlediğiniz limite ya da daha iyi bir tutara ulaştığında işlem gerçekleşir. Piyasa fiyatının belirlenen limite ulaşmaması hâlinde ise işlem gerçekleşmez. Bu gibi durumlar göz önünde bulundurularak limit fiyatlı emir birkaç ay geçerli olacak şekilde verilebilir.
Likidite riski, finans kuruluşlarının bazen göz ardı ettiği fakat muhakkak farkına varmaları gereken bir olasılıktır. Bu riskle karşı karşıya kalan kuruluşlar ne yazık ki ileriye dönük hamleler yaparken iflas ya da haciz gibi ciddi problemlerle mücadele edebilir. Bu riske dair önlemler alınmadan önce “Likidite riski nedir?” sorusunun cevabının öğrenilmesinin faydası vardır.
Likidite riski; kuruluşların finansal yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlayan nakdi bulamamalarını ifade eder. Bu nedenle likidite riski yönetimi tüm finans kuruluşlarının etkin bir şekilde faaliyet sürdürebilmesi ve başarılarını devam ettirebilmesi için önem arz eder.
Likidite riski, bir kuruluşun finansal yükümlülüklerini karşılayamaması durumunda ortaya çıkar. Bu durumda ilgili kuruluş, nakit para sıkıntısı çekecek ve belki de uzun vadeli yatırımlarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalacaktır. Likidite riski, özellikleri bakımından incelendiğinde üç başlık altında toplanabilir. Bir işletme; bu risk ile aktif ve pasif vade dengelerini tutturamadığında, geri ödemeleri tahsil edemediğinde ve yüklü nakit çıkışı yapmak zorunda kaldığında karşılaşır.
Aktif – pasif vade dengesini tutturamamak, kuruluşların almış olduğu kredilerin süresinin toplanan mevduatın mühletinden daha uzun olduğu durumlarda ortaya çıkar. Vadesi dolan mevduat finans kuruluşundan çıktığı anda işletmede büyük bir nakit sıkıntısı oluşur.
Likidite sorununu ortaya çıkaran bir diğer neden de geri ödemelerin tahsil edilememesidir. Kuruluşun kasasına girmesi gereken para, paydaşlardan veya müşterilerden tahsil edilemediğinde işletmelerde büyük bir nakit ihtiyacı doğar. Aniden gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda kuruluşun kasasından yüklü miktarda nakit çıkışının yaşanması da likidite riskine neden olabilir.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
Bahsi geçen durumlar göz önünde bulundurulduğunda işletmelerin aktif ve pasif dengelerini iyi kurması gerektiği sonucu ortaya çıkar. Kuruluşlarda yükümlülükleri yerine getirecek kadar nakit olması her zaman için likidite sıkıntısını aşmaya imkân tanır. Örneğin bir işletmenin kasasında 3 ay boyunca nakit sıkıntısını giderecek ve yükümlülükleri karşılayacak likidite olması, bu riskin az olduğunu gösterir.
İşletmeler belirli teknikleri ve hesaplama araçlarını kullanarak likidite riskini kontrol altında tutar. Bu noktada, likidite riski nasıl hesaplanır sorusunun cevabı merak edilebilir. Cari oran hesaplama, bu riske dair verilerin elde edilmesini sağlar. Bu, işletmelerin cari aktiflerinin ve pasiflerinin birbirilerine bölünmesi ile hesaplanır. Elde edilen oran, kuruluşların borç ödeme gücünün ve sermayesinin yeterliliğini gösterir.
Söz konusu risk hesaplanırken kullanılan diğer bir rasyo da likidite oranıdır. Bu, cari verilere nazaran çok daha hassastır. Kısa vadeli borç ödeyebilme kabiliyetini ölçen bu hesaplama, özellikle stokların nakit paraya çevrilmesinin uzun zaman alacağı varsayımına dayanır. Nakit oran da likidite riski hakkında fikir veren bir hesaplama aracıdır. Bu, nakit ve benzeri gelir çeşitlerinin kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesi ile hesaplanır. Böylece kuruluşun, satışların düşmesi veya alacakların tahsil edilememesi durumunda kısa vadeli borçlarını ödeme kabiliyeti anlaşılır.
Likidite, bir varlığın veya menkul kıymetin piyasa fiyatını etkilemeden nakite dönüştürülebilme kolaylığını ifade eder. Bir başka deyişle, piyasada hızla alınıp satılabilme derecesinin tanımlanmasıdır. Nakit en likit varlık olarak kabul edilir. Üç ayrı likidite türü bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde listelenebilmektedir;
Bir varlığın likiditesi, o varlığın alımında veya satımında ne kadar basit bir şekilde nakite çevrildiği anlamına gelir. Nakit, piyasa değeri etkilenmeden hızlı ve kolay alınıp satılabildiğinden, likiditesi en yüksek varlık olarak kabul edilir. Tahviller ve hisse senetleri de oldukça likit varlıklar olarak nitelendirilir fakat likiditeleri güvenilirliklerine ve popülaritesine bağlı olarak değişebilir.
Likiditesi yavaş varlıklara örnek olarak ise gayrimenkul verilebilir. Bunun sebebi değerlerinin yüksek olmasına karşın fiyatlarının piyasaya göre dalgalanması ve satılmalarının nispeten zor olmasıdır.
Piyasa likiditesi, bir varlığın satın alınabileceği veya satılabileceği piyasa koşullarını ifade eder. Piyasa koşulları çok sayıda satıcı ve alıcıya açıksa, istediğiniz fiyattan alım veya satım yapmak daha kolay olduğundan, piyasa likiditesi yüksektir.
Likiditesi düşük piyasalar, daha az satıcı ve alıcının olduğu finansal piyasalardır. Bu durum, varlıkların istenilen fiyat satılmasını güçleştirir.
Bir borsada satışın hakim olmadığı yüksek bir ticaret hacmi varsa, alıcının hisse başına teklif ettiği fiyat alış ve satış fiyatları birbirine oldukça yakın olacaktır. Bu durum da yatırımcıların hızlı bir satış için beklenen kazançlarından vazgeçmek zorunda kalmamalarına zemin hazırlayacaktır.
Muhasebe likiditesi, bir bireyin veya şirketin finansal yükümlülüklerini likit varlıklarla yerine getirme kolaylığını, yani borçlarını vadesi geldiğinde ödeyebilme kabiliyetini ölçer. Bir şirketin hisse senetlerine bakan yatırımcılar, genellikle şirketin muhasebe likiditesini göz önünde bulundururlar. Çünkü bu yolla bir şirketin finansal sağlığının durumu belirlenebilir.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
Düşük likidite, piyasalarda alım satım için çok az fırsat olduğu ve varlıkların ticaretinin zorlaştığı anlamına gelir. Kriz dönemlerinde likiditenin düştüğü görülür. Örneğin, çok nadir ve değerli bir aile yadigarına sahip olabilirsiniz. Fakat, pazar yani alıcı yoksa, o zaman hiç kimse onun takdir edilen değerine yakın bir ödeme yapmayacağından, likiditesi oldukça düşük olacaktır.
Ancak likit varlıklar, tam değerleriyle ve düşük maliyetle kolayca ve hızlı bir şekilde satılabilir. Ayrıca şirketler fatura veya bordro gibi kısa vadeli yükümlülüklerini karşılamak için yeterli likit varlık bulundurarak iflasa yol açabilecek bir likidite kriziyle karşı karşıya kalmamalıdır.
Bir hisse senedi, piyasa fiyatına minimum etki ile hızlı bir şekilde alınıp satılabildiğinde likit olarak kabul edilir. Bunlar yüksek hacimlerde işlem görürler ve bu nedenle bir alıcının yaptığı hisse başına fiyat teklifi, bir satıcının kabul edeceği fiyata çok yakındır.
Büyük sermayeli şirketlere göre daha küçük borsalarda işlem gören küçük sermayeli şirketler genellikle daha yüksek likidite riskine sahiptir. Bu, bir alıcının teklif ettiği hisse başına fiyatın, bir satıcının kabul edeceği fiyattan çok farklı olabileceği anlamına gelir. Bu tür hisse senetleri spekülatif bir talep artışına tanık olduklarında çok fazla oynaklık yaşayabilirler.
Basit arz ve talep kuralı, bir hisse senedinin likiditesini belirlemeye yardımcı olur. Likit olan hisse senetlerinin yeterli arz ve talebi vardır, bu da alım satım işlemlerinin sorunsuz gerçekleşebileceği anlamına gelir.
Hacim, likiditenin başka bir göstergesidir. En likit hisse senetleri, çeşitli piyasa aktörlerinden büyük ilgi gören ve çok sayıda günlük işlem hacmine sahip senetler olma eğilimindedir.
Likit olmayan hisse senetleri daha geniş alım-satım aralıklarına ve daha az piyasa derinliğine sahiptir. Bu hisseler daha az bilinir, daha düşük ticaret hacmine sahiptir. Genellikle daha düşük piyasa değeri ve yüksek oynaklık görülür.
Oran analizi, bir şirketin veya bireyin varlıklarını borçlarını karşılaştırarak ödeme gücünü hesaplayan bir dizi denklemdir. Genellikle üç tür temel likidite hesabı kullanılır. Bunlar şu şekildedir;
Temel anlamda karşılığı “pay” olan lot, borsada ve forexte farklı birimleri ifade eder. Borsada tam olarak hisse payını ifade eden kavram, senetlerin kaç adet olduğunu belirtmek için kullanılır. Her biri 1 TL’lik nominal değere karşılık gelen hisse senedi adedi bu birim ile tanımlanır. Söz konusu forex olduğunda bu terimin karşılığı değişir. Hatta forexte lota karşılık gelen tek bir anlam yoktur. Kavram, her bir emtiada farklı bir büyüklüğü ifade eder. Bu terim, tasarruflarını forex piyasaları üzerinden değerlendiren yatırımcılar için işlemlerin pozisyon büyüklüğünü gösterir.
Piyasalarda lot içeren yatırımlara yönelmek, işlem hacmi için belirli sınırları göze almak anlamına gelir. Bu kavram, borsada 1 değerini ve tek tek artan değerleri ifade eder. Kaldıraç unsurunun bulunduğu forexte ise lot işlemi her zaman birer birer yükselmez. Digit adı verilen uygulama ile tam rakamların dışında virgüllü sayılar da devreye girer. Bu aşamada, mini ve mikro olmak üzere iki farklı detay ortaya çıkar.
Norveç Varlık Fonu'ndan Türk Şirketlerine 1,3 Milyar Dolar Yatırım!
İşlem hacimlerini belirtmek için kullanılan ve virgülden sonra yazılan sayılara digit adı verilir. Birim değerin boyutu, digitlere göre belirlenir. Bir işlem hacmindeki son digit, yani virgülden sonraki ikinci rakam 0 ise terimin başına mini ifadesi eklenir. Bu değer, yatırımcıların kullanabileceği minimum işlem hacminin büyüklüğünü gösterir. 0,30 / 0,80 / 1,40 / 2,60 gibi işlem hacimleri, bu değerlere örnek olarak gösterilebilir.
Mikro sistemde, virgüllü işlem hacimlerinin son digiti dikkate alınır. Fakat burada son digitin, yani virgülden sonraki ikinci rakamın 0’dan farklı olması gerekir. Mikro işlem hacmi örnekleri ise 0,03 / 0,08 / 1,14 / 2,66 şeklindedir.
Lot hesabı; yatırım yapılan alan, emtia ve CFD ürünlerine göre değişiklik gösterebilir. Çünkü her ortamda farklı bir kavram ve ölçüt mevcuttur. Borsadaki hisse senetlerinde her zaman 1 olan bu değer, forexte ve diğer emtialarda farklıdır. Bazı CFD ürünlerindeki 1 lota karşılık gelen pozisyon büyüklüğüne ve hesaplama işlemlerine aşağıdaki gibi örnekler verilebilir.
Birim değer karşılıkları, yatırım yapılan borsaya göre farklılık gösterdiği için tercih edilen yatırım alanı emtia üzerinde ayrıca hesaplanır. Bu işlem için birlikte çalışılan aracı kurumdan danışmanlık alınabilir.